Dukan Diyeti out Canan Karatay Diyeti in !

Düşük glisemik indeksli gıdalar insülin direncini nasıl kırıyor ?

Düşük glisemik indeksli gıdalar denilen 'sağlıklı' karbonhidratlar, uzun süre tokluk hissi sağlayan yiyecekler grubudur.-19 Bu tür gıdalarla beslenen kişilerde, en güçlü hislerden biri olan 'acıkma hissi' oluşmaz. Sonuç olarak, sık sık yemek yeme dürtüsü ortadan kalkar. Reaktif hipoglisemi atakları önlenmiş olur. Sık sık insülin hormonu salgılanmadığı için de doğal olarak insülin ve leptin direnci gelişemez. Gelişmiş olan da yavaş yavaş geriler. Göbek ve karna depo olmuş yağlar da yavaş yavaş yıkılmaya başlar.

Glisemik indeks nedir ?
Düşük glisemik indeksli (Gİ) gıdaların yararları nelerdir ?


Glisemik indeks (Gİ), herhangi bir yiyeceğin içinde bulunan karbonhidrat miktarına göre hesaplanır. Karbonhidrat içeren bir yiyecek kana geçtiğinde, kan şekerini yükseltme hızını gösterir.

Örneğin, 50 gr toz şekerin glisemik indeksi hızlı bir şekilde kan şekerini yükselttiği için çok yüksektir ve 100 (yüz) olarak kabul edilir. Diğer karbonhidrat içeren yiyeceklerin glisemik indeksleri ise 100 (yüz) üzerinden -100'e (yüze) oranla- hesaplanır. Karbonhidrat içeren yiyecekler düşük, orta ve yüksek glisemik indeksli olarak üç gruba ayrılır:

• Yüksek Gİ: 100-70
• Orta Gİ: 70-50
• Düşük Gİ: 0-55

Rafine edilmiş ve işlenmiş hazır yiyeceklerin glisemik indeksleri de şeker gibi çok yüksektir ve 100 olarak hesaplanmıştır.

Fabrikalarda büyük miktarlarda üretilen bütün yiyecekler, uzun süre bozulmadan kalabilmeleri için çeşitli işlemlere tabii tutulurlar. Bu tür gıdalar, raf ömürleri uzatılmak amacı ile doğal olan faydalı liflerinden, yağlarından ve vitaminlerinden endüstriyel işlemlerle arındırılır, böylece kısa sürede bozulmaları önlenmiş olur.

Özgün maddeleri yok edilen yiyeceklere daha sonra damak tadını sağlama amacı ile çeşitli suni tatlandırıcılar, gıda katkı maddeleri ve gıda boyaları eklenir. Bu işlemleri görmüş yiyecekler ağıza alındığı anda (ağzımızdan emilerek), hızlı bir şekilde kan şekerimizi yükseltirler. Ayrıca lifleri (posaları) yok edilmiş olduğundan, hazmedilmeleri hızlanmış ve kolaylaşmıştır. Mideden çabucak geçerek incebağırsağa ulaşırlar. Uzun bir tüp şeklinde olan incebağırsağın başlangıç bölümünden de hemen hazmedilirler ve bağırsağın son bölümüne kadar bile ulaşamazlar. Mide ve bağırsaklar kısa süre içinde boşalır.

Mide ve bağırsakların hemen boşalması ile bu organlarda bazı hormonlar salgılanır. Bu hormonlar, mide ve bağırsakların boşalmış olduğunu, sistemde yeterli besin ve yakıt kalmadığı mesajını beynimize iletir. Bunun sonucu da acıkma hissi ve yemek yeme isteğidir.

Rafine edilmiş ve işlem görmüş hazır yiyeceklerin hazmedilmeleri çok hızlı olmaktadır. Bu tür yiyecekler, mide ve bağırsaklardan çok çabuk emilip kan şekeri ve insülinimizin hızla yükselmesine neden olur. İnsülin hormonunun aşırı bir hızla yükselmesi, kan şekerinin çabucak kullanılmasına ve hızla düşmesine neden olur. Reaktif hipoglisemi diye adlandırdığımız bu durum, insülin ve leptin direncinin en önemli belirtisidir. Aşırı açlık hissi, mide ezilmesi, huzursuzluk gibi rahatsızlıların bir an önce giderilmesi için tatlı, çikolata ve şekerlere veya aşırı şekerli içeceklere saldırmamız kaçınılmaz olur. Bu da sık sık yeme ihtiyacımızı kamçılayacak ve de bahsetmiş olduğumuz kısır döngüyü başlatarak insülin ve leptin direncinin gelişme ve ilerlemesine neden olacaktır.

