- Konu Sahibi maviikelebek
- #1
Çağcıl zihinlerimize göre, 'kutsal' ve 'fahişe' sözcükleri birbiriyle çelişkilidir. 'Kutsal' sözcüğü, ilahi bir ruha kendini adamayı akla getirir; 'fahişe' ise, insan bedeninin kirletilmesini düşündürür. Zihin maddeden, ruhsallık cinsellikten bu denli ayrıyken, bu iki sözcük nasıl yan yana gelebilir ki?
Jungcu bir psikoterapist olan Nancy Qualls-Corbett, kadim bir konuya eğiliyor: Kutsal Fahişe arketipine... ve onun yokluğunun, silinmişliğinin günümüz insanında yol açtığı tatminsizliklere, tıkanıklara, problemlere... Qualls-Corbett Kutsal Fahişe'de cinsellik ve ruhsallık arasındaki ilişkiyi inceliyor ve bu iki kavramın kutsal fahişe imgesinde nasıl bir bütün olduğunu araştırıyor. Kutsal Fahişe, günümüz insanın bilinçaltının derinliklerinde kaybolup gitmiş bu imgeyi ve psikolojik olarak temsil ettiği şeyleri 'tekrar yerine koyma'nın ilginç patikalarında dolaştıyor bizi.
Fahişeler ve Fahişelik
Erhan Altunay
Toplumumuzda Fahişe denildiği zaman (fahişe aslında yazılarda ve RTÜK Türkçe’sinde çok kullanılır, toplum bunu “orospu” diye telaffuz eder) her zaman akla ahlak dışı bir eylem gelir.
Önce etimolojik olarak açıklarsak, fahişe, fuhuş, yani yasa, töre dışına çıkmak, aşırılık yapmak, kökünden gelmektedir. Fahişe de bu eylemi yapandır (Aynı şekilde fahiş fiyat dediğimizde ölçü dışına çıkan anlamındadır). Orospu sözcüğü ise, Farsça’dan geçmiştir ki, ruspi sözcüğü Farsça’da toplum içinde suçsuz kadın anlamına gelmektedir (Eyüboğlu) .
Aslında gerçekten de fahişeler eski toplumlarda saygın kadınlardı ve yaptığı eylemler kutsaldı. Eski dillerde fahişe ve rahibe sözcüklerinin de aynı kökenden gelmesi bunu göstermektedir.
Sn. Muazzez İlmiye Çığ Hanımefendi’nin “Ortadoğu Uygarlık Mirası” adlı kitabından yapacağımız bir alıntı bu konuda daha da iyi bilgi verebilir:
«Sümer Mabedlerinde, özellikle de Aşk Tanrıçası’nın mabetlerinde, rahibeler fahişelik yapıyorlardı. Bu bir Tanrı görevi sayılıyor, bunlara kutsal kadın gözüyle bakılıyordu. Ayrıca, diğer kadınlardan ayrılmaları için başlarını örtmeleri gerekiyordu. Daha sonraki çağda bu gelenek, evli ve dul kadınlara da uygulandı. Sümerliler, onları da , meşru seks yaptıkları düşüncesi ile kutsal fahişe sınıfına sokmuşlardır. […]»
Herodot da benzer şeyler anlatmakta, her kadının bunu bir görev olarak da yaptıklarını söylemektedir. Aslında burada, tapınakta yapılan cinsel eylem, hazza yönelik olmaktan çok, Kutsal dölleyici olay olan Hieros Gamos (Kutsal Birleşme, yani Tanrı ile Tanrıça’nın birleşmesi ve Tanrı’nın toprağı yani Tanrıça’yı döllemesi) eylemini yenilenmesidir. O eski zamanlarda varolan bu eylemin yinelenmesi aslında sürekliliği sağlamaktadır.
Bu kadınların bir bakım genç erkekler için inisiyatör görevi gördüğünü de söyleyebiliriz. Aynı şekilde Gılgamış efsanesinde de bir fahişe Enkidu için inisiyatör görevi görür (Günümüzde Karaköy’e giden bir genç inisye olmak yerine seksten soğuyabilir). Bu bağlamda aslında kutsal fahişe bir tür inisiyatördür.
Arketipik boyutta , “Kutsal fahişe” ya da “Fahişe” arketipi tartışmalıdır. “Kutsal Fahişe” içinde hem kutsallığı hem de fahişeliği barındırmakla birlikte, “Kutsal Bakire”den farklıdır. “Kutsal Fahişe” ile “Fahişe” de aslında birbirlerinden farklıdır.
