- 14 Ağustos 2009
- 53.296
- 42.836
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Beşar'ı aradım ve dedim ki...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Artık kuru sözlerle geçiştiremeyeceğimiz bir süreçteyiz. Adeta bir ateş çemberiyle kuşatılan İslam coğrafyası ağır bir imtihandan geçiyor" dedi.
Esad ile son görüşmesini de anlatan Erdoğan, "Beşar bu gidiş iyi değil. Kendi halkına bombalar yağdırıyorsun. Tanklarla halkının üzerine gidiyorsun. Yarın Cuma bu başlangıç olsun. Bu işi bitir. Huzurlu bir şekilde vatandaşın bir Cuma namazı kılsın" dedim ama dinlemedi.
El Bab operasyonu ile ilgili de konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Hedefimiz burada en az 4-5 bin kilometrekarelik bir alanı güvenli bölge haline getirmektir" sözlerini uluslararası ajanslar son dakika olarak geçti.
Sitene Ekle
Haberin diğer fotoğrafları için tıklayın
Körfez ülkeleri temasları çerçevesinde Baheryn'de bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Uluslararası Barış Enstitüsü Ortadoğu ve Kuzey Afrika Ofisi tarafından düzenlenen konferansta konuştu.
"Artık kuru sözlerle geciştiremeyeceğimiz bir süreçteyiz. Adeta bir ateş çemberiyle kuşatılan İslam coğrafyası ağır bir imtihandan geçiyor" diyen Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle:
Darbe girişimi tamamen savuşturulana kadar Bahreyn halkının bizim için gözyaşı döktüğünü biliyorum. Aziz kardeşim Ebu Selman ülkemize Arap aleminden gelen ilk siyasetçi oldu. O gece gönlünü ülkemize kilitlemiş Türk milletinin selameti için dua etmiş tüm kardeşlerime bu ülkeden selamlarımı iletiyorum.
İSLAM COĞRAFYASI AĞIR BİR İMTİHANDAN GEÇİYOR
Her açıdan kritik bir döneme denk gelen bu ziyaretimin önemli mesajlar içerdiğine inanıyorum. Acıların ve umutların kol kola yürüdüğü bir coğrafyadayız. Öyleyse hep birlikte bölgemizdeki sorunların çözümü, istikrarın güçlenmesi için neler yapabilieceğimiz noktasında konuşmalıyız. Artık kuru sözlerle geciştiremeyeceğimiz bir süreçteyiz. Adeta bir ateş çemberiyle kuşatılan İslam coğrafyası ağır bir imtihandan geçiyor.
ATEŞ KAN VE GÖZYAŞIYLA DİZAYN EDİLİYOR
6 yıldır Suriye'de çocuklar gökyüzüne baktıklarında, maviliği değil ölüm saçan uçakları görüyor. Binlerce yıllık İslam medeniyetine ev sahipliği yapmış bu topraklar, ateş, kan ve gözyaşı ile yeniden dizayn ediliyor. Etnik köken, kabile ve mezhep temelinde birbirine yabancılaştırılan Müslümanlar kendi kendilerini tüketiyor. İnsalık vicdanının suskun kaldığı bu durum karşısında muktedirler ellerini ovuşturmakta, riyakarlar ise timsah gözyaşları dökmekle meşguldür. Peki bunların karşısında, bizler ne yaptık? Bu kanı, gözyaşını ve zulmü engellemek için ne çaba gösterdik? Maalesef bu sorulara birçoğumuz gönül rahatlığıyla cevap veremiyoruz.
"YARIN BİZİM DE BAŞIMIZA GELEBİLİR"
Aynı dili konuştuğu kıbleye yöneldiği kardeşleri zulüm görürken hiçbir toplum sadece kendi geleceğini düşünemez. Bu topraklarda mazimiz müşterektir. Suriye'nin, Irak'ın, Libya'nın başına gelenlerin yarın bizlerinde başına gelmeyeceğinin garantisi yoktur. Daha sonra değil hemen harekete geçmemiz gerekiyor.
HEDEF 4-5 BİN KİLOMETREKARELİK GÜVENLİ BÖLGE
Suriye ile 911 km sınırımız var. En büyük sınırdaş ülke biziz. İlk tehdit bize. Bu tehditleri yaşadık. Ardından Irak, 350 km sınırımız var. Suriye'deki kriz Avrupa'nın derinliklerine kadar uzanan bir bölgede güvenlik tehditlerine yol açıyor. Buna artık bir son verilmesi gerektiği ortadadır. Önümüzdeki süreçte Suriye'de en önemli husus, ateşkesin güçlendirilerek yeniden başlatılması için gerekli zeminin oluşturulmasıdır. Ateşkesin tesisi için büyük fedakarlıklarda bulunduk.
