Diyet içecekler kalp hastalığı riskini artırıyor

Caddy

Guru
Pro Üye
28 Mart 2012
8.170
2.003
Kilo vermek isteyenlere yapılan tavsiyelerin başında aldıkları kalori miktarını sınırlamaları ve “diyet yiyecek ve içecekleri” tüketmeleri gelir. Toplumda diyetgıdaların “sağlıklı beslenmenin” temel unsurlarından biri olduğu algısı yaratılmıştır. Peki, gerçekten öyle mi, bu tür ürünler gerçekten sağlıklı mı, obezite, diyabet ve kalp hastalıklarını önlüyor mu?

Iowa Üniversitesi uzmanları tarafından gerçekleştirilen çalışma diyet meşrubatların kalp hastalığı riskini ciddi şekilde artırdığını gösteriyor.

60 bine yakın kadın üzerinde gerçekleştirilen araştırmada günde iki veya daha fazla sayıda kutu kola içenlerde kalp krizi riskinin yüzde 30 ve kalple ilgili bir hastalıktan ölme riskinin de yüzde 50 yüksek olduğu ortaya çıktı. Araştırmaya göre, çok meşrubat içen gruptaki kadınların vücut kitle endeksleri, diyabet oranları ve ortalama kan basıncı değerleri de diğer gruplara oranla daha fazla. Diyet yiyecek ve içeceklerin birçoğunda tatlandırıcı olarak şeker yerine kullanılan suni tatlandırıcı “aspartamın” zararlarını ortaya koyan pek çok araştırma var.

Prostat kanseri taramaları hayat kurtarıyor mu?

Amerikalı aktör Ben Stiller’in iki yıl önce yakalandığı prostat kanserinden erken teşhis sayesinde kurtulduğunu açıklaması PSA testiyle ilgili tartışmaları yeniden alevlendirdi.

PSA, prostata özgü antijen demektir ve prostat dokusu tarafından üretilen bir proteindir. Prostat kanserinde bu maddenin kandaki miktarı artar ve bunun için de 50 yaşından sonra tüm erkeklere yılda bir kere PSA bakılması tavsiye edilir. Ne var ki PSA yüksekliği mutlaka kanser manasına gelmediği gibi prostat kanseri olanların bir kısmında yüksek de bulunmayabilir. PSA yüksekliği tespit edildiğinde bunun kanserden mi kaynaklandığını belirlemek için bir dizi tahliller (ultrason, endoskopi, MR gibi) ve prostat biyopsisi yapılması gerekir. Kanser tespit edildiğinde ise hastalığın durumuna göre, ameliyat, radyoterapi ve hormon tedavileri yapılır.

Son 20 sene içinde tüm dünyada 50 yaşın üzerindeki erkeklerde yaygın olarak uygulanan PSA testlerinin prostat kanserinden ölümleri azaltmaya etkisi olmadığı hatta birçok kişinin bu yüzden zarar gördüğü gerekçesiyle bu taramalardan vazgeçilmesi tavsiye ediliyor. Bu tavsiye, Amerika’da hükümet tarafından desteklenen, bağımsız bilim adamlarından oluşan bir danışma grubu olan USPSTF’ye ait.

USPSTF, tarama ile teşhis edilen prostat kanserlerinin çoğunun yavaş ilerleyen ve teşhis edilmediğinde hastaya bir zararı olmayan tümörler olduğunu vurguluyor. PSA değerleri yüksek olan kişilerin yok yere kanser stresi yaşadıklarını, gereksizradyoterapi ve cerrahi tedaviler gördüklerini ve bunların komplikasyonlarına maruz kaldıklarını bildiriyor ve taramayı sadece riski yüksek olanlara tavsiye ediyor.

Sade yağ

Tüm dünya senelerce kolesterol damarları tıkar, kalp hastası yapar diye korkutuldu, adeta bir kolesterol fobisi yaratıldı. Tereyağı, yumurta, yağlı yoğurt ve peynir gibi yiyecekler kalp düşmanı ilan edilirken margarin ve bitkisel yağlar dost yağlar olarak göklere çıkarıldı. Bilim adamlarına rüşvet verilerek kalp krizi ve felçlerin esas sebebinin şeker değil hayvansal yağlar olduğunu vurgulayan makaleler yazdırıldı. Gel gelelim gerçeklerin günün birinde ortaya çıkmak gibi kötü bir huyları var ve şimdi o günleri yaşıyoruz.

Damarların baş düşmanının kolesterol değil margarin ve hidrojenize bitkisel yağlarda bulunan trans yağlar olduğu, zerresinin bile tüketilmemesi gerektiği bildiriliyor. Dünyanın en önemli tıp merkezlerinden olan Cleveland Kliniği de senelerdir karalanan sadeyağa methiyeler düzüyor ki sadeyağ tereyağının özüdür. “Sadeyağının göbeğiniz için tereyağından daha iyi olduğunu gösteren üç sebep” başlıklı yazıda şu görüşlere yer veriliyor: Sadeyağ tereyağının kaynatılması, su ve katı maddelerin uzaklaştırılmasıyla elde edilir. Geriye kalan sadece süt yağıdır. Bu lezzetli yağı tostunuza sürün, sebze yemeklerinde, sotelemede, fırında kullanın.

1- Sütün katı kısımları alındığı için sadeyağda laktoz bulunmaz, laktoz entoleransı olanlar rahatlıkla tüketebilir.

2- Bütirik asitten çok zengin olduğu için bağırsak duvarının bütünlüğünün sürdürülmesini sağlar.

3- Bütirik asit gibi kısa zincirli yağ asitleri kalın bağırsak hücrelerini hasarlardan korur.

Kaynak: gazetevatan.com
 
X