- 14 Ağustos 2009
- 53.296
- 42.837
- 898
Tatil yolunda yıldırım çarptı
Türkiyenin uluslararası alanda en başarılı foto muhabirlerinden Kerim Ökten, motosikletine yıldırım düşmesi sonucu 42 yaşında hayata veda etti. Çok sayıda yabancı basına kapak olan Öktenin Bozcaadadaki yazlıklarında kalan eşinin yanına gittiği öğrenildi
Tatil yolunda yıldırım çarptı
BURCU ÜNAL İstanbul
Foto muhabirleri olup biteni milyonların görmesini sağlarken kendileri bir o kadar görünmezdir. Öktenin yüzünü de arkadaşları ve meslektaşları dışında kimse bilmez ama neredeyse tüm dünyada manşet olmuş fotoğraflarını birçokları ilk görüşte hatırlar.
İngilterede 2 sene önce gerçekleşen protestolar sırasında alev alev yanan arabanın önünden geçen yüzü maskeli protestocunun fotoğrafı da onlardan biridir. Time Dergisine kapak olan bu fotoğraf onun uluslararası başarısını taçlandıran kare oldu. gezi parkı olayları sırasında çektiği ve sadece Türkiyede değil dünyadaki birçok gazeteye manşet olmuş fotoğrafla birkez daha adından söz ettiren Ökten, kısacık kariyerine büyük başarılar sığdırmayı başaran bir gazeteciydi. Vizörüne yansıyacak daha nice kare olacaktı ancak ölüm onu genç yaşında tatil yolunda yakaladı.
Kulaktan kasığa yanık
Bozcaadadaki yazlığına gitmek üzere dün motosikletiyle yola çıkan Öktenin üzerine Ezine- Çanakkale karayolunda yıldırım düştü. Direksiyon hakimiyetini yitiren Ökten, motosikletten savrularak asfalta fırladı. Ağır yaralanan Ökten, ambulansla kaldırıldığı Ezine Devlet Hastanesinde doktorların müdahalesine rağmen kurtarılamadı. Yapılan otopsi sonucunda sol kulağından kasığına kadar yanık meydana geldiği belirlenen Öktenin cenazesi İstanbula gönderildi. Öktenin şok ölümü basın camiasında da büyük üzüntü yarattı. Türkiye Foto Muhabirleri Derneği (TFMD), Ailesi, yakınları ve basın camiamıza başsağlığı diliyoruz ifadelerini kullandı.
İlklere imza attı
Kısacık kariyerine büyük başarılar sığdıran Ökten, 1972 yılında İstanbulda doğdu. Galatasaray Lisesinin ardından Mimarsinan Güzel Sanatlar Üniversitesinde fotoğrafçılık okudu. Meslek hayatına 1 Numara Yayıncılık Dergi Gurubunda Aktüel Dergisi için çektiği fotoğraflarla başladı. Ardından Yeni Yüzyıl Gazetesinde, NTV Dergi gruplarında foto muhabirliği yaptı. Daha sonra Associated Presste ardından 2001de European Pressphoto Agencyde (EPA-Avrupa Basın fotoğrafı Ajansı) çalışmaya başladı. 2003te EPAnın Türkiye Sorumlusu olan Ökten, 2011de ise EPAnın Londradaki merkezinde Kıdemli Fotoğrafçı olarak görevlendirildi.
Ardından EPAnın Birleşik Krallık (İngiltere, İrlanda, İskocya, Galler ve Serbest İrlanda) Bölgesinden sorumlu Şef Foto Muhabiri oldu. Öktenın kısa kariyerine sığdırdığı bir diğer büyük başarı ise dünyanın en prestijli foto muhabirliiği ödülü World Press Photoda hem jüri üyesi hem de bir kategorinin jüri başkanı olmasıydı. Ökten jüri üyeliğinin ardından meslektaşı ABDurrahman Antakyalıya verdiği röportajda bu görevin kendisini nasıl heyecanlandırdığını, World Press Photo jüri üyeliği için davet aldığımda çok sevindim ve gururlandım. Bu görevi daha önce yapmış olan tek Türk Ayperi Karabuda Ecerdi ancak ilk defa bir Türk foto muhabirinin jüri üyesi, bir kategorinin de jüri başkanı olarak davet edilmesi hem heyecan verdi, hem de sorumluluk hissettirdi diye anlatmıştı.
