Kısırlık üzerine çalışmalar yürüten bilim adamları, ‘erkeksiz doğuma’ doğru gidiyor. Spermi olmayanın yardımına kök hücre yetişecek…
kısırlık / Ayşegül Aydoğan
Türkiye’de her 100 çiftten yaklaşık 15′inin sorunu olan kısırlık, dünyada da yüz binlerce çiftin sorunu. Ancak, özellikle ‘kök hücre’ gibi geleceğin tedavileri, kısırlık sorunun çözümünde de umut veriyor.
Kısırlık sorununun yüzde 40 nedeni erkeğe, yüzde 40′ı kadına bağlı. Bugün uygulanan tüp bebek yöntemlerinde, menisinde sperm bulunmayan erkekler de çocuk sahibi olabiliyor. Testislerden biyopsiyle sperm bulmaya yarayan bu yöntemlerde başarı oranı yüzde 50.
Son yıllardaki en önemli gelişmelerden biri de bu grup hastalarda başarı oranını artırma yönünde. Artık vücuttan alınan kök hücrelerin hatta normal hücrelerin, doku örneklerinin sperm yerine kullanılması gündemde…
Tüp bebeğin babası kabul edilen Prof. Dr. Robert Edwards’ın da katıldığı Antalya’da düzenlenen 4. Ulusal Jinekoloji ve Obstetrik Kongresi’nde tartışılan son gelişmeleri, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Tıraş anlattı…
Kısırlık tedavisinde gelişmeler nereye gidiyor?
- Klonlama dünyanın birçok ülkesinde etik açıdan yasaklanıyor. Klonlama yasaklanınca çalışmalar kök hücrelere kaydı. Kök hücreler vücudun birçok dokusunda bulunup değişik dokulara gidebilme özelliğine ve yeni doku yaratabilme, adapte olabilme potansiyeline sahip. Şimdi üzerinde durulan konulardan biri, bunların spermi olmayan kişilerde nasıl kullanılabileceği. Yeni çalışmalar yakın gelecekte erkeksiz doğuma imkân verecek.
Bu nasıl mümkün olacak?
- Şu anki teknolojide menisinde spermi olmayan erkeklerde testislerden biyopsi alıyoruz. Bu biyopsiden hareketli sperm hücreleri (en son aşamaya gelmiş, olgunlaşmış sperm) bulunup yumurtanın içine mikroenjeksiyon yapılıyor. Ama bu erkeklerin yarısının testislerinde canlı sperm bulunamıyor. Şimdi ise bununla ilgili çalışmalar, ‘Daha erken aşamadaki sperm hücreleri yumurtayı döllemede kullanabilir mi?’ üzerinde yoğunlaşarak spermatagonyum dediğimiz kök hücrelerin kullanımına doğru gidiyor. Kök hücrelerin bir diğer muhtemel kullanım alanları şöyle olacak: Tüp bebek tedavilerinde elde edilen ve kullanılmayan embriyolardan (döllenmiş yumurta ve sperm) elde edilen hücreler var. Bunlar vücutta her türlü dokuya dönüşebiliyor. Dolayısıyla bunları alıp erkek gamet hücrelerine dönüştürebilme üzerinde duruluyor. Eğer bu yapılırsa o zaman, ‘Vücuttaki kök hücrelerden döllemeyi sağlayacak sperm oluşturabilir miyiz?’ sorusu yanıtlanmış olacak.
Peki normal hücrelerin sperm yerine kullanılma çalışmaları ne durumda?
- İnsan hücreleri somatik hücreler ve gamet dediğimiz yumurta ve sperm hücreleri olarak ikiye ayrılır. Gamet hücrelerinin en önemli özelliği ve diğerlerinden farkı, kromozom sayıları yarıya iniyor. Kadından gelen yumurtayla erkekten gelen sperm, 23′er kromozom birleşip 46 kromozomlu yeni bir canlı oluşturuyor. Buradaki temel sorun mayoz bölünme dediğimiz iki aşamalı bir bölünme olması. Yumurta ve sperm bu mayoz bölünmeden geçip 23′e iniyor. En büyük teknolojik problem, acaba vücudun bir dokusundaki hücreyi alıp kromozomlarını yarıya indirebilir miyiz konusuydu. Deneysel çalışmalarda bu başarılmış durumda.
Bu çalışmalar ne zamandır yapılıyor?
- Yaklaşık 20 yıldır. Son zamanlarda bu işlem başarıldı ama bazı teknik problemler var. Bunlardan biri, hücrelerin kromozomları yarıya indikten sonra yaşatılabilmesi ve sperm yerine kullanıldıkları zaman yumurtayı dölleyebilmesi lazım. Bu aşamalar üzerinde çalışılıyor şimdi. Bu konuda önümüzdeki 5 - 10 yıl içinde önemli gelişmeler olacak.
Yeni yöntemler kimler için çare olacak?
- Hem kök hücrelerden sperm elde edilmesi, hem somatik hücrelerden dölleme yeteneğine sahip hücrelerin bulunması, hem de spermatogonyuma kadar gelen spermlerin kullanılması… Bu çalışmaların üçü de özellikle testislerinde sperm elde edilemeyen hastalar için ümit kaynağı olabilir.
Genetik ayıklamayı sağlayacak mı?
