gel kırık tuş olma

husel

er:)
Kayıtlı Üye
16 Temmuz 2007
1.849
18
46
Sevgili Karıcığım,
Seni kırdım biliyorum. Bu cümleyi ilk kez söylüyor değilim sana. Ve ne çareki son kez olmayacak. Hepimiz hayatta mükemmel olmaya çalışıyoruz, karşımızdakindende mükemmellik istiyoruz. Belki buna hakkımız var. Ama küçük hatalarımıza rağmen yine de güzel birşeyler yapabiliyor değil miyiz?
Hatırlıyormusun senin için ilk kez demlediğim çayı. Suyunu tam ısınmadan koyduğum için tatsız tuzsuz, bulaşık suyu gibi birşey olmuştu. Fakat sen yinede içmiştin. Ki hala hatırlarız bu güzel günü. Zar zor içtiğin o çay içtiğimiz en güzel çaylardan biri olmuştu.
Bir keresinde de sen ayağına dar gelen bir ayakkabı almıştın. Ben uyarmıştım ama sen ayakkabı numaranın küçük olduğunu öne sürerek illede onu giymek istemiştin. İlk hafta çektiğin sıkıntıları hatırlıyorum. Sonunda ayakkabıyı giyememiştin. Zarar etmiştik. O ayakkabıyı alırken inatla gözlerimin içine bakıp,küçük ayakkabı almada ısrar edişini hayal ediyorum şimdi. Hırçın bakışların, çocuksu yüzünde şimşek gibi parlamıştı.İ lk defa korkmuştum senden. Ne zaman senden uzak kalsam, yüzünün o çocuksu halini düşünür tebessüm ederim. Şimdi olduğu gibi..

Sen benim çoraplarımı sık sık kaybedişime şaşırırsın. Bense hala daha bilgisayara dokunmanı engelleyen o tuhaf korkunu anlayamamışımdır.

Evlenmeden önce uzun uzun yaptığımız konuşmaları, birbirimizi yoklamaları hatırlıyorum da..Bunların hiçbiri yoktu hesaplarımızda. Ne senin bana her öğün balık yemek isteyip istemeyeceğimi sormak aklına geldi, ne de benim aklıma senin işkembe çorbası yapmaktan nefret edip etmediğini sormak aklıma geldi.

Başka şeyler, büyük şeyler konuşmuştuk. Senin her şakayı ciddiye alacağın ara sıra bü yüzden küseceğin evlilik öncesi hesaplarımda yoktu. İhtimal ki sen de benim dağınık bir adam olduğumu tahmin etmiyordun. Bozulan cihazların sen ancak beş kez söyleyince tamir ettireceğimi hiç düşünmemiştin.

İnan bana, çoraplarımı kaybetmekten hoşlanmadığım kadar, çorabımın nerede olduğunu hemen söylemen bana tarif edemeyeceğim bir mutluluk veriyor. Hele de şakalarıma önce kızıp sonra dönüp tebessüm etmen benim için dünyanın en müthiş zevki. Bu zevkleri seninle paylaşacağımı hiç düşünmemiştim.

Hiç olmazsa daktilomun dökülen tuşlarını tamir ettirmek için ısrarcı degilsin. Bak ben böyle de yazabiliyorum. Sen ise detaycısın, ayrıntıları inceden inceye düşünüyorsun. Bir şeye başlamak için illa da her şeyin tamam olmasını istiyorsun. Ben hep kolay tarafından bakmayı yeğledim hayata. Aslında, ben de zaman zaman senin gibi ayrıntıcı olmayı düşünüyorum.Hevesleniyorum ama olmuyor işte..

Şimdi saydım tam kırkbir tane tuş var daktilomda. Bunlardan biri eksik. Alıştım her defasında o harf yerine e yazmaya. Fakat küçük bir tuşun eksikliği sana mektup yazmama,senin bu mektubu anlamana engel değil ki..Bak işte derdimi anlattım sana..

Bizi birbirimize yazan kaderde elbette bazı küçük tuşlarımızın kırık olduğu biliniyordu. Bir kaç tuşu eksik olsa mutluluğumuzun ne çıkar? İşte eksikliğiyle, kusuruyla mektubum. Beni mükemmelen anlatıyor, duygularımı eksiksiz ifade ediyor.
Seni kırdım biliyorum. İstersen hep böyle kırık kalabilirsin..Ama tam 41 tuşun olduğu bu daktiloda bir tuşumuz eksik diye yazmaktan vazgeçmek gibi,mutluluğumuzu da yaşamaktan vazgeçelim mi?
Kırık da olsa seninle mutlu olacağımdan eminim. Yazdıklarımı anladıysan yaşadıklarımı da anlarsın.
Gel kırık tuş olma...
 
eşimin kaleminden çıkmış gibi hissettim
bizi gördüm yazı çok yakın geldi bana
gerçekten çok güzel teşekkürler canım ...
 
X