doguma hazırlıkta solunum egzersizleri
Solunumun sıklığı ve derinliği, genelde gerçekleştirilen eyleme göre, herhangi bir çaba göstermemize gerek kalmadan vücudumuz tarafından otomatik olarak ayarlanır. Bununla birlikte solunumun bilinçli olarak da kontrol edilebilmesi mümkündür. Gebelikte kadın vücudunda değişen birçok şey gibi, solunum da değişikliğe uğrar. Böylelikle anne adayının ve bebeğin ihtiyaçlarının karşılanması için daha fazla oksijen sağlanır. Oluşan bu uyuma ek olarak, doğum sırasında gevşemeyi kolaylaştırmak, kaygıyı azaltmak ve artan oksijen ihtiyacını etkin bir şekilde karşılamak için solunum egzersizleri yapılması önerilir. Doğum sırasında solunuma odaklanmak, gevşemeyi kolaylaştırır ve kasılmalarla daha kolay başa çıkmayı sağlar. Solunum egzersizleri, rahmin oksijenlenmesini arttırır ve rahim kasılmalarıyla oluşan ağrının en aza inmesini sağlar.
Solunum egzersizleri; (A) Derin solunum egzersizi (B) Yüzeysel solunum egzersizi (C) üfleme biçimindeki solunum egzersizi olarak üçe ayrılır. Şimdi sıra ile bu egzersizlerin yararlarına, nasıl yapıldığına ve yapılırken dikkat edilmesi gereken hususlara bakalım.
SOLUNUM EGZERSİZLERİ İLE İLGİLİ GENEL öNERİLER
-SESSİZ, SAKİN VE HAVADAR BİR ORTAMDA YAPILMALI,
-GEBE KENDİSİNİ SIKMAYAN KIYAFETLER GİYMELİ,
-RAHAT VE GEVŞEK BİR DURUMDA OLMALI,
-BAŞLANGIçTA İSTİRAHATTA YAPILMALI, GEBENİN TECRüBESİ ARTTIKçA AKTİVİTE SIRASINDA DA DENENMELİDİR.
A. DERİN SOLUNUM EGZERSİZİ
Günlük hayatımızda kullandığımız solunum ritmi dakikada on iki kez nefes alıp verme şeklindedir. Yaklaşık solunum hacmi ise yarım litre civarındadır. Doğumda kullanılacak derin solunumla birlikte normalden daha az sıklıkta ve daha yüksek hacimde nefes alıp verme sağlanır.
Neden derin solunum?
Derin solunum ile doğum sırasında;
.Anne adayının nefes alma sırasında harcadığı enerji azalır
.Kanın oksijenlenmesi daha yüksek seviyelere çıkar
Ayrıca özellikle gebeliğin ilerleyen dönemlerinde ortaya çıkan nefes darlığı, diyaframla yapılan solunum egzersizi ile azaltılabilir.
Derin solunum nasıl yapılır?
Derin solunum diyafram isimli kas kullanılarak gerçekleştirilir. Diyafram göğüs kafesi ile karın organlarını ayıran, içinde kas dokusu bulunan zarımsı, kubbe şeklinde bir organdır. Karın solunumu yapıldığında, yani soluk alınırken karın şişirildiğinde diyafram çalıştırılır. Bu solunum şeklinde, dakikada yedi sekiz kez, ritmik ve derin nefes, burundan yavaşça alınır ve daha uzun sürede ağızdan dışarı verilir.
Diyaframla yapılan solunum egzersizinde amaç, anne adayının diyaframı ve diyafram solunumunu kavraması ve doğum sırasında gerektiğinde bu solunumu yöntemini kullanmasıdır. Ayrıca derin solunum egzersizi, gebe kaygı duyduğu zamanlarda rahatlıkla kullanılabilir. Aslında kaygının yüksek olduğu psikiyatrik rahatsızlıklarda, kaygı ile baş etmede de başarı ile kullanılan bir yöntemdir.
Egzersizler:
Egzersizler, yemeklerden en az iki saat sonra, başlangıçta kısa sürelerde yapılır. Anne adayının tahammülü arttıkça daha uzun sürelerde yapılması uygundur. Egzersiz süresi ve sıklığının her gebe için özel olarak planlanması gerekir. Her gebe için uygulanabilecek sabit bir şablon bulunmamaktadır.