Suriye'de en önemli husus 2016'nın son günlerinde herekete geçirilen ateşkesin güçlendirilmesidir. Türkiye tüm platformlarda başlattığı aktif çözüm arayışını sürdürecektir. Fırat Kalkanı ile terör örgütü DEAŞ'ı ve PYD'nin bir bölümünü sınırlarımızdan uzaklaştırdık.
ASIL HEDEFİMİZ TERÖRDEN ARINDIRILMIŞ BÖLGE
Birkaç ay önce teröristlerin cirit attığı 2 bin kilometrekarelik alanı, şu anda güven ve umut alanı olarak halletmiş durumdayız ama yeterli değil. Hedefimiz, burada en az 4-5 bin kilometrekarelik bir alanı, terörden arındırılmış, güvenli bölge haline getirmektir. Burada, ciddi sıkıntı var. Bu çalışma, şu anda devam ediyor."
Cerablus'tan başladık, Er Rai'yi temizledik, Dabık'a indik. Şimdi El Bab'da anbean DEAŞ'tan temizlemek suretiyle attığımız adım bir hedefe kilitlenmiştir Şimdi, El Bab'ı da DEAŞ'tan temizlemek suretiyle, işimize devam edeceğiz. Ondan sonra doğuya yönelerek Münbiç ve Rakka'ya yürürsek, terörden arındırılmış bir bölge yaratarak o bölgeye Arap kardeşlerimiz ve Türkmenler yerleşme imkanı bulacaktır.
"BURADA CİDDİ SIKINTILAR VAR"
Birkaç ay önce teröristlerin cirit attığı 2 bin kilometrekarelik alanı, şu anda güven ve umut alanı olarak halletmiş durumdayız ama yeterli değil. Hedefimiz, burada en az 4-5 bin kilometrekarelik bir alanı, terörden arındırılmış, güvenli bölge haline getirmektir. Burada, ciddi sıkıntı var. Bu çalışma, şu anda devam ediyor.Şehitlerimiz var, ÖSO'nun şehitleri var. Ama DEAŞ'tan 3 bini aşkın etkisiz hale getirilen terörist var.
DEAŞ'IN İSLAMLA ALAKASI OLAMAZ
Burada kararlıyız çünkü DEAŞ'ın İslam'la uzaktan yakından alakası yoktur. Ve DEAŞ terör örgütüdür. Bizim dinimiz bir barış dinidir. DEAŞ savunmasız insanları acımasız şekilde öldürmüştür.Bu insanlar Müslüman olamaz. Terörle İslam'ı yan yana getirenler var. Buradan sesleniyorum. Kimse İslam'la terörü yan yana getirmesin.
ESED 1 MİLYON KİŞİYİ ÖLDÜRDÜ
Kardeşlerim, Suriye'de herkes 600 bin falan diyor. Hayır, bugüne kadar Suriye'de katil Esed 1 milyon kişiyi öldürmüştür. Hala da acımasız bir şekilde öldürmeye devam etmektedir. Biz biliriz ki zulme rıza zulümdür. Biz bu zülme sessiz kalamayız. Ya buna elimizle müdahale edeceğiz, ya dilimize edeceğiz ya da kalbimizle.
OBMA'YA DA TRUMP'A DA ANLATTIM AMA...
Şu anda 2.8 milyon mülteci bizde. 300 bin de Iraklı mülteci şu anda Türkiye'de. Bizim şu ana kadar yaptığımız harcama, 25 milyar dolar. Peki bize AB'nin verdiği söz neydi? Temmuz başında bize 3 milyar avro ödeyeceklerdi. Geldi mi, hayır gelmedi. Şu ana kadar 725 milyon dolar geldi. BM'den de yaklaşık 520 milyon dolar geldi. Türkiye olarak biz bu bütçeyi karşılamakta zorlanıyoruz ama durmayacağız. Biz kapımızı bu mültecilere batı gibi kapayamayız. Öyle ya da böyle alacağız.
