Gabriel Garcia Marquez'in kaleminden.. .
Yasli ve cirkin bir tuccar; karsiligini parayla odeyecegi zevk gecesi icin
olaganustu guzel ama tas kalpli bir fahiseye gitmis...
Sabaha karsi, yasli adamin uykuya dalmasini firsat bilen genc kadin,
soyguncu dostlarini cagirmis. Ne var ki tuccar, tilki uykusundan firladigi
gibi olanca gucuyle karsi koymaya, dovusmeye baslamis.
Haydutlar hem kalabalik, hem de isinin ehliymis. Onu kolayca
koseye sikistirmislar. Ancak ne kadar vururlarsa vursunlar, bu zayif ve
cirkin bedende hic yara acilmadigini, can alici darbelerin hic iz
birakmadigini gormusler..
Bicaklarini, kiliclarini cekmisler...
Ancak en keskin bicak, en acimasiz kilic bile tuccara hic bir
sey yapamiyormus. . ..
Sonunda korkup kacmislar... .
Dovusu izleyen kadin, yasli adamin mucizevi gucunden etkilenmis, bir kez
daha, ama bu kez 'ask' adina, tuccarla sevismek istemis.
Onu hayranlikla, arzuyla, sefkatle oksamaya baslamis...
Gelgelelim, guzel kadinin her dokunusunda tuccarin bedeninde yeni bir bir
yara beliriyormus.
Dovusun, darbelerin, bicaklarin, kiliclarin actigi yaralarmis bunlar...
Yaralar, icten bir ilgi ve sefkat gorene dek gizli kalmislar.
Sonunda tuccar kanlar icinde kadinin kollarina yigilmis, olmus....
Tam da bu turden hayatlar yasamiyor muyuz ? Asktan bunca korkmamiz
da bu yuzden degil mi ? Kimsenin kollarinda yigilip can vermek istemiyoruz.
Cunku zaten, her yanimiz kilic yaralariyla dolu. Ama bir sekilde
kapanmis, kabuk baglamis yaralar onlar....
Nasil yapmissak yapmisiz, ustesinden gelmisiz...
Ama biri, o kabuk tutmus yaralari oksamaya basladiginda, yaralar
tekrar aciliveriyor ve hepsinden oluk oluk kan akmaya basliyor....
Birine teslim oldugumuzda, kendimizi anlatmaya basladigimizda,
icimizi doktugumuzde, bedenimiz ve ruhumuz kan revan icinde kaliveriyor. . ..
O yuzden degil mi kendimizi tutmamiz? Birine teslim olmaktan korkmamiz?
Tedirgin bir sekilde ortalikta dolanmamiz? "Anlatsam mi, anlatmasam mi?"
kararsizligimiz.
"Bu sevgi beni acitir mi?" kuskularimiz. .. ."