- 28 Haziran 2011
- 60.178
- 151.495
- Konu Sahibi defnegulucu
- #41
Aynı hissi verdi resmen, çocukluğuma gittimaynen yaa
onu da okursun okursun hiçbir şey olmaz
bu da öyle
Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
Aynı hissi verdi resmen, çocukluğuma gittimaynen yaa
onu da okursun okursun hiçbir şey olmaz
bu da öyle
Ne Defne'yim ne Yasemin. O zaman kendime bir çiçek ismi seçmişim, şimdi biraz daha başka bir çiçek olarak; Yasemin olarak cevap vermek istedim. Okumanız çok tatlı :)Neler oluyor asla anlamadım , kiminle konuşuyorsunuz?? Siz defne iseniz yasemin kim
Bi de benim yaşarken ne kadar şiştiğimi düşün :)15 yaşındaki haline yazmış..
değişen bir şey olmamış şiştim
Okumamla dalga mı geçtiniz yoksa?Ne Defne'yim ne Yasemin. O zaman kendime bir çiçek ismi seçmişim, şimdi biraz daha başka bir çiçek olarak; Yasemin olarak cevap vermek istedim. Okumanız çok tatlı :)
Hayıııır, emek verip bunca şeyi okuduğunuz için teşekkür etmek istemiştim <3Okumamla dalga mı geçtiniz yoksa?
Bu da bir kendine doğru gelişin hikayesi bence, o arada saçmalamak da gerekiyor. Bir insan 15 yaşında saçmalamayacak da ne zaman saçmalayacak? Bir insan çocukluk aşkını güzel hatırlamayacak da ne yapacak? Ben şimdi 15 yaşındaki bir kızın hikayesini okusam derim ki "Çok tatlısın, ne hissediyorsan akışına bırak, kimsenin de kendi hayat hikayesini sana tavsiye olarak empoze etmesine izin verme".yaaa o zamanlar okypete moddu ya teee 2015 yılı
konu sahıbı kendı konusunu kendısı hortlartmıs eskılere gıttım
yalnız varya eskıden ne ponçik bır ınsanmısım
suraya bunları yazmısım
sımdı olsa kısaca sacmalama kendıne gel yazarım
Bu da bir kendine doğru gelişin hikayesi bence, o arada saçmalamak da gerekiyor. Bir insan 15 yaşında saçmalamayacak da ne zaman saçmalayacak? Bir insan çocukluk aşkını güzel hatırlamayacak da ne yapacak? Ben şimdi 15 yaşındaki bir kızın hikayesini okusam derim ki "Çok tatlısın, ne hissediyorsan akışına bırak, kimsenin de kendi hayat hikayesini sana tavsiye olarak empoze etmesine izin verme".
O zaman da cevap verdiğiniz için, şimdi de cevap verdiğiniz için teşekkür ediyorum. :)
Sevgili Kudra Abla,Sevgili defne yasemin;
Aradan koskoca 6 yıl geçmiş ama sen yerinde saymışsın. Değişimlere bu kadar kapalı olman beni bir miktar üzdü. Kendini geliştirmelisin.
Sevgiler, kudra ablan.
Canım aslında o yılda ki yazım tarzına göre çok olgun olduğunu düşündüm. Şuan da uzerine katmışsın belli ki, çok havada yazdigin için anlaşılmıyor ama o kadar zaman üzerine şuan ne yaptığını çok merak ettim. Bunca geçen yıl senin için olumlu olarak ne kattı hayatınaSevgili Kudra Abla,
Kendi çocukluğuma "Merak ediyorsan o konularda hâlâ hiçbir halt olmadı" diye mesaj yazmış olmam beni kendini gelişmemiş yapmaz bence. Kendimi maddi, manevi, sosyal, akademik birçok açıdan geliştirdim çok şükür. O konularda spoiler verip Defne'nin heyecanını bozmak istemedim. Ama yine de fikrini merak ettim. Ne olsa yeterince değişime açık sayardın beni? Kendimi hangi konuda geliştirememişim?
