- 14 Aralık 2013
- 8.314
- 6.284
- Konu Sahibi vargasabreu
- #1
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 8 Mart öncesi Türk Metal Sendikası Kadın İşçiler 20. Büyük Kurultayı'nda konuştu. Kabataş yalanını tekrarlayan Erdoğan, kadın hakları konusundaki eleştirileri, “Esma'ya ağlamayanlar, 'kadın' demesin” diyerek yanıtladı.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü öncesi Türk Metal Sendikası Kadın İşçiler 20. Büyük Kurultayı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Kabataş yalanını tekrarladı. Kadın hakları konusundaki eleştirileri, “Esma’ya ağlamayanlar ‘kadın’ demesin” diye yanıtlayan Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
MALİ DESTEĞE YANAŞMAZLAR: Dün eşim Türkiye’nin en büyük kampı Suruç’a gitti. Yeni mekanların açılışını yaptılar. Oradaki çileyi bana anlattı. Şimdi buradan dünyaya sesleniyorum. Ey dünya, ey batı, lafa geldiği zaman kadın haklarını konuşuyorsunuz ancak benim ülkeme Suriye ve Irak’tan sığınan 2 milyon insanın hakları konusunda ne yaptınız, ne yapıyorsunuz? Herhangi bir destekleri de söz konusu değil ha. 250 milyon dolar. Bizim yaptığımız harcama 5,5 milyar dolar. Ama yanımıza geldikleri zaman da “yaptıklarınız bu işler her türlü tebrike şayan, gerçekten çok başarılısınız.” Tamam da, hadi biraz mali destek verin deyince yanaşmazlar. Tüm Batı’da, Avrupa’da 150 bin sığınmacı var. Bizde 2 milyon. Bütün bu gerçekler ortada.
ESMA'YA GÖZÜNÜ KAPATAN 'KADIN' DEMESİN: Bunca zulme, katliama ses çıkarmayan hiç kimsenin kadının adını ağzına almaya hakkı yoktur. Mısır’da Tahrir Meydanı’nda haklarını ararken ekin gibi biçilen Esma’lara gözünü kapatanların kadının adını dahi ağzına almaya hakkı yoktur. Kendi ülkesinde her köşe başında bir meta gibi alınıp satılan kadınları görmezden gelip örtünen kadına yasak getirenlerin kadının adını ağzına almaya hakları yoktur. Kadın istismarı asıl budur. Kadın bedeninin istismarı asıl budur. Kadının ötekileştirilmesi, sınıf ayrımına tabi tutulması asıl budur.
KADINLA ERKEK AYNI YARIŞA SOKULAMAZ: Birbirlerinden yaradılış, güç kuvvet bakımından çok farklı olan kadınla erkeği aynı yarışa sokmak asla eşitlik değildir. Kadını Allah’ın emaneti olarak görmek, ayrımcılık değil kadını baş tacı etmektir, kadını yüceltmektir.
FITRİ FARKLAR: Ayaklarının altına cennet serilen kadının analık vasfına vurgu yapmak kadına ayrımcılık değil ama tam tersine ona karşı sonsuz bir hürmetin ifadesidir. Bazıları diyor ki bize ana demeyin, biz kadınız. Ben diyorum ki doğuran, doyuran, yetiştiren… Ben anasının ayaklarının altını öpen bir evladım. Anacığım ayağını çekerdi, ben zorla öperdim. Derdim benden cennetin kokusunu mu esirgiyorsun anacığım derdim. Bu idrake varabilmek kolay bir iş değil. Bak babaların ayaklarının altında değil, annelerin ayaklarının altında. O makama ulaşmak herkesin de kârı değildir. Kadınla erkek arasındaki fıtri farklara işaret etmek ayrımcılık değil, onun haklarının korunmasının kollanmasının garantisidir.
