- 16 Ağustos 2010
- 293.025
- 602.886
- 43
Gözlerinin güzelliğinin hakkını teslim etsek de pek kıymetini bildiğimiz söylenemez. Hatta nedense en sunturlu küfürlerimizi onun üstünden ederiz. Oysa dünyada eşeğe çok büyük saygı duyuluyor. Eşek, geleceğin en kıymetli hayvanı olacak, demedi demeyin.
Eşek sütünün, anne sütü kadar besleyici, bazı hastalıkları iyileştirici özelliklerini biliyordum ama insanı güzelleştirdiğini ilk defa işitiyordum. Ben farkında değildim ama antikçağdan beri -özellikle kadınlar- bunu biliyormuş. Sezin Öney’in, ‘Metro Gastro’ dergisindeki makalesinden öğrendiğime göre, MÖ 69 yıllarında yaşayan Mısır Kraliçesi Kleopatra’nın süt banyosunda kullanılacak sütü temin etmek için tam 700 eşek sağılıyormuş! Öney’in makalesinde, Kleopatra’nın banyo için kullandığı eşek sütünün, ‘ekşitilmiş süt’ olduğu öne sürülüyor. Bu iddiayı atanlar, sütteki şeker laktozunun bakteriler tarafından laktik aside dönüştürüldüğünü, ortaya çıkan ekşi sütün de ‘deriyi cilalama’ özelliğini kazandığını belirtiyor.
PAPA DA EŞEK SÜTÜ İÇİYORMUŞ
Kleopatra’nın eşek sütüyle ilişkisini kanıtlayacak belge yok ama Roma İmparatoru Neron’un ikinci karısı Poppea Sabina’nın eşek sütüyle yıkandığına dair yazılı kayıtlar var. Kayıtlara göre, kraliçe süt banyosunun yanı sıra yüzünü de her gün eşek sütüyle yıkıyordu. Romalı tarihçi Gaius Plinius Secundus’a göre, Roma Kraliçesi’ne eşek sütünün, ‘cildini hastalıklardan ve güzelliğini bozulmaktan koruyacak bir sihir’ olduğu söylenmişti. Eşek sütünün sihrine inanan tek kişi kraliçe değildi. MÖ 48 ile 17 arasında yaşayan İmparator Birinci Claudius’un karısı Valeria Messalina, yüzüne eşek sütü emdirilmiş ekmekle yapılmış güzellik maskesi uyguluyordu. Romalı tarihçi ve doğa bilimcisi Gaius Plinius, ‘Doğa Tarihi’ adlı eserinde eşek sütünün yararlarını şöyle sıralamıştı: “Sallanan dişleri sağlamlaştırır, zehirlerin etkisini bertaraf eder, gözlerdeki hastalık izlerini siler”.
Hindistan’ın bazı bölgelerinde, yeni doğan çocuklar hâlâ eşek sütüyle besleniyor. Bu sütün, çocukların bağışıklık sistemini güçlendirdiğine ve sesini güzelleştirdiğine inanılıyor.
Papa Francis’in geçenlerde çocukluğunda annesinin sütüne ilave olarak eşek sütü de içtiğini söylemesi tüm dikkatleri bu konuya çevirdi. Eşek sütünden medet umanların sayısı bu açıklamadan sonra arttı. Avrupa’nın birçok kentinde eşek çiftlikleri kurulmaya başlandı. Eşek sütünden para kazanmaya başlayanların sayısı giderek artıyor. Bu, en çok Kıbrıs Rum Kesimi’ndeki girişimcilerin işine yaradı. Dünyaca ünlü Kıbrıs eşekleri, Avrupalı yatırımcılar tarafından kapışılıyor. Bu arada, günde 3 litre süt veren Sicilya eşekleri de rağbet görüyor. İtalya’daki 780 eşek çiftliğinde Sicilya eşekleri besleniyor.
Gelelim bize... Malum, gözlerinin güzelliği dışında bizde pek sevilmez eşek. En sunturlu küfürlerimizi onun üstünden ederiz. Biri sözünüzü dinlemediği zaman, ‘Eşek başı mıyım’ deriz. Bir şeyin kıymetini bilmeyenler için, ‘Eşek hoşaftan ne anlar’ deyimini kullanırız. Birisinin aptallığını vurgulamak için, ‘eşek kafalı’ yakıştırmasını yaparız. Kötü duruma düşenlerle, ‘Eşekten düşmüşe döndü’ diye alay ederiz... Batı’nın onunla ilgili yatırımlar yapması, bu güzel hayvana bakış açımızı değiştirecek mi acaba?
Türkiye’de de eşeğin kıymetini bilmeye başlayanlar var: İstanbullu üç girişimci, Tire’de 24 dönüm üstüne eşek çiftliği kurmuş. Şimdilik 60 eşekleri var. Girişimciler son yıllarda eşek fiyatlarının arttığını belirtiyor. Önceleri kimselerin yüzüne bakmadığı bu hayvanların tanesine, şimdilerde 2 bin 500 lira istendiğini öne sürüyorlar.
Bursa’nın Orhaneli ilçesindeki çiftlikse işe 24 eşekle başlamış. Çiftlik sahipleri süt siparişini karşılayamadıklarından yakınıyor. Türkiye’deki en büyük eşek çiftliğiyse Kırklareli’nde. Şimdilik 230 eşekleri var. İşletmeciler eşeklerin aylık masrafının 20 bin lirayı bulduğunu söylüyor. Çiftlik yetkilileri süttozunun 100 gramının 200 liradan satılacağını belirtiyor. Sözün özü; sütünden sağlık fışkıran eşekler, yakın geleceğin en kıymetli hayvanları arasında yer alacak. Aklınızda bulunsun.
ARAŞTIRMACILAR ANNE SÜTÜ KADAR BESLEYİCİ OLDUĞUNU SÖYLÜYOR
Eşek sütünün ateşli savunucularından biri de, tıp biliminin kurucusu Hipokrat’tı. MÖ 460-370 arasında yaşayan Hipokrat; ateş, burun kanaması, enfeksiyon, karaciğer sorunları, ödem, zehirlenme ve yaralanmalara karşı eşek sütü öneriyordu. Araştırmacılar, eşek sütünün tedavi edici özelliğinin, laktoz oranının yüksek olmasından kaynaklandığını belirtiyor. Buna göre eşek sütü, anne sütü kadar besleyici.
Kaynak:Hürriyet
Eşek sütünün, anne sütü kadar besleyici, bazı hastalıkları iyileştirici özelliklerini biliyordum ama insanı güzelleştirdiğini ilk defa işitiyordum. Ben farkında değildim ama antikçağdan beri -özellikle kadınlar- bunu biliyormuş. Sezin Öney’in, ‘Metro Gastro’ dergisindeki makalesinden öğrendiğime göre, MÖ 69 yıllarında yaşayan Mısır Kraliçesi Kleopatra’nın süt banyosunda kullanılacak sütü temin etmek için tam 700 eşek sağılıyormuş! Öney’in makalesinde, Kleopatra’nın banyo için kullandığı eşek sütünün, ‘ekşitilmiş süt’ olduğu öne sürülüyor. Bu iddiayı atanlar, sütteki şeker laktozunun bakteriler tarafından laktik aside dönüştürüldüğünü, ortaya çıkan ekşi sütün de ‘deriyi cilalama’ özelliğini kazandığını belirtiyor.
PAPA DA EŞEK SÜTÜ İÇİYORMUŞ
Kleopatra’nın eşek sütüyle ilişkisini kanıtlayacak belge yok ama Roma İmparatoru Neron’un ikinci karısı Poppea Sabina’nın eşek sütüyle yıkandığına dair yazılı kayıtlar var. Kayıtlara göre, kraliçe süt banyosunun yanı sıra yüzünü de her gün eşek sütüyle yıkıyordu. Romalı tarihçi Gaius Plinius Secundus’a göre, Roma Kraliçesi’ne eşek sütünün, ‘cildini hastalıklardan ve güzelliğini bozulmaktan koruyacak bir sihir’ olduğu söylenmişti. Eşek sütünün sihrine inanan tek kişi kraliçe değildi. MÖ 48 ile 17 arasında yaşayan İmparator Birinci Claudius’un karısı Valeria Messalina, yüzüne eşek sütü emdirilmiş ekmekle yapılmış güzellik maskesi uyguluyordu. Romalı tarihçi ve doğa bilimcisi Gaius Plinius, ‘Doğa Tarihi’ adlı eserinde eşek sütünün yararlarını şöyle sıralamıştı: “Sallanan dişleri sağlamlaştırır, zehirlerin etkisini bertaraf eder, gözlerdeki hastalık izlerini siler”.
Hindistan’ın bazı bölgelerinde, yeni doğan çocuklar hâlâ eşek sütüyle besleniyor. Bu sütün, çocukların bağışıklık sistemini güçlendirdiğine ve sesini güzelleştirdiğine inanılıyor.
Papa Francis’in geçenlerde çocukluğunda annesinin sütüne ilave olarak eşek sütü de içtiğini söylemesi tüm dikkatleri bu konuya çevirdi. Eşek sütünden medet umanların sayısı bu açıklamadan sonra arttı. Avrupa’nın birçok kentinde eşek çiftlikleri kurulmaya başlandı. Eşek sütünden para kazanmaya başlayanların sayısı giderek artıyor. Bu, en çok Kıbrıs Rum Kesimi’ndeki girişimcilerin işine yaradı. Dünyaca ünlü Kıbrıs eşekleri, Avrupalı yatırımcılar tarafından kapışılıyor. Bu arada, günde 3 litre süt veren Sicilya eşekleri de rağbet görüyor. İtalya’daki 780 eşek çiftliğinde Sicilya eşekleri besleniyor.
Eşek sütü kolay ulaşılacak bir besin maddesi değil. Çünkü pahalı. Bir eşekten günde ancak 1-3 litre arası süt sağılabildiği için üretim miktarı düşük. İtalya ve Sırbistan’da eşek peynirinin kilosu bin euro’dan satılıyor. Fiyatın yüksek olmasının nedeni de 100 kilo sütten ancak 1 kilo peynir yapılabilmesi. İsviçre ve İtalya’da bazı firmalar, eşek sütü tozu üretebilmek için yatırımlar yapıyor. Yatırımcılar, eşek sütü tozunun, çocukların beslenmesinde ve kozmetik sanayiinde daha verimli kullanılacağını öne sürüyor.
TÜRKİYE’DEKİ EN BÜYÜK EŞEK ÇİFTLİĞİ
Gelelim bize... Malum, gözlerinin güzelliği dışında bizde pek sevilmez eşek. En sunturlu küfürlerimizi onun üstünden ederiz. Biri sözünüzü dinlemediği zaman, ‘Eşek başı mıyım’ deriz. Bir şeyin kıymetini bilmeyenler için, ‘Eşek hoşaftan ne anlar’ deyimini kullanırız. Birisinin aptallığını vurgulamak için, ‘eşek kafalı’ yakıştırmasını yaparız. Kötü duruma düşenlerle, ‘Eşekten düşmüşe döndü’ diye alay ederiz... Batı’nın onunla ilgili yatırımlar yapması, bu güzel hayvana bakış açımızı değiştirecek mi acaba?
Türkiye’de de eşeğin kıymetini bilmeye başlayanlar var: İstanbullu üç girişimci, Tire’de 24 dönüm üstüne eşek çiftliği kurmuş. Şimdilik 60 eşekleri var. Girişimciler son yıllarda eşek fiyatlarının arttığını belirtiyor. Önceleri kimselerin yüzüne bakmadığı bu hayvanların tanesine, şimdilerde 2 bin 500 lira istendiğini öne sürüyorlar.
Bursa’nın Orhaneli ilçesindeki çiftlikse işe 24 eşekle başlamış. Çiftlik sahipleri süt siparişini karşılayamadıklarından yakınıyor. Türkiye’deki en büyük eşek çiftliğiyse Kırklareli’nde. Şimdilik 230 eşekleri var. İşletmeciler eşeklerin aylık masrafının 20 bin lirayı bulduğunu söylüyor. Çiftlik yetkilileri süttozunun 100 gramının 200 liradan satılacağını belirtiyor. Sözün özü; sütünden sağlık fışkıran eşekler, yakın geleceğin en kıymetli hayvanları arasında yer alacak. Aklınızda bulunsun.
ARAŞTIRMACILAR ANNE SÜTÜ KADAR BESLEYİCİ OLDUĞUNU SÖYLÜYOR
Eşek sütünün ateşli savunucularından biri de, tıp biliminin kurucusu Hipokrat’tı. MÖ 460-370 arasında yaşayan Hipokrat; ateş, burun kanaması, enfeksiyon, karaciğer sorunları, ödem, zehirlenme ve yaralanmalara karşı eşek sütü öneriyordu. Araştırmacılar, eşek sütünün tedavi edici özelliğinin, laktoz oranının yüksek olmasından kaynaklandığını belirtiyor. Buna göre eşek sütü, anne sütü kadar besleyici.
Kaynak:Hürriyet