- 22 Aralık 2008
- 541
- 5
- 37
PSİKOLOJİK KARAKTER NEDİR?
Genetik karakterin haricinde,bir de çocuğun anne karnına düştüğü ilk andan itibaren şekillenmeye başlayan'psikolojik karakter'i vardır.Psikolojik karakter,annenin sevinçleri,öfkesi ve üzüntülerine bağlı olarak 'genetik karakter'in üzerine inşa edilen ikinci bir karakterdir.
Anne karnında,9 ay geçiren bir çocuk,sadece bu süreyi tamamlamak için beklemez,aksine annenin yaşadığı her acıyı,her sevinci ve her duygusal değişimi birebir yaşayarak bir ömür boyu ana hatları ile kullanacağı karakter alfabesinin ilk harflerini de dizmeye başlar.
Genetik karakterin oluşumunda her ne kadar ,anne ve baba söz sahibi olmasa da psikolojik karakterin oluşumunda,özellikle anne dogrudan tesir sahibidir.yani anne,,eğer isterse karnındaki çocuğun 'pısırık,korkak' veya 'sakin ve huzurlu' olabilmesi adına ciddi bir rol oynayabilir.
Nasıl mı?
embriyo psikolojisini anlatmak için Afrika'dan bir örnek verelim.
Eğer 'psikolojik karakter'den bahsedeceksek Afrika'dan bahsetmeden geçemeyiz;çünkü Afrika ,çocuk psikolojisinin bir numaralı laboratuarı ve en acımasız deney tahtasıdır.Bir çocugun gelişimini takip etmek,bir annenin psikolojisini bozup yeniden yapmak,daha sonra da bunu,bilim dünyasına hediye etmek isteyen bilim adamlarının(!) ilk adresi Afrika'dır;hatta Afrika'nın talihsiz ülkesi Kongo...
Kongo'nun sömürüldüğü yıllarda,beyaz adam,Kongo'da daha rahat hareket etmek için Kongo'nun yerli insanlarından yardım almak zorundaydı.Ama en büyük sorun.siyah insanın öfkesine maruz kalmaktı.Para ile tutulan köleler her zaman sadık değillerdi.Fırsat buldukları ilk anda ,efendilerine ihanet edebiliyorlardı.Ayrıca acıya dayanıksızdılar.Hakaret edildiğinde ,dayak yediklerinde,canları yandığında,her insan gibi isyan edebiliyor,eş ve cocuklarına olan bağlılıklarını 'normal insanlar' gibi canlı tutabiliyorlardı.
Halbuki bu özellikler bir kölede olmamalıydı.Çünküğ köle efendisi ile hiç bir şey kıyas etmemeliydi.Canı yansa da efendisine sadık,kendi adına karar veremeyecek kadar korkak ve pısırık olmalıydı.Yani kölelik genlerine kadar işlemeliydi.
İşte beyaz insanın sıkıntısı buradan kaynaklanıyordu.Para ile satın alınan köleelr,her seyi cok iyi yapıyorlar;ama iş kritik noktaya geldiğinde beyaz efenidyi tehlikede bırakabiliyorlardı.
Sorun ''kölelik ruhu genlerine kadar işlamiş köleler nasıl yaratılır?''da kilitlenip kalıyordu.Sonunda beyaz adam ,köleliği,ruhuna kdar sindirmiş ''köle yaratma (!) fikrini,Kongolu anneler üzerinde denemeye karar verdi.
ŞİZOFRENİK BİR ARAŞTIRMANIN KURBANI ANNELER
Yapılacak şey,başlangıçta,her ne kadar üzücü de olsa sonuçta itibari ile beyaz adama sadık köleler edinme fırsatı vereceği için vicdanlar bir süre susturuldu.
O günlerde Kongo'da,sokak sokak ,ev ev,hamile kadın arandı.Kimisi 3,kimisi 5,kimisi de 9aylık hamile olan anne adayları,zor kullanılarak büyük bir meydana getirildi.Bu alanda zorla toplanılan genç anne adayları arasından 9 aylık hamile bir kadın seçildi.Doğum yapmasına bir kaç gün kalmış olan bu anne adayı.yere doğru gerilerek mancınık haline getirilmiş bir ağaca bağlandı.