Sevgiler,
Yasemin
Ben Defne'yi hep hatırlıyordum ki. Onun ilkinin sonu olması istediğini bildiğim için sonu olmayacağından emin olduğum çok hoşlandığım kişilere yüz vermediğim oldu. Onun bir duyguyu yoğun yaşayabilme kapasitesini hatırlayıp "Helal olsun" dedim, kalbim hep hızlı çarptığında "Sen heyecanlı birisin, kendine ait bu özelliği koruduğun için teşekkür ederim" dedim. Şimdi de Defne'ye yazılı bir şeyler iletmek istedim, hepsi bu. Şifreyi de kendimi onun yerine koyup bir iki şey deneyip buldum, çok zorlamadı.kesinlikle doğru diyorsun da aklıma takılan
2015 yılında üyelik alıp sadece bu konuya yazıp çıkmışsın, şimdi yıl 2021 yine girip "ben böyle bir şey yazmıştım" ı nasıl hatırladın? hatta şifreni vs nasıl buldun?
Bı 6 yıl sonra tekrar güncelle bunu defnecim , o zaman çok güleceksin bu yazdıklarına , çok tatlısın gerçekten , kendi adıma bu güncellemeyi okumak çok hoşuma gitti , bir ergen annesi olarak oğluma sürekli anlattığım şeyler var mesajında , büyümenizi izlemek çok keyifli ve bir o kadar da yorucu gerçi ama şansın bol olsun , kalemine saglikSevgili Defne,
Sana gelecekten mektup var. Okumak ister misin? Okusan olanlar değişir mi, sanmam. O yüzden neler oldu hayatında anlatıyorum.
Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim; o çocuğu unuttun, kolay kolay aklına gelmiyor. Ama nerede ne okuyor biliyorsun. Üzülebilirsin belki ama sana onu hatırlatan ve ömür boyu her gün dinleyeceğini düşündüğün o 3 şarkıyı o kadar da çok dinlemiyorsun, dinlediğinde de yüzünde buruk bir gülümseme oluyor, kendi haline kocaman sarılasın geliyor. Ev telefon numarasını hâlâ hatırlıyorsun ama hayali artık kalmadı ve bu kadarı artık yeterli gelmiyor hatırlamak için. İnsan şükür ki unutabilen bir varlık. Ama sen, yine şükür ki, hafızası biraz daha iyi bir insansın ve 2 yıl biraz kısa bir süre. Ki 2 yıl senin ömrünün %13'ü, senin için oldukça yüksek bir oran; benim hayatımın %9'u, yine yüksek bir oran ama bir ömür de değil; öyle büyük laflar etmemekte yarar var yani.
Kuzum, hiçbir şeyi bu kadar içine atman gerekmiyor diyesim geliyor ama itiraf edeyim... sen her şeyi içine atıp ideal çocuğu oynadığın için ben senin ekmeğini yiyorum; insanlar benim farklı fikirlerime, duygularıma saygı gösteriyor, sana gösterdiklerinden birazcık daha fazla. Ama sana ne kadar göstereceklerini de bilmiyoruz, değil mi? Her şeye rağmen ben de bu aşkın başladığı günlere baktığımda "Aslında şu kişiyle konuşsam olurmuş" diyeceğim biri göremiyorum hayatımda, ah pardon hayatında. Ne o çevrendeki ergenliğin en yoğun zamanlarındaki sınıf ne ailen; kimse seni ciddiye almazdı, baksana burada bile küçümseyenler olmuş. Ama bu mektubu yazdığın zaman diliminde unutma ki birkaç ay, belki de gün sonra okul başlayacak ve çok güzel bir çevrenin içinde olacaksın. Neyse, ben seni seviyorum Defne; benimle istediğin zaman konuşabilirsin bunları, ben senin için buradayım. Saçlarını örmemi istiyorsan öreyim, sırtını sevmemi istiyorsan yat dizime seveyim.