- Bunlarla ilgili çalışmalar da var. Bugün mikroenjeksiyon yöntemiyle spermleri seçerken genetik yapılarını kontrol etmiyoruz. Embriyo aşamasında problem çıktığından embriyoya bakıyoruz. Bu embriyolarda yakın gelecekte belki gen tedavisi gündeme gelecek. Örneğin ailesinde meme kanseri varsa meme kanseri genlerine embriyoda bakıp bu genlerin olmadığı embriyolar verilecek. Böylece o embriyoda gelecekte meme kanseri gelişmesi önlenmiş olacak. Bu hem gen hem de tüp bebek teknolojisiyle uygulanabilecek. Bunların hepsinin 10 - 15 yıl içinde pratik kullanıma geçeceğini düşünüyoruz.
Sağlıklı spermler için dikkat edilmesi gerekenler
Sigara, alkol kullanımı sperm kalitesini bozan, erkekliği öldüren etkenlerden. Bunların kullanımından uzak durulmalı.
Bir araştırmaya göre, kabuklu deniz ürünlerini çok tüketen kişilerde sperm oranları ciddi oranda düşüyor. Kabuklu deniz hayvanlarında cıva, kurşun, kadmiyum gibi ağır metaller biriktiğinden özellikle sanayinin yoğunlaştığı yerlerden toplanan kabuklu deniz ürünlerinin çok tüketilmemesi öneriliyor.
Hormonlu tavuk ve et tüketen erkeklerde bu hormonlar vücutta kadınlık hormonuna dönüşüyor. Erkekler istemeden de olsa östrojen aldıkları için bunlar sperm üretimi üzerine olumsuz etki yapıyor. Ancak beyaz et üreticileri, Türkiye’de bu hormonların kullanılmadığını söylüyor.
Sıcak ortamlarda bulunmak, özellikle sık sık saunaya, sıcak su kaynaklarına girmek, testisler ve spermleri olumsuz etkiliyor. Testisler sıcak yer sevmiyor.
Uzun yol otobüs ve tır şoförlerinin sürekli oturduğundan slip tarzı çok sıkı iç çamaşırlar yerine şort, boxer şeklinde testislerini sıkıştırıp ısıyı bozmayacak çamaşırlar giymeli.
Dizayn bebekler dönemi
Diğer gelişmeler neler?
- ‘Dizayn bebek’ olarak nitelenen bir kavram var. Bebeğin genetik yapısına direkt müdahale etme şansına sahip olacağız. Ailede bir hastalık var, örneğin cüce doğuyor. Anne ve babanın tüp bebek tedavisi yapılırken müdahale edilip embriyonun bu özellikleri değiştirilecek. Bugünkü tıp teknolojisi pek çok şeye izin veriyor, cinsiyet seçimi gibi. Cinsiyet seçimini sadece genlerle geçen hastalıklar için kullanıyoruz. Örneğin; hemofili hastalığında erkeklerde gözlendiğinden erkek embriyolar transfer edilmiyor. Yumurtalık naklinde de çok önemli gelişmeler var. Kemoterapi ve radyoterapi gören kadınlarda yumurtalık, erkeklerde ise sperm hücreleri kalıcı olarak ölüyor. Çocuğu olmuyor. Bunu önlemek için erkeklerde spermin dondurulması uygulanıyor. Ülkemizde hâlâ yasal değil. Kadınlar için de ümit geçtiğimiz hafta ABD’den geldi. İlk kez yumurtalık nakli gerçekleştirildi. Erken menopoza giren kadına ikiz kız kardeşinden nakledilen yumurtalığın orada yaşadığı tespit edilmiş durumda. Üç ay içinde de bu kişiden gebelik bekleniyor.
Kimler nakil için aday olabilir?
- Kanser tedavisi nedeniyle yumurtalıkları işlevini kaybedenler ve erken menopoza girenler. Erken menopoz Türkiye’de de çok sayıda kadını yakından ilgilendiriyor. Bugün erken menopoza girenler kadınlık fonksiyonlarının devamı yönünden ya hayat boyu dışardan östrojen almak durumunda kalıyorlar ya da kendi yumurtalarıyla kendi genetik yapılarıyla çocuk sahibi olamıyorlardı. Bunlarda yumurta bağışı uygulanıyor ki bu da Türkiye’de yasal değil.
İnmemiş testis ve kabakulağa çok dikkat…
Çocuk sahibi olamayan çiftlerde özellikle inmemiş testislerle çok sık karşılaştıklarını anlatan Prof. Bülent Tıraş, öncelikle erkek çocuğu olan ailelerin çocuklarının testislerinin inip inmediğini kontrol ettirmesi gerektiğini vurguluyor. “Bu ileride erkek kısırlığını oluşturan en önemli faktörlerden” diyerek, şöyle devam ediyor: “Testisler karın içinde kalırsa sperm üretme özelliğini tamamıyla kaybediyor. Buluğ çağında fark edilirse geç kalınmış oluyor. 2 - 3 yaşına kadar testisler mutlaka ilaç veya ameliyatla indirilmeli. Vücudun içinde kalan testiste ikinci bir risk de tümör meydana gelebilmesi. Kabakulak aşılarını mutlaka çocuklarda yaptırmak gerekiyor, bu hâlâ devletin aşı programında yok. Kabakulak testislere vurup kalıcı kısırlığa neden oluyor.”