.Anne adayı baldır ve karın kaslarının gevşemesini sağlamak için kalça ve dizlerini bükerek yatar,
.üç dört kez normal biçimde soluk alıp verir,
.Gebe, egzersiz sırasında aktiviteyi takip edeceği elini (esas el) diyaframını takip etmek amacı ile karnının üzerine koyar,
.Diğer elini (yardımcı el) göğüs kafesinin orta kısmına koyar,
.Yavaşça burnundan soluk alır,
.Soluk alırken dikkatini esas ele verir ve eli yukarı yükselmelidir,
.Pasif elin altında fazla bir hareket olmamalıdır,
.üst göğüs solunum sırasında gevşek tutulur.
Yapılmaması gerekenler;
.Derin solunum ardışık olarak yapılmamalıdır.
.Zorlayarak ve çok uzatarak nefes verme yapılmamalıdır.
B. YüZEYSEL SOLUNUM EGZERSİZİ
Doğumda kullanılacak yüzeysel solunum, dakikada otuz-kırk kez yapılan, az hacimli ve sık nefes alıp vermedir. Yüzeysel solunumda derin nefes alınmaz ve nefes verilirken nefesin bir kısmı akciğerlerde tutulur. Yüzeysel solunum, doğum sırasında ağrının çok arttığı zamanlarda derin solunuma yardımcı olarak kullanılır.
Yüzeysel solunum nasıl yapılır?
Derin bir başlangıç nefesinin ardından anne bir noktaya odaklanır ve dakikada 30-40 kez soluk alıp verir. Bu şekilde en az bir dakika nefes alınıp verildikten sonra derin bir nefesle egzersize son verilir. Bu teknik “sesli solunum” olarak da bilinmektedir. Bu solunum tipi bir köpek yavrusunun nefes nefese kalması şekline benzetilir. Nefes vermeye “hii” ya da “hoo” sesleri eşlik edebilir. Yüzeysel solunumda karın kasları kullanılmaz. Solunum üst göğüs kasları kullanılarak gerçekleştirilir.
Yüzeysel solunum egzersizi
Yüzeysel solunum egzersizi anne adayının diyafram solunumu ile baş edemediği daha şiddetli doğum sancılarını hafifletmek için önerilir. Yüzeysel solunum, doğum ağrıları sırasında dikkatin başka yöne çekilmesinde ve gereksiz enerji kaybının önlenmesinde faydalıdır.
Egzersiz
Solunum egzersizlerinin gebelik döneminde birlikte yapılması önerilir. çünkü doğum esnasında kullanımları birlikte olacaktır. Bir sonraki bölümde egzersizlerin doğumda nasıl ve hangi sıra ile kullanılacağını görebilirsiniz. Egzersizin, yemeklerden en az iki saat sonra, başlangıçta kısa sürelerde, anne adayının alışmasıyla birlikte daha uzun sürelerde yapılması gerektiği unutulmamalıdır. Egzersiz süresi ve sıklığının her gebe için özel olarak planlanması gerektiği de akıldan çıkarılmamalıdır.
.Yüzeysel solunum egzersizinde nefes ağızdan alınıp ağızdan verilir.
.Egzersize normal solunum ile başlanır.
.Normal solunumun ardından yavru köpek solunumuna benzer şekilde, dakikada 30–40 defa, hızlı ve düşük hacimli nefes alınıp verilir,
.Nefes dışarı boşaltılırken karın kaslarının kullanmamasına özen gösterilir,
.Nefes dışarı verilirken bir el karın kaslarının üzerine konarak karnın hareket etmediği kontrol edilir.
.Eğer karın kaslarında hareket hissedilirse solunum hemen durdurulup başa dönülmelidir.
.Egzersiz normal solunumla bitirilir.
Bu egzersizde dikkat edilmesi gereken, hızlı nefes alıp verilirken solunumun kesinlikle derin yapılmamasıdır. Eğer derin ve hızlı bir solunum yapılırsa kandaki karbondioksit oranı düşer ve bayılmalar oluşur. Bunun kontrol edilmesi için, gebe egzersizi yalnız yapmamalıdır. Eğer baygınlık hissi ve baş dönmesi oluşursa gebe bir kese kâğıdının içine soluk alıp vermelidir. Bu yöntemle gebenin kanında oksijen miktarının çok fazla artmaması ve karbondioksit miktarının çok fazla düşmemesi sağlanır.
