- 31 Ekim 2006
- 2.741
- 2.898
Genç adam koşa koşa geldi. - Özür dilerim hayatım seni çok beklettim. Biliyorsun trafik. Çok yoruldun mu? Sıkıldın mı? - Çok bekledim, biraz da yoruldum; ama önemli değil canım. Ben artık senin huyunu öğrendim. Seni bu huyunla da seviyorum. Bu yaştan sonra değişecek değilsin ya.
- Allah razı olsun ne kadar anlayışlısın.
Aile mutluluğuna gölge düşüren en önemli şeylerden biridir; eşlerin birbirlerini değiştirmeye çalışmaları. Bunun için de yıllar yılı enerji harcamaları. Kimi eşler, sürekli ‘Sen şöylesin, sen böylesin. Şunu şöyle yap, bunu böyle yap. Neden onu oraya koydun, niye buraya koydun?’ vb. gibi küçük şeylerle mutluluklarını gölgelerler. Gülücüklerle geçecek o güzel zamanlarını bir hiç uğruna sıkıntıyla tüketirler. Kendilerini, eşlerini ve de çocuklarını huzursuz ederler. Ama ne eş değişir ne de mutluluk gelir… Halbuki eşler, birbirini değiştirmeye çalışmak yerine eşlerini olduğu gibi kabul etmelidirler. Eşin biraz geç gelmesi, sorumluluğunu yerine getirmemesi ya da istenilen bir şeyi yapmaması karşısında mutsuz olup, kendilerini de eşlerini de yıpratmamalıdır. Küçücük bir sabır, birazcık anlayış ve hoşgörü kötülükleri görünmez eder. Mutsuzlukları mutluluğa dönüştürür. Sıkıntıları feraha çevirir.
Evlilik, mutluluk san’atını inşa etmektir. Mutluluk şalını ilmek ilmek örmektir. Sabır aşını hafif ateşte pişirmek sonra da sevgi ve hoşgörüyle yemektir. Evlilik yolunun üzerindeki ‘ene’leri, kaprisleri, kin, nefret ve olumsuz duyguları ayıklayarak mutluluk sarayına ulaşmaktır. Genelde “engelleri o ayıklasın” düşüncesi hakim hepimizde. Hep rahatta öne geçip, hizmette arkada kalıyoruz. Halbuki hizmette öne geçip rahatta arkada kalmak çok güzel bir fedakarlıktır.
“Aziz ve Celil olan Allah bir yoldan bir diken dalını kaldırdığı için bir kişinin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlamıştır.” (Camiü’s Sağir, 5777) Bu hadisten yola çıkarak eşlerin evlilik yolunun üzerindeki dikenleri kaldırmaları daha büyük günahların affına vesiledir.
“Erkek hanımına, hanım da beyine sevgiyle baktıklarında Cenab-ı Hak da onlara rahmet nazarıyla bakar.”
Bir bakış, bir gülüş, küçük bir jest, anlayış ve hoşgörüyle eşin gönlünü yapıp, kalbini hoş tutarak Cenab-ı Hakk’ın rahmetine mazhar olabilir insan.
Bir başka hadiste de “Aile fertlerine yapmış olduğun her iyilik onlara bir sadakadır.” buyuruluyor. Müslüman’a yakışan tavır, aile fertlerine iyilik yaparak sadaka sevabı kazanmaktır. Üstelik iyilik yapılan kişi can düşmanı değil, can yoldaşı olursa bu sevap daha artar.
GÜLAY ATASOY
- Allah razı olsun ne kadar anlayışlısın.
Aile mutluluğuna gölge düşüren en önemli şeylerden biridir; eşlerin birbirlerini değiştirmeye çalışmaları. Bunun için de yıllar yılı enerji harcamaları. Kimi eşler, sürekli ‘Sen şöylesin, sen böylesin. Şunu şöyle yap, bunu böyle yap. Neden onu oraya koydun, niye buraya koydun?’ vb. gibi küçük şeylerle mutluluklarını gölgelerler. Gülücüklerle geçecek o güzel zamanlarını bir hiç uğruna sıkıntıyla tüketirler. Kendilerini, eşlerini ve de çocuklarını huzursuz ederler. Ama ne eş değişir ne de mutluluk gelir… Halbuki eşler, birbirini değiştirmeye çalışmak yerine eşlerini olduğu gibi kabul etmelidirler. Eşin biraz geç gelmesi, sorumluluğunu yerine getirmemesi ya da istenilen bir şeyi yapmaması karşısında mutsuz olup, kendilerini de eşlerini de yıpratmamalıdır. Küçücük bir sabır, birazcık anlayış ve hoşgörü kötülükleri görünmez eder. Mutsuzlukları mutluluğa dönüştürür. Sıkıntıları feraha çevirir.
Evlilik, mutluluk san’atını inşa etmektir. Mutluluk şalını ilmek ilmek örmektir. Sabır aşını hafif ateşte pişirmek sonra da sevgi ve hoşgörüyle yemektir. Evlilik yolunun üzerindeki ‘ene’leri, kaprisleri, kin, nefret ve olumsuz duyguları ayıklayarak mutluluk sarayına ulaşmaktır. Genelde “engelleri o ayıklasın” düşüncesi hakim hepimizde. Hep rahatta öne geçip, hizmette arkada kalıyoruz. Halbuki hizmette öne geçip rahatta arkada kalmak çok güzel bir fedakarlıktır.
“Aziz ve Celil olan Allah bir yoldan bir diken dalını kaldırdığı için bir kişinin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlamıştır.” (Camiü’s Sağir, 5777) Bu hadisten yola çıkarak eşlerin evlilik yolunun üzerindeki dikenleri kaldırmaları daha büyük günahların affına vesiledir.
“Erkek hanımına, hanım da beyine sevgiyle baktıklarında Cenab-ı Hak da onlara rahmet nazarıyla bakar.”
Bir bakış, bir gülüş, küçük bir jest, anlayış ve hoşgörüyle eşin gönlünü yapıp, kalbini hoş tutarak Cenab-ı Hakk’ın rahmetine mazhar olabilir insan.
Bir başka hadiste de “Aile fertlerine yapmış olduğun her iyilik onlara bir sadakadır.” buyuruluyor. Müslüman’a yakışan tavır, aile fertlerine iyilik yaparak sadaka sevabı kazanmaktır. Üstelik iyilik yapılan kişi can düşmanı değil, can yoldaşı olursa bu sevap daha artar.
GÜLAY ATASOY