Terörden arındırılmış güvenli bölge, uçuşa yasak bölgeyi önce sayın Obama'ya şimdi de sayın Trump'a ifade ettim. Dedim ki, biz buralarda konut inşaasına başlayalım. Biz bunda başarılıyız, bu inşaatları yaparız. Ama sizler de mali olarak destek olun. Mültecileri buralara yerleştirelim. Hatta bize iltica etmiş olan kardeşlerimizi de kendi topraklarına yollayalım. Onları oralarda evi bahçesi olmak üzere yerleştirelim. Çok güzel, biz de gerekeni yapalım dediler. O günden bu güne bir adım yok. Burada Körfez'e de önemli iş düşüyor, hep birlikte bu adımı atalım.
FİLİSTİN, LİBYA MESAJLARI...
Sevgili dostlar, Ortadoğu'daki sorunların kökeninde olan Filistin meselesi, kalbimizin en derinlerine işlemiş bir acıdır. Filistinlilerin kendi özyurtlarında vatansız, devletsiz, topraksız bırakılmaları kabul edilemez. Türkiye, şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sonra da Filistinli kardeşlerinin yanında olmaya devam edecektir. Bölgede barışın tesisi, 1967 sınırlarına göre başkenti Doğu Kudüs olan bir bağımsız bir Filistinden geçiyor. BM Güvenlik Konseyi'nin kararına rağmen İsrail'in Doğu Kudüs ve Batı Şeria'da yeni yerleşim yerleri inşaa etme kararı tam bir provakasyondur. İsrail'in özür, tazminat ve ambargoyu kabul etmesinin ardından ilişkilerimizi normalleştirdik. Geçtiğimiz günlerde iki ayrı insani yardım paketimiz Gazze'ye ulaştı. Gazze'de hastane ve konut projemizi de bitirmek üzereyiz.
Kadim tarihi ilişkilere ve güçlü akrabalık bağlarına sahip olduğumuz Libya'nın durumuna kayıtsız kalamayız. Yemen'de 2 yıldır süren çatışmaların sona erdirilmesi, ve siyasi çözüm için çabaları da yakından izliyoruz. Soruna barışçıl bir çözümün mümkün olduğuna inanıyoruz. BM Genel Sekreteri'yle bu sıkıntıları paylaştık. Bölgede hangi ülkeyi ele alsak altından terör çıkıyor. Terörle mücadelede başarı ancak müşterek ve samimi çabalarla sağlanabilir. Terör değişen şartlara kendisini hızla uyarlayabiliyor. Terörün kökünün kurutulması için daha fazla çaba göstermeliyiz.
FETÖ YENİ NESİL BİR TERÖR ÖRGÜTÜ
Yabancı teröristlerin çatışma bölgelerine gitmesinin engellenmesi için hiçbir ülkenin göstermediği çabayı gösteriyoruz. El Kaide ve DEAŞ için gösterilen çabanın, PKK ve FETÖ için de gösterilmesini bekliyoruz. Biz terörün alçak yüzünü yaklaşık 35 yıldır görmüş bir ülkeyiz. 15 Temmuz'da kanlı bir darbe girişiminde bulunan FETÖ, yeni nesil bir terör örgütüdür. Bu terör örgütüyle de diğerleriyle olduğu gibi mücadele edilmelidir.
O GECE ARADIM VE GEL VAZGEÇ DEDİM AMA...
Cumhurbaşkanı Erdoğan konferansta soruları da yanıtladı. Suriye ve Beşar Esad hakkındaki görüşleri sorulan Erdoğan savaşın ateşinin yükseldiği günlere ilişkin önemli bilgiler verdi.
Esad ile son görüşmesini anlatan Erdoğan şunları söyledi: "Esed ile tüm bu gelişmeleri Tunus'la başlayan olaylarda görüşmüştük. Kendisi en başta farklı bir görüşteydi. Gücüne çok güveniyordu, ülkesinde böyle olayların olmayacağını düşünüyordu. Bizi dinlemedi. Defalarca konuştuk. Telefonla görüştük. Temsilciler yolladık. Dışişleri Bakanımı gönderdim. Ve en son Ramazan ayında bir gece aradım. "Beşar bu gidiş iyi değil. Kendi halkına bombalar yağdırıyorsun. Tanklarla halkının üzerine gidiyorsun. Yarın Cuma bu başlangıç olsun. Bu işi bitir. Huzurlu bir şekilde vatandaşın bir Cuma namazı kılsın. Sağa vurdu sola vurdu. 'Benden gelmiyor bu dedi. Bunlar teröristler' dedi. Gel vazgeç" dedim. Ertesi gün 360 kişiyi şehid ettiler. Bu acımasız gidiş bakın Cuma namazında olan insanları bunlar öldürdü. Tabi ilişkilerimizi kestik. Şimdi arayışımız diplomasi. Siyasi arayış içerisindeyiz. Astana bunun önemli adımlarından bir tanesi oldu. Doğu Halep'ten biliyorsunuz Türkiye olarak 45 bin insanı çıkardık. Bunların şuanda bir kısmı İdlib'te. Bir kısmı Türkiye'de."
