16 yaşındaki Hazel üç yıldır tiroid kanseriyle boğuşmaktadır ve kanser akciğerlerine de sıçradığı için yanında bir oksijen tüpüyle gezmektedir. Kanserli hastalar için oluşturulan destek grubunun bir terapi seansı esnasında Augustus isimli bir gençle tanışır. Augustus da beyin tümörüyle savaşmış ve bu yolda bir bacağını kaybetmiştir. İkili birlikte zaman geçirdikçe birbirlerine aşık olurlar. Akciğer tedavisi için hastaneye yatırılan Hazel'ın yanından bir an dahi ayrılmayan Augustus, sevgilisinin çok istediği bir hayali gerçekleştirmek için onunla birlikte yola çıkar. Planlarına göre Amsterdam'a gidecek ve Hazel'ın en sevdiği yazar olan Peter Van Houten'i bulmaya çalışacaklardır...
Josh Booneun yönetmenliğini üstlendiği film, John Greenin romanından Scott Neustadter ve Michael H. Weber tarafından uyarlandı. Filmin başrollerindeyse Shailene Woodley, Ansel Elgort ve Willem Dafoe yer alıyor.
Bu aralar eski Türk filmlerine sarmış durumdayım, eski Türk filmlerinin barındırdığı naif romantizmi seveceğinize eminim ilki tabikide gönlümde Selvi Boylum Al Yazmalım filminden sonra ayrı bir yeri olan Mavi Boncuk filmidir.
6 arkadaş (Baba Yaşar, Kamil Usta, Süleyman, Necmi, Cafer ve Mıstık) Emel Sayın'ın çalıştığı bir gazinoya eğlenmeye giderler. Ceplerindeki paranın gazete ilanındaki fiks menüyü karşılayacağını düşünürler. Ancak hesap ilandaki paraya uymayınca, önce yüksek gelen hesaba itiraz ederler ve daha sonra kötü muamele görürler. Gazinonun sahibinden intikam almak için gazinonun assolisti Emel Sayın'ı kaçırmaya karar verirler.
Planlarını başarıyla uygulayan arkadaşlar, Emel Sayın'ı Baba Yaşar'ın evinin çatı katında gizlerler. Zamanla Emel Sayın ve kaçıranları arasında yakınlaşma doğar. Gazino patronu istedikleri fidyeyi ödemesine rağmen Emel Sayın bir türlü bu evden ayrılmak istemez. Ekip bu defa da Emel Sayın'ı yine zorla halıya sararak geri teslim etmek zorunda kalır. Emel Sayın bu olayın kinini güderken filmin sonunda dayanamaz ve 6'lının Boğaz'a bakan bir tepede açtıkları restorana gelmesi ile film son bulur.
Kundan, Beneras’te dünyaya gelmiş bir rahibin oğludur. En çok sevdiği şey babasının işlerine yardımcı olmaktır. Henüz çocuk yaşta olmasına rağmen kilise için bağış toplamak onun sevdiği bir hobi haline gelmiştir. Yine bir gün böyle hayır işlerine yardım ederken kendi gibi yaşlarda Zoya isimli bir kızı görür. O küçük kalbi aşk ve sevgi ile dolar. Zoya’nın da kendisini sevmesini istemektedir. Bunun için elinden gelen tüm şirinlikleri yapar. Tam Zoya’yı tavlamayı başarmışken bulundukları bölgede dini sorunlar çıkar. Zoya’nın ailesi oradan taşınmak zorunda kalır. Küçük Kundan bu duruma çok üzülür. Aradan 8 yıl geçer. Yıllar sonra Zoya mahallesine tekrar geri döner. Kundan, onu görür görmez eski duyguları ortaya çıkar. Hala ona aşık olduğunu anlar. Acaba Zoya onu unutmuş mudur? Yoksa oda hala aynı hisleri taşıyor mudur?
Ram okula giderken Janani’ e ilk görüşte aşık olmuştur ve Janani’ nin aşkını kazanmak için pes etmeye de niyeti yoktur. Bu büyük aşk her ikisinin de hayatı için çok özeldir, ancak Ram’in arkadaşı geçen sürede onun psikolojik hastalığını fark eder ve Janani’ ye fark ettirmeden hastaneye gidip gelmektedirler. en büyük imparatorlukların bile kaçınılmaz sonu olan bu 3. dönem yani çöküş dönemi bu büyük aşk için nasıl gerçekleşecektir? bunu Ram’in düşmanları mı yoksa kendisi mi yapacaktır yada aşkı için ailesinin hayatını yerle bir etmekten korkan Janani mi?