Gezi Parkı direnişine ilişkin açılan dava devam ediyor. İfade veren davanın sanıklarından Hatice Tuğşen: Coplarla polisler darp etti. 48 saatte yalnızca 1 kez yemek verildi. Çıplak aramaya maruz bırakıldık. Çırılçıplak soyup ıkınmamı istediler
9-10 POLİS ÜSTÜME GELİP AĞIR ŞEKİLDE DARP ETTİLER
Duruşmada savunma yapan üniversite öğrencisi Mustafa Emrullah, 2 Haziran 2013 gecesi Üsküdardan Beşiktaş a arkadaşını ziyaret etmek için geçtiğini belirterek, Arkadaşıma giderken, daha önceden atılmış gaz bombasından etkilenip öğrencisi olduğum Bahçeşehir Üniversitesi kampüsüne sığındım. Beşiktaş Çarşıya girmek istedim, ancak Barbaros Bulvarı girişi polis tarafından tutulmuştu. Akaretler tarafına yürüdüm, ancak polis orayı da tutmuştu. Geri dönerken, dinlenmekte olan çevik kuvvet polisi bana laf attı. Evine git birader dedi. Daha sonra ağır küfürler etti. 9-10 polis üstüme gelip ağır şekilde darp ettiler dedi.
BEYİN SARSINTISI GEÇİRİYOR OLABİLİRDİM
Polislerin kafasına kaskla vurduğunu iddia eden Emrullah, Darpın etkisiyle kendimde değildim. Otobüse ters kelepçeli olarak bindirildim. Kafam kanıyordu. Gözaltına alınan diğer şahıslar kafamın kanamasını durdurmak için kafama tişört tuttular. Polisler bunu yapanlara da küfür etti. 2 saat tıbbi yardım yapılmadı. O sırada beyin sarsıntısı geçiriyor olabilirdim diye konuştu.
ÇIPLAK ARAMAYA MARUZ BIRAKILDIK
Kabin memuru sanık Hatice Tuğşen Akyol da, 5 Haziran 2013 günü saat 20.00 civarında arkadaşının kendisi ve diğer arkadaşı Arzu Kurtu Gümüşsuyu Caddesinin başında bıraktığını belirterek, Hiçbir olay yoktu. Gezi Parkının oraya gittik. Birkaç saat oturduktan sonra, eve dönmek için taksiye binmek amacıyla indiğimiz yere geri döndük. Bir anda gaz bombaları atıldı. Mecburen herkesle birlikte İTÜnün merdivenlerine doğru kaçmaya başladık. Arzu Kurt ile birlikte birbirimize tutunup çöktük. Tam o sırada coplarla polisler ikimizi darp etti. 48 saatte yalnızca 1 kez yemek verildi. Çıplak aramaya maruz bırakıldık. Çırılçıplak soyup ıkınmamı istediler diye konuştu. Kabin memuru sanık Arzu Kurt ise, Bana sinkaflı küfürler edildi. Anadan doğma şekilde Hatice gibi aramam yapıldı. Suçlamaları kabul etmiyorum diye konuştu.
GEZİ PARKI RAPORUNDA İLGİNÇ TESPİTLER!
NE GÜZEL ORUÇ TUTMUŞLAR
Suçlamaları kabul etmeyen tutuksuz sanık Yılmaz Tüzenin avukatı Melis Dalgıç da şunları söyledi:
Gözaltına alınanların bana anlattıkları ve gördüklerimle ilgili olarak, şahısların aç ve susuz bırakıldığını Baroya da, Cumhuriyet Savcılığına da bildirdim. Önlem alınması gerektiğini vurguladım. Hatta bu durumu, ismini hatırlayamadığım bir savcı ile görüştüğümde, ona sanıklar aç-susuz dediğimde, Ne güzel, oruç tutmuşlar dedi.
GEZİ PARKI EYLEMLERİNİN ÇARPICI RAKAMLARI
SOMADA PARA HIRSINA KURBAN EDİLEN MADENCİLERİ SAYGIYLA ANIYORUM
Evli ve 1 çocuk babası olan lise mezunu sanık Yücel Demir ise, savunmasına, Somada para hırsına kurban edilen madencileri saygıyla anıyorum diyerek başladı.