VATANDAŞLIĞA DA ALACAĞIZ
Bir soru üzerine Suriyeli mültecilerin vatandaşlığa alınmasıyla ilgili de konuşan Erdoğan, "Her türlü ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Karşılamaya devam edeceğiz. Çünkü onları biz varil bombalarına terk edemeyiz. Ama Batı almaktan kaçıyor. Dikenli tellerle duvarlar örüyor. Bunlar insan değil mi? Uluslararası İnsan Hakları Beyannamemiz nerede? Ama biz dedik alacağız. Ve şuanda biz yeni bir çalışma daha yapıyoruz. Bununla birlikte belli bir kısmını vatandaş da yapacağız. Bunların içinde kalifiye elemanlar var. Doktor, mühendis, öğretmen var. Bu insanları şimdi çadıra konteynere mahkum etmek olur mu? Biz bunu insani, vicdani ve kardeşlik görevi olarak görüyoruz" ifadelerini kullandı.
ATEŞKESİ SAĞLAMLAŞTIRMAMIZ GEREKİYOR
Suriye'de ateşkes süreci ile ilgili de bilgi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şimdi Cenevre süreci başladı. Bu da bildiğiniz gibi Türkiye Rusya İran Cenevre süreciyle bunu biraz daha yükseltmek istiyoruz. Ve Cenevre'de atılacak adımlarla birlikte. Tabi Amerika'nın da katılımı söz konusu. Siyasi sürecin temenni ederim ki ateşkesi sağlamlaştırıcı bir süreç olur" dedi.
http://www.milliyet.com.tr/cumhurbaskani-erdogan-terorle-siyaset-2395291/
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Artık kuru sözlerle geçiştiremeyeceğimiz bir süreçteyiz. Adeta bir ateş çemberiyle kuşatılan İslam coğrafyası ağır bir imtihandan geçiyor" dedi.
Esad ile son görüşmesini de anlatan Erdoğan, "Beşar bu gidiş iyi değil. Kendi halkına bombalar yağdırıyorsun. Tanklarla halkının üzerine gidiyorsun. Yarın Cuma bu başlangıç olsun. Bu işi bitir. Huzurlu bir şekilde vatandaşın bir Cuma namazı kılsın" dedim ama dinlemedi.
El Bab operasyonu ile ilgili de konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Hedefimiz burada en az 4-5 bin kilometrekarelik bir alanı güvenli bölge haline getirmektir" sözlerini uluslararası ajanslar son dakika olarak geçti.
Sitene Ekle
Haberin diğer fotoğrafları için tıklayın
Körfez ülkeleri temasları çerçevesinde Baheryn'de bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Uluslararası Barış Enstitüsü Ortadoğu ve Kuzey Afrika Ofisi tarafından düzenlenen konferansta konuştu.
"Artık kuru sözlerle geciştiremeyeceğimiz bir süreçteyiz. Adeta bir ateş çemberiyle kuşatılan İslam coğrafyası ağır bir imtihandan geçiyor" diyen Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle:
Darbe girişimi tamamen savuşturulana kadar Bahreyn halkının bizim için gözyaşı döktüğünü biliyorum. Aziz kardeşim Ebu Selman ülkemize Arap aleminden gelen ilk siyasetçi oldu. O gece gönlünü ülkemize kilitlemiş Türk milletinin selameti için dua etmiş tüm kardeşlerime bu ülkeden selamlarımı iletiyorum.
İSLAM COĞRAFYASI AĞIR BİR İMTİHANDAN GEÇİYOR
Her açıdan kritik bir döneme denk gelen bu ziyaretimin önemli mesajlar içerdiğine inanıyorum. Acıların ve umutların kol kola yürüdüğü bir coğrafyadayız. Öyleyse hep birlikte bölgemizdeki sorunların çözümü, istikrarın güçlenmesi için neler yapabilieceğimiz noktasında konuşmalıyız. Artık kuru sözlerle geciştiremeyeceğimiz bir süreçteyiz. Adeta bir ateş çemberiyle kuşatılan İslam coğrafyası ağır bir imtihandan geçiyor.