Genetik karakterin haricinde,bir de çocuğun anne karnına düştüğü ilk andan itibaren şekillenmeye başlayan'psikolojik karakter'i vardır.Psikolojik karakter,annenin sevinçleri,öfkesi ve üzüntülerine bağlı olarak 'genetik karakter'in üzerine inşa edilen ikinci bir karakterdir.
Anne karnında,9 ay geçiren bir çocuk,sadece bu süreyi tamamlamak için beklemez,aksine annenin yaşadığı her acıyı,her sevinci ve her duygusal değişimi birebir yaşayarak bir ömür boyu ana hatları ile kullanacağı karakter alfabesinin ilk harflerini de dizmeye başlar.
Genetik karakterin oluşumunda her ne kadar ,anne ve baba söz sahibi olmasa da psikolojik karakterin oluşumunda,özellikle anne dogrudan tesir sahibidir.yani anne,,eğer isterse karnındaki çocuğun 'pısırık,korkak' veya 'sakin ve huzurlu' olabilmesi adına ciddi bir rol oynayabilir.
Nasıl mı?
embriyo psikolojisini anlatmak için Afrika'dan bir örnek verelim.
Eğer 'psikolojik karakter'den bahsedeceksek Afrika'dan bahsetmeden geçemeyiz;çünkü Afrika ,çocuk psikolojisinin bir numaralı laboratuarı ve en acımasız deney tahtasıdır.Bir çocugun gelişimini takip etmek,bir annenin psikolojisini bozup yeniden yapmak,daha sonra da bunu,bilim dünyasına hediye etmek isteyen bilim adamlarının(!) ilk adresi Afrika'dır;hatta Afrika'nın talihsiz ülkesi Kongo...
Kongo'nun sömürüldüğü yıllarda,beyaz adam,Kongo'da daha rahat hareket etmek için Kongo'nun yerli insanlarından yardım almak zorundaydı.Ama en büyük sorun.siyah insanın öfkesine maruz kalmaktı.Para ile tutulan köleler her zaman sadık değillerdi.Fırsat buldukları ilk anda ,efendilerine ihanet edebiliyorlardı.Ayrıca acıya dayanıksızdılar.Hakaret edildiğinde ,dayak yediklerinde,canları yandığında,her insan gibi isyan edebiliyor,eş ve cocuklarına olan bağlılıklarını 'normal insanlar' gibi canlı tutabiliyorlardı.
Halbuki bu özellikler bir kölede olmamalıydı.Çünküğ köle efendisi ile hiç bir şey kıyas etmemeliydi.Canı yansa da efendisine sadık,kendi adına karar veremeyecek kadar korkak ve pısırık olmalıydı.Yani kölelik genlerine kadar işlemeliydi.
İşte beyaz insanın sıkıntısı buradan kaynaklanıyordu.Para ile satın alınan köleelr,her seyi cok iyi yapıyorlar;ama iş kritik noktaya geldiğinde beyaz efenidyi tehlikede bırakabiliyorlardı.
Sorun ''kölelik ruhu genlerine kadar işlamiş köleler nasıl yaratılır?''da kilitlenip kalıyordu.Sonunda beyaz adam ,köleliği,ruhuna kdar sindirmiş ''köle yaratma (!) fikrini,Kongolu anneler üzerinde denemeye karar verdi.
ŞİZOFRENİK BİR ARAŞTIRMANIN KURBANI ANNELER
Yapılacak şey,başlangıçta,her ne kadar üzücü de olsa sonuçta itibari ile beyaz adama sadık köleler edinme fırsatı vereceği için vicdanlar bir süre susturuldu.
O günlerde Kongo'da,sokak sokak ,ev ev,hamile kadın arandı.Kimisi 3,kimisi 5,kimisi de 9aylık hamile olan anne adayları,zor kullanılarak büyük bir meydana getirildi.Bu alanda zorla toplanılan genç anne adayları arasından 9 aylık hamile bir kadın seçildi.Doğum yapmasına bir kaç gün kalmış olan bu anne adayı.yere doğru gerilerek mancınık haline getirilmiş bir ağaca bağlandı.