Erdoğan'dan konsoloslara sert tepki

nameaver

Nirvana
Kayıtlı Üye
11 Mart 2016
11.345
49.014
Erdoğan'dan konsoloslara sert tepki
26/03/2016 -


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'ndeki Dünya Türk Girişimciler Kurultayı'na katıldı. Erdoğan, MİT TIR'ları davasında yargılanan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül'e destek için mahkemeye gelen konsoloslara sert tepki gösterdi.
'SİZ KİMSİNİZ'

Dün malum bir gazetecinin mahkemesi vardı. Bu yargılamaya katılanların durumu çok önemli. İstanbul'daki konsoloslar mahkemeye geliyor. Siz kimsiniz ya, sizin ne işiniz var orada? Yani diplomasinin de bir edebi var, adabı var. Burası senin ülken değil, Türkiye. Sen konsolosluk binası veya konsolosluk sınırları içerisinde hareket edebilirsin, diğerleri izne tabidir. Bunlar kalkıp bu ülkenin içerisinde bir gövde gösterisini yapabilecek kadar haddi tecavüz edebiliyorlar. Oynanan oyunun tarzını göstermesi bakımından bu çok önemli. Demokrasi, insan hakları, özgürlük, seçim laflarını dillerinden düşürmeyenlerin, halkın desteğini alarak iş başına gelenlerle darbeciler karşı karşıya geldiğinde tercihlerinin hangisinden yana olduğunu hep birlikte takip ediyoruz, görüyoruz.





Can Dündar ve Erdem Gül'ün yargılandığı 'MİT TIR'ları' davası ertelendi


'MESELE KRİTER DEĞİL'

Suriye'deki gelişmelerin bir anda böylesine mahiyet ve yön değiştirmesi, bölgenin kendi dinamikleriyle açıklanabilir mi? DAEŞ bahanesiyle oynanan oyunları, gerisindeki niyetleri, hedefleri görmemek için herhalde kör olmak lazım. Bölücü terör örgütüne kucak açanların, kol kanat gerenlerin endişesi herhalde bu her taraflarından zavallılık akan teröristlerin kendileri değil, Türkiye'yi 1959 yılından beri Avrupa Birliği kapısında bekletenlerin bilhassa son 10 yılda kabul ettikleri üyelere baktığımızda meselenin kriterler olmadığını gayet iyi anlıyoruz.

'BÖYLE BİR VİCDANSIZLIK OLABİLİR Mİ?'

Dikkat ederseniz biz ne zaman 'yeni Türkiye' dedik, 'büyük Türkiye' dedik, işte o zaman akılla, mantıkla izah edemeyeceğimiz, hadiselerin tabii seyrine tamamen aykırı bir sürü sorunu önümüzde bulduk. Allah aşkına soruyorum sizlere, Türkiye'nin güney sınırlarındaki ilçelerinde terör örgütünün başlattığı kalkışmanın mantıklı bir izahı var mı? En başta bölgede yaşayan insanlarımıza zarar veren, sıkıntı veren bu eylemleri hayatın doğal akışına uygun saymak mümkün mü? Sen yol yapacaksın, birileri gelecek oraların müteahhitlerini tehdit edecek. Sen havalimanı yapacaksın, havalimanını havan topuyla vuracak. E bunu kime yapıyoruz? Orada yaşayan Kürt kardeşlerimize. Böyle bir vicdansızlık olabilir mi? İnsanilikten nasibini almamış mahluklar bunlar."

'2023 HEDEFİNE ENGEL OLAMAYACAKLAR'

İnşallah 2016 yılında Türkiye'nin ekonomide toparlanmış, hazırlıklarını tamamlayıp, yeniden güçlü bir yükseliş eğilimine girdiğine hep birlikte şahit olacağız. Ne terör ne bölgesel sorunlar ne de ülkemizin önünü kesmek isteyen güçler, 2023 hedeflerimizi hayata geçirmemize engel olamayacaklar, bunun böyle bilinmesini istiyorum."


http://m.hurriyet.com.tr/erdogandan-konsoloslara-sert-tepki-40076021
 
Muhtarlarla toplantı yapıpta kendileriyle neden toplantı yapmadın diye kıskandılar bence, tamamen hazımsızlık tamaaaamen....