C. üFLEME TİPİ SOLUNUM EGZERSİZİ
üfleme tipi solunum doğum eylemine geçiş fazında gerekecektir. Bebeğin doğum kanalında aşağıya doğru hareketi ile kalın bağırsağın son kısmında bir basınç oluşur ve her bir rahim kasılması ıkınma hissine neden olabilir. Eğer anne adayı rahim ağzı tam açılmadan yani doğumun ikinci devresinden önce ıkınırsa rahim ağzında yırtılabilir. Bu aşamada üfleme tipi solunum modeli uygulanarak bu sorunun önüne geçilir.
üfleme tipi solunum egzersizi için yüzeysel tip solunum egzersizindeki prensipler geçerlidir. Tek fark bu egzersiz modelinde nefesin sanki bir mumu üfler gibi dışarı verilmesidir.
GEVŞEME VE SOLUNUM EGZERSİZLERİNİN DOĞUM SIRASINDA KULLANIMI
Solunum egzersizlerinde ilerleme sağlanması ile doğumda çok önemli kolaylıklar kazanılır ve birçok sorunun önüne geçilir. Doğumda solunum egzersizlerinin nerede ve nasıl kullanılacağı bu bölümde ele alınmıştır.
Doğumun birinci devresinde kullanılan solunum teknikleri
Doğumun birinci evresi gebelikte kapalı olan rahim ağzının bebeğin doğumu için tam açık hale geldiği dönemdir. Bu dönemin uzunluğu gebeden gebeye değişmekle birlikte daha önce doğurmuş anne adaylarında ortalama 12 saat, doğurmamış anne adaylarında ise ortalama 18 saattir. Rahim kasılmaları ile oluşan sancılar rahim ağzında açılmaya yol açar. Ve sona yaklaştıkça sancıların sıklığı ve şiddeti artar. Kasılmalar anne adayını rahatsız etmedikçe solunum tekniklerinin kullanılmasına gerek yoktur. çünkü uzun ve yorucu bir süreç söz konusudur. Gereğinden önce bu teknikleri kullanmak anne adayının konsantrasyonun bozulmasına ve tekniklerin etkinliğinin azalmasına yol açabilir.
Kasılmalar rahatsızlık verirse
Gebede kasılmalar rahatsız etmeye başladığı zaman derin göğüs solunumu kullanılır. Kasılmanın başlaması ile burnundan derin nefes alınıp ağızdan boşaltılır. Bundan sonra kasılmalar süresince normal derinlikle, sakin göğüs solunumu yapılır. Soluk ağızdan alınıp burundan verilir. Bu solunumla önceleri dakikada on iki defa, ilerleme kaydedildikçe sekiz defa nefes alınıp verilir. Kasılma bittiğinde tekrar derin bir nefes alınıp verilerek normal solunuma dönülür. Ağrılı rahim kasılmalarının arasında gevşeme teknikleri kullanılarak rahatlama sağlanmalıdır. Gereksiz kaygı ve endişenin azalması doğumu kolaylaştıracaktır.
Geçiş fazında kullanılan teknikler
Rahim ağzının tam açılmak üzere olduğu birinci devrenin sonundan bebeğin doğumunun gerçekleştiği ikinci devre arasındaki döneme geçiş fazı denir. Bu dönemde kasılmalar oldukça ağrılıdır. Geçiş fazında ağrı ile birlikte kısa süreli derin solunumu takiben önce yüzeysel solunum ardından da üfleme tipi solunum yapılır. Bu aşamada kullanılacak teknikleri daha açık olarak şu şekilde tarif edilebiliriz.
