• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Erdal Alova Şiirleri

13 Nisan 2007
15.555
36.072
1.123
Erdal Alova Kimdir?
erdalalovabut2.jpg
Erdal Alova 17 Haziran 1952’de Ankara’da doğdu. 1959’da Eskişehir’de, Dumlupınar İlkokulu’nda başladığı öğrenim hayatına, 1972 yılında ODTÜ Mühendislik Bölümü’nden ayrılarak son verdi. Aynı yıl İstanbul’a yerleşerek şiirlerini yayımlamaya başladı. İlk şiiri “Issız Gül” adıyla Yeni Dergi’de çıktı. 1973-80 arasında yazdığı şiirleri En Son Çıkan Şarkılar (1980) adı altında yayımlandı. Bu kitabı, Giz Dökümü (1989) ve Bitik Kent (1995) izledi. Bitik Kent ile 1996 Cemal Süreya Şiir Ödülü’nü kazandı. Federico Garcia Lorca, Konstantinos Kavafis (Barış Pirhasan’la), Pablo Neruda, Z. Herbert, Guillevic ve Catullus’tan (Çiğdem Dürüşken’le) yaptığı çeviriler kitap olarak yayımlandı.
Yaşamını gazeteci, redaktör, çevirmen ve editör olarak kazanıyor.


 
Yanılgı

Yetişmez gülüşlerin sarılışı
ne de anlayışın
adımlardan bir çizgi olduğu yaşamın
yetişmez anlatmaya sesinin kırılışını
gözlerinin parçalanışını
alışmadıkları bir soğuktan.
Gün bir ağartıyla karşılar pencerenden
seyreder gövdeni alaycı serinliğiyle

der: "Her şey yeniden başlayacak, yeniden
sen dokunuşlarını getir doğmamış aşkların
ben yayayım çıplaklığımda Geçmiş Zaman'ı."
Ve gürültüsü sarar çevreni seslerin, gölgelerin
alırlar seni uzayan bir yorgunluğa
bırakırlar büyüyen ayçasına gecelerin.

Sanırsın kimse görmedi ayla başbaşa kalırken
bilmediler ince bir camdan yapıldığını gülüşlerin
çünkü kimseler geçemedi dişlerinden öteye
dediler: "Bu gökyüzü bize yeter!
Ama ben, kargınmış çocuğu düşlerin sanrıların
geometri bozguncusu, büyücüsü kokuların
dinlerim taşların altında yatan yüreğimle
gövdenin kıvrımlarını, titreşen sokakları
giyerim lacivert geceden gömleğimi
derim: "Ey kent, gel dans edelim seninle!"
paylaşırım seni akışan bir çığıltıda
sanırsın kimse görmedi gözyaşın bıçaklanırken
paylaşırım, en güzel sesleri vermek için sana.


Erdal Alova
 
Kaktüs Kadın

fırlatıyor iğnelerini kaktüs kadın
sarınca bir erkek kokusu tuz çölünü
baldıranlar akıyor memelerinden
kıl damarlarında yeşil zencar

bakışı bir ısırganlar gecesi
sesinin sabahında okunmamış kitaplar
bir erkekçik kuşu yiyor
bacağındaki kısırböceğini

fırlatıyor iğnelerini kaktüs kadın

günleri
yaşam süsü verilmiş bir intihar


Erdal Alova
 
YALNIZ ELLER DEĞİL..

Yalnız eller değil bunlar
Yalnız ayaklar

Sarkar kız pencereden
Mahalle sesiyle
Memeleri sözlerinden masum

O alımlı kadınlar ki
Yataklarda çocuk

Yalnız dudaklar değil bunlar

Aşk belki de o
En derinlerinde bile senin
Duyduğum yabancılık
Uzak adlar buluşum
Sana yaklaşmak için

Boş bütün sözler
Işıklar sönünce
Birdir bütün gövdeler
Herkes kalır kendi uçurumuyla

Ölüm ısırınca
Memelerindeki kuruüzümü
Bin yunus sıçrar denizden
Karnın bir körüktür
Günle gece arasında
Gittikçe incelir sesin
Kalamar kemiklerine doğru
Sen nereye bassan
Yerçekiminin en zayıf noktası

Erdal Alova
 
Aslında şiirleri çok güzelmiş.
Ama naçizane bi eleştirim olacak:
Erdal Alova'nın bu şiirlerinde de gördüğümüz üzere
bazı şairlerimiz nerdeyse tüm şiirlerinde "Kadın memesi" diyorlar.
Hadi desinler diyelim de,şiirlere bakıyorum bakıyorum ve diyorum ki
-demese bişey kaybetmezmiş bence.Yani sanatsal olarak anlam bütünlüğüne bi katkısı yok bence..
Bilakis demese ben her "meme"kelimesini okuduğumda böyle gayriihtiyari irkilmezdim mesela..

(Bu mesajı yollamak konusunda tereddütlüyüm:1rolleyes:)
 
Sana bir önerim olacak selicim..

Şiirin ilgili mısrasını sesli oku.. Bu okuyuşlardan ilkini "meme", ikincisini de "göğüs" sözcüğü ile yap.

Anlamdaki vurgu şiddetleniyor sanki.. Sözkonusu sözcüğün, bu vurgu gücü nedeniyle tercih edildiğini düşünüyorum...

Bak şimdi! Aklıma da Cemal Süreya'yı getirdin..
 
Son düzenleme:
Sana bir önerim olacak selicim..

Şiirin ilgili mısrasını sesli oku.. Bu okuyuşlardan ilkini "meme", ikincisini de "göğüs" sözcüğü ile yap.

Anlamdaki vurgu şiddetleniyor sanki.. Sözkonusu sözcüğün, bu vurgu gücü nedeniyle tercih edildiğini düşünüyorum...

Bak şimdi! Aklıma da Cemal Süreya'yı getirdin..

Cemal Süreya'ya ne denir ki püsküüt'üm.
"Dalga" ve "Sizin hiç babanız öldü mü?"denir mesela.:içelim:

Bi de özür: Sana cevabımı özel mesaj olarak attım.Ama şimdi farkettim ki Erdal Akova demişim:utangac:
Acele cevap beklerim::1rolleyes:Şeniz
 
Hüzün
En eski arkadaşım
Gazel ateşleri yakarken güz günleri
Taşınmadan evini süpüren bir kadın gibi
Gel, derin öfkeyle girelim kışa
Nasıl bakarım ben mora!
Kar yağar her şey kendini hatırlar
Bir kent hatırlar eski yağmurları
Bir ışık makası
Keser yetimlerin göğünü
Oyuna alınmayan çocuk
Gözyaşından bir disk fırlatır geleceğe
İnsan ilk kez görür kendini kanında
Gün iner, Kasım göğü
Geçirir ipliğini dargın komşudan
Ve sonunda
Kazanır kendine güveni
Otobüste ağlayan asker
Sen doğunca Hüzün
Habersiz ördüğü hırkayı
Gösteren bir kadın gibi.
Çıkaralım gizlediğimiz gülleri
Derin öfkeyle girmeliyiz kışa.

Erdal Alova
 
Back