Eylül07'den Seçmeler

eylul07

bigün bende anne olacağım
Kayıtlı Üye
18 Haziran 2007
609
3
51
GENÇ DEVE

Genç deve annesine sormuş:
-”Anne niye bizim ayaklarımız bu kadar büyük?” Anne cevap vermiş:
-”Çölde kuma batmamak için.” Genç deve tekrar sormuş:
-”Peki kirpiklerimiz niye bu kadar gür. Anne tekrar cevap vermiş:
-”Çölde kum firtinalarında kum kaçmasın diye.” Merakı yatışmamış olan genç deve bir soru daha sormuş:
-”Bizim niye hörgüçlerimiz var.” Anne deve sabırla yanıtlamış :
-”Çölde çok uzun süre susuz idare edebilmek için suyu hörgüçlerimizde depolarız.” Sonunda dayanamayan genç deve sormuş :
-”Peki biz Ankara Devlet Hayvanat Bahçesinde ne halt yiyoruz??”


:teytey:
 
FABRİKA MÜDÜRÜ

Büyük bir fabrikanın müdürü süpriz bir ziyaret yaparak personeli kontrol etmeye karar verir. Fabrika içinde dolaşırken tembel tembel oturan genç bir eleman görür ve çok sinirlenir.
-”Haftalık ücretin ne kadar?” diye sorar.
-”300 dolar” Müdür cüzdanını çıkarır ve gence 300 doları uzatır :
-”İşte haftalığın, şimdi git ve bir daha da gelme”. Yöneticisine dönerek:
-”Bu tembel adam ne kadar zamandır burada çalışıyordu?” diye sorar.
-”O burda çalışmıyor ki” der yönetici, “Yalnızca pizza siparişimizi getirmişti..”
 
KIZILDERELİ ÇOCUK

Kızılderili çocuk babasına soruyor:
Baba diğer milletlerin ne güzel adları var : Ali, Ay, Hans, Tom….
Hepsi kısa kısa isimler. Bizimkiler, sanki birer öykü. Gece uluyan çakal,
gün doğarken uçan kartal, bunlar ne biçim adlar?
Bak yavrum, kızılderili adları, gerçekten bir öyküdür ve güzeldir.
Örneğin, küçük kardeşin Dolun Ay, ay dolunay halinde iken, annen yanıma geldi,
birlikte olduk, o güzel çocuk doğdu.. Erkek kardeşin, Çakan Şimşek; annenle
bir gün gezerken, sağanak halinde yağan yağmurdan kurtulmak için girdiğimiz
mağaranın ağzında, şimşekler çakarken annenle birlikte olduk ve o
kahraman kardeşin, Çakan Şimşek oldu. Ablan, Bahar Çiçeği; ilkbaharda annenle
otların arasında koşarken, birlikte olduk ve o güzel çocuk, Bahar Çiçeği oldu.
Şimdi anladın mı Yırtık Prezervatif ?
 
Adamın biri yolda bir çocuk görmüş. Adını sormuş. Çocuk tam adını söylicekken Dur Dur demiş adam. Ben tahmin edeyim senin adını. Sen sadece baş harfini söyle. Çocuk "Y" demiş. Adam başlamış saymaya.
-Yunus
-Hayır
-Yakup
-Hayır
-Yusuf
-Hayır
...
Adam sinirlenmiş. Başlamış kız isimlerini saymaya.
-Yeliz
-Hayır
-Yeşim
-Hayır
...
En sonunda kızan adam.
-Ne ulan senin ismin! demiş.
Sonra çocuk.
-Yamazan
 
Yalan Saatleri
Donald Ramsfeld ölmüş ve cennete gitmiş .. Aziz Pederin karşısında cennetin kapısında dururken arkasında saatlerle dolu çok büyük bir kapı görmüş, ve sormuş :
- Bu saatler ne böyle?
Aziz Peder cevap vermiş :
- Bunlar yalan saatleri. Dünyadaki herkesin bir yalan saati vardır.. Her yalan söyleyişinde saatteki ibre hareket eder..
Ramsfeld :
- OO, peki bu kimin saati?
- Bu Azize Teresa'nın saati.. İbre hiçbir zaman oynamadı, yani hiç yalan söylememiş..
- İnanılmaz, demiş Ramsfeld. Peki bu kimin saati? Aziz Peder cevap vermiş :
- Bu Abraham Lincoln'ün saati. İbre iki kez hareket etti, yani Abe tüm yaşamında sadece iki kez yalan söyledi..
En sonunda Ramsfeld dayanamamış ve sormuş :
- Peki Bush'un saati nerede?
- Bush'un saati İsa'nın ofisinde, İsa onu vantilatör olarak kullanıyor...
 
bir gün bir çocuk annesine sorar..ben nasıl dünyaya geldim?annesi yanıtlar.. yatagın altına ekmek kırıntılarını koydum sabah kalktım ki sen doğmuşsun demiş. çocuk gece yatarken yatagının altına ekmek kırıntısı koyar ve sabahı bekler sabah yatağın altına bakar.birsürü karınca görür.sonra sinirli bir şekilde karıncalara bakarak şöyle der...şimdi hepinizi gebertirdim ama şu ana yüreği olmasa
 
