- 20 Haziran 2007
- 4.250
- 27
- 358
- 45
Geçmişe ait ne varsa hepsi serbest kalsın. Özgür olalım, merkezimize geri dönelim.
Enerji alanımız saftı, en başta.
Işıl ışıldı.
Sonra...
Hayata duygusal tepkiler vermeye başladık.
Olana karşı duygular yarattık.
Amacımız kabul görmek, kontrol etmek ya da güvende olmaktı.
Duyguları bu isteklerimiz için var etmiştik.
Duygular yaratarak bu isteklerimize ulaşacağımızı sandık.
Duygusal tepkiler vermekle kalmayıp bunlara yapıştık.
Duyguları enerji alanımıza mühürledik.
Duygular, duygusal yük haline geldi böylece.
Enerji alanımız, olana tepki olarak var ettiğimiz duygu yükleriyle sarmalandı, ışıltısını kaybetti.
Daraldı.
Oysa, duygular anlık yaşanmalıydı.
Yaratılmalı ve sonrasında serbest bırakılmalıydı.
Deneyimlenmeli ve özgürleşilmeliydi.
Her deneyim sonrasında merkezimize geri dönmeliydik.
Olmadı, yapmadık...
Şimdi durup enerji alanımızda mühürlenmiş duygu yüklerine bakma zamanı.
Merkezimizden bizi uzak tutan ağırlıkların farkına varma ve onları serbest bırakma zamanı.
Kayıtsızlık, keder, korku, şehvet, kızgınlık, gurur...
Geçmişe ait ne varsa hepsi serbest kalsın.
Özgür olalım, merkezimize geri dönelim.
Enerji alanımızın ışıltısı artsın ve genişlesin.
Cesaret, kabul ve dinginlik bizden etrafa yayılsın...
İşte sedona yöntemi bu dönüşümü gerçekleştirme aşamasına bize kolay ve bir o kadar da etkili bir yaklaşım sunar: Hisler ve altında yatan istekler.
Yöntem, bize evrenin bir hediyesi.
Haydi bir soruyla başlayalım: Şu anda ne hissediyorsun?
onur sargın'dan alıntıdıra.s.
Enerji alanımız saftı, en başta.
Işıl ışıldı.
Sonra...
Hayata duygusal tepkiler vermeye başladık.
Olana karşı duygular yarattık.
Amacımız kabul görmek, kontrol etmek ya da güvende olmaktı.
Duyguları bu isteklerimiz için var etmiştik.
Duygular yaratarak bu isteklerimize ulaşacağımızı sandık.
Duygusal tepkiler vermekle kalmayıp bunlara yapıştık.
Duyguları enerji alanımıza mühürledik.
Duygular, duygusal yük haline geldi böylece.
Enerji alanımız, olana tepki olarak var ettiğimiz duygu yükleriyle sarmalandı, ışıltısını kaybetti.
Daraldı.
Oysa, duygular anlık yaşanmalıydı.
Yaratılmalı ve sonrasında serbest bırakılmalıydı.
Deneyimlenmeli ve özgürleşilmeliydi.
Her deneyim sonrasında merkezimize geri dönmeliydik.
Olmadı, yapmadık...
Şimdi durup enerji alanımızda mühürlenmiş duygu yüklerine bakma zamanı.
Merkezimizden bizi uzak tutan ağırlıkların farkına varma ve onları serbest bırakma zamanı.
Kayıtsızlık, keder, korku, şehvet, kızgınlık, gurur...
Geçmişe ait ne varsa hepsi serbest kalsın.
Özgür olalım, merkezimize geri dönelim.
Enerji alanımızın ışıltısı artsın ve genişlesin.
Cesaret, kabul ve dinginlik bizden etrafa yayılsın...
İşte sedona yöntemi bu dönüşümü gerçekleştirme aşamasına bize kolay ve bir o kadar da etkili bir yaklaşım sunar: Hisler ve altında yatan istekler.
Yöntem, bize evrenin bir hediyesi.
Haydi bir soruyla başlayalım: Şu anda ne hissediyorsun?
onur sargın'dan alıntıdıra.s.