Geceler, hüzün büyütür yalnızlığıma..

miralife

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
12 Ağustos 2008
3.464
21
“Gece, mehtap ve yıldızlar,
Düşmüyorsan düşlerime
Neye yarar.
Rüzgar ile sevişiyorsa yapraklar
Varsın soğuk olsun toprağın elleri
Kime zarar.
Ah yar,
Dizlerinin dibinde olmasa da
Saçlarına düştüğünde aklar
Sen’i olmalı insanın…
Yüreğindeki ölçülmez sevdasıyla övünüp
Sen yanıyla gurur duymalı.”


Bastığı yerde güller biten bir sevda ile kanarken çıplak ayakları, ruhunda aşk denen dert olmalı insanın. Güç bela yürürken özlemin yollarında, keyfi yerinde olmalı beklediğini bulmanın huzuruyla. Derdin tam orta yerinde olsa da, daha az kanamalı kendi çizdiği yolda yürürken…


“Acaba tadı neresindeydi hayatın…” diyorken. Yüreğine yakın, gözlerine uzak bir sevdanın özlemli kadehine dayamalı dudaklarını ve o şarabın mayhoş zevkinde bulmalı hayatın tadını…


“Ölüm de olsa seni sevmek…” diye başlayan cümleler kurabilmek, yaşamak kadar güzeldir. Yaprak yaprak dökülen umudunuza ve kirpiklerinizi ıslatan sağanak hüzünlere rağmen sevda olup tomurcuklanan gamzelerinizde gülümser aynalar. Ah bir bilseniz hiç görmediğiniz bir gülüşün öyküsünü düşlerinize resmetmek ne kadar da zordur.


Devam ediyorum satır aralarını sevmeyerek, hatta paragrafları… Hiç boşluk kalmamalı bu sayfada diyorum, her boşluk seninle dolmalı yüreğimin en güzel yanı. Ve ben kendimi bile hayretler içinde bırakarak yüreğimin ritmi ile hiç duymadığım bir sese kıvrılıp uyumayı düşlüyorum sıcacık bir güvenle. Sabah uyandığımda kapının önüne bırakıp ağlayan umutlarımı, o sesin gözlerindeki hayatı şakaklarıma dayayıp, alnındaki karayazıyı boynuma dolayıp ölmek istiyorum.


Benim için çok geç biliyorsun. Hatırın için sana devretmek isterdim tadını çıkaramadığım boşa geçmiş zamanlarımı. Üzülme sakın ardımdan, daha doğduğumda ölmeye başladım ben. Hem, nefes almaktan ibaret değil ki bu hayat sevgili. Ölüm, yokluğundan daha derin, daha acı, daha yakıcı değil ki… Doya doya yaşayamasam da seni. Güle güle giderim fazla açıldığım kıyılarının mehtabından. Özlemle büyüttüğün umutların saçlarını okşayarak geçerim son bir kez açık kapının önünden.


Bu güneş, bu ay, bu yıldızlar sana emanet sevgili.


Yine dönecek bu dünya… Acımasız kollarıyla seni saran bu yalan dünya illaki dönecek. Hayatı doldurduğumda avuçlarına, kahrolası mevsimler bitecek. Gül kokulu düşlerin olacak uykuya direndiğin nice gecelerde.


“Sensizlik ölümse niye yaşıyorum…” diyeceğim kendime
Hayat seni sevmekse eğer (-ki öyle) yeniden geleceğim hayata…
Seninle…
Dolunaya gebe sessiz harflerimle…
Seni yazmak üzere.
Seni yazmadığım gün,
Söylediğim sözlerin nasıl bir anlamı olabilir ki…


Vurgulu sevdana sarılırken üşümüşlüğüm, çıplak bedenimden damlayan hüzünlerime bir mısra olur yüreğin ve o an yakın olur uzaklar. Hüzzam bir nakarat gibi dudaklarımda taşırken seni, yüreğinin dağınıklığını toplamak ister ellerim. Şarkılar Kasım olur, yüreğim Eylül, gözlerim sonbahar. Yapamam…


Sevda suçlusu gibi her defasında yokluğunla cezalandırırken hayat beni, sana çıkacak yeni yollar aramakla avunuyorum yar. Bu arayışla senden hiç de uzak sayılmam ki.


Sevdaya soyunmak isterken, rüzgar olur ellerin çözer düğmelerimi. Tenim yaprak yaprak susarken sana damağımda mutluluk kıvamında bir tat bırakır ıslak dudakların. Siyah bir geceye el koyduğunda düşlerimiz, umut yazılır yıldızlara ve ben razıyım o an emir kulun olmaya. Hep aynı şarkıyı yakıştırdığın dudaklarımla sana akarken, ayın şavkı vurmalı okşadığın saçlarıma. Hüznün bana en çok yakıştığı yer olmalı o tenha gecenin en kuytusu. Anla beni sevgili, geceler hep hüzün büyütür yalnızlığıma, özlemim büyür gözlerimde yüreğime damlar, saatler geçer sancı içinde sevincim gömülür, anla beni kimim kimsem sensin…


Buz eriyince su olur ya hani,
Ateş yandıkça kor olur
Ben sevdikçe sen olurum sevgili.
Sevdikçe, sen olurum…
alıntı
 
X