- 1 Şubat 2008
- 97
- 0
DEVLETİN ADI: Fas Krallığı
BAŞŞEHRİ: Rabat
NÜFUSU: 26.250.000
YÜZÖLÇÜMÜ: 458.730 km2
RESMİ DİLİ: Arapça
DİNİ: İslâmiyet
PARA BİRİMİ: Dirhem
Kuzeybatı Afrika’da, doğu ve güneyinde Cezayir, güneyde İspanya Batı Afrikası, kuzeyde Akdeniz, batıda ise Atlas Okyanusu ile çevrili, krallıkla yönetilen bir ülke.
Târihi
Yapılan araştırmalar, çok eski çağlardan beri Fas’ta insanların yaşadığını göstermiştir. Mağaralarda ve arkeolojik kazılarda bulunan çeşitli eşyâ ve taşlar üzerine çizilmiş olan resimler, bu iddianın delilleridir. M.Ö. 2000 yıllarından îtibâren Berberiler ülkeye gelerek yerleşmişlerdir. Daha sonraları M.Ö. 2. yüzyıldan îtibâren de Akdeniz’in denizci ve deniz ticâretinin önde gelenlerinden Fenikeliler, Fas’a gelerek burada ticârî koloniler kurmuşlardır. İlerleyen târih çağlarında gelişen devletlerden Kartacalılar Fenikelileri, Romalılar ise Kartacalıları yapılan savaşlar sonucunda yenerek, ülkeye hâkim olmuşlardır.
Mîlâdın ilk yüzyılındaİspanya’dan gelen Vandallar zayıflayan Romalıları yenerek ülke üzerinde yeni bir hâkimiyet tesis etmişlerdi. Yedinci yüzyıldan îtibâren İslâmiyeti bütün dünyâya yaymaya çalışan Müslüman Araplar, o zamanın şartlarında sâdece cihâd, yâni Allahü teâlânın dînini yaymak için geldikleri bu ülkede İslâmiyeti yaymışlar ve bu ülkeye yerleşmişlerdir. Müslümanlar burada da kalmayıp İspanya’ya geçmişlerdir. Sekizinci yüzyılda Fas’ta ilk Müslüman hükümdar hânedanlığı Sultan Birinci İdris tarafından kuruldu. Daha sonra başa geçen Sultan İkinci İdris Fes şehrini kurdurarak, burasının önemli bir İslâm kültür merkezi hâline gelmesini temin etti. Burada ilk İslâm üniversitesi olan Keyruvan Üniversitesi kuruldu. On birinci yüzyılda Büyük Fas devleti olan ülkenin toprakları, doğuda Tunus dahil olmak üzere, kuzeyde İspanya’yı da hükümdarlığı altında bulunduracak şekilde genişlemişti. Bu zamanda ülke başşehri Merakeş oldu. Birkaç asır varlığını muhafaza eden devlet, daha sonraları zayıflayarak gücünü kaybetti. Bu zayıflamanın neticesinde sınırları her geçen gün daralmaya başladı ve nihayet Portekiz veİspanyol istilasına uğradı. Daha sonra yapılan savaşlarla on altıncı yüzyılda ülke Portekiz ve İspanyol işgalinden kurtulmuş, on dokuzuncu asra kadar varlığını devam ettirebilmiştir.
Fransa, sömürgeleri arasına katmak için 1830’da Cezayir’i işgal etti. Buradan Fas’ı da sömürge yapmak gayreti içerisine girdi. Bunun yanında İngiltere, İspanya ve Almanya da Fas’ı sömürge yapmak isteyen Avrupa ülkelerinin başında geliyordu. Bu gayret ve çabaları sonunda 1912 senesinde ülkenin kuzeyini İspanyollar, kalan büyük kısmını ise Fransızlar işgal etti. Sömürge hâline gelen Fas, İkinci Dünyâ Savaşında müttefik ordularının önemli bir askerî üssü olarak kullanıldı. Bu savaş yıllarında Amerika Atlas Okyanusu kıyılarında ülkeye çıkartma yaptı. İkinci Dünyâ Savaşı sonunda diğer sömürge ülkelerinde olduğu gibi Fas’ta da bağımsızlık için sömürgecilere karşı mücâdele cephesi meydana getirildi. Bu mücâdele, kurulan “İstiklâl Partisi” ile hız kazandı. İstiklal partisinin ve dolayısiyle bağımsızlık mücâdelesinin en ileri geleni olan Sultan Beşinci Muhammed 1953 senesinde Fransızlar tarafından sürgüne gönderildi. Fransızların Fas’taki bağımsızlık mücâdelesini kırmak için yaptıkları bu davranış, ülke halkı ile Fransızlar arasında iki sene devam eden kanlı bir iç savaşa sebep oldu. Savaş, Sultan Beşinci Muhammed’in serbest bırakılıp, tahta çıkması ile son buldu.
1956 senesinde Fas bağımsızlığını bütün dünyâya ilân etti. Bir sene sonra ise Fas’ın emirlik olduğu ve Sultan Beşinci Muhammed’in emir ünvanını aldığı duyuruldu. Yapılan çeşitli çalışmalar neticesinde İspanya ülkenin işgal altında tuttuğu kuzey bölgelerini terketmek zorunda kaldı. 1969 senesinde Atlas Okyanusu sâhillerindeki İfni Üssünü de Fas’a bırakmasıyla ülke bugünkü sınırlarına sâhib oldu.