Can Dündar 10 yıl yaşlanmış ya la...
 
MİT TIR'ları haberi nedeniyle yargılanan Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcimiz Erdem Gül'e Çağlayan Adliyesi'nde sivil toplum örgütleri ve vatandaşlardan büyük destek geldi. Bunun yanısıra birçok yabancı ülkenin konsolosu da adliyeye gelerek Can Dündar ve Erdem Gül'e destek oldu.



Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde düzenlenen DEİK Dünya Türk Girişimciler Kurultayı'nda bu desteğe tepki gösterdi. Erdoğan'ın hedefinde Can Dündar ve Erdem Gül'e destek için Çağlayan Adliyesi'ne gelen konsoloslar vardı. "Siz kimsiniz ya? sizin ne işiniz var ya?" diyen Erdoğan, "Dün bir gazetecinin mahkemesi vardı" diyerek Dündar ve Gül'ün casus değil gazeteci olduğunu da kabul etmiş oldu. Erdoğan şunları söyledi:



"Yani diplomasinin de bir edebi var, adabı var. Burası senin ülken değil, Türkiye. Sen konsolosluk binası veya konsolosluk sınırları içerisinde hareket edebilirsin, diğerleri izne tabidir. Bunlar kalkıp bu ülkenin içerisinde bir gövde gösterisini yapabilecek kadar haddi tecavüz edebiliyorlar. Oynanan oyunun tarzını göstermesi bakımından bu çok önemli. Demokrasi, insan hakları, özgürlük, seçim laflarını dillerinden düşürmeyenlerin, halkın desteğini alarak iş başına gelenlerle darbeciler karşı karşıya geldiğinde tercihlerinin hangisinden yana olduğunu hep birlikte takip ediyoruz, görüyoruz." ifadelerini kullandı.



YARGILANIRKEN ONU DA KONSOLOS ZİYARET ETMİŞ









Erdoğan'ın Siirt'te 6 Aralık 1997'de yaptığı konuşma sonrasında hakkında Diyarbakır DGM'de 10 ay hapis cezası verilmişti. Dava sürecinde ABD İstanbul Başkonsolosu Caroline Huggins ziyaret etmiş...


29 Eylül 1998…


Aynı Erdoğan, 1998 yılında Yargıtay’ın hakkındaki hapis cezasına onamasından dört gün sonra 29 Eylül tarihinde dönemin ABD başkonsolosu Carolyn Huggins tarafından ziyaret edilmişti.



Huggins görüşmenin ardından, ‘‘Demokratik yöntemlerle seçilen siyasetçilere yaptıkları konuşmalar nedeniyle verilen cezalar, Türk demokrasisine olan güveni zayıflatır’’ demişti.



Washington’dan tam destek



Sonrasında Huggins’in açıklamasının, kendi kişisel görüşü olmadığı, bunu Washington’dan aldığı talimatla yaptığı ortaya çıkmıştı.



Dönemin ABD dışişleri sözcüsü James Foley, bir soru üzerine, Huggins’in sözlerini aynen tekrarlayıp şöyle demişti: ‘‘Biz görüşümüzü net biçimde açıkladık. Bu görüşümüzü size tekrar okumak istiyorum. Bunu yaparken Başkonsolos Huggins’in dediklerini tekrarlayacağım: ‘Demokratik yöntemlerle seçilen siyasetçilere yaptıkları konuşmalar nedeniyle verilen cezalar Türk demokrasisine olan güveni azaltır.’ Söylediği budur ve yönetim olarak biz bunun tamamen arkasındayız.”



İŞTE ERDOĞAN'IN 10 AY HAPSİ SONRASI MİLLİYET'TE ÇIKAN HABER



İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır DGM Savcılığı'nın "Siirt'teki konuşmasında, halkı sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik ettiği" gerekçesiyle açtığı davada, 10 ay hapis cezasına mahkum oldu. Savcının beraat talebine karşın verilen cezanın, ertelenmemesi de hükme bağlandı.



Erdoğan'ın avukatları, müvekillerinin verilen cezayı haketmediğini, bu nedenle temyize başvuracaklarını söyledi.



Erdoğan'ın "Minareler süngümüz, kubbeler miğferimiz, camiler ise kışlamız" sözleri nedeniyle, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle açılan davanın karar duruşması Diyarbakır 3 No'lu DGM'de görüldü.



