- 21 Eylül 2006
- 1.453
- 28
Eş seçiminde yapılan hatalara yeni bir sorumlu bulundu: "Şema kimyası!" Bu görüşü savunan uzmanlar, kişinin çocukluktan itibaren yıllar boyunca geliştirdiği yanlış davranış şemalarının kalıplaşıp, ilişkilerde hüsran yaşattığını söylüyorlar.
Neden hep reddeden erkeklerin peşinde koştuğunuzu, neden "hayır" demeyi beceremediğinizi merak ediyor musunuz? Dünyada psikoloji alanındaki en yeni akımlardan biri olan ve Amerikalı Dr. Jeffrey Young’ın geliştirdiği "şema terapi tekniği"ne göre, değiştirilmesi zor psikolojik sıkıntılar belli şemalar halinde yaşamımıza yansıyor. Şema terapi tekniği, kişiliğimizin parçaları haline gelen bu şemaları saptamamızı ve onlardan kurtulmamızı sağlıyor.
Şema terapiyi ülkemizde uygulayan psikiyatri uzmanı Dr. H. Alp Karaosmanoğlu, kişinin yaşamında başını derde sokan 18 şema olduğunu ve kişilerin gerek eş seçerken gerek iş yaşamında kendi şemalarını doğrulayacak kişileri seçtiğini söylüyor. Bu duruma şu örneği veriyor Dr. Karaosmanoğlu: "Sevgi ve bağlanma alanında yaşanan sorunlardan sonra oluşan şemalar var; duygusal yoksunluk, terk edilme, kusurluluk şemaları gibi.
Duygusal yoksunluk şeması
Duygusal yoksunluk şemasına sahip kişiler, ilgi, duygusallık, sıcaklık, arkadaşlık, anlaşılmak gibi doğal duygusal ihtiyaçlarının diğerleri tarafından yeterli olarak karşılanmayacağına inanırlar.
Davranış Biçimleri:
Duygusal gereksinimlerin karşılanmayacağı beklentisi, kişiyi algıda hazırlık durumuna sokar. İlişkilerdeki en ufak ilgisizlik belirtileri, başa gelmiş bir felaket olarak algılanır. Duygusal yoksunluk şemamız tetiklendiğinde, ilgisizlik kavramını iyi ölçemeyiz: "Ya vardır, ya da yoktur".
Kökeni:
Duygusal yoksunluk şeması altında çoğunlukla anne-babanın davranışları yatıyor. Dr. Karaosmanoğlu, bu davranışlardan bazılarını şöyle sıralıyor: "Anne soğuk ve duygularını gösteremeyen biridir. Çocuğa yeterince sarılıp, fiziksel şefkat göstermemiştir, yeterli zaman ve dikkat ayırmamıştır".
Eş seçimine etkileri:
Şemalar, kişilerin kendilerini doğrulayacak eşler veya arkadaşlar seçmelerine neden olurlar. Duygusal yoksunlukta seçilen eş veya arkadaşlar genellikle bencil, sevgi vermeyi ve paylaşmayı bilmeyen, uzak, soğuk insanlardır. Bu sayede kişinin duygusal gereksinimlerinin karşılanmadığı ve karşılanamayacağı ortamlar yaratılmış olur.
Nasıl değiştirebilirsiniz:
Karşılanmadığını düşündüğümüz gereksinimimizi ve bu durumda ne hissettiğimizi ifade etmek hakkımızdır. İfademiz, kesinlikle karşı tarafa acı verme amacı taşımamalı ve saldırgan olmamalıdır. Saçma bile olsa, bu gereklidir.
Bunları yapmalısınız:
Uzak durmak üzere bugün için var olan tehlikeleri listeleyin. Duygusal olarak verici bir partner bulduğunuzda, ilişkinin yürümesine fırsat verin. Ne istediğinizi söyleyin ve kırıldığınız durumları onunla paylaşın. Partnerinizi suçlamayın ve ihtiyaçlarınızın karşılanması için ısrarcı olmayın.
Terk edilme şeması
Bu şemaya sahip kişiler yakınlarının veya bağlanacakları kişilerin kendilerini bir başkası için bırakıp gideceğine derin bir inanç duyarlar.
Davranış Biçimleri:
Doğru insanlarla bile yakın ilişkiden kaçınır; çünkü ya onu kaybetmekten ya da çok yakınlaşıp incinmekten korkarlar. Partnerlerinin söylediği ya da yaptığı ufak şeyler, onun kişiyi terk etmek istediğine ilişkin işaretler olarak algılanır ve bu davranışlara aşırı tepki verilir. Aşırı kıskanç ve sahiplenicidirler.
Kökeni:
Bu şemanın kökenlerinde dengesiz, alkolik ve patlayıcı ana babalar olabildiği gibi, erken yaşlarda ebeveyn kaybı gibi çocuğun bağlanma yaşantısını kesintiye uğratan durumlar da olabilir.
Eş seçimine etkileri:
Ayrılma ve terk edilme korkulan durumlar olmasına karşın, bu şemaya sahip kişilerin tutarlı olmayan insanlara karşı bir yakınlık hissettiği biliniyor. Yani kendilerini terk etme ihtimali bulunan kişilere daha çok ilgi duyarlar.
Nasıl değiştirebilirsiniz:
Terk edilme duygularınızı gözlemleyin. Yakınlarınızı kaybetmeye karşı aşırı duyarlılığınızı, yalnız kalmaya yönelik ümitsiz korkularınızı, insanlara yapışma ihtiyacınızı belirleyin.
Bunları yapmalısınız:
Sizin için yüksek kimya oluştursa bile, bağlılık göstermeyen, tutarsız ya da kararsız kişilerden, sevgililerden uzak durun. Tutarlı ve bağlı bir partner bulduğunuzda ona güvenin. Onun hep yanınızda olacağına ve sizi terk etmeyeceğine inanın. Yapışmayın, kıskanç olmayın. Sağlıklı bir ilişkinin doğal ayrılıklarına aşırı tepki vermeyin.
Boyun eğicilik şeması
Kişinin kendisini bunu yapmak zorunda hissederek, genellikle öfkeden, karşı tepkiden veya terk edilmeden kaçınmak için kontrolü başkalarına bırakmasıdır.
Davranış Biçimleri:
Çoğu zaman insanların ne isterlerse yapmalarına izin vermek, diğer insanların kontrol ettiği durumlarda kendini daha rahat hissetmek. Haklarına sahip çıkamamak, ancak diğer insanlar ne yapması gerektiğini söylediğinde öfkelenmek. Sıklıkla kendini kıstırılmış veya gereksinimleri karşılanmamış bir durumda bulmak.
Kökeni:
Çocukluk dönemlerinde kişinin ana-babasından kendi ihtiyaçlarının önemli olmadığı mesajını aldığı ve kendi duygu ve gereksinimlerini ifade ettiğinde ise cezalandırıldığı veya ilgisiz kalındığı aile ortamlarında bu şema gelişebilir.
Eş seçimine etkileri:
"Boyun eğicilik" şeması olan kişiler yönetmeye meraklı, otoriter kişileri eş olarak seçebilirler.
Nasıl değiştirebilirsiniz:
Çocukluk döneminde boyun eğmek zorunda kaldığınız durumları hatırlamaya çalışın ve neden karşı tarafın tepkisinden bu kadar korktuğunuzu anlayın.
Bunları yapmalısınız:
Pasif-agresif davranışlarınızdan vazgeçin. Kendinizi sistematik biçimde girişken olma yönünde itekleyin. Ne istediğinizi veya neye gereksiniminiz olduğunu ifade edin. Gereksinimlerinizi dikkate alamayacak kadar bencil kişilerle ilişkilerinizi geriye çekin. Tek taraflı ilişkilerden kaçının. Kendinizi kıstırılmış hissettiğinizde, ilişkinizi değiştirin veya o ilişkiden uzak durun.
İyi Hissetmek
Yaşam boyunca kendinizi kaygı, suçluluk ve kötümserlik duyguları içinde hissettiyseniz, size iyi bir haber: Psikonet Yayınları tarafından yayınlanan "İyi Hissetmek" adlı kitap, duygularınızı harekete geçirecek ve hayata daha olumlu bakmanızı sağlayacak, bilimsel olarak test edilmiş teknikler sunuyor.
