• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Evlenilecek kadın, Ellenilecek Kadın !

iLk

AkreP
Kayıtlı Üye
5 Mayıs 2009
894
147
363
Samsun
Evlenilecek kadın…

Ellenilecek kadın !
…
Kadını kutsal sıfatlarla tanımlayan geleneksel bakış, modernleşme sürecinde, birdenbire evrim geçirdi. “Cinsel devrim” ve çılgın tüketim çağı, kadının bir meta haline getirmekte bir beis görmedi. “Anne kadın, bacı kadın, kardeş kadın gitti” yerine “özgür kadın, feminist kadın, sarışın kadın, esmer kadın, zor kadın, kolay kadın” geldi. Erkeklere özenen ve eşitliği her fırsatta “Erkek olmaya” heves etmek olarak algılayan kadın, bu tuzağa çok çabuk düştü. “Erkek, cinselliğini doya doya yaşıyor da ben neden yaşamıyorum ayol, eşitlikse eşitlik. Ben de tek gecelik ilişki yaşarım. Ben de aşka inanmam.” diye, kendine öğretilen ne varsa toptan inkâr ederken, aslında kendine yaptığı kötülüğün nerelere varacağını tam olarak kestiremiyordu.

Batıda cinsel devrim çocuk anneler, cinsel suçlar, refüze edilmiş aile, post modern pompei kültürünü yaratırken, batılılaşmayı marifet sayan yurdum insanına da bu çirkinliğe bulaşmakta hiç mahzur görmedi.

Gündüz insan gece hırt

Dini sorulan Türk erkeği “Elhamdulillah, Müslümanım” diye gezinirken ortada, aslında ıslam’ın i’sinden zerre kadar nasiplenmediğini de gösteriyordu.

“Müslüman erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar” ayetini, “Onlara söyle, gözlerini fal taşı gibi açsınlar, uçanı kaçanı kaçırmasınlar” diye tercüme eder oldu erkek literatürü. Ahlaklı olmayı, örtünmeyi, zina etmemeyi sadece kadına indirgeyen erkek mantığı, iş ilişkilere geldiğinde ne Din tanıdı, ne iman. Vahşi bir ormandı burası. Ya av olacaktınız, ya da avcı.

Avcıysanız keyfinize diyecek yoktur. Avsanız, vay halinize!

Erkeğe göre “kötü kadın” sadece başkalarına aittir. Kendi kadını kutsaldır, kıymetlidir. Karısı, kızı, annesi, bacısı kutsanmışken, bir başkasının annesi, kız kardeşi, çocuğu, karısı ona mubah gelir. Üç çocuğu olan kadının yolunu keserken zerre mıskal yüzü kızarmaz, el kadar bebeleri kandırırken sokak aralarında, insanlığı asla gelmez aklına.

Kadını insan olmaktan çok, yürüyen bir seks objesi gösteren dejenere erkek, kadına karşı yapılan her türlü eyleme de kendince bir kılıf bulur. Bu bazen, “mini etek giydi, tahrik oldum” Bazen: “Ne yapiimm, o da gözümün içine içine bakıyordu, gel dedi sandım”. “Hee, hırsızlık için girdim eve ama böyle sere serpe yattığını görünce, şeytan dürttü işte, gerisini hatırlamıyorum.”

Modernizmin kucağında büyüyen, yeni yetme delikanlılar ise aynı anda beş kızı idare etmeyi marifet sayıp, hasbelkader evlenince de iki adet sevgili, beş adet günlük hızlı menü, araya sıkıştırılmış bir kaç tane de saliselik ilişki ile paşa paşa erkekliğinin keyfini sürer.

Erkek için hava hoştur. ılişki biter, ceketini alır, gider. Ama onca afra tafraya rağmen kadın, erkeğinin yanında olmasını, birlikte uyumayı, birlikte uyanmayı, onun çocuklarını doğurmayı düşler. Heyhat, kazın ayağı böyle değildir. Modernliğin dibine vurmaya niyetli erkek, evlenmeye -en azından yeterince eğlenmeden- yanaşmaz. Tüm şehrin köşeleri yalnız ve mutsuz kadınlarla dolar böylece.

ıyi kızlar cennete,
Kötü kızlar her yere !


Bu ayrım, kadınların da pompalamasıyla iyice perçinlenir. Erkek evlat sahibi analar, oğlunu dizinin dibine oturtup” Aman oğlum, kimsenin kılına dokunma, ah alma” diyeceğine, “Gez, dolaş. Sen erkeksin, elinin kiridir. Yıkarsın, geçer” diyerek oğlunu gaza getirir.
Gün olur, devran döner.

