Evde Kedi Bakımının İnsan Hayatına Olumlu Etkileri
Hayatı boyunca bir kediye dokunmamış, onu okşamamış insan var mıdır bilmiyoruz. Hepimiz en azından bir kez sokakta önümüzden geçen veya bir duvar üzerinde sevilmeyi bekleyen bir kediciğe elimizi uzatmışızdır.
Bir de bu ilişkinin daha özel bir boyutu var; evde bir kediye sahip olmak…
Aslında konu kediler olunca “sahip olmak” kelimesi biraz anlamsız kalıyor. Çünkü kedi-insan ilişkisinde kimin aslında “sahip” olduğu tartışılır. Bütün kedi severlerin bildiği bir laf vardır hani: siz kediyi değil, kedi sizi seçer. Peki bu ilginç ilişkinin bizim hayatımızdaki etkileri nelerdir? Bir kediye bakmak, onu sahiplenmek bize psikolojik olarak neler katar?
İnsanlar hoşlandıkları bir işi yaparken mutlu olurlar ve dinlenirler. Bir kedinin evde bakımını üstlendiğimize göre de onu çok seviyoruz demektir. Günlük hayatın bütün olumsuzlukları eve girdiğimizde sokak kapısının öteki tarafında kalır. Size ihtiyaç duyan, ne olursa olsun sizi yargılamayan, önünde tüm zayıflıklarınızı gösterebildiğiniz, kalkanlarınızı indirebildiğiniz bir kedinizin olması sizi sadece mutlu etmekle kalmaz, psikolojik olarak da çok güçlü kılar. Kedinizle aranızda müthiş bir bağ oluşur. Onun sorumluluğunu almış olmanız sizin kendinizi, sınırlarınızı daha iyi tanımanızı sağlar. Kendinizi tanımaya başladığınızda ise dış dünyaya karşı duruşunuz değişir.
Kediler sezgileri çok güçlü hayvanlar olarak bilinirler. Düşerken kurdukları bedensel dengeyi içlerinde de taşırlar. Kendi karakterleri vardır ancak sizin nasıl bir ruh halinde olduğunuzu da hemen hissederler ve ona göre davranırlar. Bir kediyi on dakika okşamak, içimizdeki duygusal dengelerin tekrar hizaya gelmesini sağlar, sanki stresi içine hapseder bu dünya güzeli varlıklar. Özellikle otistik çocukların ve alzheimer hastalarının yan tedavilerinde kedilerin kullanıldığı bilinmektedir.
Evde bir kediye sahip olmak aynı zamanda bizi sosyalleştirir. Başka kedi severlerle elektronik ortamlarda veya dış dünyada tanışmanızı, yeni insanlarla sevgi dolu diyaloglar kurmanızı sağlar. Hayatımızı disipline ederler. Yemek ve diğer ihtiyaçları için bize muhtaç olan bir kedinin varlığı yatış-kalkış saatlerimizi düzenler. Onun alışkanlıklarına göre daha sağlıklı, enerjik bir hayat tarzı benimsememizi sağlar.
Kedimizle aramızda kurduğumuz ilişki tamamen karşılıksız bir ilişki olduğu için kedi bakımı kişisel egomuzu da dengeler. Bir insana sadece vereceği sevgi karşılığında bir şeyler vermek günümüz şartlarında hepimize zor gelebilir. Söz konusu bir kedi olunca, hele de uzun süredir bir aradaysanız kendi kişiliğinizdeki değişimleri rahatça gözlemleyebilirsiniz. Bir kedisever olarak çok daha bağışlayıcı, hataları affedici, sakin olduğunuzu göreceksiniz.
Onun kucağınıza sıçrayıp oturması, mırıldanması ve tüylerini okşamanıza izin vermesi bazen dünyalara bedel olabilir. Bu güzel arkadaşlığı her kedisevere canı gönülden öneririz.
Alıntı..
Hayatı boyunca bir kediye dokunmamış, onu okşamamış insan var mıdır bilmiyoruz. Hepimiz en azından bir kez sokakta önümüzden geçen veya bir duvar üzerinde sevilmeyi bekleyen bir kediciğe elimizi uzatmışızdır.
Bir de bu ilişkinin daha özel bir boyutu var; evde bir kediye sahip olmak…
Aslında konu kediler olunca “sahip olmak” kelimesi biraz anlamsız kalıyor. Çünkü kedi-insan ilişkisinde kimin aslında “sahip” olduğu tartışılır. Bütün kedi severlerin bildiği bir laf vardır hani: siz kediyi değil, kedi sizi seçer. Peki bu ilginç ilişkinin bizim hayatımızdaki etkileri nelerdir? Bir kediye bakmak, onu sahiplenmek bize psikolojik olarak neler katar?
İnsanlar hoşlandıkları bir işi yaparken mutlu olurlar ve dinlenirler. Bir kedinin evde bakımını üstlendiğimize göre de onu çok seviyoruz demektir. Günlük hayatın bütün olumsuzlukları eve girdiğimizde sokak kapısının öteki tarafında kalır. Size ihtiyaç duyan, ne olursa olsun sizi yargılamayan, önünde tüm zayıflıklarınızı gösterebildiğiniz, kalkanlarınızı indirebildiğiniz bir kedinizin olması sizi sadece mutlu etmekle kalmaz, psikolojik olarak da çok güçlü kılar. Kedinizle aranızda müthiş bir bağ oluşur. Onun sorumluluğunu almış olmanız sizin kendinizi, sınırlarınızı daha iyi tanımanızı sağlar. Kendinizi tanımaya başladığınızda ise dış dünyaya karşı duruşunuz değişir.
Kediler sezgileri çok güçlü hayvanlar olarak bilinirler. Düşerken kurdukları bedensel dengeyi içlerinde de taşırlar. Kendi karakterleri vardır ancak sizin nasıl bir ruh halinde olduğunuzu da hemen hissederler ve ona göre davranırlar. Bir kediyi on dakika okşamak, içimizdeki duygusal dengelerin tekrar hizaya gelmesini sağlar, sanki stresi içine hapseder bu dünya güzeli varlıklar. Özellikle otistik çocukların ve alzheimer hastalarının yan tedavilerinde kedilerin kullanıldığı bilinmektedir.
Evde bir kediye sahip olmak aynı zamanda bizi sosyalleştirir. Başka kedi severlerle elektronik ortamlarda veya dış dünyada tanışmanızı, yeni insanlarla sevgi dolu diyaloglar kurmanızı sağlar. Hayatımızı disipline ederler. Yemek ve diğer ihtiyaçları için bize muhtaç olan bir kedinin varlığı yatış-kalkış saatlerimizi düzenler. Onun alışkanlıklarına göre daha sağlıklı, enerjik bir hayat tarzı benimsememizi sağlar.
Kedimizle aramızda kurduğumuz ilişki tamamen karşılıksız bir ilişki olduğu için kedi bakımı kişisel egomuzu da dengeler. Bir insana sadece vereceği sevgi karşılığında bir şeyler vermek günümüz şartlarında hepimize zor gelebilir. Söz konusu bir kedi olunca, hele de uzun süredir bir aradaysanız kendi kişiliğinizdeki değişimleri rahatça gözlemleyebilirsiniz. Bir kedisever olarak çok daha bağışlayıcı, hataları affedici, sakin olduğunuzu göreceksiniz.
Onun kucağınıza sıçrayıp oturması, mırıldanması ve tüylerini okşamanıza izin vermesi bazen dünyalara bedel olabilir. Bu güzel arkadaşlığı her kedisevere canı gönülden öneririz.
Alıntı..