En Romantik yerli ve yabancı film ve dizilerden seçmeler...

oslana

Guru
Kayıtlı Üye
2 Haziran 2012
3.870
272
363
İstanbul
Selvi Boylum Al Yazmalım, Atıf Yılmaz tarafından yönetilen, başrollerindeKadir İnanır ve Türkân Şoray'ın oynadığı, 1977 tarihli film. Türk sinemasının başyapıtlarından biri olarak sayılmaktadır. Kırgız yazar Cengiz Aytmatov'un 1970 yılında yayımlanan aynı adlı romanından uyarlanmıştır. Filmin özgün müziğini Cahit Berkay bestelemiştir.
"Selvi Boylum Al Yazmalım" 1978 Uluslararası 15. Antalya Sanat Şenliği'ndeMaden filminin ardından ikinci en iyi film seçilmişti.




 
Ai Mi'nin aynı adlı romanından uyarlanan bu film, Çin Kültür Devrimi'nin sonlarında Hubei Eyaleti'nin Yinchang kasabasında geçer...

Jing Qui'nin babası sağcı olduğu için hapse atılmıştır. Öğretmen annesi ve kendisi de gözetim altındadır. Bir gün Jing Qui okul yapımında çalışması için Yinchang kasabasına gönderilir. Orada, babası yüksek rütbeli asker olan ve askerliğini o kasabada yapan Lao San ile tanışır...

Güzel şehirli kız Jing Qui ve yakışıklı Lao San arasında saf bir aşk başlar...



-Bir yıl daha gözetim altında olacağım.
-Senin için bir yıl beklerim.
-25 yaşına gelinceye kadar annem aşık olmama izin vermez.
-25 yaşına gelene kadar beklerim.
-25'imde bile seninle olamazsam?
-O zaman, hayatım boyunca beklerim.








 
Üniversitede okuyan bir genç kız olan Ji-hae ‘nin babası, O henüz küçük bir kızken ölmüş; annesi de, Ji-hae yeniden evlenmesini istese de bu fikre hiçbir zaman cazip bakmamış ve bir süre önce çalışmak için yurt dışına gitmiştir. Edebiyatı seven, duygusal bir kız olan Ji-hae, annesine olan özlemini onun geçmişine ait hatıraları tekrar gün yüzüne çıkararak gidermektedir…
En sevdiği hatıralar ise annesinin, babasıyla evlenmeden önceki flörtü ve ilk aşkı olan Jun-ho ile birbirlerine gönderdikleri mektuplardır. Ji-hae ‘nin buram buram sevda kokan bu mektupları sevmesinin bir nedeni daha vardır: Genç kız, içinde kopan fırtınadan bu mektuplara dalarak kaçmaktadır…







Finali için söyleyecek söz bulamıyorum.
 
İan ve genç sevgilisi Samantha birlikte oldukça keyifli vakit geçirmektedirler. İan bir iş adamıdır , sevgilisi Samantha ise genç ve güzel bir müzisyendir. Başına gelen talihsiz bir kavga sonucu genç müzisyen Samantha hayatını kaybeder. İan ise bir türlü Samantha'nın yokluğuna alışamaz. Tanrıdan tek isteği Samantha'nın ölmeden önce ki güne dönmek ister. Tuhaf bir şekilde genç İan'ın bu isteği yerine gelir ve Samantha yeniden hayattadır ve son günlerini yaşadığını İan bilmektedir. Başlarına gelecek daha farklı olaylar ve daha heyecan verici olaylar İan ve genç sevgilisi Samantha'yı beklemektedir.



 
2.Dünya Savaşı bitmiştir. Yaralarını sarmaya çalışan Almanya’da Michael adlı genç çocuk tesadüfen tanıştığı, kendisinden yaşça büyük Hanna Schmitz’e aşık olmuştur. Michael’ın bu isteği karşılıksız kalmaz. Gizlilik çerçevesinde yürütülen bu ilişki, Schmitz’in bir anda, ortadan kaybolmasıyla biter. Aradan 8 yıl geçmiştir. Michael çalışkan bir avukat olmuştur. Nazi suçlularının yargılandığı mahkemelerde gözlemcilik yapmaktadır ve bir gün Hanna’yı sanıklar arasında görür.


 
Charlie'nin hayatina eglenceli ve çilgin Jordan girer. Jordan renkli oldugu kadar ruhsal olarak da dengesiz biridir. Charlie ise her geçen gün Jordan'a daha fazla asik olmaktadir.Birbirinden farkli iki kisinin ask hikayesini anlatan Hirçin Sevgilim / My Sassy Girl, 2008 yilinda Golden Trailer Awards'da en iyi romatik film dalinda Golden Trailer ödülünü kazanmistir. Ayni zamanda, Güney Kore sinemasinin en eglenceli filmlerinden biri olan Hirçin sevgilim / My Sassy Girl, kendi ülkesinde büyük gise basarisi kazanmis ve ardinda Hollywodd'a transfer olan keyifli bir film.