İlk önce şunu bir konuşalım, o çocuk çok da kibar bir çocuk değildi. Yan sınıftaki kızlarla sınav notlarıyla ilgili bir agresifliği olmuştu ve sınıfta ikinizin de sevmediği o kıza karşı da çok kaba davranışları olmuştu. Asosyal biriydi, ama buna laf edemem, çünkü şu an sen de biraz asosyalsin. Evet canımın içi, sosyal olmak her müsamerede çıkıp şiir okumak değil ne yazık ki. İnsanlarla oturup konuşmak, muhabbet etmek, anlaşıldığını hissetmek o kadar güzel ki. Kafanı kaldır, çevrene bak. Şu an depresyondasın güzelim, bunun adı bu. Başın da duygularını içine attığın için ağrıyor ama onu çözmen için daha çok vakit var, alış o ağrılara, henüz o çözülmenin acısına hazır değilsin canım; geçecek ama. Konuyu saptırmadan dönelim, peki sen onu neden kibar görüyordun? Senin gözlerinden bakmaya çalışıyorum, ne kibarlığını gördün, ben hatırlamıyorum. Laf olsun diye mi dedin acaba?
Çevrendeki en doğru kişi gerçekten de o gibi görünüyordu. Ama birini en doğru yapan derslerdeki başarısı değil bebeğim. Bunu inan öğrenmemiz zaman alıyor.
Sen bir hikayenin sonunda; bir belirsizliğin başında, minik ipuçlarıyla bir mektup yazmış ve geleceği görmek istemişsin. Şimdi gelelim benim hikayeme. Ben de geleceği görmek istiyorum.
Ben Yasemin. Ortaokulda çok büyük bir aşk zannettiğim hoşlantımı 9. sınıfın sonundaki yaz buraya yazmamdan muhtemelen kısa süre sonra, matematik olimpiyatlarına çalışmak için okula erkenden başladık. O son paragrafta bahsi geçen çocukla birlikte. Çocuğun boyu o yaz 1.83'e çıkmış, bıraktığımızda da 157 falandır anca. Derslere devam ettik öyle. 10. sınıfta en önde oturdum, onun en önde oturacağını biliyordum çünkü. İki çocuğun karakterinin benzediği falan yok bu arada; ilkini hiç tanımıyorum, o ayrı mesele. Tek ortak noktaları ikisi de sınıfın dersleri en iyi erkeği ve soğuk tipler.
Biz bu çocukla 10. sınıfta biraz samimi olur gibi olduk bu olimpiyat dersleri vs. derken. Sonra bana bir anda normal zamanlarda bile it gibi davranmaya başladı; yüzüme bakmıyor, doğru düzgün cevap vermiyor, mesaj atıyorum görüldü atıyor. Ben gelemedim böyle şeylere, senin kadar da uslu bir kız değildim artık, zamanla sınırları yok ediyordum. Bir gün görüldü atınca açık açık "hayırdır, ne yaptım sana" temalı atarlı bir mesaj yazdım, düzgün ve kibar bir şekilde cevaplayıp gönlümü aldı. O gün aslında babası ameliyat olmuş ama bunu bana söylememişti, ben bunu ertesi gün hocalardan birinden öğrenmiştim, vicdan azabı sardı beni böyle bir günde ona nasıl böyle ters yaptım diye. O olaydan sonra daha mesafeli ama içten içe de bir muhabbetliydik, en azından ben öyle hissediyordum. Mesajlaşmalarımız noktalı virgüllü, ders içerikli ama benim gözümde çok özel. O çocuğa kaptırdım da kaptırdım kendimi.
