• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Gebelik Zehirlenmesi Nedir?

Caddy

Guru
Pro Üye
28 Mart 2012
8.170
2.004
448
Kocaeli
Gebelik Zehirlenmesi Nedir?


Anne adaylarının gebelik süresince, hamur işi, ekmek, pilav, makarna, börek, tatlı gibi yiyeceklerden uzak durması gerektiği, ayda bir kilodan fazla kilo alınması halinde gebelik zehirlenmesi yaşanabileceği bildirildi.

Zekai Tahir Burak Doğumevi Klinik Şefi Op. Dr. Utku Özcan, anne adaylarının beslenmelerine dikkat etmeleri gerektiğini belirterek ’’Fazla yemek ileride gebelik zehirlenmelerine neden olabilir’’ dedi.

Bu tür yiyeceklerin annelerin fazladan kilo almasına neden olacağını belirten Özcan, ’’Ayda bir kilodan fazla kilo alan anne adayı, ileriki aylarda gebelik zehirlenmeleri ile karşılaşabilir. Bu da, anne ve bebeğin hayatını tehlikeye atar’’ diye konuştu.

Anne adaylarının, şekerli gıdalar yerine tuzlu yiyecekleri tercih etmelerini öneren Özcan, şöyle devam etti:

’’Anne adayları, bulantı ve kusmayı azaltan, potasyumu daha yüksek içecekler içmelidir. Limon, portakal suyu gibi içecekler bulantıyı azaltır. İlk üç ayda ne yerse yesin zaten kilo alamazlar, genellikle kilo verirler. Bizim dikkat çekmek istediğimiz konu ilk üç aydan sonra alınan kiloların fazla olmaması. Bu dönemlerde, et, süt, yoğurt, peynir, yumurta, sebze, meyve gibi gıdaları yemelerini öneriyoruz.’’

Saç boyası yasak

Anne adaylarını, kozmetik ürünler, deterjan ve saç boyaları konusunda da uyaran Özcan, özellikle saç boyalarının hamilelik süresince kesinlikle kullanılmaması gerektiğini belirtti. Yalnızca güzel görünmek amacıyla kullanılan bu malzemelerin, anne ve bebekte ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini kaydeden Özcan,’’Makyaj malzemesi, parfüm, krem gibi maddelerin gebelikte çok fazla kullanılmamasını tavsiye ediyoruz. Ancak, kortizon içeren saç boyası ve alerjen maddelerin gebelik süresince kesinlikle kullanılmamasını söylüyoruz Saç boyalarında kullanılan maddelerin bir kısmı bebeğe doğrudan zarar verir. Biz, gebeliğin ilk üç ayına çok dikkat ederiz. Rastgele, bilinmeyen, boyaların gebelikte kullanılması sakıncalıdır. Mutlaka doktora danışarak, doktor müsadesi ile kullanılabilir. Saç boyalarının içindeki maddelerin ne olduğundan emin değiliz. Gebelikte kullanılmasını kesinlikle önermiyoruz’’diyor

Deterjan da tehlikeli

Gebelikte dikkat edilmesi gereken bir başka konunun da allerjik hastalıklar olduğunu belirten Özcan, bazı deterjanlarda alerjen etkilerin görülebildiğine dikkati çekti. Bazı hamileliklerde vücudun özellikle allerjiye karşı zayıf olduğunu kaydeden Dr. Utku Özcan, ’’Alerji nedeniyle düşükler bile meydana gelebiliyor. Bu nedenle alerjiyi artıracak maddelerden kaçınmak lazım. Hatta bazı gebelere diyoruz ki, (iç çamaşırlarınızı bile deterjanla değil, sabunla yıkayın)’’ dedi. (A.A)

BUNLARDAN KAÇININ

Hamur işi, ekmek, pilav, makarna, börek gibi yiyeceklerden uzak durun.

Üçüncü aydan sonra, ayda bir kilodan fazla almamaya özen gösterin.

Saç boyası kullanmayın. Kortizon içeren boyalar anne ve çocuğu zehirler.

Kortizon içeren makyaj malzemelerini kesinlikle kullanmayın.

Deterjan kullanmaktan kaçının, iç çamaşırlarınızı sabunla yıkayın.
 
Medipol Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Şule Selvi, anne ve bebek ölümlerin en önemli sebeplerinden birinin gebelik zehirlenmesi (Preeklampsi) olduğunu söyledi. Selvi, “Gebelik zehirlenmesi, gebeliklerin yüzde iki ila beşini etkileyen, bütün dünyada her yıl ortalama 100 bin kadının ölümüyle sonuçlanan ciddi bir durumdur. Preeklampsi mevcut gebeliklerde, bebeklerin anne karnındaki gelişme geriliğinin görülme oranı normal gebeliklere göre dört kat fazladır” dedi.