Büyük bir tabak mantı ya da çift kaşarlı bir tost yedikten 2 saat sonra tekrar acıkmamızın nedeni, rafine unlarla hazırlanmış bu hazır yiyeceklerin doğal sonuçlarıdır. Yüksek glisemik indeksli karbonhidrat içeren yiyecek ve içecekler, insülin ve leptin direncini kamçılar.

Lifi fazla olan ya da posalı yani karbonhidrat oranı düşük yiyeceklerin hazmedilmeleri yavaş olduğundan, mide ve incebağırsakta uzun süre kalırlar. Bu nedenle, kaba ve doğal lifi fazla olan besinlerin mide ve bağırsaklarımızda hazım süresi uzundur. Yiyeceklerin içindeki lif miktarları arttıkça, glisemik indeks değerleri azalır. Bu nedenle şekerimiz ve buna paralel olarak insülin hormonu yavaş yavaş ve azar azar yükselir. Yemekten 2 saat sonra acıkma hissimiz ortaya çıkmaz ya da midemizde ezilme hissetmeyiz. Yiyecekler, oldukça uzun olan incebağırsağın sonuna kadar bağırsakta kalarak hazmedilmeye devam ederler.

Yiyeceklerin mide ve ince bağırsakta uzun süre kalmaları sonucu, başta leptin hormonu olmak üzere, mide ve ince bağırsağın son bölümlerinden salgılanan bazı hormonlar, beynimize sistemde yeterli yakıt olduğunu ve henüz herhangi bir yiyeceğe ihtiyaç olmadığını iletirler. Yemek yedikten 1-2 saat sonra acıkmamamızın ve tokluk hissimizin uzun süre devam etmesinin nedeni, düşük glisemik indeksli gıdaların tüketilmesidir.

 
1.83 boyunda,105 kiloluk bir eşim var. Ona sıkı bir diyet yaptirmam lazım. siz ne yiyosaniz bende onu yedircem o yüzden liste olsa iyi olcak


Tamamdır, her gün listeyi paylaşacağım...

Bu akşam yemeğinde kabak yemeği var. Yanına yeşil salata alacağım. 45 gündür hiç ekmek yemedim. Ekmek yasak ! Tuz yasak ! Alkol kulliyen yasak.
 
Tamamdır, her gün listeyi paylaşacağım...

Bu akşam yemeğinde kabak yemeği var. Yanına yeşil salata alacağım. 45 gündür hiç ekmek yemedim. Ekmek yasak ! Tuz yasak ! Alkol kulliyen yasak.
Ayy gerçekten çok sevindim suan,çok teşekkür ederim.
Peki tam buğdaylı ya da kepek ekmeği olsa? Alkol ve tuz zaten hiç yok hayatimizda
 
Bu sabah ki kahvaltım,

- Peynir tamamen kaldığım tesisin bize özel ürettiği yağsız ve tuzsuz koyun peyniri
- Yulaf Kepeği Ekmeği,
- Zeytinler kendi bahçemden,
- Kullandığım zeytinyağı da aynı şekilde bu tesisin soğuk sıkım zeytin yağı.
 

Eklentiler

  • sabah_kahvaltisi.jpg
    432,2 KB · Görüntüleme: 159
Ben de iyi bir marka soğuk baskı z.yağı kullanmaya başladım Karatay sayesinde. Fiyatı biraz yüksek tabi, damlası boşa gidecek diye korkuyorum resmen. Ama o nasıl bir lezzet!
 
Bu sabah kahvaltım bu şekilde.
- Zeytinler gene kendi bahçemizden, zeytinyağ soğuk sıkım.
- Omlette ki yumurtalar da gene kendi kümesimizden.
- Sağ üstte olan içinde biber ve domates olan karışım lor ve zeytin yağı ile yapılmıştır. Lor gene peynir yapımı aşamasında oluşmuş ve %100 doğaldır.
- Bu karede tek bahçemizden olmayan(şimdilik) ürün domates ve biberdir.

 
siz nerde yaşıyosanız evi barkı satıp oraya yerleşmek lazım
omleti tereyağı ile mi yapıyorsunuz?
ve ekstra içtiğiniz bir çay var mı? yeşil çay,biberiye çayı gibi?
 
siz nerde yaşıyosanız evi barkı satıp oraya yerleşmek lazım
omleti tereyağı ile mi yapıyorsunuz?
ve ekstra içtiğiniz bir çay var mı? yeşil çay,biberiye çayı gibi?