ATEŞ KAN VE GÖZYAŞIYLA DİZAYN EDİLİYOR
6 yıldır Suriye'de çocuklar gökyüzüne baktıklarında, maviliği değil ölüm saçan uçakları görüyor. Binlerce yıllık İslam medeniyetine ev sahipliği yapmış bu topraklar, ateş, kan ve gözyaşı ile yeniden dizayn ediliyor. Etnik köken, kabile ve mezhep temelinde birbirine yabancılaştırılan Müslümanlar kendi kendilerini tüketiyor. İnsalık vicdanının suskun kaldığı bu durum karşısında muktedirler ellerini ovuşturmakta, riyakarlar ise timsah gözyaşları dökmekle meşguldür. Peki bunların karşısında, bizler ne yaptık? Bu kanı, gözyaşını ve zulmü engellemek için ne çaba gösterdik? Maalesef bu sorulara birçoğumuz gönül rahatlığıyla cevap veremiyoruz.
"YARIN BİZİM DE BAŞIMIZA GELEBİLİR"
Aynı dili konuştuğu kıbleye yöneldiği kardeşleri zulüm görürken hiçbir toplum sadece kendi geleceğini düşünemez. Bu topraklarda mazimiz müşterektir. Suriye'nin, Irak'ın, Libya'nın başına gelenlerin yarın bizlerinde başına gelmeyeceğinin garantisi yoktur. Daha sonra değil hemen harekete geçmemiz gerekiyor.
HEDEF 4-5 BİN KİLOMETREKARELİK GÜVENLİ BÖLGE
Suriye ile 911 km sınırımız var. En büyük sınırdaş ülke biziz. İlk tehdit bize. Bu tehditleri yaşadık. Ardından Irak, 350 km sınırımız var. Suriye'deki kriz Avrupa'nın derinliklerine kadar uzanan bir bölgede güvenlik tehditlerine yol açıyor. Buna artık bir son verilmesi gerektiği ortadadır. Önümüzdeki süreçte Suriye'de en önemli husus, ateşkesin güçlendirilerek yeniden başlatılması için gerekli zeminin oluşturulmasıdır. Ateşkesin tesisi için büyük fedakarlıklarda bulunduk.
Suriye'de en önemli husus 2016'nın son günlerinde herekete geçirilen ateşkesin güçlendirilmesidir. Türkiye tüm platformlarda başlattığı aktif çözüm arayışını sürdürecektir. Fırat Kalkanı ile terör örgütü DEAŞ'ı ve PYD'nin bir bölümünü sınırlarımızdan uzaklaştırdık.
ASIL HEDEFİMİZ TERÖRDEN ARINDIRILMIŞ BÖLGE
Birkaç ay önce teröristlerin cirit attığı 2 bin kilometrekarelik alanı, şu anda güven ve umut alanı olarak halletmiş durumdayız ama yeterli değil. Hedefimiz, burada en az 4-5 bin kilometrekarelik bir alanı, terörden arındırılmış, güvenli bölge haline getirmektir. Burada, ciddi sıkıntı var. Bu çalışma, şu anda devam ediyor."
Cerablus'tan başladık, Er Rai'yi temizledik, Dabık'a indik. Şimdi El Bab'da anbean DEAŞ'tan temizlemek suretiyle attığımız adım bir hedefe kilitlenmiştir Şimdi, El Bab'ı da DEAŞ'tan temizlemek suretiyle, işimize devam edeceğiz. Ondan sonra doğuya yönelerek Münbiç ve Rakka'ya yürürsek, terörden arındırılmış bir bölge yaratarak o bölgeye Arap kardeşlerimiz ve Türkmenler yerleşme imkanı bulacaktır.
"BURADA CİDDİ SIKINTILAR VAR"
Birkaç ay önce teröristlerin cirit attığı 2 bin kilometrekarelik alanı, şu anda güven ve umut alanı olarak halletmiş durumdayız ama yeterli değil. Hedefimiz, burada en az 4-5 bin kilometrekarelik bir alanı, terörden arındırılmış, güvenli bölge haline getirmektir. Burada, ciddi sıkıntı var. Bu çalışma, şu anda devam ediyor.Şehitlerimiz var, ÖSO'nun şehitleri var. Ama DEAŞ'tan 3 bini aşkın etkisiz hale getirilen terörist var.
