Erdoğan'dan '24 Nisan' için taziye mesajı

AngryPenguin

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
8 Haziran 2012
5.378
1.437
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, Ermeni sorununa ilişkin açıklaması Başbakanlık'ın internet sitesinde yayınlandı. Böylece ilk kez bir Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı 24 Nisan öncesinde taziye mesajı açıklaması yapmış oldu.


Mesajda şu ifadeler yer aldı: “Ermeni vatandaşlarımız ve dünyadaki tüm Ermeniler için özel bir anlam taşıyan 24 Nisan, tarihi bir meseleye ilişkin düşüncelerin özgürce paylaşılması için değerli bir fırsat sunmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarının hangi din ve etnik kökenden olursa olsun, Türk, Kürt, Arap, Ermeni ve diğer milyonlarca Osmanlı vatandaşı için acılarla dolu zor bir dönem olduğu yadsınamaz.

“ATEŞ DÜŞTÜĞÜ YERİ YAKAR”

Adil bir insani ve vicdani duruş, din ve etnik köken gözetmeden bu dönemde yaşanmış tüm acıları anlamayı gerekli kılar. Tabiatıyla ne bir acılar hiyerarşisi kurulması ne de acıların birbiriyle mukayese edilmesi ve yarıştırılması acının öznesi için bir anlam ifade eder. Atalarımızın dediği gibi ‘ateş düştüğü yeri yakar’.

Osmanlı İmparatorluğu vatandaşı herkes gibi Ermenilerin de o dönemde yaşadıkları acıların hatıralarını anmalarını anlamak ve paylaşmak bir insanlık vazifesidir.

1915 olaylarına ilişkin farklı görüş ve düşüncelerin serbestçe ifade edilmesi; çoğulcu bir bakış açısının, demokrasi kültürünün ve çağdaşlığın gereğidir. Türkiye’deki bu özgür ortamı, suçlayıcı, incitici, hatta bazen kışkırtıcı söylem ve iddiaları seslendirmek için vesile olarak görenler de bulunabilir.

Ne var ki, tarihi meseleleri hukuki boyutlarıyla birlikte daha iyi anlamamız, kırgınlıkları yeniden dostluklara dönüştürmemiz mümkün olacaksa, farklı söylemlerin empati ve hoşgörüyle karşılanması ve bütün taraflardan benzer bir anlayışın beklenmesi tabiidir. Türkiye Cumhuriyeti hukukun evrensel değerleriyle uyumlu her düşünceye olgunlukla yaklaşmaya devam edecektir.

“HEPİMİZİN ORTAK ACISI”

Fakat 1915 olaylarının Türkiye karşıtlığı için bir bahane olarak kullanılması ve siyasi çatışma konusu haline getirilmesi de kabul edilemez. Birinci Dünya Savaşı esnasında yaşanan hadiseler, hepimizin ortak acısıdır. Bu acılı tarihe adil hafıza perspektifinden bakılması, insani ve ilmi bir sorumluluktur.

Her din ve milletten milyonlarca insanın hayatını kaybettiği I. Dünya Savaşı esnasında, tehcir gibi gayr-ı insani sonuçlar doğuran hadiselerin yaşanmış olması, Türkler ile Ermeniler arasında duygudaşlık kurulmasına ve karşılıklı insani tutum ve davranışlar sergilenmesine engel olmamalıdır.

“TARİH KOMİSYONU KURULMASI ÇAĞRISINDA BULUNDUK”

Bugünün dünyasında tarihten husumet çıkarmak ve yeni kavgalar üretmek kabul edilebilir olmadığı gibi ortak geleceğimizin inşası bakımından hiçbir şekilde yararlı da değildir. Zamanın ruhu, anlaşmazlıklara rağmen konuşabilmeyi; karşıdakini dinleyerek anlamaya çalışmayı; uzlaşı yolları arayışlarını değerlendirmeyi; nefreti ayıplayıp saygı ve hoşgörüyü yüceltmeyi gerektirmektedir.

Bu anlayışla biz Türkiye Cumhuriyeti olarak 1915 olaylarının bilimsel bir şekilde incelenmesi için ortak tarih komisyonu kurulması çağrısında bulunduk. Bu çağrı geçerliliğini korumaktadır. Türk, Ermeni ve uluslararası tarihçilerin yapacağı çalışma, 1915 olaylarının aydınlatılmasında ve tarihin doğru anlaşılmasında önemli bir rol oynayacaktır.