Ümmet-İ Muhammed'İn Selami Var
Üniversitede okuyan bir ögrenci yil sonu sinavlarina girmis
ve
arkadasina:
"-Ben memleketime gidiyorum, sinavlar belli olduktan sonra bana sonuclari bildir, ancak telefona ben cikarsam bana söylersin.
Telefona annem cikarsa zayifim olmaz ama eger bir tane olursa
Ebubekir'in selami var, dersin.
Iki zayif imkansiz da eger olursa Ebubekir'in ömer'in selami var
dersin.
Üç zayif hic olmaz da eger olursa Ebubekir'in, Ömer'in, Osman'in
selami var dersin.
Dört zayif imkansiz da eger olursa, Ebubekir'in, Ömer'in, Osman'in,
Ali'nin selami var dersin, "
seklinde konusup memleketine gelir.
Bir zaman sonra sinavlar belli olur, arkadasi sinav sonuclarini
bildirmek icin telefona sarilir, telefona ögrencinin annesi cikar.
- Teyze, oglunuza söyleyin Ümmet-i Muhammed'in selami var
 
Fizikçi, matematikçi, kimyacı, jeolog ve antropologdan oluşan bir heyet
bir araştırma için arazide bulunmaktadır. Birden yağmur bastırır. Hemen
yakındaki bir arazi evine sığınırlar. Ev sahibi bunlara bir şeyler
ikram etmek için biraz ayrılır. Hepsinin dikkati soba üzerinde toplanır.
Soba yerden 1 m. kadar yukarda, altındaki dizili taşların üzerindedir.
Sobanın niçin böyle kurulmuş olabileceğine dair bir tartışma başlar.
Kimyacı, "adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece
daha kolay yakmayı amaçlamış"; fizikçi, "adam sobayı yükselterek
konveksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş";
jeolog, "burası tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan herhangi bir
deprem anında sobanin taşların üzerine yıkılmasını sağlayarak yangin
olasılığını azaltmayı amaçlamış"; matematikçi, "sobayı odanın geometrik
merkezine kurmuş, böylece de odanın düzgün bir şekilde ısınmasını sağlamış";
antropolog, "adam ilkel topluluklarda görülen ateşe tapmanın daha hafif
biçimi olan ateşe saygı nedeniyle sobayı yukarıya kurmuş". Bu sırada
ev sahibi içeri girer ve ona sobanın yukarda olmasının nedenini
sorarlar.,
Adam cevap verir:
-"Boru yetmedi."
 
Adam günün yorgunluğu üzerinde, perişan bir vaziyette İETT durağında otobüs beklemektedir. Nihayet uzun bir zaman sonra beklediği güzergâhın aracı gelir ve biletini attıktan sonra arka taraflara doğru ilerlemeye başlar. Bir, iki adım ilerisindeki çift kişilik koltuğun boş olanına doğru ilerler; tam oturacağı sırada engelleyici bir ses tonu onu durdurur:
- Buraya oturamazsın! Ben kimim biliyor musun?
- Kim olduğunuzu bilmeli miyim?
- Ben Yrd. Doç. falan kişiyim.
- Evet?
- Benim gibi kıdemli birinin yanına oturamazsın!
- Size bir soru sormak istiyorum. Siz Yrd. Doçentlik ünvanınızdan sonra ne olacaksınız?
- Doçent.
- Peki sonra?
- Şayet başımıza bir şey gelmezse Profesör.
- Daha sonra?
- Belki zor ama, Ordünaryus Profesör.
- Evet… Peki bu dereceden sonra?
- Hiiç…
- Ben şimdiden ‘hiç’im; lütfen müsade edin yanınıza oturayım…
- !!?
 
Fizikçi, matematikçi, kimyacı, jeolog ve antropologdan oluşan bir heyet
bir araştırma için arazide bulunmaktadır. Birden yağmur bastırır. Hemen
yakındaki bir arazi evine sığınırlar. Ev sahibi bunlara bir şeyler
ikram etmek için biraz ayrılır. Hepsinin dikkati soba üzerinde toplanır.
Soba yerden 1 m. kadar yukarda, altındaki dizili taşların üzerindedir.
Sobanın niçin böyle kurulmuş olabileceğine dair bir tartışma başlar.
Kimyacı, "adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece
daha kolay yakmayı amaçlamış"; fizikçi, "adam sobayı yükselterek
konveksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş";
jeolog, "burası tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan herhangi bir
deprem anında sobanin taşların üzerine yıkılmasını sağlayarak yangin
olasılığını azaltmayı amaçlamış"; matematikçi, "sobayı odanın geometrik
merkezine kurmuş, böylece de odanın düzgün bir şekilde ısınmasını sağlamış";
antropolog, "adam ilkel topluluklarda görülen ateşe tapmanın daha hafif
biçimi olan ateşe saygı nedeniyle sobayı yukarıya kurmuş". Bu sırada
ev sahibi içeri girer ve ona sobanın yukarda olmasının nedenini
sorarlar.,
Adam cevap verir:
-"Boru yetmedi."

