- 12 Temmuz 2006
- 2.066
- 66
Dünya ısındı kış gribi bahara kaydı
Çevre felaketlerine neden olmasından korkulan küresel ısınma, gribe de mevsim atlattı. Kış hastalığı olan ve ekim ile ocak aylarında etkili olan kış gribi bu yıl mart ayında Türkiye'yi yatağa düşürdü. Hastalıktan korunmanın en etkili yolu ise aşı olmak ve hijyene dikkat etmek.
Küresel ısınma nedeniyle bu yıl gripte mevsim kayması gözlendiğini açıklayan İstanbul Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selim Badur, "Mutlaka grip aşısı olun" diyor. Yaz aylarında da parazitlerden kaynaklanan salgınların yaşanabileceği uyarısında bulunan Badur, küresel ısınma ile tetiklenen diğer enfeksiyon hastalıklarıyla ilgili sorularımızı yanıtladı:
* Grip salgını bekleniyor mu?
Küresel ısınmayla birlikte bizim çalışmalarımızda da zaman kaymaları yaşandı. Biz aralık ayı başında başladığımız grip virüsünü izole etme (etkeni saptayabilme) çalışmasını şubat sonu ve mart başı gerçekleştirebildik. Çünkü bu kış doğru düzgün soğuk yaşanmadı ve beklenen salgınlar gözlenmedi. Bu nedenle mart sonunda grip salgını yaşanabilir.
* Salgından etkilenmemek için neler yapılmalı?
Bugüne kadar 'ekim-aralık aylarında grip aşısı olunacak' şeklinde bir ifade artık tabuya dönüştü. Ama gerçekten de gripten korunmak için aşı hala en etkili yöntem. Örneğin; iş, tatil veya balayı için bile yurtdışına gideceklerin ya da sporcu, işadamı ve sanatçıların aşı olmalarını özellikle istiyoruz. Aşı olmasına rağmen grip olduğunu söyleyenler ise bence soğuk algınlığı ile gribi birbirine karıştırıyor. Çünkü aşı olan bir kişinin grip olması söz konusu değildir.
ELLERİNİZİ YIKAYIN!
* Yazın beklenen salgın hastalıklar var mı? Küresel ısınma, beraberinde sıcak getirecek diye bir şey söylemek doğru değil. Yazın belki çok fazla yağmur yağabilir ve ani soğuyan havalar birçok insanı etkileyebilir. Buna paralel olarak da sindirim sistemi hastalıkları daha çok tehdit edecektir. Havaların sıcak olması durumunda ise parazitlerin yol açtığı enfeksiyonlar görülebilir. Örneğin sıtma (sivrisineğin sokmasıyla bulaşan ateşli hastalık) Türkiye'de daha çok Çukurova'da görülürken havaların ısınmasıyla başka alanlara da kayabilir. O güne dek hiç görülmeyen yerlerde bile sivrisinekler kanalıyla sıtma çıkabilir. Sivrisinek ve kenelerle taşınan bazı enfeksiyon hastalıkları sadece Akdeniz havzasında görülürken, bilim adamları "Bunlar Hollanda ve Belçika'da da çıkıyor" diyor.
* Bu dönemde kişileri bekleyen tehlikeler neler?
Sıcak havalarda parazitler kolaylıkla gelişebiliyor. Çünkü sıcak havalarda hijyen kurallarına yeterince dikkat edilmiyor ve bu yüzden sıcakta parazitler daha fazla canlı kalıp hızla üreyebiliyor. Türkiye, parazit hastalığının çok yoğun olduğu bir ülke. Türkler'in yüzde 85'inde parazit var ve bu da beslenme yetersizliğine yol açıyor. Ayrıca parazitin tipine bağlı olarak beraberinde diğer şikayetler de gözleniyor.
* Nasıl önlem almalı?
Her şeyin başında hijyen geliyor. El yıkama olayı hiç hafife almayacak kadar önemli; ancak ne yazık ki ülkemizde olması gerekenin çok altında bir düzeyde. Bu durumda mikroorganizmaların sağa-sola bulaştırılması elbette çok daha kolaylaşıyor. Zaten kişisel su, sabun, diş macunu ve tuvalet kağıdı tüketimimiz olması gerekenin çok altında. Kişi başına düşen yıllık su/sabun tüketimi bu denli az olunca da hijyen temelli hastalıklara karşı daha fazla risk altında bulunuyoruz. Oysa Fransa ve İngiltere'de ana okullarında kampanyalar düzenleniyor, bilboardlarla halk hijyen konusunda bilgilendiriliyor.
