Merhaba,
uzun zamandır tanıdığım, güvendiğim biriydi.
yıllar öncesinde bile benden hoşlandığını ya da beni sevdiğinin farkındaydım.
gün geldim gün gittim. sonunda en doğrusu diye bu kişiye gittim.
geçmiş zamanda hatalarım, birine saplantılı olduğumu, her şeyimi biliyordu.
bilmediği kısımları da ben söyledim ve beni öyle böyle hatalarımla kabul etti.
ilk baştan sonuna kadar evleneceğiz diye başladık evlenemeyiz diye bitirdi.
her şey çok güzel, arada tartışmalar çıkarsam da her zaman her şeye koşan biriydi.
bir sıkıntı var ki ailesi ya da sadece annesinin beni istemediğini hissediyorum hep. ama bunu ona pek de belli etmiyorum.
askerliğinde yanına gidiyorum annesi beni facebooktan takip ediyormuş. tek benim olduğum bir fotoğraf yüklüyorum. annesi görür görmez aramış vay efendim yanına mı geldi şu bu. o sıra benim bu dünyada en sevdiklerimden birini kaybetmişim. benim acım bana yeterken bir takım laflar işitiyorum. bunun üzerine ben de "annenle tanışmak istemiyorum, istemeye gelince tanışırız". diyorum.
yine bir gün antalya' ya gidiyoruz 2 günlüğüne. x kişisi ailesine iş toplantısına diye çıkıyor.
tatil dönüşü alanya kalesi biletini buluyor annesi.
vay efendim sen pupillistle mi gittin şu bu. bu da inkar ediyor tabi (yanlış anlamasınlar diye). neyse annesi inanmış zannediyoruz ama sabah oğlu işe giderken uyanıyor (hiç böyle bir durum yokmuş) aynen şunu soruyor "diyelim ben pupillisti istemiyorum, naparsın o zaman" oğlu da "ben istiyorum kimin isteyip istemediğini umursamıyorum, bu iş olacak" gibi birşeyler söylemiş.
annen neden böyle bir şey soruyor dediğim de "beni deniyor işte, seni ne kadar seviyorum, ne kadar kararlıyım diye".
neyse bunu da atlatıyorum.
daha önce askerdeyken de ne düşünüyorsunuz dediklerinde "askerden gelir gelmez bişey yapamayız, beklemeyin" diye bir şeyler de demişti annesi.
o tabi benim annemle tanışalı çok oldu.
bu zamanları da tembihliyor "pupillist istemeye geldiğimizde annen beni ilk kez görüyor gibi davransın, annem şey yapmasın şimdi" diye sözleri de oluyor.
neyse şu geçen anneler gününde annesine çiçek gönderiyorum.
sevgilim de bu çiçekten sonra tanışma da hızlanır artık gibi bişeyler diyor.
çiçek komşuya teslim ediliyor.
annesinden ses seda yok.
eve gittiğinde (evdekiler misafirlikte) beni arayıp hiç bi yerde yok diyor. neyse diyorum. 1 saat sonra aklıma çöpe atma ihtimali geliyor.
kalk çöpe bak diye arıyorum. x kişisi gülüyor ben her yere baktım derken oraya da baktım diyor. şok oluyorum tabi.
neden baktın diye sorduğumda "aman işte anneler erkek çocukları evlenmeye yakınken bir haller geliyor ya, olur mu olur diye baktım diyor".
sabah oluyor tabi bu benim bu çiçekten çok beklentiye girdiğimi bildiğinden beni arıyor "annem çok sevinmiş pupillist, valla bak, gerçekten teşekkür ettiğimi söyle dedi" falan diyor.
hiç üstünde durmuyorum.
yani fırsattan istifade benimle konuşması bana bizzat teşekkür etmesini bekliyorum.
benim anneme de birlikte bulaşık makinesi alıyoruz(bu fikri aylar öncesinden söylemişti bizim evde bulaşık mak. olmadığından)
2 ay öncesine kadar bana kredi falan çekiyor (zorda kaldığım için)
hiç maddi olarak benden bişey kısmıyor.
sen benim karım olacaksın , biz mutlu olacağız şu bu.
anneler gününün ardından 1 hafta geçiyor biz ufak bir meseleden tartışıyoruz ve ben yine bitsin bitsin diye tutturuyorum, kabul etmiyor.
ara verelim diyorum kabul etmiyor.
tamam kafanı dinle diyor ama beni sevdiğini söyle öyle kapatırım tel. (bunlar olmadan önce biz ertesi gün mobilya bakmaya gideceğiz, bana oturacağımız evin krokisini çizecek falan)
tel. kapatıyoruz 15 dk. sonra (eve girdiğinde) beni arıyor
ben bu ilişi için çok emek verdim. hep bitsin diyordun bitsin. ben de tamam diyorum (ama bi gazla söyledi diye umursamıyorum)
ama ciddiymiş.
annen sebep diyorum onları haberi yok diyor.