:Roflol::Roflol::Roflol::Roflol::Roflol::Roflol::Roflol::Roflol::Roflol:
 
"Eger bir gun ATM makinelerinden bir soyguncu tarafindan para cekmeye zorlanirsaniz PIN kodunuzu ters girmeniz halinde (Orn. 1234 yerine 4321.. gibi)
Makine parayi veriyor ancak bu arada polis de çagiriyor. Bu konuyu cok nadir kisinin bildigi için, mumkun oldugunca cok kisiye bildirelim..
T.C. MERKEZ BANKASI
BU MAIL SANIYORUM HEPINIZE GELMISTIR...

ISTE YURDUM INSANI BU MAILDEN NASIL BİR FIKRA CIKARTMIS...

OKUYUN...!! J))))

************

Birgün Temel'e arkadasinin birinden yukaridaki
gibi bir mail gelmis:

Gercekten de birkac gun sonra gece yarisi bizim Temel'e para lazim olunca tutup evine en yakin bir bankanin ATM sine gider.

Tam kartini soktugunda arkasinda bir golge hisseder,
donunce birde ne gorsun. Eli bicakli hirpani bir adam...

"Bütün parayı çek ve bana ver" der.

Temel'in hemen aklina arkadasindan aldigi mail
gelir ve icinden kis kis guler...

Hemen PIN numarasini tersten girerek butun parasini
cekip hirpaniye verir ve baslar siritmaya.

Hirpani gozden kaybolur... Ne bir polis gelir nede bir
zabita. En sonunda Temel Karakola giderek polislere durumu anlatir.

Komiser'de Temel'e "Peki PIN numaran kacti" diye sorar.

Temel cevap verir - 2222
 
Üç kadın arkadaş bir kaza sonucu aynı anda
> hayatlarını kaybedip cennete giderler. Cennetin
> kapısında onları karşılayan melek:
>
> "Sizin burada uymanız gereken tek bir kural var:
> ördeklere dikkat edin sakın üstlerine basmayın"
> der.
>
> Sonra kapı açılır üç kadın cennete girerler.
> Gerçekten de etraf ördek doludur. Üstlerine basmamak
> adeta imkansızdır. Dikkat etmesine rağmen kadınlardan
> biri kazayla bir ördeğin üstüne basar. Hemen bir melek
> belirir. Yanında son derece çirkin bir adam vardır.
> Kadını kolundan adama kelepçeler ve "Ördeğin
> üstüne basmanın cezası olarak sonsuza kadar bu çirkin
> adama kelepçeli olarak yaşayacaksın" der.
>
> İkinci gün kadınlardan biri yine kazayla bir ördeğin
> üstüne basar ve melek anında yanında çok çirkin bir
> adamla gelip onları kadına ceza olarak birbirlerine
> kelepçeler.
>
> Üçüncü kadının gözü bu olaylardan çok korkar.
> Diğerlerinin akıbetine uğr amamak ve sonsuza kadar
> çirkin bir adama kelepçelenip yaşamamak için her
> attığı adıma çok dikkat etmeye başlar. Aradan aylar
> geçer ve hiçbir ördeğin üstüne basmaz. Derken bir gün
> bir melek belirir. Bu kez yanında boylu poslu inanılmaz
> derecede yakışıklı bir adam vardır. Melek hiçbir şey
> söylemeden yakışıklı adamla kadını kelepçeler ve
> yine birşey söylemeden çeker gider.
>
> Kadın mutluluktan uçmaktadır. O güne kadar gördüğü
> en yakışıklı adamla kelepçelenmiştir. Adama döner ve:
>
>
> "Ben acaba ne yaptım da sonsuza kadar senin gibi
> yakışıklı bir adamla birlikte olmayı hak ettim?"
> diye sorar.
>
> Adam suratı asık bir şekilde cevap verir:
>
> "Vallahi seni bilmem ama ben az önce bir ördeğin
> üstüne bastım."
 
Bilim adamları

Bilim adamları 3 fare üstünde 3 ülkenin içkilerinin etkisini test ediyorlarmış.
Fransız içkisini içen fare küt düşmüş.
ıngiliz içkisini içen fare de küt diye düşmüş.
En son fareye Türk rakısı içirmişler, fare biraz sallandıktan sonra
haykırmış:
- Heyyytttt getirin lan kediyiiiiiiiiiiiiiiiiiiii.....................:)
 
GÜNÜN FIKRASI!
Amerika'da adamın biri işine giderken birden anormal bir trafiğin içine düşer, ama trafik bir milimetre bile kıpırdamamaktadır. Bir süre sonra arabasının yan camına birisinin tıkladığını görür ve camını açar.
-Özür dilerim,
-Ne var, ne olmuş acaba
-Teroristler Bush'u yakaladılar.........
Eğer 1 milyar dolar verilmezse, üstüne benzin dokup yakacaklarmış.
-Haa şimdi anladım bu trafiği...
-Ya işte onun için, herkesten biraz yardım topluyoruz ..
-insanlar ne kadar veriyor ortalama olarak ?
-Valla yaklaşık olarak 5 'er litre ...!!
 
X