“ARŞİVLERİMİZİ ARAŞTIRMACILARA AÇTIK”

Bu çerçevede arşivlerimizi bütün araştırmacıların kullanımına açtık. Bugün arşivlerimizde bulunan yüzbinlerce belge, bütün tarihçilerin hizmetine sunulmaktadır.

Türkiye, geleceğe güvenle bakan bir ülke olarak tarihin de doğru anlaşılması için ilmi ve kapsamlı çalışmaları her zaman desteklemiştir. Etnik ve dini kökeni ne olursa olsun yüzlerce yıl bir arada yaşamış, sanattan diplomasiye, devlet idaresinden ticarete kadar her alanda ortak değerler üretmiş Anadolu insanları, yeni bir gelecek inşa edebilecek imkân ve kabiliyetlere bugün de sahiptir.

“TAZİYELERİMİZİ İLETİYORUZ” Kadim ve eşsiz bir coğrafyanın benzer gelenek ve göreneklere sahip halklarının, geçmişlerini olgunlukla konuşabileceklerine, kayıplarını kendilerine yakışır yöntemlerle ve birlikte anacaklarına dair umut ve inançla, 20. yüzyılın başındaki koşullarda hayatlarını kaybeden Ermenilerin huzur içinde yatmalarını diliyor, torunlarına taziyelerimizi iletiyoruz. Aynı dönemde benzer koşullarda yaşamını yitiren, etnik ve dini kökeni ne olursa olsun tüm Osmanlı vatandaşlarını da rahmetle ve saygıyla anıyoruz.”
http://www.radikal.com.tr/dunya/erdogandan_24_nisan_icin_taziye_mesaji-1188232
 
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 24 Nisan olaylarıyla ilgili taziye mesajı 9 dilde yayımlandı.
Başbakanlık'ın resmi sitesinde yayımlanan bildirileri görmek için tıklayın...
Radikal.com.tr - 1915 kurbanlarının torunlarına taziye mesajı içeren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamasında çarpıcı ifadeler yer aldı. Açıklamanın resmi çevirisine İngilizce, Fransızca, Almanca, İspanyolca, Arapça, Rusça, Doğu Ermenice ve Batı Ermenice (Diaspora'nın kullandığı dil) olarak Başbakanlık'ın resmi sitesinde de yer verildi.

http://www.radikal.com.tr/dunya/taziye_mesaji_hem_diaspora_ve_ermeni_dilinde-1188239
 
Hrant Dink’in kardeşi Orhan Dink: “Ataları ihanet etti” söyleminden bugün taziyeye gelmek çok önemli bir adım ve Türkiye demokrasi inşa edecekse en temel taşlarından biri de budur. Açıklamayı çok önemsiyorum. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın böyle bir açıklama yapması, Türkiye’de yaşayan Ermeniler açısından, benim açımdan önemlidir. ‘Gecikmiş’ denilebilir ama önemli olan, bu ilk adımını atılmasıdır. Bu adım iki toplumun yavaş yavaş normalleşmesine doğru gitmeli.


Yazar Masis Kürkçügil: Bu üslubu şaşırtıcı buldum. İfadeler alışılmışın ve resmi söylemin dışında, bunu kabul etmek lazım. Başbakan’ın üslubundan ziyade Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun yaklaşımını yansıtıyor. 1915’in 100. yılı için, öncekilere göre saldırgan bir pozisyon takınılmayacağını görülüyor. Meydanlarda herkesi dışlayan, ‘vatan haini’ ve ‘paralel’ diye damgalayan birinin böylesine kritik bir konudaki üslubu dikkat çekicidir. Ancak sorunun yüz yıl sonra da tarih komisyonlarına devredilmesiyle ne şiş yansın ne kebap yaklaşımı da sürecektir. Herhangi bir adım atılmış değildir. Davutoğlu’nun diplomatik olarak söylediği şeylerin tekrarıdır.