SivriceRıhtımMotel burada yaşıyorum. Omlet zeytin yağı ile yapıldı. Çay olarak Almanya'da gelen diskusmu adını bilmediğim kırmızı bir çay içiyorum. Kokusu çok güzel ödem atıcı.

Buna ek olarak Dukan yaparken yasak olmasına rağmen çok greyfurt yemiştim. Greyfurtun (ve ananas) inanılmaz ödem atıcı etkisi var. İlginçtir ki yıllardır greyfurtun kilo fiyatı 1.5-2 TL arasında gidip gelmiştir. Pek rağbet eden yok.

Gelelim öğlen menüsüne ; Taze yeşil fasulye, koyun yoğurdu, 1 tane barbun(1 tane vurabildim zıpkınla) ve soğan cücüğü (bahçemizden)
 
ne kadar güzel bir yerr,çok şanslısınız gerçekten

Bizde akdenizde yaşıyoruz,turunçgiller bakımından zengin. bol bol greyfurt tüketiyoruz. 3 yıl oldu ben buraya geleli. 3 senedir hiç grip olmadım.yağ yakıcı özelliği yanında da direnci kuvvetlendiriyor.

verdiğiniz bilgiler için çok teşekkürler,eminim sizi takip eden bir çok kişi var,onlar adına da ben teşekkür ediyorum.

son olarak,balığı fırında mı yapıyorsunuz,ızgarada mı? baharat kullanıyor musunuz?
 
Tamamdır, her gün listeyi paylaşacağım...

Bu akşam yemeğinde kabak yemeği var. Yanına yeşil salata alacağım. 45 gündür hiç ekmek yemedim. Ekmek yasak ! Tuz yasak ! Alkol kulliyen yasak.

K Kazen , tuz tamamen yasak bir program uyguladığın için sormak istediğim bir kaç soru var sana. Tuzsuz pişirdiğiniz yemekleri daha lezzetli bir hale getirmek için uyguladığınız özel bir pişirme yöntemi var mı ?

Örneğin taze fasulyeyi sıfır tuz ile pişirdiğimizde sanki tam pişmemişte diri kalmış gibi bir tadı oluyor bunu aşmanın bir yolu var mı ?
 





Sorunlar ve cevaplar aynı anda verilmiş. Tuzun yokluğunu baharatlar ile kapatıyorum. Balık pilaki veya ızgara tercih ediyorum şu dönem balıkları zaten buna çok uygun. Sulu yemeklerde ise sebzeleri tuzsuz yediğiniz de farklı bir tad olduğunu görecekseniz ve zamanla hoşunuza gidecek.
 
Şu dönem sürekli aynı ürünleri ütkettiğim için farklı bir liste veremiyorum.

Sabahları bana yapılmış özel peynir, zeytin, salatalık, domates bol bol biber. Öğlenleri sebze yemekleri. Şu dönem bahçemizde çıkan bakla yoğurtla muhteşem oluyor. Akşamları da balık veya et.
 

Evet , biraz öyle oldu. Babamın sıfır tuz diyetine uyum sağlamasının bir yolunu arıyorum. Bu aşamada gelecek tüm önerilere açığım.
 
Bildiğiniz gibi 4 gündür evdeyim. Rejimi bırakmış değilim, hatta biraz daha sertleştirdim.

Proteine vücudumun verdiği tepki sonrasında yumurtaya ara vermiştim. Bu sabah yeninden yumurtaya dönüş yaptım.

Kahvaltım her zaman ki gibi standart daha önce ki verdiğim menü.

Öğle ve akşam yemeklerinde ise zeytinyağlı fasulyeye geçiş yaptım.
 
Son düzenleme:
Düşük glisemik indeksli yiyeceklerin tüketilmesinin faydalarını şöyle sıralayabiliriz:

• Tokluk hissimiz uzun sürer, acıkmayız ve canımız sık sık bir şeyler yemek istemez. Tatlı, çikolata ve şekere hücum etmeyiz.

