- 21 Şubat 2012
- 917
- 26
- Konu Sahibi nagihan_14
- #1
ALLAHIN İZNİYLE RAMAZAN AYINA YAKLAŞMIŞ VE SAYILI GÜNLER KALDI DİYEBİLİRİZ. ŞİMDİ İNTERNETTE ARAŞTIRIRKEN ACABA BEN ORUÇ TUTABİLİRMİYİM DEDİM KENDİ KENDİME ÇÜNKÜ RAMAZANIN O HOŞ EDASI VE GÜZELLİĞİNDEN MAHRUM KALMAK İSTEYEMECEK OLANLAR VARDIR BENİM GİBİ DÜŞÜNDÜM VE DİYANET BAKANLIĞIN YAPTIĞI AÇIKLAMAYI OKUYUP BURADA PAYLAŞMAK İSTEDİM KK NIN GÜZEL MELEKLERİNE DUYRULURRRRR :) HOŞÇAKALIN
ORUÇ İBADETİNDE KAZA VE KEFFARET NEDİR?
Kaza: Bozulan orucun yerine gününe gün oruç tutmaktır. Özürsüz olarak Ramazan ayında oruç tutmamak hem günahtır hem de cezası vardır. Ancak bir kimse aşağıdaki durumlarda Ramazan orucunu tutmayabilir, veya başlamış olduğu orucu bozabilir.
Ancak sonradan ilk fırsatta tutamadığı oruçları kaza etmesi gerekir. Ramazan orucunu başka zamanda tutmayı gerektirebilecek özürler şunlardır:
1- Hastalık: Bir hasta oruç tuttuğu takdirde hastalığının artmasından veya uzamasından korkarsa oruç tutmayabilir. Hastalığı iyileşince tutamadığı oruçları kaza eder. Hastaya bakan kimse de böyledir.
2- Yolculuk: Ramazan ayında yaklaşık 90 km. mesafeye yolculuğa çıkan kimse oruç tutmayabilir. Yolculuk hali bitince tutmadığı günleri kaza eder. Oruç tutmasında bir güçlük yoksa yolcunun oruç tutması daha hayırlıdır.
3- Zor görmek: Orucu bozmak için ölümle veya vücuduna bir zarar verilmekle tehdit edilen kimse orucunu bozabilir. Bozduğu
orucunu sonra kaza eder.
4- Gebe ve Emzikli Olmak: Gebe veya emzikli olan bir kadın, oruç tuttuğu takdirde kendisine veya çocuğuna bir zarar
geleceğinden korkarsa oruç tutmayabilir. Gebelik veya emziklilik hali sona erince tutamadığı günleri kaza eder.
5- Şiddetli Açlık ve Susuzluk: Oruçlu bir kimse açlık veya susuzluk sebebiyle aklının bozulmasından veya vücuduna ciddî bir zarar geleceğinden korkarsa, orucunu bozabilir. Sonra uygun bir zamanda tutamadığı oruçları kaza eder.
6- Yaşlılık ve Düşkünlük: Vücudu günden güne düşen ve oruca dayanamayan iyice ihtiyarlamış olan kimseler oruç tutmayabilir.
Bunlar sonradan da orucu kaza edemiyecekleri için tutamadıkları her günün orucunun yerine fidye verirler. İyileşme ümidi
olmayan hastalar da böyledir. Yani onlar da tutamadıkları her bir Ramazan orucu için fidye verirler.
Fidye Nedir?
Oruç tutmaya gücü yetmeyen düşkün ve yaşlı kimseler ile iyileşme ümidi olmayan hastalar, Ramazan ayının her günü için birer fidye verirler. Fidyenin tutarı aynen bir sadaka-ı fıtır (fitre) kadardır. Bu fidyeler Ramazanın başlangıcında verilebileceği gibi,
Ramazanın içinde veya sonunda da verilebilir.