Daha soğuduğum ve daha yakın hissettiğim zamanlar oldu. Ama platoniklik serüvenimiz orada da devam etti. Ve senden farklı olarak ben kendime bile itiraf etmiyordum bunu. Sorsan duyguları konusunda en rahat insan gibi davranırım, birine sana kırıldım derim, kendimi çok güzel ifade ederim vs ama sevdiğimi söyleyemiyorum, kendime bile. Liseden üniversiteye geçerken bir helalleştik. Tam o yaz, bu çocuğun bana karşı bir hissi olmadığını kabullendim ve beni seven, bana da hoş görünen birine şans vermeye kalktım; olmadı. Engelledim o çocuğu olayların (ya da olmayanların) sonunda. Sonra bunun için suçlu hissettim, bir süre de bunun depresyonuna girdim. O sırada üniversite için şehir değiştirdim, yeni bir hayata alışmaya çalıştım. Bundan kendime gelmeye başladığım zamanlarda, bir sebeple lise boyunca hoşlandığım çocukla konuşmaya başladık ve kim görüldü atacak diye bir kavgaya girdik, bu da bitmek bilmez bir konuşmaya neden oldu. Ama bitmek bilmez diye de bir şey yok işte. Biz çok samimi gibiydik, en yakın arkadaşlarındandım, o da benim çok yakınımdı. Ben bunu hissediyordum. Arada bazı mesajlarıyla benden hoşlandığını mı ima ediyor, anlayamıyordum. Sonra bir gün geldi, üniversiteye girdikten iki yıl sonra "Ben bu konuşmanın bitmesini istiyorum" dedi, "tamam" dedim, nedenini bile soramadım, öylece kabul ettim.
Aradan bir yıl geçti, arada sınıf grubunda bir iki mecburi konuşmamız haricinde konuşmamız olmamış, bana "doğum günün kutlu olsun" diye mesaj attı. Ben de o bir yıl içimde biriktirdiğim öfkeyi boşalttım, birkaç ay içinde gönlümü aldı, ya da ben kendi gönlümü almayı tercih ettim. Ama birkaç hafta önce bir mesajda laf soktum, yine kendini açıklamaya kalktı, biraz daha konuşturmaya kalktım, zorlaya zorlaya ağzındaki baklayı çıkarttım, beyefendi dedi ki "ikimiz de evlenince konuşmamız artık doğru olmaz". Benim için de ipler orada koptu, konuşmayı bitiriverdim.
*** Eh madem sen ipucunu vermişsin, ben de vereyim. Üniversitede biri var; hayata bakış açımız, istediklerimiz, beklentilerimiz çok farklı. Asla sevmek istemiyorum onu. Ama gözüm kayıp kayıp duruyor bugünlerde. O da benimle konuşmaya geçmek istiyor, fark ediyorum. Ama beni sevmeyeceğini, benimle uzun vadeli bir şey istemediğini de çok iyi biliyorum. İlgisini çekiyorum, hepsi bu. Gelecekten mektup bekliyoruz madem, soralım: Ona karşı duruşun nasıl oldu, güzel oldu mu? Şu an hayatında yok, değil mi? Hadi seni ve cevabını bekliyoruz. :)
Bı 6 yıl sonra tekrar güncelle bunu defnecim , o zaman çok güleceksin bu yazdıklarına , çok tatlısın gerçekten , kendi adıma bu güncellemeyi okumak çok hoşuma gitti , bir ergen annesi olarak oğluma sürekli anlattığım şeyler var mesajında , büyümenizi izlemek çok keyifli ve bir o kadar da yorucu gerçi ama şansın bol olsun , kalemine saglik
O zaman gerçekten de ergenliğini hakkıyla yaşayan bir ortam içindeydim. O ortamın içinde olması gerekn halde olmayıp çevremi suçlamışım, ben garipmişim oysa ki, çevremdekiler yaşının gerektirdiği gibi davranıyormuş :)Canım aslında o yılda ki yazım tarzına göre çok olgun olduğunu düşündüm. Şuan da uzerine katmışsın belli ki, çok havada yazdigin için anlaşılmıyor ama o kadar zaman üzerine şuan ne yaptığını çok merak ettim. Bunca geçen yıl senin için olumlu olarak ne kattı hayatına
