Yanılgı
Yetişmez gülüşlerin sarılışı
ne de anlayışın
adımlardan bir çizgi olduğu yaşamın
yetişmez anlatmaya sesinin kırılışını
gözlerinin parçalanışını
alışmadıkları bir soğuktan.
Gün bir ağartıyla karşılar pencerenden
seyreder gövdeni alaycı serinliğiyle
der: "Her şey yeniden başlayacak, yeniden
sen dokunuşlarını getir doğmamış aşkların
ben yayayım çıplaklığımda Geçmiş Zaman'ı."
Ve gürültüsü sarar çevreni seslerin, gölgelerin
alırlar seni uzayan bir yorgunluğa
bırakırlar büyüyen ayçasına gecelerin.
Sanırsın kimse görmedi ayla başbaşa kalırken
bilmediler ince bir camdan yapıldığını gülüşlerin
çünkü kimseler geçemedi dişlerinden öteye
dediler: "Bu gökyüzü bize yeter!
Ama ben, kargınmış çocuğu düşlerin sanrıların
geometri bozguncusu, büyücüsü kokuların
dinlerim taşların altında yatan yüreğimle
gövdenin kıvrımlarını, titreşen sokakları
giyerim lacivert geceden gömleğimi
derim: "Ey kent, gel dans edelim seninle!"
paylaşırım seni akışan bir çığıltıda
sanırsın kimse görmedi gözyaşın bıçaklanırken
paylaşırım, en güzel sesleri vermek için sana.
Erdal Alova