- 16 Ağustos 2010
- 293.105
- 603.059
- 43
AİLELERİN VE ÖĞRETMENLERİN KONUYLA İLGİLİ BİLGİ SAHİBİ OLMALARI GEREKLİ.
ERGEN VE AİLE İLİŞKİSİ
Gençler, çocukluktan yetişkinliğe adım atarken, travmatik deneyimler yaşayabilir, kendilerini baskı altında hissederler. Çocukluktan yetişkinliğe adım atmak, bir anlamda ayrılıktır. Ergenler bu sorunla baş etmeye çalışırken, aileler de ikilem de kalmaktadır. Çocuklarına nasıl davranacakları konusunda kafa karışıklığı yaşamaları, çocuklarının ihtiyaçlarını farklı bakış açısıyla tekrar değerlendirememeleri oldukça doğaldır çünkü aile belki de bu durumu ilk defa deneyimlemektedir. Çocukların büyümesi, çocuklar kadar aile bireylerinin de rol karmaşasıyla baş başa kalmasına neden olabilir. Bu nedenle aileler rollerini revize ederek çocukların fiziksel ihtiyaçları kadar psikolojik ihtiyaçlarını da tekrar tekrar değerlendirmelidir.
Gençler, çocukluktan yetişkinliğe adım atarken, travmatik deneyimler yaşayabilir, kendilerini baskı altında hissederler. Çocukluktan yetişkinliğe adım atmak, bir anlamda ayrılıktır. Ergenler bu sorunla baş etmeye çalışırken, aileler de ikilem de kalmaktadır. Çocuklarına nasıl davranacakları konusunda kafa karışıklığı yaşamaları, çocuklarının ihtiyaçlarını farklı bakış açısıyla tekrar değerlendirememeleri oldukça doğaldır çünkü aile belki de bu durumu ilk defa deneyimlemektedir. Çocukların büyümesi, çocuklar kadar aile bireylerinin de rol karmaşasıyla baş başa kalmasına neden olabilir. Bu nedenle aileler rollerini revize ederek çocukların fiziksel ihtiyaçları kadar psikolojik ihtiyaçlarını da tekrar tekrar değerlendirmelidir.
ERGENLİKTE DEPRESYON BELİRTİLERİ
Üzüntü, ağlamaklı ruh hali, anlam verilemeyen ağlamalar
En ufak meselelerde bile öfke patlaması yaşamak
Huzursuzluk- durmaksızın hareket halinde olmak ya da fiziksel olarak yavaşlamak
Olağan aktivitelere karşı ilgi ve zevk kaybı
Her zaman ilişki içinde olduğu insanlardan, gruplardan kendini soyutlamak ya da kavgalı olmak
Değersizlik hisleri, kendini suçlamak ve eleştirme sürekli geçmiş yaşantılara odaklanmak,
Reddedilmeye tahammülsüzlük, abartılmış bir güven arayışı
Yavaşlayan düşünme, karar verme mekanizmalarında ve hafızada bozulmalar
İntihar düşünceleri, söylemleri (Ölüm düşüncesi içeren her türlü söylem ciddiye alınmalıdır,şaka dahi olsa!) Kendine zarar verme davranışları (Kesme, yaralama, yakma)
Yorgunluk, enerji kaybı, ağrı yakınmaları (Okulda sürekli revire gitmek, sürekli hasta olduğunu ifade etmek) Öz bakım ve dış görünüme yeterince önem vermemek
Uykusuzluk ya da aşırı uyumak İştahta değişim, kilo kaybı ya da alımı
Alkol ve madde kullanımı
Riskli davranışlar sergilemek
Depresyon sürecinde akademik başarıda düşüş, evden kaçma, madde kullanımı/bağımlılığı, internet bağımlılığı, düşük öz güven problemleri, şiddete eğilim ve riskli davranışlar sergileme ön plana çıkabilmektedir.
İntihar hakkında konuşmak, şakalar yapmak
“Ölsem daha iyi”, “Keşke sonsuza kadar yok olsam” şeklinde söylemler
Ölüm fikrini romantik hale getirmek – “Ölsem belki herkes beni daha çok severdi, kıymetimi bilirlerdi.” Ölümle ilgili şiirler, yazılar yazmak
Kendine zarar vermesine neden olacak tarzda riskli davranışlar sergilemek
Sahip olduğu ve sevdiği eşyaları dağıtmak
Vedalaşmak
Kendine zarar vermek için silah, ilaç gibi arayışlar içinde olmak
AİLELER NE YAPABİLİR?
Ona her zaman destek olabileceğinizi açıkça belirtin. Çok fazla soru sormaktan kaçının, sürekli öğüt vermeyin, ultimatomlar yağdırmayın.
Çocuğunuzla ilk baştan itibaren güven ilişkisi kurun. Özel alanına, duygularına ve sizinle olan paylaşımına ya da paylaşımsızlığına saygılı olun. Ancak hiç vazgeçmeyin, onu her zaman dinlemeye hazır olduğunuzu açıkça belirtin.
Onunla konuşurken duygularını anlamaya çalışın, neler hissettiğini ve hangi düşüncelerle bu duygulara sahip olabileceğini düşünün. Empati, “Seni anlıyorum” demek değildir, karşınızdaki kişinin duygularını gerçekten anlamak ve ona yansıtmaktır. Ergenler de, yetişkinler de bazen duygularını ifade etmekten çekinebilirler ya da bu alışkanlığı edinmemiş olabilirler, Onların muhtemel yaşadıkları duyguları siz ifade edin, ona yansıtın! (Bütün bu anlattıklarından anladığım kadarıyla oldukça öfkelisin gibi.)
Tedavi ve yardım alma konusunda çocuğunuzu ikna etmede sorun yaşıyorsanız, çocuğunuzun güvendiği ve sevdiği aile bireylerinin desteğini mutlaka isteyin.
DEPRESYON TEDAVİSİOna her zaman destek olabileceğinizi açıkça belirtin. Çok fazla soru sormaktan kaçının, sürekli öğüt vermeyin, ultimatomlar yağdırmayın.
Çocuğunuzla ilk baştan itibaren güven ilişkisi kurun. Özel alanına, duygularına ve sizinle olan paylaşımına ya da paylaşımsızlığına saygılı olun. Ancak hiç vazgeçmeyin, onu her zaman dinlemeye hazır olduğunuzu açıkça belirtin.
Onunla konuşurken duygularını anlamaya çalışın, neler hissettiğini ve hangi düşüncelerle bu duygulara sahip olabileceğini düşünün. Empati, “Seni anlıyorum” demek değildir, karşınızdaki kişinin duygularını gerçekten anlamak ve ona yansıtmaktır. Ergenler de, yetişkinler de bazen duygularını ifade etmekten çekinebilirler ya da bu alışkanlığı edinmemiş olabilirler, Onların muhtemel yaşadıkları duyguları siz ifade edin, ona yansıtın! (Bütün bu anlattıklarından anladığım kadarıyla oldukça öfkelisin gibi.)
Tedavi ve yardım alma konusunda çocuğunuzu ikna etmede sorun yaşıyorsanız, çocuğunuzun güvendiği ve sevdiği aile bireylerinin desteğini mutlaka isteyin.
Depresyon tedavisinde ilaç ve bilişsel davranışçı terapi modellerinin en etkin tedavi olduğunu hatırlayın. Sadece ilaca asla güvenmeyin. Gencin klinik psikologlar tarafından psikoterapi hizmeti almasını sağlayın. Gideceğiniz uzmanın yetkinliğini sorgulayın. Soru sormaktan kaçınmayın.
Kaynak: hürriyet aile