• Kan şekerimizde ani iniş çıkışlar olmadığından, şeker ve tatlı arzu etmeyiz. Reaktif hipoglisemi sonucu ortaya çıkan, açlık, halsizlik, yorgunluk ve sinirlilik halleri oluşmaz. Yemek yedikten 1-2 saat sonra gelişen hipoglisemi nöbetleri önlenir.

• Düşük glisemik indeksli bütün yiyecekler (sağlıklı karbonhidratlar), uzun süre tokluk hissi verirler. Bu süre içinde leptin hormonu salgılanacağından, ihtiyacımız olan enerji depolanmış yağlarımızdan sağlanmış olur. Dolayısı ile kendi depo yağlarımızın ara öğün olarak kullanılmasına fırsat vermiş oluruz. Bu nedenle sağlıklı bir şekilde kilo vermek mümkün olur ve verilen kilolar birkaç ay sonra geri alınmaz!

• TİP I ve TİP II şeker (diyabet) hastaları, düşük glisemik indeksli yiyeceklerle beslendikleri ve ekmek yemedikleri zaman, kan şekeri kontrolleri daha kolay ve sağlıklı şekilde sağlanır.

Şeker hastalarının aşırı kilo almaları önlenir ve insülin ihtiyaçları giderek azalır. Bu şekilde şeker hastalarında görülen komplikasyonların birçoğu önlenir ve azalır. Düşük glisemik indeksli besinler vücudumuzda ne gibi değişikliklere neden oluyor?

• Gün boyunca kan insülini düşük kalır ve dalgalanma göstermediği için acıkma hissi olmaz. Uzun süre tokluk hissedilir.

• Ara öğün olarak göbekte biriken yağımızı ve iç yağ depolarımızı kullanırız.

• Yağlarımız depolanmaz, daha hızlı yıkılarak giderek azalır, karaciğer ve göbek yağımız erir ve göbek çevremiz incelir.

• Kilolarımızı rahatlıkla verir, tekrar geri almayız ve verdiğimiz kiloda kalırız.

• Hiçbir şekilde isteksiz, sinirli, sıkıntılı ve umutsuz duygular olmayız. Kendimizi bütün gün dinç ve enerjik hissederiz, halsizlik ve bitkinlik olmaz.

• Kaslarımız erimez. Su kaybımız olmaz.

• Karaciğerde biriken yağımız eridiği için, karaciğerimiz sağlığına kavuşarak normal çalışır.

• Metabolizmamızda yavaşlama olmaz, bilakis hızlanır.

• Fizik aktivitemize yorulmadan devam edebiliriz.

• Kan yağlarımız normalleşir; HDL yükselir, depo yağ şekli olan trigliseridler düşer.

• Bağırsaklarımız düzenli şekilde çalışmaya başlar. Kabızlık varsa giderilir.

• Şişmanlık ve obezite önlenmiş olur.

• Obezite sonucu gelişen sağlık sorunları ortaya çıkmaz, çıkmış olanlar da geriler ve düzelir.

• Tansiyonumuz normalleşir.

• Kalp hastalıkları, felç, inme, Alzheimer riski azalır.

• Her türlü kanser riski azalır. Çünkü sürekli şeker ve insülin yüksekliği ve fazla kilolar kanser nedeni olarak kabul edilmektedir.

• Şeker hastalığı gelişmez. Diabet hastalarında şeker kontrolü daha kolay olur, hatta düzelir.

• Şeker hastalığına bağlı tehlikeli komplikasyonlar azalarak yok olur.

• Eklem ağrıları ve artrit gelişmez. Oluşmuş olanlar geriler ve şikâyetler azalır.

• Fibro kistik meme hastalığı oluşmaz.

• Polikistik over hastalığı gelişmez.

• Yaygın fibromiyosit ağrıları geriler ve kaybolur.

• Düşüncelerimiz berraklaşır. Uykularımız düzene girer, horlama biter.

• Hepsinden en önemli olanı, vücut bağışıklık sistemi güçlenir.

• Bakteri, virüs, alerji ve kansere sebep olan etkenlerle hastalanma zorlaşır. Hastalanma durumunda da kısa süre içinde sağlığımızı kazanırız.
 
Barbun kızarınca güzel oluyor? Siz nasıl pişirdiniz?
 
K Kazen

Merhaba...

Dukan'dan sobraki Karatay nasil sonuclandi acaba? Ben de dukandan Karataya gecmek istiyorum ama emin olamiyorum. Sizin gorusunuzu almak istedim..
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…