BAŞŞEHRİ: Rabat
NÜFUSU: 26.250.000
YÜZÖLÇÜMÜ: 458.730 km2
RESMİ DİLİ: Arapça
DİNİ: İslâmiyet
PARA BİRİMİ: Dirhem
Kuzeybatı Afrika’da, doğu ve güneyinde Cezayir, güneyde İspanya Batı Afrikası, kuzeyde Akdeniz, batıda ise Atlas Okyanusu ile çevrili, krallıkla yönetilen bir ülke.
Târihi
Yapılan araştırmalar, çok eski çağlardan beri Fas’ta insanların yaşadığını göstermiştir. Mağaralarda ve arkeolojik kazılarda bulunan çeşitli eşyâ ve taşlar üzerine çizilmiş olan resimler, bu iddianın delilleridir. M.Ö. 2000 yıllarından îtibâren Berberiler ülkeye gelerek yerleşmişlerdir. Daha sonraları M.Ö. 2. yüzyıldan îtibâren de Akdeniz’in denizci ve deniz ticâretinin önde gelenlerinden Fenikeliler, Fas’a gelerek burada ticârî koloniler kurmuşlardır. İlerleyen târih çağlarında gelişen devletlerden Kartacalılar Fenikelileri, Romalılar ise Kartacalıları yapılan savaşlar sonucunda yenerek, ülkeye hâkim olmuşlardır.
Mîlâdın ilk yüzyılındaİspanya’dan gelen Vandallar zayıflayan Romalıları yenerek ülke üzerinde yeni bir hâkimiyet tesis etmişlerdi. Yedinci yüzyıldan îtibâren İslâmiyeti bütün dünyâya yaymaya çalışan Müslüman Araplar, o zamanın şartlarında sâdece cihâd, yâni Allahü teâlânın dînini yaymak için geldikleri bu ülkede İslâmiyeti yaymışlar ve bu ülkeye yerleşmişlerdir. Müslümanlar burada da kalmayıp İspanya’ya geçmişlerdir. Sekizinci yüzyılda Fas’ta ilk Müslüman hükümdar hânedanlığı Sultan Birinci İdris tarafından kuruldu. Daha sonra başa geçen Sultan İkinci İdris Fes şehrini kurdurarak, burasının önemli bir İslâm kültür merkezi hâline gelmesini temin etti. Burada ilk İslâm üniversitesi olan Keyruvan Üniversitesi kuruldu. On birinci yüzyılda Büyük Fas devleti olan ülkenin toprakları, doğuda Tunus dahil olmak üzere, kuzeyde İspanya’yı da hükümdarlığı altında bulunduracak şekilde genişlemişti. Bu zamanda ülke başşehri Merakeş oldu. Birkaç asır varlığını muhafaza eden devlet, daha sonraları zayıflayarak gücünü kaybetti. Bu zayıflamanın neticesinde sınırları her geçen gün daralmaya başladı ve nihayet Portekiz veİspanyol istilasına uğradı. Daha sonra yapılan savaşlarla on altıncı yüzyılda ülke Portekiz ve İspanyol işgalinden kurtulmuş, on dokuzuncu asra kadar varlığını devam ettirebilmiştir.
Fransa, sömürgeleri arasına katmak için 1830’da Cezayir’i işgal etti. Buradan Fas’ı da sömürge yapmak gayreti içerisine girdi. Bunun yanında İngiltere, İspanya ve Almanya da Fas’ı sömürge yapmak isteyen Avrupa ülkelerinin başında geliyordu. Bu gayret ve çabaları sonunda 1912 senesinde ülkenin kuzeyini İspanyollar, kalan büyük kısmını ise Fransızlar işgal etti. Sömürge hâline gelen Fas, İkinci Dünyâ Savaşında müttefik ordularının önemli bir askerî üssü olarak kullanıldı. Bu savaş yıllarında Amerika Atlas Okyanusu kıyılarında ülkeye çıkartma yaptı. İkinci Dünyâ Savaşı sonunda diğer sömürge ülkelerinde olduğu gibi Fas’ta da bağımsızlık için sömürgecilere karşı mücâdele cephesi meydana getirildi. Bu mücâdele, kurulan “İstiklâl Partisi” ile hız kazandı. İstiklal partisinin ve dolayısiyle bağımsızlık mücâdelesinin en ileri geleni olan Sultan Beşinci Muhammed 1953 senesinde Fransızlar tarafından sürgüne gönderildi. Fransızların Fas’taki bağımsızlık mücâdelesini kırmak için yaptıkları bu davranış, ülke halkı ile Fransızlar arasında iki sene devam eden kanlı bir iç savaşa sebep oldu. Savaş, Sultan Beşinci Muhammed’in serbest bırakılıp, tahta çıkması ile son buldu.
1956 senesinde Fas bağımsızlığını bütün dünyâya ilân etti. Bir sene sonra ise Fas’ın emirlik olduğu ve Sultan Beşinci Muhammed’in emir ünvanını aldığı duyuruldu. Yapılan çeşitli çalışmalar neticesinde İspanya ülkenin işgal altında tuttuğu kuzey bölgelerini terketmek zorunda kaldı. 1969 senesinde Atlas Okyanusu sâhillerindeki İfni Üssünü de Fas’a bırakmasıyla ülke bugünkü sınırlarına sâhib oldu.