Oldukça ağrılı ve sık olan rahim kasılmaları başladığında;
1. Burundan alınıp ağızdan verilen derin bir solunum yapılır,
2. Ağızdan üç kez, az hacimli ve kısa kısa soluk alıp verilir,
3. Dördüncü nefes bir mum üfler gibi -püfff- verilir.
4. Bu son nefesin verilmesi kasılma bitene kadar sürdürülür.
5. Kasılma bittiğinde burundan derin nefes alınıp ağızdan boşaltılır.
İkinci evrede kullanılan solunum ve ıkınma tekniği
Doğumun ikinci evresi tam açılmış rahim ağzından bebeğin doğum kanalı boyunca ilerleyerek doğmasını kapsar. Daha önce doğurmuş gebelerde ortalama 1 saat, daha önce doğurmamış gebelerde ise ortalama 2 saat sürer. Anne adayının tüm gücünü kullanıp bebeğini aşağı doğru iterek doğuma katıldığı dönemdir. Süresi uzamış ve sıklığı artmış rahim kasılmalarında bebeğin sıkıntıya girmeden doğması için annenin çok iyi motive olması gerekir. Kasılma başladığında iki kez yavaş nefes alıp verilir, üçüncü nefes hızla ağızdan alınıp tutulur. Anne adayı nefesini tutarken kabız olduğunda büyük abdestini yapmaya çalıştığı şekilde yapması yani ıkınması istenir.
Kendini rahat hissettiği sürece nefesini tutarak ıkınır. Daha sonra hızla nefes boşaltıp tekrar alarak ve yine ıkınır. Kasılma bittiğinde derin bir solunum yapar. Kasılma aralarında anne mümkün olduğu kadar gevşeyip dinlenmeli ve yüzeysel solunum yapmalıdır. Ikınmalar sırasında uzun süre nefes tutmak bebeğe az oksijen gitmesine neden olabilir. Bu nedenle ıkınma süresi iyi ayarlanmalı ve ıkınma biter bitmez derin bir solunum yapmalıdır. Ikınma sırasında doğum kanalı ve bacaklar tamamen gevşetilmeli, omuzlar hafifçe kaldırılmalı ve ellerle destek alınmalıdır.
Anne adayı bu aşamada, doğum kanalını saran kasları güçlendirme egzersizlerinden yarar görür. Doğum kanalının güçlendirilmesi ile ilgili egzersizler doğum öncesi gebelik egzersizleri bölümünde detayları ile anlatılmıştır.
- Cocuk.Com
Solunumun sıklığı ve derinliği, genelde gerçekleştirilen eyleme göre, herhangi bir çaba göstermemize gerek kalmadan vücudumuz tarafından otomatik olarak ayarlanır. Bununla birlikte solunumun bilinçli olarak da kontrol edilebilmesi mümkündür. Gebelikte kadın vücudunda değişen birçok şey gibi, solunum da değişikliğe uğrar. Böylelikle anne adayının ve bebeğin ihtiyaçlarının karşılanması için daha fazla oksijen sağlanır. Oluşan bu uyuma ek olarak, doğum sırasında gevşemeyi kolaylaştırmak, kaygıyı azaltmak ve artan oksijen ihtiyacını etkin bir şekilde karşılamak için solunum egzersizleri yapılması önerilir. Doğum sırasında solunuma odaklanmak, gevşemeyi kolaylaştırır ve kasılmalarla daha kolay başa çıkmayı sağlar. Solunum egzersizleri, rahmin oksijenlenmesini arttırır ve rahim kasılmalarıyla oluşan ağrının en aza inmesini sağlar.
Solunum egzersizleri; (A) Derin solunum egzersizi (B) Yüzeysel solunum egzersizi (C) üfleme biçimindeki solunum egzersizi olarak üçe ayrılır. Şimdi sıra ile bu egzersizlerin yararlarına, nasıl yapıldığına ve yapılırken dikkat edilmesi gereken hususlara bakalım.
SOLUNUM EGZERSİZLERİ İLE İLGİLİ GENEL öNERİLER
-SESSİZ, SAKİN VE HAVADAR BİR ORTAMDA YAPILMALI,
-GEBE KENDİSİNİ SIKMAYAN KIYAFETLER GİYMELİ,
-RAHAT VE GEVŞEK BİR DURUMDA OLMALI,
-BAŞLANGIçTA İSTİRAHATTA YAPILMALI, GEBENİN TECRüBESİ ARTTIKçA AKTİVİTE SIRASINDA DA DENENMELİDİR.