HANİ KADININ BEYANI ESASTI: Gezi olayları yaşadık değil mi. Gezi olayları sırasında bir genç kadın. Bir belediye başkanının gelini. Bir anne yanında çocuğu olduğu halde Kabataş’ta tacize maruz kaldı. Kimse o kadını taciz edenleri kınamadı, peşine düşmedi. Tacize uğrayana kadına ise etmediklerini bırakmadılar. Terbiyesizce ahlaksızca o kadının üzerine gittiler. Hatta o hanımefendiyle ilgili yazılar yazan 4 tane bayan köşe yazarına da olmadık hakaretler ettiler. Şimdi de sosyal medyada üzerine gitmeye devam ediyorlar. Hani tacizde esas olan kadının beyanıydı. Çarşaflı kadınlara rozetler takarken diğer tarafta çarşaflı kadınları köle olarak gösteren sergiler açtılar. Benim annem de başörtülü edebiyatı yaparken elleri öpülesi anaları evlatlarının mezuniyetlerine almadılar. Demek ki bunlar için önemli olan kadının kendisi değil sadece bazı kadınlar.
ÜÇ ÇOCUK BEREKETİYLE GELİR: Her türlü ayrımcılığa olduğu gibi kadına karşı ayrımcılığa karşı mücadele ettim. Bundan sonra da var gücümle mücadele edeceğim. Şiddete maruz kalarak hayatını yitirmiş tüm kadınlarımıza, kızlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Şiddet uygulayanları da lanetle anıyorum. Biz kadının çalışmasına asla karşı değiliz. Kariyer yapmak isteyen kendi işini kurmak isteyen kadının yanındayız. Sosyal hakların kısıtlanmasına kadının hakkının sömürülmesine asla müsaade etmeyiz. Bugün kadınların iş hayatındaki yeri eskisiyle mukayese edilemeyecek kadar iyi durumdadır. Çocuk her işin bereketidir. Çocuk rızkıyla gelir bunu da biliniz. Çocuk evin neşesidir. Geleceğin teminatıdır. Ben katıldığım nikah törenlerinden en az 3 çocuk tavsiyesinde bulunduğumda bunu hafife alanlar oluyor. Onlar tehlikenin farkında değildir. Bu bir para meselesi de değil. Zenginlerin ailelerine bakın. Ya bir ya iki çocuğu vardır. Bu para meselesi değil. Başka bir mesele.
http://ilerihaber.org/esmaya-aglamayanlar-kadin-demesin/11561/
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü öncesi Türk Metal Sendikası Kadın İşçiler 20. Büyük Kurultayı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Kabataş yalanını tekrarladı. Kadın hakları konusundaki eleştirileri, “Esma’ya ağlamayanlar ‘kadın’ demesin” diye yanıtlayan Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
MALİ DESTEĞE YANAŞMAZLAR: Dün eşim Türkiye’nin en büyük kampı Suruç’a gitti. Yeni mekanların açılışını yaptılar. Oradaki çileyi bana anlattı. Şimdi buradan dünyaya sesleniyorum. Ey dünya, ey batı, lafa geldiği zaman kadın haklarını konuşuyorsunuz ancak benim ülkeme Suriye ve Irak’tan sığınan 2 milyon insanın hakları konusunda ne yaptınız, ne yapıyorsunuz? Herhangi bir destekleri de söz konusu değil ha. 250 milyon dolar. Bizim yaptığımız harcama 5,5 milyar dolar. Ama yanımıza geldikleri zaman da “yaptıklarınız bu işler her türlü tebrike şayan, gerçekten çok başarılısınız.” Tamam da, hadi biraz mali destek verin deyince yanaşmazlar. Tüm Batı’da, Avrupa’da 150 bin sığınmacı var. Bizde 2 milyon. Bütün bu gerçekler ortada.
ESMA'YA GÖZÜNÜ KAPATAN 'KADIN' DEMESİN: Bunca zulme, katliama ses çıkarmayan hiç kimsenin kadının adını ağzına almaya hakkı yoktur. Mısır’da Tahrir Meydanı’nda haklarını ararken ekin gibi biçilen Esma’lara gözünü kapatanların kadının adını dahi ağzına almaya hakkı yoktur. Kendi ülkesinde her köşe başında bir meta gibi alınıp satılan kadınları görmezden gelip örtünen kadına yasak getirenlerin kadının adını ağzına almaya hakları yoktur. Kadın istismarı asıl budur. Kadın bedeninin istismarı asıl budur. Kadının ötekileştirilmesi, sınıf ayrımına tabi tutulması asıl budur.