Erdoğan hakkındaki idianameyi değerlendiren Cumhuriyet Savcısı Abdurrahim Yaman, kapatılan RP vasıtasıyla dinin siyasallaştırılarak, islamcıların kamusal hayattaki etkinliğinin artırıldığı, muhalefet ve iktidardaki RP'nin farklı olduğu, parti yöneticilerinin ülke insanlarını inananlar - inanmayanlar diye bölerek toplumsal barışı bozduğunu belirtti.



Mütalaada, Selçuklu Hükümdarı Alparslan'ın, Doğu Roma İmparatoru Diojen'in Kuran'ı, Kabe'yi ve kubbeleri yıktırmak gerektiği sözlerine verdiği, "Minareler süngü, kubbeler miğfer, camiler kışla, müminler asker" şiirsel yanıtını okuyan Erdoğan hakkında, "halkı din ve ırk farkı gözeterek, kine ve düşmanlığa açıkça tahrik ettiği" iddiasıyla kamu davası açıldığı da vurgulandı. İslamiyetin doğruluğu, dürüstlüğü, sosyal adaleti, ahlakı, çalışkanlığı, insanlığa zarar verecek her türlü davranıştan kaçınmayı ve bunlar gibi birçok hasleti tasfiye ettiği belirtilen mütalaada, şu görüşlere de yer verildi:



"Ülkenin yüzde 99.9'u Müslümandır. Türkler, yüzyıllardır İslamiyetle içiçe yaşamaktadır. İslami söylemde, siyasal bir rejim ve hukuk düzeniyle ilgili bir talep olmadıkça, suç unsuru aranmamalıdır. Rejimle ilgili talebi olmayan, dindar, devlet ve milletine bağlı insanlar, 'şeriatçı, radikal İslamcı, irticacı' gibi ifadelerle de rencide edilmekten kaçınılmalıdır. Cami cemaatini, özelikle cuma namazını kılmakta hassasiyet gösteren vatandaşları RP'li olarak algılamak yanlıştır. İnsanları laik - antilaik olarak ayırmanın hiçbir faydası da yoktur. Ceza hukukunda kişileri suç işlemeye yönlendirme maksadına matuf bir eylem şekli olarak tarif etmek mümkündür. Konuşma bir bütün olarak ele alındığında, tahrik unsuru taşımadığı açıktır. Bu sebeplerle müsnet suçtan beratine karar verilmesi, kamu adına talep ve mütalaa olunur."



Erdoğan'ın avukatları Hayati Yazıcı, Zeki Hacı İbrahimoğlu, Necdet Bayraktaroğlu, Faik Işık ve İlyas Solak, savcının mütalaasına katıldıklarını belirterek, beraat istedi.



Yargıç, kısa bir ara ardından Erdoğan için önce 1 yıl hapis cezası ve 860 bin lira ağır para cezası açıkladı, ancak duruşmadaki hali ve tavrını hafifletici neden kabul edilerek cezayı 10 ay hapis ve 716 milyon 666 bin 666 lira ağır para cezasına çevirdi. Yargıç, cezanın ertelenmesine yer olmadığına, hapis cezanın paraya çevrilmesi halinde etkili olamayacağı ve sanığın kişiliği dikkate alınarak verilen cezanın paraya çevrilmesine yer olmadığına karar verdi. Erdoğan'ın avukatları, temyize başvuracaklarını söyledi.



Recep Tayyip Erdoğan'ın katılmadığı duruşmada Savcı Abdurrahim Yaman, İstanbul Belediye Başkanı için beraat kararı istemesine rağmen, yargıç Erdoğan için önce 1 yıl hapis cezası verdi daha sonra cezayı 10 ay hapise çevirdi.



KAYNAK: CUMHURİYET
 
Şimdi konsolosta sorsun..
Ee sayın c.b sizde barzani yi muhatap almıştınız.. O konuda ne diyorsunuz? Dese ya
 
Gündem değiştirmek için alakasız konularda atar yapmakta bi bizde var hee.

Herşeyimiz yolunda sanki sadece konsoloslar davaya gittiği için sorun oldu.

İcazet mi alcaklardı ??
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…