Neden hep reddeden erkeklerin peşinde koştuğunuzu, neden "hayır" demeyi beceremediğinizi merak ediyor musunuz? Dünyada psikoloji alanındaki en yeni akımlardan biri olan ve Amerikalı Dr. Jeffrey Young’ın geliştirdiği "şema terapi tekniği"ne göre, değiştirilmesi zor psikolojik sıkıntılar belli şemalar halinde yaşamımıza yansıyor. Şema terapi tekniği, kişiliğimizin parçaları haline gelen bu şemaları saptamamızı ve onlardan kurtulmamızı sağlıyor.
Şema terapiyi ülkemizde uygulayan psikiyatri uzmanı Dr. H. Alp Karaosmanoğlu, kişinin yaşamında başını derde sokan 18 şema olduğunu ve kişilerin gerek eş seçerken gerek iş yaşamında kendi şemalarını doğrulayacak kişileri seçtiğini söylüyor. Bu duruma şu örneği veriyor Dr. Karaosmanoğlu: "Sevgi ve bağlanma alanında yaşanan sorunlardan sonra oluşan şemalar var; duygusal yoksunluk, terk edilme, kusurluluk şemaları gibi.
Duygusal yoksunluk şeması
Duygusal yoksunluk şemasına sahip kişiler, ilgi, duygusallık, sıcaklık, arkadaşlık, anlaşılmak gibi doğal duygusal ihtiyaçlarının diğerleri tarafından yeterli olarak karşılanmayacağına inanırlar.
Davranış Biçimleri:
Duygusal gereksinimlerin karşılanmayacağı beklentisi, kişiyi algıda hazırlık durumuna sokar. İlişkilerdeki en ufak ilgisizlik belirtileri, başa gelmiş bir felaket olarak algılanır. Duygusal yoksunluk şemamız tetiklendiğinde, ilgisizlik kavramını iyi ölçemeyiz: "Ya vardır, ya da yoktur".
Kökeni:
Duygusal yoksunluk şeması altında çoğunlukla anne-babanın davranışları yatıyor. Dr. Karaosmanoğlu, bu davranışlardan bazılarını şöyle sıralıyor: "Anne soğuk ve duygularını gösteremeyen biridir. Çocuğa yeterince sarılıp, fiziksel şefkat göstermemiştir, yeterli zaman ve dikkat ayırmamıştır".
Eş seçimine etkileri:
Şemalar, kişilerin kendilerini doğrulayacak eşler veya arkadaşlar seçmelerine neden olurlar. Duygusal yoksunlukta seçilen eş veya arkadaşlar genellikle bencil, sevgi vermeyi ve paylaşmayı bilmeyen, uzak, soğuk insanlardır. Bu sayede kişinin duygusal gereksinimlerinin karşılanmadığı ve karşılanamayacağı ortamlar yaratılmış olur.
Nasıl değiştirebilirsiniz:
Karşılanmadığını düşündüğümüz gereksinimimizi ve bu durumda ne hissettiğimizi ifade etmek hakkımızdır. İfademiz, kesinlikle karşı tarafa acı verme amacı taşımamalı ve saldırgan olmamalıdır. Saçma bile olsa, bu gereklidir.
Bunları yapmalısınız:
Uzak durmak üzere bugün için var olan tehlikeleri listeleyin. Duygusal olarak verici bir partner bulduğunuzda, ilişkinin yürümesine fırsat verin. Ne istediğinizi söyleyin ve kırıldığınız durumları onunla paylaşın. Partnerinizi suçlamayın ve ihtiyaçlarınızın karşılanması için ısrarcı olmayın.
Terk edilme şeması
Bu şemaya sahip kişiler yakınlarının veya bağlanacakları kişilerin kendilerini bir başkası için bırakıp gideceğine derin bir inanç duyarlar.