A. DERİN SOLUNUM EGZERSİZİ
Günlük hayatımızda kullandığımız solunum ritmi dakikada on iki kez nefes alıp verme şeklindedir. Yaklaşık solunum hacmi ise yarım litre civarındadır. Doğumda kullanılacak derin solunumla birlikte normalden daha az sıklıkta ve daha yüksek hacimde nefes alıp verme sağlanır.
Neden derin solunum?
Derin solunum ile doğum sırasında;
.Anne adayının nefes alma sırasında harcadığı enerji azalır
.Kanın oksijenlenmesi daha yüksek seviyelere çıkar
Ayrıca özellikle gebeliğin ilerleyen dönemlerinde ortaya çıkan nefes darlığı, diyaframla yapılan solunum egzersizi ile azaltılabilir.
Derin solunum nasıl yapılır?
Derin solunum diyafram isimli kas kullanılarak gerçekleştirilir. Diyafram göğüs kafesi ile karın organlarını ayıran, içinde kas dokusu bulunan zarımsı, kubbe şeklinde bir organdır. Karın solunumu yapıldığında, yani soluk alınırken karın şişirildiğinde diyafram çalıştırılır. Bu solunum şeklinde, dakikada yedi sekiz kez, ritmik ve derin nefes, burundan yavaşça alınır ve daha uzun sürede ağızdan dışarı verilir.
Diyaframla yapılan solunum egzersizinde amaç, anne adayının diyaframı ve diyafram solunumunu kavraması ve doğum sırasında gerektiğinde bu solunumu yöntemini kullanmasıdır. Ayrıca derin solunum egzersizi, gebe kaygı duyduğu zamanlarda rahatlıkla kullanılabilir. Aslında kaygının yüksek olduğu psikiyatrik rahatsızlıklarda, kaygı ile baş etmede de başarı ile kullanılan bir yöntemdir.
Egzersizler:
Egzersizler, yemeklerden en az iki saat sonra, başlangıçta kısa sürelerde yapılır. Anne adayının tahammülü arttıkça daha uzun sürelerde yapılması uygundur. Egzersiz süresi ve sıklığının her gebe için özel olarak planlanması gerekir. Her gebe için uygulanabilecek sabit bir şablon bulunmamaktadır.
.Anne adayı baldır ve karın kaslarının gevşemesini sağlamak için kalça ve dizlerini bükerek yatar,
.üç dört kez normal biçimde soluk alıp verir,
.Gebe, egzersiz sırasında aktiviteyi takip edeceği elini (esas el) diyaframını takip etmek amacı ile karnının üzerine koyar,
.Diğer elini (yardımcı el) göğüs kafesinin orta kısmına koyar,
.Yavaşça burnundan soluk alır,
.Soluk alırken dikkatini esas ele verir ve eli yukarı yükselmelidir,
.Pasif elin altında fazla bir hareket olmamalıdır,
.üst göğüs solunum sırasında gevşek tutulur.
Yapılmaması gerekenler;
.Derin solunum ardışık olarak yapılmamalıdır.
.Zorlayarak ve çok uzatarak nefes verme yapılmamalıdır.
B. YüZEYSEL SOLUNUM EGZERSİZİ
Doğumda kullanılacak yüzeysel solunum, dakikada otuz-kırk kez yapılan, az hacimli ve sık nefes alıp vermedir. Yüzeysel solunumda derin nefes alınmaz ve nefes verilirken nefesin bir kısmı akciğerlerde tutulur. Yüzeysel solunum, doğum sırasında ağrının çok arttığı zamanlarda derin solunuma yardımcı olarak kullanılır.
Yüzeysel solunum nasıl yapılır?
Derin bir başlangıç nefesinin ardından anne bir noktaya odaklanır ve dakikada 30-40 kez soluk alıp verir. Bu şekilde en az bir dakika nefes alınıp verildikten sonra derin bir nefesle egzersize son verilir. Bu teknik “sesli solunum” olarak da bilinmektedir. Bu solunum tipi bir köpek yavrusunun nefes nefese kalması şekline benzetilir. Nefes vermeye “hii” ya da “hoo” sesleri eşlik edebilir. Yüzeysel solunumda karın kasları kullanılmaz. Solunum üst göğüs kasları kullanılarak gerçekleştirilir.