SEVDİCAN GÜNEŞ
Çevre felaketlerine neden olmasından korkulan küresel ısınma, gribe de mevsim atlattı. Kış hastalığı olan ve ekim ile ocak aylarında etkili olan kış gribi bu yıl mart ayında Türkiye'yi yatağa düşürdü. Hastalıktan korunmanın en etkili yolu ise aşı olmak ve hijyene dikkat etmek.
Küresel ısınma nedeniyle bu yıl gripte mevsim kayması gözlendiğini açıklayan İstanbul Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selim Badur, "Mutlaka grip aşısı olun" diyor. Yaz aylarında da parazitlerden kaynaklanan salgınların yaşanabileceği uyarısında bulunan Badur, küresel ısınma ile tetiklenen diğer enfeksiyon hastalıklarıyla ilgili sorularımızı yanıtladı:
* Grip salgını bekleniyor mu?
Küresel ısınmayla birlikte bizim çalışmalarımızda da zaman kaymaları yaşandı. Biz aralık ayı başında başladığımız grip virüsünü izole etme (etkeni saptayabilme) çalışmasını şubat sonu ve mart başı gerçekleştirebildik. Çünkü bu kış doğru düzgün soğuk yaşanmadı ve beklenen salgınlar gözlenmedi. Bu nedenle mart sonunda grip salgını yaşanabilir.
* Salgından etkilenmemek için neler yapılmalı?
Bugüne kadar 'ekim-aralık aylarında grip aşısı olunacak' şeklinde bir ifade artık tabuya dönüştü. Ama gerçekten de gripten korunmak için aşı hala en etkili yöntem. Örneğin; iş, tatil veya balayı için bile yurtdışına gideceklerin ya da sporcu, işadamı ve sanatçıların aşı olmalarını özellikle istiyoruz. Aşı olmasına rağmen grip olduğunu söyleyenler ise bence soğuk algınlığı ile gribi birbirine karıştırıyor. Çünkü aşı olan bir kişinin grip olması söz konusu değildir.
ELLERİNİZİ YIKAYIN!
* Yazın beklenen salgın hastalıklar var mı? Küresel ısınma, beraberinde sıcak getirecek diye bir şey söylemek doğru değil. Yazın belki çok fazla yağmur yağabilir ve ani soğuyan havalar birçok insanı etkileyebilir. Buna paralel olarak da sindirim sistemi hastalıkları daha çok tehdit edecektir. Havaların sıcak olması durumunda ise parazitlerin yol açtığı enfeksiyonlar görülebilir. Örneğin sıtma (sivrisineğin sokmasıyla bulaşan ateşli hastalık) Türkiye'de daha çok Çukurova'da görülürken havaların ısınmasıyla başka alanlara da kayabilir. O güne dek hiç görülmeyen yerlerde bile sivrisinekler kanalıyla sıtma çıkabilir. Sivrisinek ve kenelerle taşınan bazı enfeksiyon hastalıkları sadece Akdeniz havzasında görülürken, bilim adamları "Bunlar Hollanda ve Belçika'da da çıkıyor" diyor.
* Bu dönemde kişileri bekleyen tehlikeler neler?
Sıcak havalarda parazitler kolaylıkla gelişebiliyor. Çünkü sıcak havalarda hijyen kurallarına yeterince dikkat edilmiyor ve bu yüzden sıcakta parazitler daha fazla canlı kalıp hızla üreyebiliyor. Türkiye, parazit hastalığının çok yoğun olduğu bir ülke. Türkler'in yüzde 85'inde parazit var ve bu da beslenme yetersizliğine yol açıyor. Ayrıca parazitin tipine bağlı olarak beraberinde diğer şikayetler de gözleniyor.
* Nasıl önlem almalı?
Her şeyin başında hijyen geliyor. El yıkama olayı hiç hafife almayacak kadar önemli; ancak ne yazık ki ülkemizde olması gerekenin çok altında bir düzeyde. Bu durumda mikroorganizmaların sağa-sola bulaştırılması elbette çok daha kolaylaşıyor. Zaten kişisel su, sabun, diş macunu ve tuvalet kağıdı tüketimimiz olması gerekenin çok altında. Kişi başına düşen yıllık su/sabun tüketimi bu denli az olunca da hijyen temelli hastalıklara karşı daha fazla risk altında bulunuyoruz. Oysa Fransa ve İngiltere'de ana okullarında kampanyalar düzenleniyor, bilboardlarla halk hijyen konusunda bilgilendiriliyor.
SEVDİCAN GÜNEŞ