Ondokuzmayıs Üniversitesi (OMÜ) Samsun Sağlık Yüksekokulunca yapılan bir araştırmada, diyabet hastalarının, hastalıkları hakkında yeterli bilgi sahibi olmadıkları saptandı.
OMÜ Samsun Sağlık Yüksekokulu Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hatice Kumcağız'ın yürüttüğü bir çalışma ile OMÜ Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Endokrin Polikliniğine başvuran ve diyabet tanısı konulmuş kişilerin, hastalıkları ve tedavisi hakkında bilgi düzeyleri araştırıldı.
Araştırma kapsamında diyabet tanısı konulmuş 209 hasta üzerinde anket ve kişisel bilgi formu çalışması uygulanırken, çalışma sonucunda elde edilen bilgilerden diyabet hastalarının hastalıkları hakkında yeterli bilgilerinin olmadığı belirlendi.
Çalışmayla ilgili AA muhabirine bilgi veren Yrd. Doç. Dr. Hatice Kumcağız, çalışmanın sonuçlarının diyabet hastalarının, hastalıklarını yeterince ciddiye almadıklarını ortaya çıkardığını söyledi.
Diyabetlilerin, hastalığı hakkında bilgi edinmesinin tedavisini güçlendireceğini ifade eden Kumcağız, şunları kaydetti:
''Diyabet tedavisinin prensipleri bilimsel olarak ortaya konulmuş ve sürekli geliştirilmektedir. Araştırma sonucunda, diyabeti kontrol etmek için kadınların yüzde 14,6'sının hiçbir yöntem kullanmadıkları, tip 1 diyabetiklerin yüzde 27,7'sinin kan ölçüm cihazına sahip olmadıkları görüldü. Ayrıca, yüzde 37,8'inin kan şekerinin normal değerini yanlış bildikleri ve yüzde 90'ının diyabetin vücuda zarar vermediğini, yüzde 96,2'sinin diyabet nedeniyle beslenmeyi düzenlemeye gerek olmadığını düşündüklerini saptadık. Bu da diyabet hastalarının hastalıkları hakkında yeterli bilgileri olmadığı ve bu nedenle de diyabeti ciddiye almadıklarını ortaya koymaktadır.''
Kumcağız, araştırmada, diyabet hastalarının genellikle hastalıkla ilgili bilgileri çeşitli kaynaklardan elde ettiklerinin de belirlendiğini söyledi.
-HASTALAR EĞİTİLMELİ-
Diyabet hastalığının yeni bir yaşam tarzı gerektirdiğini, bu nedenle de iyi bilinmesinin zorunlu olduğunu vurgulayan Kumcağız, şu bilgileri verdi:
''Diyabet tanısı alan bireyler, diyabet eğitimi veren kişilere yönlendirilmeli ve bireyler eğitildikten sonra da verilen eğitim değerlendirilmelidir. Diyabet eğitiminin sürekliliği sağlanarak, kişinin yaşamı süresince hastalığıyla birlikte eğitiminin de düzenli takibi yapılmalıdır. Ayrıca, diyabetik hastalara medikal tedavilerinin yanında mutlaka düzenli bir süreç halinde eğitimler verilmesi ve düzenlenen eğitimlerde etkileşim sağlayabilmek için farklı eğitim gruplarındaki bireylerin katılımının sağlanması önerilebilir.''
Kumcağız, eğitimlerin sadece diyabetik hastaları değil, birlikte yaşayan ve diyabetten etkilenen hasta yakınlarını da kapsamasının uygun olacağını da bildirdi.