Yüzeysel solunum egzersizi
Yüzeysel solunum egzersizi anne adayının diyafram solunumu ile baş edemediği daha şiddetli doğum sancılarını hafifletmek için önerilir. Yüzeysel solunum, doğum ağrıları sırasında dikkatin başka yöne çekilmesinde ve gereksiz enerji kaybının önlenmesinde faydalıdır.
Egzersiz
Solunum egzersizlerinin gebelik döneminde birlikte yapılması önerilir. çünkü doğum esnasında kullanımları birlikte olacaktır. Bir sonraki bölümde egzersizlerin doğumda nasıl ve hangi sıra ile kullanılacağını görebilirsiniz. Egzersizin, yemeklerden en az iki saat sonra, başlangıçta kısa sürelerde, anne adayının alışmasıyla birlikte daha uzun sürelerde yapılması gerektiği unutulmamalıdır. Egzersiz süresi ve sıklığının her gebe için özel olarak planlanması gerektiği de akıldan çıkarılmamalıdır.
.Yüzeysel solunum egzersizinde nefes ağızdan alınıp ağızdan verilir.
.Egzersize normal solunum ile başlanır.
.Normal solunumun ardından yavru köpek solunumuna benzer şekilde, dakikada 30–40 defa, hızlı ve düşük hacimli nefes alınıp verilir,
.Nefes dışarı boşaltılırken karın kaslarının kullanmamasına özen gösterilir,
.Nefes dışarı verilirken bir el karın kaslarının üzerine konarak karnın hareket etmediği kontrol edilir.
.Eğer karın kaslarında hareket hissedilirse solunum hemen durdurulup başa dönülmelidir.
.Egzersiz normal solunumla bitirilir.
Bu egzersizde dikkat edilmesi gereken, hızlı nefes alıp verilirken solunumun kesinlikle derin yapılmamasıdır. Eğer derin ve hızlı bir solunum yapılırsa kandaki karbondioksit oranı düşer ve bayılmalar oluşur. Bunun kontrol edilmesi için, gebe egzersizi yalnız yapmamalıdır. Eğer baygınlık hissi ve baş dönmesi oluşursa gebe bir kese kâğıdının içine soluk alıp vermelidir. Bu yöntemle gebenin kanında oksijen miktarının çok fazla artmaması ve karbondioksit miktarının çok fazla düşmemesi sağlanır.
C. üFLEME TİPİ SOLUNUM EGZERSİZİ
üfleme tipi solunum doğum eylemine geçiş fazında gerekecektir. Bebeğin doğum kanalında aşağıya doğru hareketi ile kalın bağırsağın son kısmında bir basınç oluşur ve her bir rahim kasılması ıkınma hissine neden olabilir. Eğer anne adayı rahim ağzı tam açılmadan yani doğumun ikinci devresinden önce ıkınırsa rahim ağzında yırtılabilir. Bu aşamada üfleme tipi solunum modeli uygulanarak bu sorunun önüne geçilir.
üfleme tipi solunum egzersizi için yüzeysel tip solunum egzersizindeki prensipler geçerlidir. Tek fark bu egzersiz modelinde nefesin sanki bir mumu üfler gibi dışarı verilmesidir.
GEVŞEME VE SOLUNUM EGZERSİZLERİNİN DOĞUM SIRASINDA KULLANIMI
Solunum egzersizlerinde ilerleme sağlanması ile doğumda çok önemli kolaylıklar kazanılır ve birçok sorunun önüne geçilir. Doğumda solunum egzersizlerinin nerede ve nasıl kullanılacağı bu bölümde ele alınmıştır.
Doğumun birinci devresinde kullanılan solunum teknikleri
Doğumun birinci evresi gebelikte kapalı olan rahim ağzının bebeğin doğumu için tam açık hale geldiği dönemdir. Bu dönemin uzunluğu gebeden gebeye değişmekle birlikte daha önce doğurmuş anne adaylarında ortalama 12 saat, doğurmamış anne adaylarında ise ortalama 18 saattir. Rahim kasılmaları ile oluşan sancılar rahim ağzında açılmaya yol açar. Ve sona yaklaştıkça sancıların sıklığı ve şiddeti artar. Kasılmalar anne adayını rahatsız etmedikçe solunum tekniklerinin kullanılmasına gerek yoktur. çünkü uzun ve yorucu bir süreç söz konusudur. Gereğinden önce bu teknikleri kullanmak anne adayının konsantrasyonun bozulmasına ve tekniklerin etkinliğinin azalmasına yol açabilir.
