- Konu Sahibi marjinalfaydali
- #1
Amerikan "Reality TV"de "Cheaters" (Aldatanlar) diye bir program var. Esprisi şu:
Eşinin kendisini aldattığından kuşkulanan, yapımcıları arıyor. Program ekibi dedektif bürosu gibi "aldatan eş"i izliyor. Kiminle, nerede, ne zaman buluştuğunu saptayıp filme alıyor.
Sonra programın en can alıcı bölümü başlıyor.
Kaydedilen görüntüler aldatılan eşe izletiliyor. O gözyaşı dökerken kurnaz yapımcı öneriyi patlatıyor:
"Eşiniz şu anda sevgilisinin koynunda... Gidip onu basalım mı?"
Aldatılmanın öfkesiyle bu tuzağa düşen mazlum eş, 4 kamera, 10 kişilik teknik ekip, 6 korumayla "yasak aşkın yuvası"nı basıyor.
Cumartesi gecesi "kurban" zenci bir kadındı. Kocasıyla, kız kardeşinin kendi evinin bahçesinde oynaşma görüntülerini izleyince çekim ekibiyle birlikte baskına katıldı. Baldız "Eniştem evde yok" diye titrerken adam içerden pantolonunu çekerek çıktı. Karısı üzerine yürüdü. Sunucu avını kıstırmış bir sırtlan edasıyla "kamu adına" sorguya başladı:
"Utanmıyor musun, baldızınla yatmaya?"
"Ne zamandır karını aldatıyorsun?"
"Hiç inkar etme, bütün oynaşmalarınızı görüntüledik" vs...
* * *
Amerika'da bir kasabada baldızıyla düşüp kalkan adamın uçkuru neden bize dert oluyor?
Medya ne hakla özel hayata destursuz dalıp toplumun ahlak polisi kesiliyor?
Nasıl oluyor da evlilik, milyonlarca izleyicinin gözleri önünde lime lime edilebiliyor?
Bir giysi reklamında birlikte rol alan popçu çiftin, reklamın afişte kalacağı süre içinde ayrılmayacakları konusunda taahhütname imzaladıklarını öğreniyoruz.
Kurumsal ihtiyaçlarla "birlikte görünen" ama gerçek anlamda bir birliktelik yaşamayan "sanal çiftler" ortaya çıkıyor.
Bir kuşak öncesinde zaruri yaşanan evlilik, günümüzde hobiye dönüşüyor.
* * *
Geniş aile, tarım devriminde üretim ihtiyacıyla ortaya çıktı.
Endüstri toplumunda çekirdekleşip modern devlete yurttaş yetiştiren bir kurum haline geldi.
Bireyleşmenin doruğa vardığı günümüzde ise bir ayak bağına dönüştü ve gözden düştü.
Batıdaki bu süreç, Türkiye gibi daha az gelişmiş ülkelere kitle kültürü, televizyon vs. aracılığıyla yansıyor. Kadının toplumsal yaşama katılmasıyla erkek iktidarı çöküyor.
Geleneksel "çokeşli” evliliklerin yerini, modern "çok ilişkili” evlilikler alıyor.
Tükenmiş ilişkilerin can simidi ise çocuk oluyor.
Koca kurum, içten çürümüş bir ikiyüzlülük abidesi gibi, miniklerin cılız dizleri üzerinde ayakta durmaya çalışıyor.
* * *
Buradan varılacak yer belli...
Batıda patlayan boşanma oranları "tek ebeveynli aile" modelleri yarattı. Ödünç spermle çocuk sahibi olan "eş-siz aile"ler bunlar...
Yeni çağın bireyinin evliliğe ihtiyacı kalmadı.
Bir sonraki kuşakta tükenmesi muhtemel bir kurum can çekişiyor, ancak onun temelini eski yüzyılda atanlar, hala çatırtısını hissediyor, bocalıyorlar.
Tv kameralarınca denetlenen bu vodvil kime ne yarar sağlayabilir ki?
Evet, evlilik bitiyor.Yeni çağın gönüllü birlikteliklerinde sevgiden başka dayanak kalmayacak gibi görünüyor.
Yazı . : CAN DNDAR : : : . - Evlilik bitiyor mu? sitesinden alıntıdır. Ne dersiniz evlilik kurumu ömrünü tamamlıyor mu ? Yoksa biz "evlilik"ciler geçmiş yüzyıldan kalıntıları mı korumaya çalışıyoruz ?
