İnanın bende kendi çocuklarım olsa ne düşünürdüm, Allah bilir benim çocuklarım da olabilir di, yada gelecekte de olabilir, bilemeyiz gelecekte basımıza neler geleceğini. Belki bu da benim bitmek bilmeyen sınavlarımdan bir tanesidir. Hayat gerçekten uzun ve ne getireceğini bilmiyoruz. Yada Allah korusun kendi yeğenlerim var, annelerine birsey olsa, başka kadın gelse, ki yeğenlerim ellerimde büyüdü, aşırı bir sevgim vardır, sagolsun anneleri de çok olgun oturaklı bir kadın, başka kadınlar gibi niye halalarına boyle düşkünler, boyle seviyorlar olayına hiç girmedi, altlı üstlü oturuyorduk. Kendi yeğenlerim de evet huysuzluk yapardı, ama başka bir kadının onları üzmesini, kötü davranmasını istemezdim. Bunlari hep düşünüyorum. Empati yapmadan yaklaşmıyorum. Ama biz aile olarak sahip çıkardık, anneanneleri dedeleri, teyzeleri, kuzenleri var, yalnız da yaşıyorlar ama sadece telefonla arayıp konuşuyorlar, 2 senedir gelip görmemişler bile. Sanırım kültür farkından dolayı, bilemiyorum.
Benim düşündüğüm seçeneklerim;
—Kıza, gel kızım neden böyle yapıyorsun, deyip yüzüne gülüp normalleştirip, birsey yokmuş gibi davranıp, atmosferi normale çevirip, bundan sonra daha dikkatli adım atıp, seviyeyi korumak, onun istediği gibi arkadaş olarak degil de, mesafeli olmak. Ki; beni arkadan itip kapiyi üzerime kilitlendikten sonra, özür dilemeden bunu yapmak hiç içime sinmiyor, zira uzun zamandır idare ediyordum yaptıklarını, göz yumuyordum evin atmosferi değişmesin diye. Bunu yapıp, kendi haline bırakmak, bir sorun yokmuş gibi davranmak, babasıyla onu basbasa bırakmak, hiç birşeyine karışmamak, sorumluluk almamak. Çünkü babası bunu hakediyor, pedagog istemiyor, pedagog sorun yok dedi diyor. Madem sorun yok, bence de sorun yok deyip, benimle diyaloğa çok girmesini sağlamadan devam etmek. Babasıyla birbirlerini yiyorlar, 2 dakika sonra sarılıyorlar. Bilmiyorum belki çocuğa o yüzden normal geliyordur bu. Ben çocuğun üstünden elimi yavaş yavaş çekersem, babasıyla sorun yaşamaya başlayacaktır. Cok kavga ediyorlar ama onlara göre normal bu davranış ama benim kafam ve psikolojim kaldırmıyor. Artık sonra kendisi karar verir, pedagog gerekip gerekmediğini.
Diğer seçenek ; Türkiye’ye gittiğimde ben psikoloğa gideyim, onlar pedagog diye diretmek.
( eşime Türkiye’ye gittiğimde psikoloğa gideyim dedim, dedi hahaha gitte sana o evden kaç desin, dedi şakayla)
Son seçenek; Hiç uzatmadan, Türkiye gittiğimde geri gelmemek.
Siz olsanız ( Allah korusun yerimde olmanızı istemezdim) ne yapardınız?
Ya kusura bakmayın sizinde başınızı sisirdim. Hakkınızı helal edin lütfen. Aileme telefonla anlatıp onları da üzmek, kafalarını karıştırmak istemiyorum. Anlatacak kimsem de yok yakınımda. Ve gerçekten aptal da değilim aslında, zeka olarak derslerimde, iş hayatımda çok başarılıyımdır ama insani iliskilerde annemin geninden gelen bir “saflık” var bende. Bundan aylar önce, çok yakın eski iş arkadaşlarımdan biriyle telefonda konuştuğumda hafif ucundan anlattığımda, “ yaa boşver benim kendi çocuğum boyle davransa dayanamam, seni hizmetci gibi görüyorlar, eşinin seni el üstünde tutması gerekirken, herseyi kabul etmişsin, herseyi bırakıp gitmişsin, o kadar ısrar ettiler gel gel diye, bir de seni ezdiriyor. Çık gel, konuşuruz aynı işine de aldırırız, seni kullanıyorlar dedi, ama ben sabretmeye devam ettim.
Sizce?