Kasılmalar rahatsızlık verirse
Gebede kasılmalar rahatsız etmeye başladığı zaman derin göğüs solunumu kullanılır. Kasılmanın başlaması ile burnundan derin nefes alınıp ağızdan boşaltılır. Bundan sonra kasılmalar süresince normal derinlikle, sakin göğüs solunumu yapılır. Soluk ağızdan alınıp burundan verilir. Bu solunumla önceleri dakikada on iki defa, ilerleme kaydedildikçe sekiz defa nefes alınıp verilir. Kasılma bittiğinde tekrar derin bir nefes alınıp verilerek normal solunuma dönülür. Ağrılı rahim kasılmalarının arasında gevşeme teknikleri kullanılarak rahatlama sağlanmalıdır. Gereksiz kaygı ve endişenin azalması doğumu kolaylaştıracaktır.
Geçiş fazında kullanılan teknikler
Rahim ağzının tam açılmak üzere olduğu birinci devrenin sonundan bebeğin doğumunun gerçekleştiği ikinci devre arasındaki döneme geçiş fazı denir. Bu dönemde kasılmalar oldukça ağrılıdır. Geçiş fazında ağrı ile birlikte kısa süreli derin solunumu takiben önce yüzeysel solunum ardından da üfleme tipi solunum yapılır. Bu aşamada kullanılacak teknikleri daha açık olarak şu şekilde tarif edilebiliriz.
Oldukça ağrılı ve sık olan rahim kasılmaları başladığında;
1. Burundan alınıp ağızdan verilen derin bir solunum yapılır,
2. Ağızdan üç kez, az hacimli ve kısa kısa soluk alıp verilir,
3. Dördüncü nefes bir mum üfler gibi -püfff- verilir.
4. Bu son nefesin verilmesi kasılma bitene kadar sürdürülür.
5. Kasılma bittiğinde burundan derin nefes alınıp ağızdan boşaltılır.
İkinci evrede kullanılan solunum ve ıkınma tekniği
Doğumun ikinci evresi tam açılmış rahim ağzından bebeğin doğum kanalı boyunca ilerleyerek doğmasını kapsar. Daha önce doğurmuş gebelerde ortalama 1 saat, daha önce doğurmamış gebelerde ise ortalama 2 saat sürer. Anne adayının tüm gücünü kullanıp bebeğini aşağı doğru iterek doğuma katıldığı dönemdir. Süresi uzamış ve sıklığı artmış rahim kasılmalarında bebeğin sıkıntıya girmeden doğması için annenin çok iyi motive olması gerekir. Kasılma başladığında iki kez yavaş nefes alıp verilir, üçüncü nefes hızla ağızdan alınıp tutulur. Anne adayı nefesini tutarken kabız olduğunda büyük abdestini yapmaya çalıştığı şekilde yapması yani ıkınması istenir.
Kendini rahat hissettiği sürece nefesini tutarak ıkınır. Daha sonra hızla nefes boşaltıp tekrar alarak ve yine ıkınır. Kasılma bittiğinde derin bir solunum yapar. Kasılma aralarında anne mümkün olduğu kadar gevşeyip dinlenmeli ve yüzeysel solunum yapmalıdır. Ikınmalar sırasında uzun süre nefes tutmak bebeğe az oksijen gitmesine neden olabilir. Bu nedenle ıkınma süresi iyi ayarlanmalı ve ıkınma biter bitmez derin bir solunum yapmalıdır. Ikınma sırasında doğum kanalı ve bacaklar tamamen gevşetilmeli, omuzlar hafifçe kaldırılmalı ve ellerle destek alınmalıdır.
Anne adayı bu aşamada, doğum kanalını saran kasları güçlendirme egzersizlerinden yarar görür. Doğum kanalının güçlendirilmesi ile ilgili egzersizler doğum öncesi gebelik egzersizleri bölümünde detayları ile anlatılmıştır.
- Cocuk.Com