Harika bir gelişim olmuş, seni çok tebrik ediyorum. Özellikle kendini ifade etmene bayıldım.ben senden çok büyüğüm ama böyle güzel anlatamazdım kendimi. Gerçekten güzel değişimler olduğu çok belli hayatında. Eminim üniversite hayatin bittiğinde daha da güzel yerlere geleceksin. Çok başarılı bir kişi görüyorum ben karşımda ve çok olgun. Iyi bir kariyer bekliyor seni diye düşünüyorum. Güzel kapılar açılsın güzel insanlar çıksın karşınaO zaman gerçekten de ergenliğini hakkıyla yaşayan bir ortam içindeydim. O ortamın içinde olması gerekn halde olmayıp çevremi suçlamışım, ben garipmişim oysa ki, çevremdekiler yaşının gerektirdiği gibi davranıyormuş :)
Bu yıllar içinde kendimden olumlu olarak ne azalttığımı da dahil ederek yazmaya çalışalım bakalım:
Aklıma gelen olumlu değişiklikler bunlar. Şu an önümde vizeler için çalışmam gereken koca koca kitaplar, sizlerle konuşuyorum :) Okuduğum üniversite, bölüm iyi biliniyor. İlk tercihime birincilikle girdim. Ama o hırs arınması sonrasında birinci olarak devam etmiyorum (iyi ki). Ama derslerimden çok keyif alıyorum ve birinci olmasam da başarılı bir öğrenciyim. Üniversite sınavı derecem sebebiyle okulumdan ve devletten burs alıyorum, o da geçimimi rahatlıyor, ailemden harçlık almama gerek kalmıyor, bu da iyi hissettiriyor.
- Baş ağrılarımdan kurtuldum. Daha stresli, daha duygularını bastıran biriydim; bu bana zarar veren bir özelliğimdi, bunu azalttım.
- Fazla hırslarımdan kurtuldum. Vücudum, ruhum hafifledi. Birinci olmaya değil, yaptığım işten keyif almaya daha çok odaklanan bir insan oldum.
- Romantik ilişkilerde kendimi geliştiremesem de çok güzel arkadaşlıklar kurdum. Arkadaş ortamlarımın genelde toplayıcısıyım, sevdiğimi ve sevildiğimi hissediyorum. Bu çok kıymetli benim için.
- Ailemle ilişkim daha sağlıklı. Onların beklentisini karşılamayan bir fikir ve davranışta olduğumda dahi ilişkimizi sağlıklı kurabiliyoruz. Bu bir süreç içinde oldu, süreç içinde daha da sağlıklılaşacağını umuyorum. Bu hayattaki en büyük önceliğimin onlar olduğunu ve yapılabilecek fedakarlıkların en büyüğüne onların değer olduğunu anladım. Çünkü böyle bir sevgi bağı başkasıyla kurulamıyor.
- Gezdim. 17 yaşında istediğim kadar olmasa da gezdim. O da 17 yaşındaki kendime sözüm olsun, o işi de halledeceğiz Allah ömür ve imkan verirse.
- Bir ortaokul öğrencisine özel ders verme imkanım olduğunda bir çocuğa bir şeyler öğretmenin insanı ne kadar iyi hissettirdiğini gördüm. Ve sahip olduğun bilginin aktarılabildiğinle sınırlı olduğunu gördüm.
- Mekanlara bağlılığım azaldı. Farklı bir şehirde yaşamayı tecrübe ettim.
- Bazı sevdiklerimin ölümünü gördüm. İnsan olduğumu, limitlerim olduğunu, her zaman işlerin planlandığı gibi gitmediğini gördüm.
- Birkaç dost kazığı tecrübem oldu :) Onlardan da çok şey öğrendim. Ama insanlara güvenmemem gerektiğini öğrenmedim. Bence hâlâ herkes güvenilmeye değiyor. O konuda akıllanmadım. Akıllanmamamı bilinçli ve olumlu bir tercih olarak görüyorum. Benim kim olduğuma dair bir şeyler söylüyor bence. İnşallah bu konuda akıllanacak kadar büyük sorunlar yaşamam.
- Bir proje koordine ederken iletişime dair birçok şey öğrendim. Israr etmek ve kabul etmek arasında tercihin ne zaman nasıl yapılacağına dair bir şeyler öğrendim.