Garo Paylan (HDP MYK üyesi): Böyle bir açıklamayı bekliyordum. Geçen yıl Ahmet Davutoğlu’nun açıklamasında bunun emarelerini görüyorduk. Açıklamada, TC’nin inkar politikasının devam ettirmeyeceğinin işareti var. Zaten Türkiye sivil toplumu mücadelesiyle bunun yolunu açtı. İnkar tabanda karşılığının olmadığını gördü muktedirler. Bence tarihi bir açıklama; hakkını verelim. Eski ezberlerden büyük ölçüde arınmış. Ancak tabii ki eksik olan yönü şu: Başbakan, sanki üçüncü bir öznenin yaptığı biç suçtan söz ediyor. Halbuki devletin sorumluluğuna işaret eden ifadelerin de olması gerekirdi. Geçmişe dair, tarihe ve hukukçulara bırakmak gibi çağrılar var. Bu anlamda çok sorunlu. Bu, tarihi bir mesele değil, benim dedemin meselesi. Bundan sonrasında açılan kapıdan Türkiye sivil toplumu ve siyaseti çok şey yapabilir. Şu olabilir: Başbakan’a gereğini yapmasını ve özellikle kendi döneminde işlenen Hrant Dink ve Sevak Balıkçı davalarının üzerini örtme girişimlerin son verilmesi, Talat Paşa’nın isminin sokaklardan ve okullardan silinmesi istenebilir. Bunlar samimiyetini de gösterecektir.
Gazeteci Yetvart Danzikyan: Böyle açıklamaları tek kelimeyle değerlendirmek doğru olmasa da dünden beri bizden görüş soranların önce kısaca ne dediğimizi merak ettiklerini biliyorum. Dolayısıyla ilk olarak diyeceğim tüm sorunlu ifadelere rağmen bunun olumlu ve önemli bir açıklama olduğudur. Açıklamanın Erdoğan'ın kişisel bir açıklaması gibi durması öncelikle soru işareti yaratmakta ve metindeki "1915 olaylarının Türkiye karşıtlığı için bir bahane olarak kullanılması" gibi ifadelerin gerçek bir yüzleşme için çabalayanları her zamanki gibi kriminalize ettiğini düşünebiliriz. Keza 1915'ten bahsederken "olaylar yaşanması" gibi faili ve nedeni belirsiz ifadeler kullanılması da önemli bir mesele. Bu ve benzer tüm eksikliklerin gözardı edilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Keza 2015 yaklaşırken Türkiye'nin biraz da diplomatik hamleler yapacağını tahmin etmekteydik. Zira Türkiye'nin bu kritik tarihi en az hasarla atlatmak isteyeceği ortada. Tüm bu çekince ve sorunlarla birlikte diyeceğim bunun kritik bir dönemeç olduğu ve dilenen taziyenin karşılıksız bırakılmaması gerektiğidir..

İMC TV Haber Müdürü Aris Nalcı: Genel anlamda diasporayı tatmin etmedi bu açıklama. Ortadoğu’daki diaspora, ‘Biz tarihte Türklerin çektiği acıları inkar etmedi. Ama Başbakan 99 yıllık bir inkarın sonunda ortak acıyı öne sürüp bu açıklamayı yaptı. Bizi tatmin etmiyor’ diyor. Amerika diasporasından, lobi faaliyeti yapan bir arkadaşım, anneannesinin ‘Ne tava yansın ne yağ’ sözünü hatırlattı. Arkadaşıma göre bu açıklama, ‘Soykırım olmamıştır. Bizim de ölülerimiz oldu. Ama hadi Osmanlı vatandaşları gibi sizin de başınız sağ olsun’ anlamına geliyor. Bu açıklamanın, diasporayı memnun etmeyeceği doğrudur. Ermenistan’dan ise ‘Bu bir adımdır’ şeklinde yorum geliyor. Çünkü Türkiye tarihinde ilk kez bir başbakan, böyle bir açıklama yapıyor. Fakat bu ne yazık ki 2015’ten önce bir ön alma çalışmasıdır. Bunun samimiyetini önümüzdeki günlerde göreceğiz. Zira ‘Tarih komisyonu teklifimiz açık’ demek, yine bu işi tarihçilere havale etmek, çözüm getirmeyecek. Daha önce de komisyon toplantı. Türkiye elindeki belgeleri vermediği için Ermeni tarafı masadan kalktı.
 
X