Garip Tarih

Fahriye

Guru
Kayıtlı Üye
15 Mart 2007
285
23
CİVELEK

Gayet genç, tüysüz yeniçeri neferlerine "civelek" denirdi. Civelekler sokağa kadınlar, kızlar gibi yüzlerine bir nikab (peçe) koyarak çıkarlardı. Bir civeleğin sokakta peçesini kaldırıp yüzüne bakmak, bir kadına - kıza yapılmış hakaret gibi tecavüz sayılır ve buna cesaret eden derhal hapse atılırdı.



IFFET KEMERİ

13.yy.dan itibaren, karılarının sadakatinden şüphelenen kocalar, karılarının bellerine iffet kemeri bağlamaya başladılar. Halen çeşitli Avrupa müzelerinde bir çok modeli sergilenmektedir. Karısının beline böyle bir kemer takan kuşkulu koca, yine de kemeri yapan ustanın, kadına veya aşığına kilidin ikinci bir anahtarını verip vermediğini düşünür dururdu.



KADINA DAYAK

Ortaçağda erkeklerin karılarına dayak atmaları, hatta bu iş için sopa vs kullanmaları olağan şeylerdi. Hatta bu tarihlerde yazılmış bir çok edebiyat eserinde böyle dayak sahneleri esere zenginlik katmak amacı ile uzun uzun anlatılırdı. Ancak 1900 yılında Bavyerada medeni kanunun kabulü ile bu hak (!) kocanın elinden alındı.


KAŞIKÇI ELMASININ HİKAYESİ

Müverrih Raşit Beyden: 1699 yılında İstanbulda Eğrikapı çöplüğünde dolaşan baldırı çıplak takımından bir adam yuvarlak taş bulur.Bir yaymacı kaşıkçıya giderek üç tahta kaşığa değişir. Kaşıkçı götürür, bu taşı bir kuyumcuya 10 akçaya satar. Kuyumcu taşı arkadaşlarından birine gösterir; kıymetli bir elmas olduğu anlaşılınca beriki sus payı ister. Aralarında kavga çıkar. Mesele Kuyumcubaşıya akseder. Kuyumcubaşı kavgacıların eline birer kese akçe vererek taşı alır. Fakat bu sefer de olayı sadrazam Köprülüzade Fazıl Ahmet Paşa duyar, taşı kendisi için satın almaya hazırlanırken, mesele Padişaha akseder. Dördüncü Mehmet bir Hattı Hümayun ile elması Sarayı Hümayuna getirtir ve Saray elmastraşına verilir. Eğrikapı çöplüğünde bulunan taş işlenince meydana 48 kratlık nadide bir elmas çıkar. Kuyumcubaşıya Kapıcıbaşılık rütbesiyle bir kese bahşiş ihsan olunur.


MENDİL ADETİ

15.yy.ın sonlarına doğru mendil henüz pek adet olmamıştı. İnsanlar burunlarını elleriyle temizlerler, ancak sofrada eti sağ elleriyle yedikleri için bu işte sol ellerini kullanırlardı. Görgü hocalarını tavsiyesi de bu yönde idi. 1545 yılında Jean Sulpice yazdığı bir eserde mendilden söz etti:-Burnunu temizlemen icap edince sümüğü parmaklarınla almamalı, bir mendil kullanmalısın-. 17.yy.da bile mendil gerekli görülmüyordu. Mareşal Turenne nin de hazır bulunduğu bir yemekte, asilzadelerden Hauterive de l-Aubespine bir parmağı ile burun deliklerinden birini kapayıp, öbür deliğin içindekileri ok hızıyla şömineye doğru püskürttü. Bir tabanca sesine benzeyen bu infilak karşısında Ravigny şu cümleyi kullandı: - Azizim yaralanmadınız ya !- De la Mesangere nin 1797 yılında yazdıkları:-Daha bir kaç sene evveline kadar sümkürmek bir sanat haline gelmişti. Kimi boru sesi çıkararak, kimi de kedi gibi hırlayarak sümkürürdü. Bu işin mükemmelliği ne az, ne de pek fazla gürültülü oluşundadır.


ORTAÇAĞ ALMANYASINDA AİLE NAMUSU

Ortaçağ Almanyasında yaşanan ahlaki çöküntüye rağmen aile namusu üzerinde hassasiyetle durulması, sinirli kocaları nahoş durumlara sokuyordu. Evli bir kadını ayartan erkek, hayatına kastetmiş oluyor; ya sürülüyor ya da daha kötü bir akıbete uğruyordu. Philipp IIIün gelinleri Margarethe ve Blanche bu yüzden saçları kazınarak ömür boyu hapse mahkum edilirken, aşıkları olan Philipp ile Gautier dAulnai de halka teşhir edildikten sonra hadım edilerek asıldılar.


TECAVÜZE DEĞİŞİK CEZALAR

Mainz şehri kanunları, Hıristiyan bir kadınla zina yapan Yahudi erkeklerin erkeklik uzuvlarının kesilmesini ve bir gözlerinin çıkarılmasını emrediyordu. Bir başka erkekle suçüstü yakalanan kadınlar genelde kocaları tarafından öldürülürlerdi. 16.yy.da Fransada bu tür ölümler çok sıktı. Almanyada da durum farksızdı. Alman kanunları karısını bir başka erkeğin yatağında çıplak olarak gören şahsa, adamı öldürdüğü taktirde ceza verilmeyeceğini yazıyordu.


Kaynak: hekimce.com
 
bir de türklere barbar derler...pislikler...
 
X