1 Haziran 2013 günü saat 12.30 sıralarında Galatasaray Lisesi önünde gözaltına alındım. Gözaltına alındıktan sonra 15 saat bir polis otobüsü içerisinde hapsedildik. Neredeyse nefes almamıza dahi müsaade edilmedi. Orada olmamın nedeni, hükümetin doğayı katleden uygulamalarına olan tepkimdir. Kanunsuz bir gösteriye katılmak gibi bir amacım da yoktu. Suçlamaları kabul etmiyorum.
SİZİN YÜZÜNÜZDEN 48 SAATTİR ÇALIŞIYORUZ, EVE GİDEMEDİK
Yönetmen ve senarist sanık Ahmet Küçükyalı da, Gözaltına alındıktan sonra çevik kuvvet otobüsüne bindirildiğimde, bir tane görevli koltuklara sopa ile vurarak, Sizin yüzünüzden 48 saattir çalışıyoruz, eve gidemedik diye bağırdı. Telefon görüşmesi yaptırmadılar, yiyecek vermediler, tuvalete bir defa gitmeme izin verildi. Suçlamaları kabul etmiyorum. Ben Kültür Bakanlığına eser veren ve bu kapsamda çalışma yapan senaristim, aynı zamanda yapımcı ve yönetmenim. Kanun dışı faaliyet içerisinde olmam söz konusu değil, beraatime karar verilsin diyerek kendini savundu.
İSTESEYDİM KAÇARDIM, YAKALAYAMAZLARDI. BEN MİLLİ TAKIM RAGBİ OYUNCUSUYUM
Polis tarafından darp edildiğini iddia eden Ragbi Milli Takım oyuncusu Doğan Doğan da, Akrep denilen araca sokuldum. İçeride benim gibi 5 şahıs daha vardı, bizi darp ettiler. Ardından başka bir araca bindirildim ve burada da darpa uğradım. Ancak herhangi bir müdahalem olmadı. İsteseydim kaçardım, yakalayamazlardı. Zira ben Milli Takım ragbi oyuncusuyum. Tüm bunlara rağmen darp edildim ve çok ağır hakaretlere maruz kaldım dedi.
40 POLİS BANA TEKME ATARAK KÜFÜR ETTİ
Doğan, savunmasına şöyle devam etti:
İstanbul Emniye Müdürlüğü binası önünde araçtan indiğim sırada, yakalananlar kaçmasın diye otobüsün önünde yaklaşık 40 tane polis vardı. Ben bunların arasından geçerken, hepsi bana tekme atarak küfür ettiler. Benim dışımda araçtan inenlere de bu şekilde vurdular. Aralarında kızlar ve Erasmus bursu ile gelen yabancı öğrenciler de vardı. Ben bunların da dayak yediğini gördüm.
KOLUMDA MUSTAFA KEMAL ATATÜRK İMZASI OLAN DÖVME VAR DİYE ANNEM VE BABAMA KÜFÜR EDİLDİ
Sanık İlker Yeniay ise, Mustafa Kemal Atatürk dövmelerimden dolayı polis bana laf attı. Ben de kendisine cevap verince, aramızda arbede çıktı. Başka bir polis aramıza girdi. Daha sonra bir arabaya sevk edilip 20 saat tutuldum. Nezaretteyken kemerimiz alındığından pantolonum düştü, bu yüzden de polisle aramda tartışma çıktı. Detaylı aramadan geçtim ve burada sinkaflı küfürlere maruz kaldım. Benim babam emekli astsubaydır. Kolumda Mustafa Kemal Atatürk imzası olan dövme var diye polis tarafından annem ve babama küfür edildi dedi.
Duruşma, diğer sanıkların savunmalarının alınması için yarın sabah saat 09.30′a ertelendi.
http://sozcu.com.tr/2014/gunun-icinden/gezi-davasinda-sok-ifadeler-513457/