DEAŞ'IN İSLAMLA ALAKASI OLAMAZ
Burada kararlıyız çünkü DEAŞ'ın İslam'la uzaktan yakından alakası yoktur. Ve DEAŞ terör örgütüdür. Bizim dinimiz bir barış dinidir. DEAŞ savunmasız insanları acımasız şekilde öldürmüştür.Bu insanlar Müslüman olamaz. Terörle İslam'ı yan yana getirenler var. Buradan sesleniyorum. Kimse İslam'la terörü yan yana getirmesin.
ESED 1 MİLYON KİŞİYİ ÖLDÜRDÜ
Kardeşlerim, Suriye'de herkes 600 bin falan diyor. Hayır, bugüne kadar Suriye'de katil Esed 1 milyon kişiyi öldürmüştür. Hala da acımasız bir şekilde öldürmeye devam etmektedir. Biz biliriz ki zulme rıza zulümdür. Biz bu zülme sessiz kalamayız. Ya buna elimizle müdahale edeceğiz, ya dilimize edeceğiz ya da kalbimizle.
OBMA'YA DA TRUMP'A DA ANLATTIM AMA...
Şu anda 2.8 milyon mülteci bizde. 300 bin de Iraklı mülteci şu anda Türkiye'de. Bizim şu ana kadar yaptığımız harcama, 25 milyar dolar. Peki bize AB'nin verdiği söz neydi? Temmuz başında bize 3 milyar avro ödeyeceklerdi. Geldi mi, hayır gelmedi. Şu ana kadar 725 milyon dolar geldi. BM'den de yaklaşık 520 milyon dolar geldi. Türkiye olarak biz bu bütçeyi karşılamakta zorlanıyoruz ama durmayacağız. Biz kapımızı bu mültecilere batı gibi kapayamayız. Öyle ya da böyle alacağız.
Terörden arındırılmış güvenli bölge, uçuşa yasak bölgeyi önce sayın Obama'ya şimdi de sayın Trump'a ifade ettim. Dedim ki, biz buralarda konut inşaasına başlayalım. Biz bunda başarılıyız, bu inşaatları yaparız. Ama sizler de mali olarak destek olun. Mültecileri buralara yerleştirelim. Hatta bize iltica etmiş olan kardeşlerimizi de kendi topraklarına yollayalım. Onları oralarda evi bahçesi olmak üzere yerleştirelim. Çok güzel, biz de gerekeni yapalım dediler. O günden bu güne bir adım yok. Burada Körfez'e de önemli iş düşüyor, hep birlikte bu adımı atalım.
FİLİSTİN, LİBYA MESAJLARI...
Sevgili dostlar, Ortadoğu'daki sorunların kökeninde olan Filistin meselesi, kalbimizin en derinlerine işlemiş bir acıdır. Filistinlilerin kendi özyurtlarında vatansız, devletsiz, topraksız bırakılmaları kabul edilemez. Türkiye, şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sonra da Filistinli kardeşlerinin yanında olmaya devam edecektir. Bölgede barışın tesisi, 1967 sınırlarına göre başkenti Doğu Kudüs olan bir bağımsız bir Filistinden geçiyor. BM Güvenlik Konseyi'nin kararına rağmen İsrail'in Doğu Kudüs ve Batı Şeria'da yeni yerleşim yerleri inşaa etme kararı tam bir provakasyondur. İsrail'in özür, tazminat ve ambargoyu kabul etmesinin ardından ilişkilerimizi normalleştirdik. Geçtiğimiz günlerde iki ayrı insani yardım paketimiz Gazze'ye ulaştı. Gazze'de hastane ve konut projemizi de bitirmek üzereyiz.
Kadim tarihi ilişkilere ve güçlü akrabalık bağlarına sahip olduğumuz Libya'nın durumuna kayıtsız kalamayız. Yemen'de 2 yıldır süren çatışmaların sona erdirilmesi, ve siyasi çözüm için çabaları da yakından izliyoruz. Soruna barışçıl bir çözümün mümkün olduğuna inanıyoruz. BM Genel Sekreteri'yle bu sıkıntıları paylaştık. Bölgede hangi ülkeyi ele alsak altından terör çıkıyor. Terörle mücadelede başarı ancak müşterek ve samimi çabalarla sağlanabilir. Terör değişen şartlara kendisini hızla uyarlayabiliyor. Terörün kökünün kurutulması için daha fazla çaba göstermeliyiz.