Eşinin kendisini aldattığından kuşkulanan, yapımcıları arıyor. Program ekibi dedektif bürosu gibi "aldatan eş"i izliyor. Kiminle, nerede, ne zaman buluştuğunu saptayıp filme alıyor.
Sonra programın en can alıcı bölümü başlıyor.
Kaydedilen görüntüler aldatılan eşe izletiliyor. O gözyaşı dökerken kurnaz yapımcı öneriyi patlatıyor:
"Eşiniz şu anda sevgilisinin koynunda... Gidip onu basalım mı?"
Aldatılmanın öfkesiyle bu tuzağa düşen mazlum eş, 4 kamera, 10 kişilik teknik ekip, 6 korumayla "yasak aşkın yuvası"nı basıyor.
Cumartesi gecesi "kurban" zenci bir kadındı. Kocasıyla, kız kardeşinin kendi evinin bahçesinde oynaşma görüntülerini izleyince çekim ekibiyle birlikte baskına katıldı. Baldız "Eniştem evde yok" diye titrerken adam içerden pantolonunu çekerek çıktı. Karısı üzerine yürüdü. Sunucu avını kıstırmış bir sırtlan edasıyla "kamu adına" sorguya başladı:
"Utanmıyor musun, baldızınla yatmaya?"
"Ne zamandır karını aldatıyorsun?"
"Hiç inkar etme, bütün oynaşmalarınızı görüntüledik" vs...
* * *
Amerika'da bir kasabada baldızıyla düşüp kalkan adamın uçkuru neden bize dert oluyor?
Medya ne hakla özel hayata destursuz dalıp toplumun ahlak polisi kesiliyor?
Nasıl oluyor da evlilik, milyonlarca izleyicinin gözleri önünde lime lime edilebiliyor?
Bir giysi reklamında birlikte rol alan popçu çiftin, reklamın afişte kalacağı süre içinde ayrılmayacakları konusunda taahhütname imzaladıklarını öğreniyoruz.
Kurumsal ihtiyaçlarla "birlikte görünen" ama gerçek anlamda bir birliktelik yaşamayan "sanal çiftler" ortaya çıkıyor.
Bir kuşak öncesinde zaruri yaşanan evlilik, günümüzde hobiye dönüşüyor.
* * *
Geniş aile, tarım devriminde üretim ihtiyacıyla ortaya çıktı.
Endüstri toplumunda çekirdekleşip modern devlete yurttaş yetiştiren bir kurum haline geldi.
Bireyleşmenin doruğa vardığı günümüzde ise bir ayak bağına dönüştü ve gözden düştü.
Batıdaki bu süreç, Türkiye gibi daha az gelişmiş ülkelere kitle kültürü, televizyon vs. aracılığıyla yansıyor. Kadının toplumsal yaşama katılmasıyla erkek iktidarı çöküyor.
Geleneksel "çokeşli” evliliklerin yerini, modern "çok ilişkili” evlilikler alıyor.
Tükenmiş ilişkilerin can simidi ise çocuk oluyor.
Koca kurum, içten çürümüş bir ikiyüzlülük abidesi gibi, miniklerin cılız dizleri üzerinde ayakta durmaya çalışıyor.
* * *
Buradan varılacak yer belli...
Batıda patlayan boşanma oranları "tek ebeveynli aile" modelleri yarattı. Ödünç spermle çocuk sahibi olan "eş-siz aile"ler bunlar...
Yeni çağın bireyinin evliliğe ihtiyacı kalmadı.
Bir sonraki kuşakta tükenmesi muhtemel bir kurum can çekişiyor, ancak onun temelini eski yüzyılda atanlar, hala çatırtısını hissediyor, bocalıyorlar.
Tv kameralarınca denetlenen bu vodvil kime ne yarar sağlayabilir ki?
Evet, evlilik bitiyor.Yeni çağın gönüllü birlikteliklerinde sevgiden başka dayanak kalmayacak gibi görünüyor.
Yazı . : CAN DNDAR : : : . - Evlilik bitiyor mu? sitesinden alıntıdır. Ne dersiniz evlilik kurumu ömrünü tamamlıyor mu ? Yoksa biz "evlilik"ciler geçmiş yüzyıldan kalıntıları mı korumaya çalışıyoruz ?