Bir erkek için Kutsal Fahişe aslında in illo tempore yapılan cinsel eylemi ona yeniden yaştan, cinselliğini keşfettiren ve bu şekilde onu anneden kopartan kadınlıktır. Fahişe ise ona sadece cinselliği yaşatır. Bir erkek kızkardeşini “kutsal bakire” olarak görürken, onun arkadaşlarını “fahişe” olarak görebilir. “Kutsal Fahişe” ise tamamen ona erkek olduğunu anımsatacak kadındır. Aynı şekilde, Kendilerini “Kutsal Bakire” olarak gören kadınlar , aslında bu arketipi muhtemel bir Elektra Kompleksi sonucu ortaya çıkartmış olup aslında Kutsal Fahişe olmaktan öte Fahişe arketipini baskın olarak ortaya koymakta ve derKi’ni bu sayısında sık sık bahsettiğimiz değersizlik sorununu yaşamaktadırlar. Fahişeliğin bastırılması – ki Hristiyanlıkta Maria Magdelena ve Kutsal Kap efsaneleri aslında bunu sembolize eder- erkeğin inisiyatik gelişimine de ket vurmuştur. Günümüzde her kadında bu arketip belli oranlarda kendini göstermektedir.
Aslında her bu tür kadınlar erkeği, içinde bulunduğu inisiyatik sorundan kurtarabilecek kadınlardır. Bu kadınların, kendi içlerindeki Kutsal Fahişe’yi, cinsel enerjinin sürekli bir yenilenme amacıyla da kullanımıdır.
Jung ekolünden psikolog Nancy Qualls-Corbett, Kutsal Fahişe’yi, “Ritüelik ya da psikolojik gelişim ile, kendi cinselliğinin ruhsal yanını bulan ve bunu kendi koşulları içinde yaşayan kadın” olarak tanımlamıştır. Bu tanıma göre aslında eski Kutsal Fahişe’nin eylemi gibi , kendi içindeki Tanrıça için yaptığı bir eylem olan cinsellik bir tür aydınlanmaya yönelik eylem de olmaktadır. Aslında bu aydınlanmayı hem kendinin hem de erkeğinin aydınlanması olarak da görmek gerekmektedir. Bu bağlamda Kutsal Fahişe, her kadının keşfetmesi, ortaya çıkartması gereken bir arketiptir. Ancak Fahişe arketipinin tuzaklarına düşmeden. Kendi değerini sonuna kadar yaşayarak.
Jungcu bir psikoterapist olan Nancy Qualls-Corbett, kadim bir konuya eğiliyor: Kutsal Fahişe arketipine... ve onun yokluğunun, silinmişliğinin günümüz insanında yol açtığı tatminsizliklere, tıkanıklara, problemlere... Qualls-Corbett Kutsal Fahişe'de cinsellik ve ruhsallık arasındaki ilişkiyi inceliyor ve bu iki kavramın kutsal fahişe imgesinde nasıl bir bütün olduğunu araştırıyor. Kutsal Fahişe, günümüz insanın bilinçaltının derinliklerinde kaybolup gitmiş bu imgeyi ve psikolojik olarak temsil ettiği şeyleri 'tekrar yerine koyma'nın ilginç patikalarında dolaştıyor bizi.
Fahişeler ve Fahişelik
Erhan Altunay
Toplumumuzda Fahişe denildiği zaman (fahişe aslında yazılarda ve RTÜK Türkçe’sinde çok kullanılır, toplum bunu “orospu” diye telaffuz eder) her zaman akla ahlak dışı bir eylem gelir.
Önce etimolojik olarak açıklarsak, fahişe, fuhuş, yani yasa, töre dışına çıkmak, aşırılık yapmak, kökünden gelmektedir. Fahişe de bu eylemi yapandır (Aynı şekilde fahiş fiyat dediğimizde ölçü dışına çıkan anlamındadır). Orospu sözcüğü ise, Farsça’dan geçmiştir ki, ruspi sözcüğü Farsça’da toplum içinde suçsuz kadın anlamına gelmektedir (Eyüboğlu) .
Aslında gerçekten de fahişeler eski toplumlarda saygın kadınlardı ve yaptığı eylemler kutsaldı. Eski dillerde fahişe ve rahibe sözcüklerinin de aynı kökenden gelmesi bunu göstermektedir.