FETÖ YENİ NESİL BİR TERÖR ÖRGÜTÜ
Yabancı teröristlerin çatışma bölgelerine gitmesinin engellenmesi için hiçbir ülkenin göstermediği çabayı gösteriyoruz. El Kaide ve DEAŞ için gösterilen çabanın, PKK ve FETÖ için de gösterilmesini bekliyoruz. Biz terörün alçak yüzünü yaklaşık 35 yıldır görmüş bir ülkeyiz. 15 Temmuz'da kanlı bir darbe girişiminde bulunan FETÖ, yeni nesil bir terör örgütüdür. Bu terör örgütüyle de diğerleriyle olduğu gibi mücadele edilmelidir.
O GECE ARADIM VE GEL VAZGEÇ DEDİM AMA...
Cumhurbaşkanı Erdoğan konferansta soruları da yanıtladı. Suriye ve Beşar Esad hakkındaki görüşleri sorulan Erdoğan savaşın ateşinin yükseldiği günlere ilişkin önemli bilgiler verdi.
Esad ile son görüşmesini anlatan Erdoğan şunları söyledi: "Esed ile tüm bu gelişmeleri Tunus'la başlayan olaylarda görüşmüştük. Kendisi en başta farklı bir görüşteydi. Gücüne çok güveniyordu, ülkesinde böyle olayların olmayacağını düşünüyordu. Bizi dinlemedi. Defalarca konuştuk. Telefonla görüştük. Temsilciler yolladık. Dışişleri Bakanımı gönderdim. Ve en son Ramazan ayında bir gece aradım. "Beşar bu gidiş iyi değil. Kendi halkına bombalar yağdırıyorsun. Tanklarla halkının üzerine gidiyorsun. Yarın Cuma bu başlangıç olsun. Bu işi bitir. Huzurlu bir şekilde vatandaşın bir Cuma namazı kılsın. Sağa vurdu sola vurdu. 'Benden gelmiyor bu dedi. Bunlar teröristler' dedi. Gel vazgeç" dedim. Ertesi gün 360 kişiyi şehid ettiler. Bu acımasız gidiş bakın Cuma namazında olan insanları bunlar öldürdü. Tabi ilişkilerimizi kestik. Şimdi arayışımız diplomasi. Siyasi arayış içerisindeyiz. Astana bunun önemli adımlarından bir tanesi oldu. Doğu Halep'ten biliyorsunuz Türkiye olarak 45 bin insanı çıkardık. Bunların şuanda bir kısmı İdlib'te. Bir kısmı Türkiye'de."
VATANDAŞLIĞA DA ALACAĞIZ
Bir soru üzerine Suriyeli mültecilerin vatandaşlığa alınmasıyla ilgili de konuşan Erdoğan, "Her türlü ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Karşılamaya devam edeceğiz. Çünkü onları biz varil bombalarına terk edemeyiz. Ama Batı almaktan kaçıyor. Dikenli tellerle duvarlar örüyor. Bunlar insan değil mi? Uluslararası İnsan Hakları Beyannamemiz nerede? Ama biz dedik alacağız. Ve şuanda biz yeni bir çalışma daha yapıyoruz. Bununla birlikte belli bir kısmını vatandaş da yapacağız. Bunların içinde kalifiye elemanlar var. Doktor, mühendis, öğretmen var. Bu insanları şimdi çadıra konteynere mahkum etmek olur mu? Biz bunu insani, vicdani ve kardeşlik görevi olarak görüyoruz" ifadelerini kullandı.
ATEŞKESİ SAĞLAMLAŞTIRMAMIZ GEREKİYOR
Suriye'de ateşkes süreci ile ilgili de bilgi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şimdi Cenevre süreci başladı. Bu da bildiğiniz gibi Türkiye Rusya İran Cenevre süreciyle bunu biraz daha yükseltmek istiyoruz. Ve Cenevre'de atılacak adımlarla birlikte. Tabi Amerika'nın da katılımı söz konusu. Siyasi sürecin temenni ederim ki ateşkesi sağlamlaştırıcı bir süreç olur" dedi.
http://www.milliyet.com.tr/cumhurbaskani-erdogan-terorle-siyaset-2395291/