- Konu Sahibi gulguzeli2634
- #1
Başlıkta belirttiğim gibi onlardan nefret ediyorum. Nedenine gelirsek o zamanlar daha 14 yaşındaydım. Hayatı yeni yeni keşfetmeye başlamış bir kız çocuğuydum. Lise 1. sınıfa yeni başlamıştım. Ne kadarda temizdim o zamanlar. Kendimi, çevremi, hayatı seviyordum. Birden bire o çıktı karşıma şaşkına dönmüştüm. Benden 10 yaş büyüktü. İlk gördüğüm an etkilenmiştim. Benimle aynı boydaydı yani 172 boyunda ela renk gözleri ve açık kumral saçları vardı. Yürüyüşü bile diğerlerinden çok farklıydı. Onu ilk gördüğümde üzerinde gri kumaş bir pantolon beyaz bir gömleği ve bedenini saran lacivert bir ceketi vardı üzerinde. Ayakkabıları yeni boyanmış, pantolonu sanki 10 dk önce ütülenmiş gibiydi. Ona ilk baktığım an uzun bir süre gözlerimi ondan alamamıştım. Kalbimin hızla attığını o zaman farketmiştim. Ayaklarım yerden kesilmiş, karnımda tatlı bir ağrı vardı. Evet ben aşık olmuştum. Hemde ilk görüşte. Ona baktığımı gördüğü an ne yapacağımı bilememiştim. Aklımdan tonlarca düşünce geçiyordu ben onlarla boğuşurken birden bire eliyle beni çağırdı bacaklarım titriyor ve ayaklarım geri geri gidiyordu sanki olacakları önceden tahmin etmişler gibi. Zorda olsa yanına gidebilmiştim. Neden ona baktığımı sordu birşey diyemedim. Sanki dilim lal olmuş gibiydi. Gülümsedi ve yanağımı okşadı. Birden bire dudaklarımdan "çok yakışıklısın" cümlesi çıkıverdi. Tekrar gülümsedi ve ceketinin iç cebinden bir kağıt çıkararak bir şeyler karaladı sonra elime tutuşturdu ve gülümseyerek gitti. Hiç bir şeye anlam veremiyordum arkasından baktım kaldım. Verdiği kağıt eve geldiğimde aklıma geldi açtım baktım ve çığlık çığlığa hem gülmeye hemde ağlamaya başladım. Annem deliriyorum zannetti çünkü ne dediğini hiç bir şekilde duymuyordum. Sonra annemin bana attığı tokatla kendime geldim. Hiç bir şey diyemedim kağıt avcuma sıkışmış sadece sessiz sessiz ağlıyordum. Kendimi toparladıktan sonra ilk işim ona mesaj atmaktı attımda. Ve öylelikle benim ilk aşk maceram başladı. Her fırsatta buluşup geziyorduk. Gözüm ondan başkasını görmüyordu. Elimi ilk tutan, beni ilk defa öpen oydu. Bunlar ona yetmedi. 3. ayımızda benden en kıymetlimi istedi. Başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Nasıl olabilirdi böyle birşey nasıl aklım almıyordu. Benden bir karar vermemi istedi ya kıymetlimi ona verecektim ya da bu ilişki burada bitecekti. 1 hafta düşündüm. Ona olan aşkım daha ağır bastı ve kararımı vermemden 2 gün sonra benden en kıymetlimi aldı. Birlikte olmamızın ardından 2 saat sonra onun izini tamamen kaybettim. Bir daha ne gördüm nede hakkında bir haber alabildim. Dünyam başıma yıkılmıştı. Aradan 20 gün geçmişti birlikte olmamızın ardından ve ben bir şeyi farkettim. Adet olmuyordum. Hemen koştum bir eczaneye yerin dibine gire gire gebelik testi aldım eve geldim hemen testi yaptım. Korktuğum başıma gelmişti ben hamileydim ve beni hamile bırakan adam yoktu ortalıkta hiç bir açıklama yapmadan terk etmişti beni. Merdiven altı diye tabir edilen bir doktor muayenehanesi buldum doğruca oraya gittim hiç birşey umrumda değildi. Hiç tanımadığım bir adama ikinci kez mahremimi açtım. Baktı ve yanıma gelip gülümsedi. Ne olduğunu anlamaya çalıştım anlayamadım. Gözlerimin yaşlarını sildi ve korktuğun gibi birşey yok hamile değilsin dedi. Nasıl olurdu bu gebelik testi pozitif çıkmıştı. Hemen sordum "muhtemelen aldığın test bayat çıktı" dedi o an nasıl mutlu oldum nasıl o adamın boynuna sarıldım anlatamam. O olayın arasından 1 yıl geçmişti kendimi yavaş yavaş toparlıyordum ki ikinci aşık olduğum kişi çıktı. Bir mesaj tanıştırmaya yetmişti bizi. Hiç umudum yoktu ona bir abi bir kardeş gözüyle bakıyorum ve bir gün herşey değişti bana aşık olduğunu söyledi. Nasıl olurdu ona karşı en ufak bir ima bile yapmamıştım. Reddettim. 2 hafta boyunca aynı şeyleri söyleyip durdu. Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer misali güvenemiyordum. İçimden bir ses bir şans vermelisin diyordu içimdeki sesi dinledim ve başladık. 4 ay boyunca ne bir kavgamız oldu nede bir tartışma gayet güzeldi her şey. Tam 6. ayımızda ne olduğunu hala anlayamadığım bir tartışma çıktı küsüştük. 2 gün dayanabildim hasretine ve özür diledim. O an herşeyin yalan olduğunu anladım. Evli olduğunu ama mutsuz olduğunu bir türlü karısından ayrılamadığından bahsetti. Herşeye rağmen kabul ettim. Ama hiç bir şey eskisi gibi olmadı. Sürekli birşeyler içimi kemiriyordu ne olduğunu bilmediğim bir ses ona güvenmememi söylüyordu ve o ses yanılmadı. 2 ay sonra bir çocuğu olduğunu söyledi. Yine kabul ettim. Öyle böyle onu tam 4 yıl bekledim. Sonunda tekmeyi yiyen ben oldum hemde o ve onun karısı tarafından. İşte bu yüzden ben hiç bir erkeğe hiç bir konuda güvenmiyorum. Nefret ediyorum.