Sn. Muazzez İlmiye Çığ Hanımefendi’nin “Ortadoğu Uygarlık Mirası” adlı kitabından yapacağımız bir alıntı bu konuda daha da iyi bilgi verebilir:
«Sümer Mabedlerinde, özellikle de Aşk Tanrıçası’nın mabetlerinde, rahibeler fahişelik yapıyorlardı. Bu bir Tanrı görevi sayılıyor, bunlara kutsal kadın gözüyle bakılıyordu. Ayrıca, diğer kadınlardan ayrılmaları için başlarını örtmeleri gerekiyordu. Daha sonraki çağda bu gelenek, evli ve dul kadınlara da uygulandı. Sümerliler, onları da , meşru seks yaptıkları düşüncesi ile kutsal fahişe sınıfına sokmuşlardır. […]»
Herodot da benzer şeyler anlatmakta, her kadının bunu bir görev olarak da yaptıklarını söylemektedir. Aslında burada, tapınakta yapılan cinsel eylem, hazza yönelik olmaktan çok, Kutsal dölleyici olay olan Hieros Gamos (Kutsal Birleşme, yani Tanrı ile Tanrıça’nın birleşmesi ve Tanrı’nın toprağı yani Tanrıça’yı döllemesi) eylemini yenilenmesidir. O eski zamanlarda varolan bu eylemin yinelenmesi aslında sürekliliği sağlamaktadır.
Bu kadınların bir bakım genç erkekler için inisiyatör görevi gördüğünü de söyleyebiliriz. Aynı şekilde Gılgamış efsanesinde de bir fahişe Enkidu için inisiyatör görevi görür (Günümüzde Karaköy’e giden bir genç inisye olmak yerine seksten soğuyabilir). Bu bağlamda aslında kutsal fahişe bir tür inisiyatördür.
Arketipik boyutta , “Kutsal fahişe” ya da “Fahişe” arketipi tartışmalıdır. “Kutsal Fahişe” içinde hem kutsallığı hem de fahişeliği barındırmakla birlikte, “Kutsal Bakire”den farklıdır. “Kutsal Fahişe” ile “Fahişe” de aslında birbirlerinden farklıdır.
Bir erkek için Kutsal Fahişe aslında in illo tempore yapılan cinsel eylemi ona yeniden yaştan, cinselliğini keşfettiren ve bu şekilde onu anneden kopartan kadınlıktır. Fahişe ise ona sadece cinselliği yaşatır. Bir erkek kızkardeşini “kutsal bakire” olarak görürken, onun arkadaşlarını “fahişe” olarak görebilir. “Kutsal Fahişe” ise tamamen ona erkek olduğunu anımsatacak kadındır. Aynı şekilde, Kendilerini “Kutsal Bakire” olarak gören kadınlar , aslında bu arketipi muhtemel bir Elektra Kompleksi sonucu ortaya çıkartmış olup aslında Kutsal Fahişe olmaktan öte Fahişe arketipini baskın olarak ortaya koymakta ve derKi’ni bu sayısında sık sık bahsettiğimiz değersizlik sorununu yaşamaktadırlar. Fahişeliğin bastırılması – ki Hristiyanlıkta Maria Magdelena ve Kutsal Kap efsaneleri aslında bunu sembolize eder- erkeğin inisiyatik gelişimine de ket vurmuştur. Günümüzde her kadında bu arketip belli oranlarda kendini göstermektedir.
Aslında her bu tür kadınlar erkeği, içinde bulunduğu inisiyatik sorundan kurtarabilecek kadınlardır. Bu kadınların, kendi içlerindeki Kutsal Fahişe’yi, cinsel enerjinin sürekli bir yenilenme amacıyla da kullanımıdır.
Jung ekolünden psikolog Nancy Qualls-Corbett, Kutsal Fahişe’yi, “Ritüelik ya da psikolojik gelişim ile, kendi cinselliğinin ruhsal yanını bulan ve bunu kendi koşulları içinde yaşayan kadın” olarak tanımlamıştır. Bu tanıma göre aslında eski Kutsal Fahişe’nin eylemi gibi , kendi içindeki Tanrıça için yaptığı bir eylem olan cinsellik bir tür aydınlanmaya yönelik eylem de olmaktadır. Aslında bu aydınlanmayı hem kendinin hem de erkeğinin aydınlanması olarak da görmek gerekmektedir. Bu bağlamda Kutsal Fahişe, her kadının keşfetmesi, ortaya çıkartması gereken bir arketiptir. Ancak Fahişe arketipinin tuzaklarına düşmeden. Kendi değerini sonuna kadar yaşayarak.
Son düzenleme: