- 11 Temmuz 2014
- 5.154
- 10.077
-
- Konu Sahibi lamelifAmine
- #1
18 Ağustos 2015
Cumhurbaşkanımız çıktı ve fiili durumu kamuoyuyla paylaştı.. Dedi ki: “… Artık ülkede sembolik değil, fiili gücü olan bir Cumhurbaşkanı var. Cumhurbaşkanı elbette yetkiler çerçevesinde, ama doğrudan millete karşı sorumlu olarak görevini yürütmek durumundadır, ister kabul edilsin ister edilmesin. Türkiye’nin yönetim sistemi bu anlamda değişmiştir. Şimdi yapılması gereken, bu fiili durumun anayasal olarak kesinleştirilmesidir…” Bu sözü duyunca kudurdular.. Bu ifadeyi bilerek ve de seçerek kullanıyorum.. En çok korktukları şey buydu.. Önünü kesmek için yapmadıklarını bırakmadıkları bir düşüncenin ürettiği liderin, günün birinde 1 numaralı koltukta ve de tam yetkiyle oturmasından korkuyorlardı.. korktukları başlarına geldi..
•
Kavgayı görüyorsunuz.. Hangi parti çalarsa çalsın iktidar partisinin kapısını, Cumhurbaşkanı ile ilgili en az bir-iki maddeyi ön şart olarak koyuyor.. Sırf bu bile, neyin ne olduğunu anlamamıza yeter.. Ne diyor partilerin başkan ya da sözcüleri?... “Cumhurbaşkanı anayasal sınırlarına çekilsin”.. Ne kadar doğru bir söz gibi geliyor ilk duyduğunuzda, değil mi?.. Herkes, hepimiz anayasal sınırlarımıza çekilelim.. Bundan daha doğal ne olabilir ki?.. Bir şey söyleyeyim mi, kim derse ki: “Cumhurbaşkanı anayasal sınırlarına çekilsin”, ben onun en kuvvetli destekçisiyim artık.. Kim derse desin… Bunda hem fikirsek, yazıya devam edeyim diyorum…
•
Ne demiştik?.. Anayasal sınırlar.. O vakit, hiç birimizin beğenmediği ve ısrarla değiştirilmesi için arka arkaya kampanyalar yaptığımız şu 1982 Darbe Anayasası’nın kapağını bir aralayalım.. Evet beğenmiyoruz, ısrarla değiştirilmesini istiyoruz.. Hatta öznel bir değerlendirme yapmam gerekirse ben bizzat doğrudan, bu anayasanın çöpe atılmasını ve oturup yeniden baştan yazılmasını destekleyen onlarca yazı kaleme almış biriyim.. Dolayısıyla rahatım bu anlamda.. Evet nefret ettiğim bir Anayasa ama fiilen yürürlükte.. Peki bu fiilen yürürlükte olan Anayasa’ya göre, Cumhurbaşkanı eğer ‘Anayasal Sınırlarına’ çekilirse ne olur?..
•
Mevcut Anayasa’ya göre, zaten “Cumhurbaşkanı Devletin başıdır”.. Görev ve yetkiler kısmı bu ifadeyle başlıyor.. Ve şöyle devam ediyor.. “…..Gerekli gördüğü takdirde, yasama yılının ilk günü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde açılış konuşmasını yapmak, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni gerektiğinde toplantıya çağırmak, yasaları yayımlamak, yasaları yeniden görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne geri göndermek, anayasa değişikliklerine ilişkin yasaları gerekli gördüğü takdirde halkoyuna sunmak..” Bunlar, yasama yetkileri.. Gelelim yürütmeye.. “… Başbakanı atamak ve istifasını kabul etmek, bakanları atamak ve görevden almak, Bakanlar Kurulu’na başkanlık etmek, dilediğinde Bakanlar Kurulu’nu toplantıya çağırmak..” Daha?.. Yürütmeden devam.. “Dış temsilci göndermek ve uluslararası anlaşmaları onaylamak-yayımlamak” vs.. Daha?.. Devam.. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Başkomutanı sıfatıyla; “.. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kullanılmasına karar vermek, Genelkurmay Başkanı’nı atamak, Milli Güvenlik Kurulu’nu toplantıya çağırmak, Milli Güvenlik Kurulu’na Başkanlık etmek, Başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu kararıyla sıkıyönetim ya da olağanüstü hal ilan etmek ve kanun hükmünde kararname çıkarmak…” Çekilsin mi anayasal sınırlarına Cumhurbaşkanı?.. Tamamını size mevcut Anayasa’ya bakarak yazıyorum. Cumhurbaşkanı Sezer’in, Başbakan Ecevit’e doğru fırlattığı kitapçık var ya, ona baka baka yazıyorum bu yazıyı.. “…Yükseköğretim Kurulu üyelerini seçmek, üniversite rektörlerini seçmek, Anayasa Mahkemesi üyelerini, Danıştay üyelerini, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekilini, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi üyelerini, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerini seçmek…”
•
Recep Tayyip Erdoğan, 10 Ağustos seçimleri öncesi meydanlarda ne vaat ettiyse, öyle davranıyor.. Hatta bana soracak olursanız, öyle bile davranmıyor.. Sistem fiilen değişmiştir, bugün yaşadığımız siyasal bunalımın kaynağında da mevcut sistemin iflas etmesi yatmaktadır.. Sahiden her şey düzgündü ise eğer, neden kurulamıyor aylardır hükümet?.. Kalın sağlıcakla.http://www.seslimakale.com/videodetay/ersoy-dede--erdogan-surpriz-yapmadi--8905
Cumhurbaşkanımız çıktı ve fiili durumu kamuoyuyla paylaştı.. Dedi ki: “… Artık ülkede sembolik değil, fiili gücü olan bir Cumhurbaşkanı var. Cumhurbaşkanı elbette yetkiler çerçevesinde, ama doğrudan millete karşı sorumlu olarak görevini yürütmek durumundadır, ister kabul edilsin ister edilmesin. Türkiye’nin yönetim sistemi bu anlamda değişmiştir. Şimdi yapılması gereken, bu fiili durumun anayasal olarak kesinleştirilmesidir…” Bu sözü duyunca kudurdular.. Bu ifadeyi bilerek ve de seçerek kullanıyorum.. En çok korktukları şey buydu.. Önünü kesmek için yapmadıklarını bırakmadıkları bir düşüncenin ürettiği liderin, günün birinde 1 numaralı koltukta ve de tam yetkiyle oturmasından korkuyorlardı.. korktukları başlarına geldi..
•
Kavgayı görüyorsunuz.. Hangi parti çalarsa çalsın iktidar partisinin kapısını, Cumhurbaşkanı ile ilgili en az bir-iki maddeyi ön şart olarak koyuyor.. Sırf bu bile, neyin ne olduğunu anlamamıza yeter.. Ne diyor partilerin başkan ya da sözcüleri?... “Cumhurbaşkanı anayasal sınırlarına çekilsin”.. Ne kadar doğru bir söz gibi geliyor ilk duyduğunuzda, değil mi?.. Herkes, hepimiz anayasal sınırlarımıza çekilelim.. Bundan daha doğal ne olabilir ki?.. Bir şey söyleyeyim mi, kim derse ki: “Cumhurbaşkanı anayasal sınırlarına çekilsin”, ben onun en kuvvetli destekçisiyim artık.. Kim derse desin… Bunda hem fikirsek, yazıya devam edeyim diyorum…
•
Ne demiştik?.. Anayasal sınırlar.. O vakit, hiç birimizin beğenmediği ve ısrarla değiştirilmesi için arka arkaya kampanyalar yaptığımız şu 1982 Darbe Anayasası’nın kapağını bir aralayalım.. Evet beğenmiyoruz, ısrarla değiştirilmesini istiyoruz.. Hatta öznel bir değerlendirme yapmam gerekirse ben bizzat doğrudan, bu anayasanın çöpe atılmasını ve oturup yeniden baştan yazılmasını destekleyen onlarca yazı kaleme almış biriyim.. Dolayısıyla rahatım bu anlamda.. Evet nefret ettiğim bir Anayasa ama fiilen yürürlükte.. Peki bu fiilen yürürlükte olan Anayasa’ya göre, Cumhurbaşkanı eğer ‘Anayasal Sınırlarına’ çekilirse ne olur?..
•
Mevcut Anayasa’ya göre, zaten “Cumhurbaşkanı Devletin başıdır”.. Görev ve yetkiler kısmı bu ifadeyle başlıyor.. Ve şöyle devam ediyor.. “…..Gerekli gördüğü takdirde, yasama yılının ilk günü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde açılış konuşmasını yapmak, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni gerektiğinde toplantıya çağırmak, yasaları yayımlamak, yasaları yeniden görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne geri göndermek, anayasa değişikliklerine ilişkin yasaları gerekli gördüğü takdirde halkoyuna sunmak..” Bunlar, yasama yetkileri.. Gelelim yürütmeye.. “… Başbakanı atamak ve istifasını kabul etmek, bakanları atamak ve görevden almak, Bakanlar Kurulu’na başkanlık etmek, dilediğinde Bakanlar Kurulu’nu toplantıya çağırmak..” Daha?.. Yürütmeden devam.. “Dış temsilci göndermek ve uluslararası anlaşmaları onaylamak-yayımlamak” vs.. Daha?.. Devam.. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Başkomutanı sıfatıyla; “.. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kullanılmasına karar vermek, Genelkurmay Başkanı’nı atamak, Milli Güvenlik Kurulu’nu toplantıya çağırmak, Milli Güvenlik Kurulu’na Başkanlık etmek, Başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu kararıyla sıkıyönetim ya da olağanüstü hal ilan etmek ve kanun hükmünde kararname çıkarmak…” Çekilsin mi anayasal sınırlarına Cumhurbaşkanı?.. Tamamını size mevcut Anayasa’ya bakarak yazıyorum. Cumhurbaşkanı Sezer’in, Başbakan Ecevit’e doğru fırlattığı kitapçık var ya, ona baka baka yazıyorum bu yazıyı.. “…Yükseköğretim Kurulu üyelerini seçmek, üniversite rektörlerini seçmek, Anayasa Mahkemesi üyelerini, Danıştay üyelerini, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekilini, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi üyelerini, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerini seçmek…”
•
Recep Tayyip Erdoğan, 10 Ağustos seçimleri öncesi meydanlarda ne vaat ettiyse, öyle davranıyor.. Hatta bana soracak olursanız, öyle bile davranmıyor.. Sistem fiilen değişmiştir, bugün yaşadığımız siyasal bunalımın kaynağında da mevcut sistemin iflas etmesi yatmaktadır.. Sahiden her şey düzgündü ise eğer, neden kurulamıyor aylardır hükümet?.. Kalın sağlıcakla.http://www.seslimakale.com/videodetay/ersoy-dede--erdogan-surpriz-yapmadi--8905