- 25 Kasım 2006
- 8.868
- 19
ERKEĞİN KARNI AÇ YOLA DÜŞMEYİN
Karnım açsa çok huysuz olurum.Açlığa dayanamam ..Nereye gidersem gideyim,önce yemeğimi yerim..Çok iştahlıyım az az sık sık yemezsem şekerim düşüyor.
Çarşıya,arkadaşıma,sinemaya...Hatta yemekli bir davete..Neme lâzım ben yiyeyim de,gittiğim yerde öylesine atıştırırım..
Yemekli davette,herkesin gözleri garson beklerken,tokum ya ...yakıyorum bir sigara,dayanıyorum arkama oh!..”Yeseydin,öyle yaksaydın sigarayı”diyorlar..”Ben yiyip geldim biliyorsunuz” Defalarca da anlattım onlara.Önce bende onlar gibi yemekli davetlere aç giderdim..Aldım boyumun ölçüsünü çoktan...
Bekle ki yemek servisi gelsin.Gecikir,gecikince soğumuştur..Önlerindeki tabak şekilsiz şeylerle dolu(sararmış,içi geçmiş peynirler,salamlar,üzeri donmuş mayonezler) Aç kalırsın..Sıcak tabağı bekle ..O kim bilir ne hale gelmiştir..sert et,donmuş pilav ...Ara sıcakta sigara böreği biraz bastırır...
Birde yemeklerin sevimsizliğinden bahsedilir uzun uzun..Kayış gibi et..Ne dolması bu..Sanki haşlama pilav tıkmışlar içine..Daveti veren pişirmiş gibi,alır o da payını..Yarı aç yarı tok danslar edilir...Arada masa kontrol edilir,yeni bir şey geldi mi?..Ondandır yemekli dönüşler çorbacıya gitmek.Alkol üstü çorba bahanesi..Açlıktan...Çorba ve bol ekmekle,geceye final gelir..
Eşimle parka yürüyüşe gideriz .Israr ederim“çıkmadan önce bir şeyler ye”..Her seferinde“Ben acıkmam”der..Ama bakın neler olur.
Ben seyre dalarım.Manzara muhteşem,hava durgun..Uzaktan müzik sesi gelir...Kuş cıvıltıları mis kokular..İnanın anlatmakla olmaz.. O ne harika,o ne muhteşem manzara..
Ve dalmış bakınırken...Eşim dürter. “Yeşilim,duymuyor musun..Pazara mı gitsek yürüyüşten sonra.”.Sıralıyor alacaklarımızı,yemek tarifleri,çeşitleri.Aslında o da duygusaldır..da...Acıktı belli.Temiz hava,bol gıda..Karnım henüz tok,hatta çok tok..
Bozuluyorum “Tadını çıkarıyorduk ortamın,sırası mı şimdi” “Yani,unutmayalım alacaklarımızı”diyor..”Pazarda hatırlarım,şimdi hiç aklımda eksik meksik yok”diyorum..Bu kez o bozuluyor...“Ne olur ne olmaz,sen sırala şimdi kafanda” diyor..Diyor da.. Tok karna bu şahane ortamda....Pazar alışverişini düşünmek..
Yandan bakıyorum çok ciddi “Kalk Yeşilim kalk,pazara doğru yol alın...Anca gidersiniz diyorum” İçimden tabi ki .Kalkıyoruz...İstersen kalkma..
Bu günde aynı şey olunca,o canım kafeden bir kalkışımız var..,Çayımı bitiremeden.Sanki pazar kaçıyor da biz kovalıyoruz..
Bundan sonra eşimle parka,tok karınla gitmeme kararı alıyorum..Hadi.. der demez,açım ya.. Fırlarım artık bozulmadan...Söyleniyorum hım hım “Ben sana ye de çık diyorum” Soruyor.“Bir şey mi dedin Yeşilim”...“Tok karna çıksaydın..şimdi Pazar yollarında değil parkta olacaktık.