 
Okullarin kapanmasi ile bende Film izleme sezonunu actim.
Dun izledigim "The Notebook"cok guzeldi.
Birde ugruna üniversitede Tek derse kaldigim "ingiliz hasta" filmi.
 
Film, Jane Austen’in beş kız kardeş, Jane, Elizabeth, Mary, Kitty ve Lydia Bennet’i anlatan romanından uyarlanmıştır. Hikaye George dönemi İngilteresi’nde geçer. Ailenin yaşamı, genç ve zengin bir adam olan Bay Bingley’in ve onun en yakın arkadaşı Bay Darcy’nin komşu gelişleri ile tepetaklak olur. Kızların anneleri olan Bayan Bennet, onların evlenmelerini istemektedir. Bay Bingley’in iyi bir aday olduğuna kanaat getirir. Bu aday ise Jane’den etkilenecektir. Bu durumu fark eden anneleri, kızını yağmurlu bir günde Bingley’in malikanesine gönderir. Geri dönemeyen Jane, üstüne bir de hastalanır. Bu kez ona yardıma giden Elizabeth de Bay Darcy’nin takibine takılır. Elizabeth bu durumdan hoşlansa da esas Bay Wickham’dan ziyadesi ile etkilenecektir. Lydia işin içine hesapsızca dahil olduğunda cesaret kavramı gözler önüne serilir. Gururun, aşkın önüne geçtiği bir çizgide kız kardeşlerin yaşamları umulmadık bir biçimde karmaşıklacaktır.



 
Farklı zamanlarda yaşamış iki insanın mektuplar aracılığıyla yaşadıkları romantik bir ilişki anlatılıyor. Animasyon seslendirmesi yapan Kim ile mimar olan Sun-Hyun'un ilişkisini izleyeceksiniz. Aralarındaki iki yıllık farka rağmen masalsı bir ilişki kuruyorlar kendilerine.





 
Beyaz dizi serilerinin unutulmaz yazarı Jane Austen'in, gençliğinin ilk baharının hikayesi... Zengin bir erkek ile bir evlilik yapmayı kariyeri için hayati bir mesele olarak gören Austen, fakir bir ailede yetişmiş olmasına rağmen yazarlık konusunda farkedilmesini sağlayacak denli etkili yeteneklere sahiptir. Fakat bu yeteneklerin bir kadın olarak toplumda hiçbir değeri olmadığı düşüncesi dayatılmaktadır. Herşeye rağmen, kendini gösterebileceği tek yolun zengin Wisley ile evlenmesi olduğu düşüncesine karşı çıkmak ister. Ailesinin tüm baskılarına direnen Jane, yetenekli genç avukat Tom Lefroy ile tanışacak ve bu kendine güvenli genç adamla birbirlerine olan aşkları, sahip oldukları herşeyi bir kenara iterek yeni bir hayata başlamaları için büyük bir cesaret verecektir. Hiç evlenmemiş ve son derece soğuk bir kadın olarak tanınan İngiliz yazar Jane Austen’ın olgunluk dönemi eserlerine ilham olan 20’li yaşlarında yaşadığı tutkulu bir aşkın hikayesini anlatan Aşkın Kitabı’nda başrollerde Anne Hathaway ve James McAvoy gibi oyuncular yer alıyor.

''Birlikte değilsek hayatın ne değeri olabilir ki?''




 
Issız Adam, yönetmenliğini Çağan Irmak'ın yaptığı 2008 yapımı Türk melodram sinema filmi. Başrollerini Melis Birkan ve Cemal Hünal'ın paylaştığı film, Alper adlı bir aşçı ile çocuk kostümleri tasarlayıp dikmekle uğraşan Ada adlı genç bir kızın aşklarının özelinde modern yaşamın insanları nasıl yalnızlaştırdığı anlatır. Çekimleri beş hafta süren film, 7 Kasım 2008 tarihinde Türkiye'deki sinemalarda gösterime girdi.[SUP][1][/SUP] Türk izleyicisinden büyük ilgi görerek Türkiye'deki 15. haftasında 2 milyon 765 bin seyirciye ulaştı.[SUP][2][/SUP]
Film, 2009 Rhode Island Film Festivali'nde (ABD) "En İyi Film Ödülü" aldı




''İkimize bir mutlu son yazdım sonra.
O evde seninle birlikte oturduk.. Sustuk.. Yanımda durdun sessizce. Burası sondu. Başka bir yaşamdı. Sadece biz vardık. Bana baktın..
Mavi ve telaşsız.
Sustuk.
Başka bir yaşamda başka bir mutlu son.Biz bunu haketmiştik..Hikayemiz orada bir yerde.Hep benimle duracak.Dayanabilmemin tek yolu bu çünkü.''