Fidye verecek olan kimse, isterse fidyenin hepsini bir fakire topluca verir, ayrı ayrı fakirlere de verebilir. Bu durumda olan
kimseler, fidye veremiyorsa, Allah'tan bağışlanmalarını isterler. Oruç tutmaya gücü yetmeyen yaşlılar ile iyileşme ümidi olmayan
hastalar, eğer ileride tutabilecek duruma gelirlerse tutamadıkları oruçları kaza etmeleri gerekir. Önceden verdikleri fidyelerin
hükmü kalmaz, bunlar nâfile bağış sayılır.
ORUÇ İBADETİNDE KAZA VE KEFFARET NEDİR?
Kaza: Bozulan orucun yerine gününe gün oruç tutmaktır. Özürsüz olarak Ramazan ayında oruç tutmamak hem günahtır hem de cezası vardır. Ancak bir kimse aşağıdaki durumlarda Ramazan orucunu tutmayabilir, veya başlamış olduğu orucu bozabilir.
Ancak sonradan ilk fırsatta tutamadığı oruçları kaza etmesi gerekir. Ramazan orucunu başka zamanda tutmayı gerektirebilecek özürler şunlardır:
1- Hastalık: Bir hasta oruç tuttuğu takdirde hastalığının artmasından veya uzamasından korkarsa oruç tutmayabilir. Hastalığı iyileşince tutamadığı oruçları kaza eder. Hastaya bakan kimse de böyledir.
2- Yolculuk: Ramazan ayında yaklaşık 90 km. mesafeye yolculuğa çıkan kimse oruç tutmayabilir. Yolculuk hali bitince tutmadığı günleri kaza eder. Oruç tutmasında bir güçlük yoksa yolcunun oruç tutması daha hayırlıdır.
3- Zor görmek: Orucu bozmak için ölümle veya vücuduna bir zarar verilmekle tehdit edilen kimse orucunu bozabilir. Bozduğu
orucunu sonra kaza eder.
4- Gebe ve Emzikli Olmak: Gebe veya emzikli olan bir kadın, oruç tuttuğu takdirde kendisine veya çocuğuna bir zarar
geleceğinden korkarsa oruç tutmayabilir. Gebelik veya emziklilik hali sona erince tutamadığı günleri kaza eder.
5- Şiddetli Açlık ve Susuzluk: Oruçlu bir kimse açlık veya susuzluk sebebiyle aklının bozulmasından veya vücuduna ciddî bir zarar geleceğinden korkarsa, orucunu bozabilir. Sonra uygun bir zamanda tutamadığı oruçları kaza eder.
6- Yaşlılık ve Düşkünlük: Vücudu günden güne düşen ve oruca dayanamayan iyice ihtiyarlamış olan kimseler oruç tutmayabilir.
Bunlar sonradan da orucu kaza edemiyecekleri için tutamadıkları her günün orucunun yerine fidye verirler. İyileşme ümidi
olmayan hastalar da böyledir. Yani onlar da tutamadıkları her bir Ramazan orucu için fidye verirler.
Fidye Nedir?
Oruç tutmaya gücü yetmeyen düşkün ve yaşlı kimseler ile iyileşme ümidi olmayan hastalar, Ramazan ayının her günü için birer fidye verirler. Fidyenin tutarı aynen bir sadaka-ı fıtır (fitre) kadardır. Bu fidyeler Ramazanın başlangıcında verilebileceği gibi,
Ramazanın içinde veya sonunda da verilebilir.
Fidye verecek olan kimse, isterse fidyenin hepsini bir fakire topluca verir, ayrı ayrı fakirlere de verebilir. Bu durumda olan
kimseler, fidye veremiyorsa, Allah'tan bağışlanmalarını isterler. Oruç tutmaya gücü yetmeyen yaşlılar ile iyileşme ümidi olmayan
hastalar, eğer ileride tutabilecek duruma gelirlerse tutamadıkları oruçları kaza etmeleri gerekir. Önceden verdikleri fidyelerin
hükmü kalmaz, bunlar nâfile bağış sayılır.