Herkesin kızını ellenilecek varlık olarak gören kadın;
ış gözünün nuru, evladını evlendirmeye gelince, kapı kapı dolaşıp, bakire bir kurban arayışına girer. Bilmez ki çaldığı her kapının ardında, oğlunu fitleyip, onları azgın canavarlar gibi ortalığa salan erkek anaları vardır. Sayelerinde ellenmemiş kız nerdeyse kalmamıştır. Kadınlara kötülüğü, yine en çok kadınlar, en çok erkek anaları yapar!

Televizyonlar car car: Bekâret kafadadır, başka yerde değil” nutukları atarken, bu ülkenin batısının ve doğusunun ne kadar farklı olduğunu unutmuş görünür. Ve zavallı bir genç kız, sürüklene sürüklene götürülünce muayenelere, kimse kızın kafasında aramaz bekâretini. Yerinde bulunmayınca malum şey, işte o zaman kafaya sıkılan bir kurşun, aklını başına getirir gariban kurbanın. Ve erkeğin elinin kiri; yıkanınca, kadının kiri ise kanla temizlenir…

Kan illaki çıkacaktır. Ya başta, ya sonda.

Ve bu kötücül iki yüzlülük genç kızların ve kadınların da yalan söylemesine sebep olur. Gösterip vermeyenler mi dersiniz, verip vermemiş görünenlere mi yanarsınız, ömrü billâh kendini kalesine hapsetmiş, mutsuz –muratsız olanlara mı üzülürsünüz yoksa bir pula satılıp, bir pula alınan kızlara mı hayıflanırsınız?


Cahiliye adeti, töre, modern çağ, ışıltılı hayat, içi boşaltılan evlilik temsilcisi yaratık utanmadan bir de kameralara çıkıp şunları söyler: “Ellenilecek kadın var, evlenilecek kadın var. Onu elledim, aha bununla da evlendim” Bunu söyleyen “elim sendeci” adam, koynuna aldığı kadınını kötüleyerek kendini ne sıfata soktuğunu unutup, insanlıktan çıkıp, jet hızıyla öküzlüğe terfi eder.
…

ınsanlığının her şeyin önüne geçmesi gerektiğini, Allah’ın, gasp edilen kulun hakkını sonuna kadar arayacağını, günahın cezasının aslında her iki cins için de aynı olduğunu anlaması için huzura çıkmayı beklemeyeceğini, daha dünyadayken bilmelidir. Ve dinin güzel ahlakı tamamlamak için gönderildiğini unutmaması gerekir ki insan olma sıfatını kaybetmesin!

Alıntı: Blogcu - Blogcu.com - Ücretsiz Türkçe Blog Servisi - ( elbebek - kullanıcı )
 
Tezat bu ya; Önce bu ayrım yapılıyor, sonra;

Evlenmek için seçilen kadına, eğlenmek için seçilen kadın kadar ilgi, saygı gösterilmiyor ...


Kime nasıl anlatmalı bilmiyorum; ama insan değişime önce kendinden başlamalı ...

İnsanca düşünüyor, yaşıyor, davranıyor muyuz ?

...
 
Aynen katılıyorum sana ...malesef bızler kadınlar erkeklerı bu hale getırıyoruz sonrada neden bÖyle dıye hafıflanıyoruz...gÜzel bır yazı saĞol
 
Bu ayrım, kadınların da pompalamasıyla iyice perçinlenir. Erkek evlat sahibi analar, oğlunu dizinin dibine oturtup” Aman oğlum, kimsenin kılına dokunma, ah alma” diyeceğine, “Gez, dolaş. Sen erkeksin, elinin kiridir. Yıkarsın, geçer” diyerek oğlunu gaza getirir.

Gün olur, devran döner.

Herkesin kızını ellenilecek varlık olarak gören kadın;
İş gözünün nuru, evladını evlendirmeye gelince, kapı kapı dolaşıp, bakire bir kurban arayışına girer. Bilmez ki çaldığı her kapının ardında, oğlunu fitleyip, onları azgın canavarlar gibi ortalığa salan erkek anaları vardır. Sayelerinde ellenmemiş kız nerdeyse kalmamıştır. Kadınlara kötülüğü, yine en çok kadınlar, en çok erkek anaları yapar!


Çocuklarını böyle yetiştiren anneler; eşleri içinde aynı görüşte midir ?

