Fkralar....

adanalxix ebru

sana kocaman aşığım:)
Kayıtlı Üye
21 Nisan 2008
269
0
35
iki arkadaş bir gece bir parti dönüşünde yürüyerek eve dönerlerken bir tanesi ilerdeki mezarlığa girip kestirmeden gitmeyi önerdi ve öteki de hemen kabul etti. mezarlığın içine girdiler ve yürümeye başladılar bir süre sonra çok derinlerden "tong tung" diye garip seslerin geldiğini farkettiler. iki arkadaş bir taraftan korkarak bir taraftan da korktuklarını birbirlerine belli etmeyerek yürümeye devam ettiler. ama bu korkunç ses onlar yürüdükçe artıyordu. epey ilerledikten sonra ilerideki sis bulutunun arkasında bir kıpırtı gürdüler. iyice korkmuşlardı artık ama yürümeye devam ettiler. sis biraz dağıldığında bir mezar başında yaşlı bir adamın elinde çekiçle mezar taşına birşeyler yazdığını farkettiler. bunu gören iki arkadaş rahatlayarak adama, "yahu amca bu saatte çalışılır mı?" dediler.
yaşlı adam da şöyle bir kafasını kaldırıp gençleri süzdükten sonra sinirle homurdandı:
"adımı yanlış yazmışlar ne yapayım".
 
Amerikalı Çinli Ve Diyarbakırlı uçağa binerler amerikalı elini camdan çıkarır ve amerikadayız der..Çinli ve D.bakırlı şaşarlar nereden anladın bunu derler amerikalı : elimi camdan çıkardım ve özgürlük heykeline çarptı der...

Çinli elini camdan çıkarır bu sefer ve der ki hayır der Çin deyiz..amerikalı ve d.bakırlı nereden anladın der Çinli: elimi çıkardım çin seddine çarptı ...


bizim diyarbakırlı kolunu çıkartır camdan ve sinirle döner 2 sine der ikinizde yalan söylüyorsunuz diyarbakırdayız ..amerikalı ve çinli şaşırarak sorarlar sen nereden anladın..kolumu camdan çıkardım saatimi çalmışlar der ...
 
Sabah anne, oglunun odasina girdi ve onu uyandırdı 'Haydi oglum, uyan artik... Okula geç kalacaksin...'
Oglu, yari açik gözlerle annesine bakti ve uykulu bir sesle :
'Fakat anne, bugün okula gitmek istemiyorum' dedi.
Anne, oglunun istegine karsi çikti.
'Okula neden gitmek istemiyormussun bakayim?' dedi.
'Iki ciddi neden söyle bana...'
Oglu bir yandan esnerken, bir yandan da annesini yanitladi :
'Okuldaki tüm ögretmenler benden nefret ediyorlar, bir...
Tüm ögrenciler de benden nefret ediyorlar, iki...
Bu iki ciddi nedenim yeter mi, anne?'
Annesi oglunun nedenlerini geçerli bulmadi :>'Bunlar okula gitmemen için neden olamaz' dedi.
'Simdi hemen kalk ve çabuk hazirlan...'
Bu kez oglu iki ciddi neden göstermesini istedi annesinden :
'Sen de bana, okula kesinlikle gitmemi gerektirecek
iki ciddi neden gösterebilir misin, anne ? ' dedi.
Sabri tükenme noktasina gelen anne, oglunun üstündeki Yorgani hizla çekti ve oglunun istedigi iki ciddi nedeni açikladi :

' Birinci ciddi neden, 52 yasinda koskoca adamsin.....
İkinci ciddi neden ise , sen okulun dekanisin...'
 
Temel İngiliz ve Fransız bir adaya düşmüşler. Uzun bir süre bu adada kaldıktan sonra adada bulunan bir cin bunlara acıyarak yanlarına gelmiş ve kendilerinden birer dilek istemelerini istemiş İngiliz "ben ülkeme gitmek istiyorum demiş. " cin isteğini yerine getirmiş ve İngiliz’i ülkesine göndermiş. Fransız da aynı dileği istemiş ve o da ülkesine gitmiş. Son olarak temelden isteğini soran cinden temel şu dileği dilemiş
Ben burada yalnız kaldım. Canım sıkıldı onları geri getir
 
Temel birgün bankadayken soyguncular bankayı basmışlar. Bankadakilerin önce paralarını alıp sonra da vuruyorlarmış. Sıra Temel’in yanındaki bayana gelmiş. Soyguncu, "Adın ne" diye sormuş. "Ayşe" demiş. Soyguncuya da "İyi benim annemin adı da Ayşe" deyip kadını serbest bırakmış. Sıra Temel’e gelmiş, soyguncu ona da adını sormuş.
Temel: "Adum Temel, ama arkadaşlar bana Ayşe derler..."
 
Soğuk ve karlı bir gecede tipiden yolunu kaybeden bir işadamı ve sekreteri arabalarını terketmek zorunda kalırlar ve uzun bir yürüyüşten sonra üşümüş ve ıslanmış durumdayken bir kulube bulurlar.

Kulubede bir yatak, bir uyku tulumu ve birsürü battaniye bulunmaktadır. Geceyi geçirmeye hazırlanırlar ve işadamı bir centilmen olarak, yatağı sekreterine verir.
- Ben yerde uyku tulumunda uyurum, der.

Sekreter yatağa yatar, adam uyku tulumunun içine girerek fermuarı çeker. Bir süre sonra tam uyumak üzereyken, sekreterinin sesini duyar:

- Efendim, ben çok üşüyorum. Adam fermuarı açar, uyku tulumundan çıkar, bir battaniye alıp kadının üzerine örter, tekrar uyku tulumuna girer, tam uyumak üzereyken yine sekreterinin sesini duyar:

- Efendim, ben hala çok üşüyorum. Adam yine fermuarı indirir, tulumdan çıkar, bir battaniye daha alıp kadının üstüne örter, uyku tulumuna girerek fermuarı çeker. Tam uykuya dalacağı sırada yine duyar:

- Ben yine çoooook üşüyorum.
Adam yattığı yerden:
- Bir fikrim var, der. Burası ıssız bir yer. Neler olduğunu kimse göremez, istersen evliymişiz gibi davranabiliriz.
Genç kadın kıkırdar:
- Tamam, bana göre hava hoş. Adam yattığı yerden avazı çıktığı kadar bağırır:
- Öyleyse kalk ve kahrolası battaniyeyi kendin al!
 
Bir işadamı, oldukça yoğun ve yorucu geçen bir seneden sonra tatile çıkmaya karar verir. Eşi de kendisi gibi meşgul olduğu için birlikte tatil yapacakları bir dönem ayarlamak zor olur. İspanya kıyılarında bir otel bulur ve bulduğu ilk uçakla oraya gider. Otele yerleşirken bir aylık bir rezervasyon yaptırır. Bir hafta kadar güzelce tatil yaptıktan sonra, bir akşam yemeğinde garson kendisine bir mektup iletir. Mektubu okuyan işadamı, tatilini geçirdiği otelin yöneticisinin yanına gider. "Ne yazık ki tatil sona erdi..." Yönetici şaşırır ve üzülür. "Ama beyefendi, bir aylık rezervasyon yaptırmıştınız, ne oldu böyle aniden?" İşadamı çaresiz bakışlarla cevap verir: "Evet bir ay kalacağım, ama tatil bitti. Karım işinden izin almayı başarmış ve iki gün sonra burada olacakmış..."
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…