Daha da öğreniyorum. Bu konularda ve daha sorunu fark edemediğim konularda da daha çok gelişeceğim inşallah. Hadi bu da geleceğe bir mektubun bir partı olarak kalsın burada.
Muhtemelen. Bugünkü duygularımız bunlar, elimizde bunlar mevcut :) Allah yardımcınız olsun, bir çocuğun serüvenini en çok merak eden kişileri, ergenliğin doğası gereği, o süreçten dışlamak durumunda kalıyoruz. Uzaktan izleyip elinden bir şey gelmemek zor olmalı. Ben o yaşlarda kendimin anne olduğu zamana bir ergenin annesinden neler beklediğine dair bir mektup da yazmıştım. Ama kim bilir benim çocuğumun beklentileri ne kadar farklı olacak :)Bı 6 yıl sonra tekrar güncelle bunu defnecim , o zaman çok güleceksin bu yazdıklarına , çok tatlısın gerçekten , kendi adıma bu güncellemeyi okumak çok hoşuma gitti , bir ergen annesi olarak oğluma sürekli anlattığım şeyler var mesajında , büyümenizi izlemek çok keyifli ve bir o kadar da yorucu gerçi ama şansın bol olsun , kalemine saglik
Çok teşekkür ediyorum. Umarım siz de serüveninize vakit ayırıp nerede ne yaşadığınızı ne hissettiğinizi düşünürsünüz, hayatınızın ince ayrıntılarını fark eder ve hikayenizin ne kadar size uygun, tam üzerinize dikilmiş gibi olduğunu görürsünüz; varsa potlukları düzeltirsiniz.Harika bir gelişim olmuş, seni çok tebrik ediyorum. Özellikle kendini ifade etmene bayıldım.ben senden çok büyüğüm ama böyle güzel anlatamazdım kendimi. Gerçekten güzel değişimler olduğu çok belli hayatında. Eminim üniversite hayatin bittiğinde daha da güzel yerlere geleceksin. Çok başarılı bir kişi görüyorum ben karşımda ve çok olgun. Iyi bir kariyer bekliyor seni diye düşünüyorum. Güzel kapılar açılsın güzel insanlar çıksın karşına
Ah ben istediğim kariyer hedefime ulaşamadım. Yapar mıyım bilmiyorum ama çok çok istiyorumÇok teşekkür ediyorum. Umarım siz de serüveninize vakit ayırıp nerede ne yaşadığınızı ne hissettiğinizi düşünürsünüz, hayatınızın ince ayrıntılarını fark eder ve hikayenizin ne kadar size uygun, tam üzerinize dikilmiş gibi olduğunu görürsünüz; varsa potlukları düzeltirsiniz.
Kariyer anlamında biraz nasipliydim. Herkesin diğerlerinden biraz daha ilerde olduğu bir konu oluyor bence. Acaba sizinki ne?
Kesinlikle öyle , hepimiz değişiyoruz ancak yaş aldıkça bu değişim daha başka oluyor , ben şu anda 43.senemden 33.seneme baktığımda bambaşka şeyler hissediyorum , 20 ye baktığımda ise gulumsuyorum ve bence gerçekten en sasilasi zamanlarimiz 20 ile 25 arası , sonrası farklı bir boyuta evriliyoruz.Muhtemelen. Bugünkü duygularımız bunlar, elimizde bunlar mevcut :) Allah yardımcınız olsun, bir çocuğun serüvenini en çok merak eden kişileri, ergenliğin doğası gereği, o süreçten dışlamak durumunda kalıyoruz. Uzaktan izleyip elinden bir şey gelmemek zor olmalı. Ben o yaşlarda kendimin anne olduğu zamana bir ergenin annesinden neler beklediğine dair bir mektup da yazmıştım. Ama kim bilir benim çocuğumun beklentileri ne kadar farklı olacak :)
Ama aynısı sizin için de geçerli olabilir bence. Bir 10 yıl sonra siz de şimdiki dertlerinize, tasalarınıza gülüp geçebilirsiniz. İnsanın her gün gelişiyor olmasının mükemmelliği bu. İyi ki böyle. :)