Kadın Hastalıkları Doğum Uzmanı Op. Dr. Şule Selvi, şöyle devam etti: “Gebeliğin ikinci yarısından itibaren gelişen hipertansiyon, proteinüri (idrarda protein varlığı) ile beraber görülüyorsa preeklampsi olarak adlandırılır. Çoğu kez bunlara ödem (vücutta şişlik) de eşlik eder. Temelinde plasental hipoksi yani oksijenlenme azalması yatar. Preeklampsi 32. gebelik haftasından önce gelişmişse erken; sonra gelişmişse geç preeklampsi olarak değerlendirilir. Erken preeklampsi aynı zamanda ciddi (ağır) preeklampsi olarak da tanımlanır. Özellikle erken preeklampsinin önceden belirlenmesi ve önlenmesi bugün tüm dünyada Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanlarının en çok uğraştığı konuların başında gelmektedir.”

Gebelik zehirlenmesinin hipertansiyona bağlı olarak gelişen ve vücutta birçok organı etkileyen sonuçları olduğunu belirten Selvi, “Böbrek yetmezliği, görme kaybı ve karaciğer fonksiyonlarında bozulma en sık görülen sonuçlar arasındadır. Bu durum beyni etkilediğinde, önce baş ağrısı ile başlayan sara krizi görülür (ki buna “eklampsi” denir.) sonrasında da beyin kanaması meydana gelebilmektedir. Öldürücü sonuçlar karaciğer yırtılması, böbrek yetmezliği, vücutta yaygın kanamalar ve beyin kanaması ile meydana gelir” diye konuştu.

Erken tanıda öncelikle iyi bir şekilde öğrenilmiş özgeçmişin çok önemli olduğunu hatırlatan Dr.Şule Selvi, şunları kaydetti: “Preeklampsi sıklıkla 35 yaş üstü hamilelerde, ilk gebeliklerde, BMI (vücut/kütle endeksi) 30’un üstünde olanlarda, önceki gebeliğinde preeklampsi geçirmiş kişilerde, damar hastalığı mevcut kadınlarda ve tedaviyle gebe kalanlarda görülür. Gebeliğin 11 - 13. haftalarında yapılan muayenelerde, kan basıncı ölçümü basit bir işlem gibi gözükse de, ideal ölçüm yapıldığında oldukça belirleyici bir unsurdur. Tansiyon, her iki koldan, beş dakikalık bir istirahat sonrasında, kalp hizasından ölçülmeli ve bir dakika sonra tekrarlanmalıdır. Sistolik ve diyastolik (büyük ve küçük) tansiyon ölçümleri toplamının yarısı 110 mmHg üzerindeyse risk oluşturmaktadır. Yine 11 - 13. haftalarda yapılan doppler ultrason da önemli bir belirleyici uygulamadır. Son yıllarda üzerinde çalışılan biyokimyasal belirteçler de umut vermektedir.”

Tedavi prensipleri

Preeklampsinin henüz bilinen spesifik(hastalığa özel)bir tedavisi olmadığını açıklayan Dr. Şule Selvi, şu bilgileri verdi: “Çözüm; gebeliğin haftasına, hastalık belirtilerinin ciddiyetine ve bebeğin doğumdan sonra yaşayabilirliğine bağlı olarak gebeliğin sonlandırılması yani doğumdur. Diğer tedaviler sadece belirtilerin hafifletilmesi ile zaman kazanmak amacıyla yapılmaktadır. 12. gebelik haftasından itibaren (12 - 16. haftalarda) riskli grup hastalarda, düşük doz aspirin kullanımının, preeklampsinin erken gelişmesi, belirti ve bulguların hafifletilmesi aynı zamanda bebeklerde gelişme geriliğinin azaltılmasında olumlu etkileri olduğu ispatlanmıştır. Yüksek risk grubunda; beslenmesinde kalsiyum eksikliği olan gebelere ilave kalsiyum vermek ve bunun yanında magnezyum takviyesi yapmak azımsanmayacak faydalar sağlamaktadır. Hipertansiyonu ve ödemi azaltmakta az tuzlu, bol proteinli diyet uygulamak işe yaramaktadır. Yüksek tansiyonu kontrol almak için tansiyon ilaçları kullanımı, mutlaka doktor kontrolünde olmalı ve yakın tansiyon takibi gerektirmektedir.”
 
Back