KADINLA ERKEK AYNI YARIŞA SOKULAMAZ: Birbirlerinden yaradılış, güç kuvvet bakımından çok farklı olan kadınla erkeği aynı yarışa sokmak asla eşitlik değildir. Kadını Allah’ın emaneti olarak görmek, ayrımcılık değil kadını baş tacı etmektir, kadını yüceltmektir.
FITRİ FARKLAR: Ayaklarının altına cennet serilen kadının analık vasfına vurgu yapmak kadına ayrımcılık değil ama tam tersine ona karşı sonsuz bir hürmetin ifadesidir. Bazıları diyor ki bize ana demeyin, biz kadınız. Ben diyorum ki doğuran, doyuran, yetiştiren… Ben anasının ayaklarının altını öpen bir evladım. Anacığım ayağını çekerdi, ben zorla öperdim. Derdim benden cennetin kokusunu mu esirgiyorsun anacığım derdim. Bu idrake varabilmek kolay bir iş değil. Bak babaların ayaklarının altında değil, annelerin ayaklarının altında. O makama ulaşmak herkesin de kârı değildir. Kadınla erkek arasındaki fıtri farklara işaret etmek ayrımcılık değil, onun haklarının korunmasının kollanmasının garantisidir.
HANİ KADININ BEYANI ESASTI: Gezi olayları yaşadık değil mi. Gezi olayları sırasında bir genç kadın. Bir belediye başkanının gelini. Bir anne yanında çocuğu olduğu halde Kabataş’ta tacize maruz kaldı. Kimse o kadını taciz edenleri kınamadı, peşine düşmedi. Tacize uğrayana kadına ise etmediklerini bırakmadılar. Terbiyesizce ahlaksızca o kadının üzerine gittiler. Hatta o hanımefendiyle ilgili yazılar yazan 4 tane bayan köşe yazarına da olmadık hakaretler ettiler. Şimdi de sosyal medyada üzerine gitmeye devam ediyorlar. Hani tacizde esas olan kadının beyanıydı. Çarşaflı kadınlara rozetler takarken diğer tarafta çarşaflı kadınları köle olarak gösteren sergiler açtılar. Benim annem de başörtülü edebiyatı yaparken elleri öpülesi anaları evlatlarının mezuniyetlerine almadılar. Demek ki bunlar için önemli olan kadının kendisi değil sadece bazı kadınlar.
ÜÇ ÇOCUK BEREKETİYLE GELİR: Her türlü ayrımcılığa olduğu gibi kadına karşı ayrımcılığa karşı mücadele ettim. Bundan sonra da var gücümle mücadele edeceğim. Şiddete maruz kalarak hayatını yitirmiş tüm kadınlarımıza, kızlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Şiddet uygulayanları da lanetle anıyorum. Biz kadının çalışmasına asla karşı değiliz. Kariyer yapmak isteyen kendi işini kurmak isteyen kadının yanındayız. Sosyal hakların kısıtlanmasına kadının hakkının sömürülmesine asla müsaade etmeyiz. Bugün kadınların iş hayatındaki yeri eskisiyle mukayese edilemeyecek kadar iyi durumdadır. Çocuk her işin bereketidir. Çocuk rızkıyla gelir bunu da biliniz. Çocuk evin neşesidir. Geleceğin teminatıdır. Ben katıldığım nikah törenlerinden en az 3 çocuk tavsiyesinde bulunduğumda bunu hafife alanlar oluyor. Onlar tehlikenin farkında değildir. Bu bir para meselesi de değil. Zenginlerin ailelerine bakın. Ya bir ya iki çocuğu vardır. Bu para meselesi değil. Başka bir mesele.
http://ilerihaber.org/esmaya-aglamayanlar-kadin-demesin/11561/