Davranış Biçimleri:
Doğru insanlarla bile yakın ilişkiden kaçınır; çünkü ya onu kaybetmekten ya da çok yakınlaşıp incinmekten korkarlar. Partnerlerinin söylediği ya da yaptığı ufak şeyler, onun kişiyi terk etmek istediğine ilişkin işaretler olarak algılanır ve bu davranışlara aşırı tepki verilir. Aşırı kıskanç ve sahiplenicidirler.
Kökeni:
Bu şemanın kökenlerinde dengesiz, alkolik ve patlayıcı ana babalar olabildiği gibi, erken yaşlarda ebeveyn kaybı gibi çocuğun bağlanma yaşantısını kesintiye uğratan durumlar da olabilir.
Eş seçimine etkileri:
Ayrılma ve terk edilme korkulan durumlar olmasına karşın, bu şemaya sahip kişilerin tutarlı olmayan insanlara karşı bir yakınlık hissettiği biliniyor. Yani kendilerini terk etme ihtimali bulunan kişilere daha çok ilgi duyarlar.
Nasıl değiştirebilirsiniz:
Terk edilme duygularınızı gözlemleyin. Yakınlarınızı kaybetmeye karşı aşırı duyarlılığınızı, yalnız kalmaya yönelik ümitsiz korkularınızı, insanlara yapışma ihtiyacınızı belirleyin.
Bunları yapmalısınız:
Sizin için yüksek kimya oluştursa bile, bağlılık göstermeyen, tutarsız ya da kararsız kişilerden, sevgililerden uzak durun. Tutarlı ve bağlı bir partner bulduğunuzda ona güvenin. Onun hep yanınızda olacağına ve sizi terk etmeyeceğine inanın. Yapışmayın, kıskanç olmayın. Sağlıklı bir ilişkinin doğal ayrılıklarına aşırı tepki vermeyin.
Boyun eğicilik şeması
Kişinin kendisini bunu yapmak zorunda hissederek, genellikle öfkeden, karşı tepkiden veya terk edilmeden kaçınmak için kontrolü başkalarına bırakmasıdır.
Davranış Biçimleri:
Çoğu zaman insanların ne isterlerse yapmalarına izin vermek, diğer insanların kontrol ettiği durumlarda kendini daha rahat hissetmek. Haklarına sahip çıkamamak, ancak diğer insanlar ne yapması gerektiğini söylediğinde öfkelenmek. Sıklıkla kendini kıstırılmış veya gereksinimleri karşılanmamış bir durumda bulmak.
Kökeni:
Çocukluk dönemlerinde kişinin ana-babasından kendi ihtiyaçlarının önemli olmadığı mesajını aldığı ve kendi duygu ve gereksinimlerini ifade ettiğinde ise cezalandırıldığı veya ilgisiz kalındığı aile ortamlarında bu şema gelişebilir.
Eş seçimine etkileri:
"Boyun eğicilik" şeması olan kişiler yönetmeye meraklı, otoriter kişileri eş olarak seçebilirler.
Nasıl değiştirebilirsiniz:
Çocukluk döneminde boyun eğmek zorunda kaldığınız durumları hatırlamaya çalışın ve neden karşı tarafın tepkisinden bu kadar korktuğunuzu anlayın.
Bunları yapmalısınız:
Pasif-agresif davranışlarınızdan vazgeçin. Kendinizi sistematik biçimde girişken olma yönünde itekleyin. Ne istediğinizi veya neye gereksiniminiz olduğunu ifade edin. Gereksinimlerinizi dikkate alamayacak kadar bencil kişilerle ilişkilerinizi geriye çekin. Tek taraflı ilişkilerden kaçının. Kendinizi kıstırılmış hissettiğinizde, ilişkinizi değiştirin veya o ilişkiden uzak durun.
İyi Hissetmek
Yaşam boyunca kendinizi kaygı, suçluluk ve kötümserlik duyguları içinde hissettiyseniz, size iyi bir haber: Psikonet Yayınları tarafından yayınlanan "İyi Hissetmek" adlı kitap, duygularınızı harekete geçirecek ve hayata daha olumlu bakmanızı sağlayacak, bilimsel olarak test edilmiş teknikler sunuyor.