Kur'ân-ı Kerîm'de çocuk arzusu ile ilgili âyetlerde bu hayırlı ve salih çocuk meselesine her seferinde ayrı ve tevhidî bir önem verilir:
Onlar ki: "-Ey Rabbimiz, bize zevcelerimizden ve nesillerimizden gözlerimizin bebeği olarak (salih insanlar) ihsan et, bizi takva sahiplerine rehber kıl derler" (el-Furkan, 25/74)
Bu âyette çocuk kelimesi yerine "gözbebeği gibi kıymetli" anlamında "kurretu aynin" kelimesi kullanılmıştır. Bu ise arzularımıza uygun, ve gerçekten Allah'tan korkan takva sahibi bir nesil demektir.
İstenmesi gereken neslin ana vasıfları, başka âyetlerde de kaydedilmiştir: "Ya Rabbi, bana kendi katından temiz bir soy bahşet. Doğrusu sen duayı işitirsin. " (Ali İmrân, 3/38)
Bu âyette istenecek neslin "temiz" olduğu belirtilmektedir. Mümin, ancak temiz bir nesil talebinde bulunur. Bu dua, Zekeriyya (a.s.)'ın duasıdır.
"Ey Rabbimiz, ikimizi de sana teslimiyette sabit kıl. Soyumuzdan da müslüman bir ümmet yetiştir. " (el-Bakara, 2/128)
"Müslüman nesil" isteğini dile getiren İbrahim ve İsmail (a.s.) bize bu bakımdan birer örnektirler. Ayrıca Cenâb-ı Allah bize: "İbrahim ve onunla birlikte olanlarda sizin için uyulacak güzel örnekler vardır" (el-Mümtehine, 60/4). buyurmaktadır.
Kur'ân-ı Kerîm'de, elde edilecek çocuk ve arkadan gelen nesille alâkalı olarak yapılması gereken duayı öğretici mahiyetteki bir âyet, neslin "salih" olmasına dikkat çeker. Kırk yaşına basan kimsenin, yapması gereken dualar meyanında şöyle demesi istenir:
"Bana verdiğin gibi, soyuma da salâh ver. " (el-Ahkâf, 46/15).
Bu talepteki salâhtan, iyi amel üzere olan hayırlı nesil anlaşılacağı gibi, yaratılış yönünden bedeni sağlam, tam, kusursuz, sakat olmayan anlamı da çıkarılmaktadır.
Hz. Âişe validemize bir doğum haberi ulaşınca, kız mı erkek mi diye hiç sormayıp, "Yaratılışı tamam mı?" diye sorduğu; "Evet!" cevabı alınca da, "Âlemlerin Rabbine hamdolsun" diye dua ettiği bilinmektedir. Hz. Âdem (a.s.) ve Havva validemiz de zaten bu şekilde dua etmişlerdir:
"Bize salih, bedence kusursuz bir çocuk verirsen, and olsun ki, şükredenlerden oluruz" (el-Âraf, 7/189).
İhtiyarlığına rağmen kendisine Cenâb-ı Hakk'ın iki çocuk vermesi karşısında Hz. İbrahim (a.s.) şu duayı yapmıştır:
"İhtiyarlığıma rağmen bana İsmail'i ve İshak'ı bahşeden Allah'a hamd olsun. Doğrusu Rabbim duaları işitendir" (İbrahim, 14/39)
Bu teslimiyet içindeki bir baba Allah Teâlâ'ya şu niyazda bulunmaktadır:
"Rabbim, beni ve çocuklarımı namaz kılanlardan eyle. Duamı kabul buyur Rabbimiz" (İbrahim, 14/40)