Dünyaya manşet oldu
Dünyaca ünlü Amerikan TIME Dergisi ile Fransız LExpress Dergisine kapak olan Öktenin fotoğrafları aynı zamanda İngilterede yayımlanan The Guardian, The Times, Independent; Fransada yayımlanan Le Figaro; İspanyada yayımlanan Corriere Della Serra, ABDde yayımlanan New York Tims, Washington Post gazetelerine de zaman zaman manşet oldu. Londradaki isyandan Gezi Parkına, Afganistan operasyonunda, Türkiye ve İrandaki depremlerinde çektiği fotoğraflarının yanısıra Ökten spor dalındaki fotoğraflarıyla da adından sıkça söz ettirdi. Olimpiyatlardan Dünya Kupasına kadar bir çok spor faaliyetini görüntüleyen Ökten, 5 sene boyunca F1 yarışlarının tüm etaplarını takip etti.
Hayali o evde yaşamaktı
Burak Kara (çocukluk arkadaşı-Vatan Gazetesi muhabiri):
Dünya tatlısı, çok kibar, çok düzgün bir insandı. İşinde de her zaman kaliteyi yakalamaya çalışırdı, standart üstü bir fotomuhabiri idi. Herkesten farklı şeyler yapardı ama asla kimseyi geride, yarı yolda bırakmazdı. Özel projeler yaratırdı. Mesela Amazonlara gidip filmli makineyle siyah beyaz fotoğraflar çekmişti. Ayrıca çok iyi spor fotoğrafları da çekerdi. Normalde haber fotoğrafı çekenler iyi spor fotoğrafı çekemez ama o ikisini de çok iyi yapardı. Anları çok iyi yakalardı. Kendine 4 sene önce her şeyini kendisinin dizayn ettiği bozcaadada bir ev yapmıştı. Bu sene Gezi sonrasında Türkiyeye döndü. Hayali o evde yaşamaktı.
Abdurrahman Antakyalı (Fotomuhabir):
Kerim, uzun yıllardır dostumdu. Fotomuhabirliği çok entellektüel idi. Dünyayı yakından takip eder, fikirler geliştirirdi. Aynı zamanda çok naif ve çok iyi bir insandı. Kimseye en ufak bir kötülüğü olmamıştır. Bu piyasada kimse Düzgün bir isim söyle deseniz size, Kerim derdi. Çok özel bir adamdı. Onunla bir hayalimiz vardı. Fotomuhabir.com sitesinde, her hafta bir konuyu ele alıp, soru-cevap şeklinde işleyecektik. Fotoğrafçılık dalında bir teorisyeni kaybettik. Çok canım acıyor.
Eşi yıkıldı: İnanamıyorum
Ökteni acı haberi Bozacadadaki evinde alan eşi Aybüke Ökten, kiraladığı bir tekne ile önce Geyikli Beldesine, buradan da taksiyle Ezine Devlet Hastanesine geldi. Gözyaşları içinde morga girip, eşini teşhis eden genç kadın, güçlükle ayakta durabildi.
Telefonla yakınlarını arayıp, acı haberi veren Aybüke Ökten, Kerim, beni Çanakkale Boğazını geçerken feribotta aradı. Çanakkaleye geçtiğini, havanın yağışlı olması nedeniyle motosikletiyle Geyikli Vapur İskelesine virajlı yol yerine Ezine üzerinden geleceğini söyledi. Adaya saat 14.00te kalkacak vapuruna yetişeceğini söyledi. Yağmur yağıyor, dikkatli ol diye, uyardım. Saat 14.00ü geçtiğinde kendisinden haber alamayınca aradım, ancak yanıt alamadım. Kendisini beklerken acı haberi geldi. Ancak, hala inanamıyorum dedi.
Gücün mesleğin
Bunca ana tanıklık etmek elbet Ökteni de gazeteciliğin o müthiş ikilemine düşürdü. The Guardian gazetesi 2012 yılı Temmuz ayında Londradaki olaylar sırasında bir dükkanın yağmalanmasını çekerken neler hissettiğini sorduğunda Öktenin verdiği cevap aslında onun mesleğine olan aşkını da ortaya koyuyordu: Ona (yağmalamaya) müdahil olmak onu durdurmayacak, hatta daha fazla insanın acı çekmesine neden olacak. Bu yüzden kendinizi güçsüz hissediyorsunuz ama sizin gücünüz mesleğiniz: Hikayeyi anlat. milliyet