 

kitabına aşık olduğum filmini defalarca izlediğim.
çok güzel bi konu olmuş birden fazla beğeni yapamadım. takipteyim
 
Güzel ve akıllı bir kadın olan Holly Kennedy, eşi Gery ile oldukça mutlu bir evlilik sürdürmektedir. Ancak aldıkları bir haber ikisini de derinden etkileyecektir. Gery'nin beyninde tümör vardır ve kurtulma umudu çok azdır. Bunu öğrenen Holly kocasından daha kötü bir ruh haline girer. Kocasını kaybettikten sonra Holly'nin yeniden nasıl iyi olacağını kimse bilmemektedir. Ancak Holly'yi çok iyi tanıyan Gery ölmeden önce sevgili karısına farklı zamanlarda eline ulaşacak şekilde düzenlenmiş bir dizi mektup yazmıştır. İlkini 30. doğumgününde alan ve büyük bir şok yaşayan Holly için bu mektuplar artık bir yol göstericidir. Kocasından hayatını yeniden bağlanmayı öğrenecek ve onun sayesinde kendisinin bilmediği yönleriyle karşılaşacaktır.





 
19 yaşındaki Anne (Sally Hawkins), genç ve yakışıklı deniz subayı Frederick Wentworth'e (Rupert Penry-Jones) delicesine aşık olmuştur. Ama Frederick'in ne serveti ne de sınıfsal düzeyi uygun değildir. Anne'in ailesi bu birlikteliğe karşıdır ve onu nişanı bozmaya ikna ederler. Sekiz yıl sonra, Anne kararından pişman olur. Frederick'i sevmekten asla vazgeçmez ve Frederick, ün ve servet sahibi olarak denizden döndüğünde, yöredeki evlenme çağına gelmiş her genç kadın gibi sadece seyreder. Frederick, kalbinin sesini dinlemek yerine ailesini dinleyen Anne'i affedebilecek mi?






 

Bu film cidden şahane
İzleyeni asik ediyor kendine.
 
Yönetmen Genya Tachibana, ünlü oyuncusu Chiyoko Fujiwara hakkında bir belgesel hazırlamaya karar verir. Chiyoko Fujiwara, bir dönemler çok ünlü ve başarılı bir aktrist olmasına rağmen, yaklaşık 30 yıl önce kariyerini bırakmış ve inzivaya çekilmiştir... Fujiwara tek bir adamı sevmiş ve hayatı boyuncada sadece onu aramıştır.

Fujiwara'ya ulaşan Genya, aktristin hayat hikayesini ondan dinlemeye başlar. Chiyoko'nun 30'lardan başlayıp 60'lara kadar uzanan hayat hikayesini dinledikçe kendisini de onunla birlikte bir zaman yolculuğuna çıkmış olarak bulur.

Perfect Blue ve Paprika filmlerinin yönetmeni anime ustası Satoshi Kon'dan başka bir anime şaheseri.






 
Eylül hayatta istediği her şeye sahip olan güzel ve neşeli bir kadındır. Ancak bir gün başına bir gelen şanssız bir olay sonucu son bir ayını unutur. Ailesi, arkadaşları her şeyin yolunda olduğunu söyleyip dururken, Eylül bir şeylerin ters gittiğini anlamaya başlar. Ve hatırlamadığı bir ayın peşinden Bozcaada'ya gider. Orada, daha önce hiç görmediği derbeder, garip bir adam, ona seslenir:
"Eylül. Beni hatırlamıyor musun? Sen burada, bu adada bana aşık oldun."

'' İnanmıyorum ona. Niye dinliyorum hala? Ona acıdığımdan mı yoksa anlattığı hikayesindeki kızı sevmeye mi başladım?''






 
Ailesinin kendisine büyük bir para bırakarak terk ettiği K ile tüm ailesini bir trafik kazasında kaybetmiş olan Cream, birbirleriyle lisede tanışırlar. Bir süre sonra, Cream K’nin evine taşınır ve ikili bazen abi ve kızkardeş, bazen baba ve kız, bazense karı ve koca olarak yaşamaya başlarlar. K, Cream’a büyük bir aşk beslemektedir ve Cream’ın sürekli erkek arkadaş değiştirmesini, uzaktan sakin bir şekilde izlemektedir. Ta ki ölümcül bir hastalığı olduğunu ve sadece birkaç ayı kaldığını öğrenene kadar. Şimdi sevdiği kadın için bir şeyler yapma vakti gelmiştir, çünkü geçmişte yaşadıklarının da etkisiyle Cream yalnız bırakılmaktan çok korkmaktadır. Bunu iyi bilen K, öleceği gerçeğini Cream’dan saklayarak, onu sağlıklı ve iyi bir erkekle evlendirmek için araştırmalara başlar. Ancak onun çabalamasına gerek kalmadan, Cream mesleğinde başarılı bir doktor olan Ju-hwan’a aşık olduğunu söyler. Bu K’nin kalbini paramparça etse de, sevdiği kadının hayatını mahvetmemek için bu ilişkiyi kabul eder ve Cream’a olan gerçek duygularını hiçbir şekilde açıklamaz.


  • “Kendimle bir anlaşma yaptım… Eğer arkasını dönerse ona her şeyi anlatacaktım… Ona sarılacak ve her şeye son verecektim… Ama K arkasına bile bakmadı…” (Cream)



  • “Onu sevdiğimi söylemek istiyorum… Ama biliyorum ki söyleyemeden önce gözyaşlarım dökülecek… Bu yüzden sessiz kaldım…” (Cream)




 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…