Sen erkeksin, yapabilirsin ! kaç kadın bu düşünceye sahiptir?

Ya da hem kızı hem oğlu olan bir anne ; oğlunu poof pooflarken; söz konusu kızı olduğunda, kızının başına gelmiş bu vahim durumlarda ; nasıl bir düşünceye bürünür ?

Hangi anne; kızına yapılan çirkinlikleri kabul edebilir?

Hangi anne; damadına " Sen erkeksin, yapabilirsin ! " der?

.....
 
Malesef "o erkek; yapar" klişesi halen devametmekte.Erkekleri bu havaya sokan biz kadınlar değiliz.Onları yetiştirenler ve toplum bu hale getiriyor.Diyeceksiniz ki onları da yetiştiren bir kadın.Evet ama ben o kadınlardan değilim.Benim gibi düşünen ve oğlunu bu köhne düşüncelerle büyütmeyen anneler olduğuna eminim. Yerleşmiş olan bu bakış açısı çoğu erkeğin işine geliyor.Bu şekilde yetişmese de ben erkeğim nasıl olsa toplum beni koruyor ve yargılamıyor diyerek ona tanınan bu özgürlüğü sonuna kadar kullanıyor ve sonunda olan yine biz kadınlara oluyor...
Paylaşım için çok teşekkürler...a.s.
 
Malesef "o erkek; yapar" klişesi halen devametmekte.Erkekleri bu havaya sokan biz kadınlar değiliz.Onları yetiştirenler ve toplum bu hale getiriyor.Diyeceksiniz ki onları da yetiştiren bir kadın.Evet ama ben o kadınlardan değilim.Benim gibi düşünen ve oğlunu bu köhne düşüncelerle büyütmeyen anneler olduğuna eminim. Yerleşmiş olan bu bakış açısı çoğu erkeğin işine geliyor.Bu şekilde yetişmese de ben erkeğim nasıl olsa toplum beni koruyor ve yargılamıyor diyerek ona tanınan bu özgürlüğü sonuna kadar kullanıyor ve sonunda olan yine biz kadınlara oluyor...
Paylaşım için çok teşekkürler...a.s.

Kesinlikle... vereliniortak
 
harika bir yazı bu canım benim düşüncelerimle uyuşuyor.....sözde erişim çağındayız teknoloji çok çok ilerledi ama cahiliyet eskisinden beter hale geldi...bu olayları malesef çevremizde çok yaşıyoruz ama karışmıyoruz hani derler ya bana dokunmayan yılan bin sene yaşasın diye.....ama bilmiyoruzki o yılanı zarar verdiği halde serbest bırakırsan gün gelip devran döneneceğini gelip seni sokacağını.....okuduğumuz haberlerde izlediğimiz tv programlarında böyle şeyler gözümüze gözümüze sokuluyor ama biz sadece koyun gibi izlemekle yetiniyoruz...hadi biz büyüdük aklımız her şeye yetiyor ama onu izleyen okuyan çocuklar ne yapıyor hoppp hafızaya kaydet sonrada uygula bunuda arkadaşlarına sanki çok gurur verici birşey gibi anlatmalar annelerde hani evladımla arkadaşım ben modern anne babayım böyle şeyler normal yapsın beni kötü bilmesin deyip serbest bırakıyorlar başlarına gelincede biz ne yaptık nerde hata yaptık neden bizimde başımıza geldi diye hayıflanmalar başlıyor .....allahım bana günah yazma ama ben öyle insanlara oh olsun diyorum başkasının üzüntüsünden mutlu olmak güzel birşey değil ama elimde olmadan yapıyorum işte ne olur affet.........rabbim böyle insanları islah etsin terbiye etsin .............geçenlerde bir yerde okumuştum çocuk doğduğunda tertemiz bir sabidir 3 yaşına kadar normaldir ama ondan sonrası huyları davranış biçimi görgüsü terbiyesi yaşam için en uygun olan biçimi anne ve babaya aitmiş sen onu nasıl yetiştirisen o öyle şekillenir büyür gidermiş o zamanlar çok önemliymiş yani karakterinin oturma zamanıymış o zamanlardaki öğrendiği hafızasına tamamen yerleşirmiş...uygulamak lazım ama bir evladım olmadığı için bilemiyorum ama hep hayallerimde bu tarz yetiştirme var ................aslında rabbim herşeyi bizim ellerimize bırakmış ama ne mutlu onu layıkıyla tutmasını bilene.....
 
Back