Yeşilimin duyguları:çiçek:
Karnım açsa çok huysuz olurum.Açlığa dayanamam ..Nereye gidersem gideyim,önce yemeğimi yerim..Çok iştahlıyım az az sık sık yemezsem şekerim düşüyor.
Çarşıya,arkadaşıma,sinemaya...Hatta yemekli bir davete..Neme lâzım ben yiyeyim de,gittiğim yerde öylesine atıştırırım..
Yemekli davette,herkesin gözleri garson beklerken,tokum ya ...yakıyorum bir sigara,dayanıyorum arkama oh!..”Yeseydin,öyle yaksaydın sigarayı”diyorlar..”Ben yiyip geldim biliyorsunuz” Defalarca da anlattım onlara.Önce bende onlar gibi yemekli davetlere aç giderdim..Aldım boyumun ölçüsünü çoktan...
Bekle ki yemek servisi gelsin.Gecikir,gecikince soğumuştur..Önlerindeki tabak şekilsiz şeylerle dolu(sararmış,içi geçmiş peynirler,salamlar,üzeri donmuş mayonezler) Aç kalırsın..Sıcak tabağı bekle ..O kim bilir ne hale gelmiştir..sert et,donmuş pilav ...Ara sıcakta sigara böreği biraz bastırır...
Birde yemeklerin sevimsizliğinden bahsedilir uzun uzun..Kayış gibi et..Ne dolması bu..Sanki haşlama pilav tıkmışlar içine..Daveti veren pişirmiş gibi,alır o da payını..Yarı aç yarı tok danslar edilir...Arada masa kontrol edilir,yeni bir şey geldi mi?..Ondandır yemekli dönüşler çorbacıya gitmek.Alkol üstü çorba bahanesi..Açlıktan...Çorba ve bol ekmekle,geceye final gelir..
Eşimle parka yürüyüşe gideriz .Israr ederim“çıkmadan önce bir şeyler ye”..Her seferinde“Ben acıkmam”der..Ama bakın neler olur.
Ben seyre dalarım.Manzara muhteşem,hava durgun..Uzaktan müzik sesi gelir...Kuş cıvıltıları mis kokular..İnanın anlatmakla olmaz.. O ne harika,o ne muhteşem manzara..
Ve dalmış bakınırken...Eşim dürter. “Yeşilim,duymuyor musun..Pazara mı gitsek yürüyüşten sonra.”.Sıralıyor alacaklarımızı,yemek tarifleri,çeşitleri.Aslında o da duygusaldır..da...Acıktı belli.Temiz hava,bol gıda..Karnım henüz tok,hatta çok tok..
Bozuluyorum “Tadını çıkarıyorduk ortamın,sırası mı şimdi” “Yani,unutmayalım alacaklarımızı”diyor..”Pazarda hatırlarım,şimdi hiç aklımda eksik meksik yok”diyorum..Bu kez o bozuluyor...“Ne olur ne olmaz,sen sırala şimdi kafanda” diyor..Diyor da.. Tok karna bu şahane ortamda....Pazar alışverişini düşünmek..
Yandan bakıyorum çok ciddi “Kalk Yeşilim kalk,pazara doğru yol alın...Anca gidersiniz diyorum” İçimden tabi ki .Kalkıyoruz...İstersen kalkma..
Bu günde aynı şey olunca,o canım kafeden bir kalkışımız var..,Çayımı bitiremeden.Sanki pazar kaçıyor da biz kovalıyoruz..
Bundan sonra eşimle parka,tok karınla gitmeme kararı alıyorum..Hadi.. der demez,açım ya.. Fırlarım artık bozulmadan...Söyleniyorum hım hım “Ben sana ye de çık diyorum” Soruyor.“Bir şey mi dedin Yeşilim”...“Tok karna çıksaydın..şimdi Pazar yollarında değil parkta olacaktık.
Yeşilimin duyguları:çiçek: