Disiplin; çocuk eğitiminin en önemli unsurudur.Temel amacı, davranışları biçimlendirmek ve dengeli bir yapı oluşturmaktır.Bu amacı gerçekleştirirken de dikkate alınması gereken üç kural vardır:
* Çocuktaki benlik ve özgüven değerini oluşturmak.
* Sevgi, anlayış ve güven duygularını yerleştirmek.
* Başkalarının kişiliklerine ve değer yargılarına saygı göstermek.
Genel olarak, bu amaçları taşıyan disiplin, maalesef ceza kavramıyla aynı anlamda düşünülür. Sanki disiplin uygulamak ödül ve ceza yöntemiyle çocuğa istenilen davranış ve kuralları öğretmek demekmiş gibi görülür.Aslında disiplinle verilmek istenen gerçekten de çocuğun içinde yaşadığı toplumla sağlıklı ilişkiler kurabilmesini, doğru davranış ve alışkanlıkları öğrenmesini sağlamaktır.Ancak bu zorlayarak ya da her şeyi ödül ve ceza gibi bir koşula bağlayarak olmaz.Doğru olan,çocuğun bu sorumluluğu isteyerek, kabullenerek almasıdır.
Çocuklar, bilindiği gibi, birçok davranışı başkalarını taklit ederek yani model alarak öğrenirler.Bu nedenle, çocuğun içinde yaşadığı ailenin ve toplumun da dengeli ve tutarlı bireylerden oluşması gerekir.Cezayla öğretilen her kural ya da davranış çocukta istenilen sonucu vermez.Dayakla ya da zor kullanarak disiplin vermeye çalışan aile;
* Çocuğun kendisine olan saygısını ve özgüvenini zedeler.
* Çocuğun şiddete yönelmesini teşvik eder.
* Anne babaya karşı korku, kızgınlık ve öfke hissetmesine yol açar.
* Başkalarının duygu ve düşüncelerine saygı göstermeyen, onlarla empati kuramayan bireyler yaratır.
Oysa, disiplin verirken hiçbir ailenin istediği bu değildir.Eğer böyle olumsuz sonuçlar almak istemiyorsak olumsuz olan hiçbir şeyi de çocuklarımıza yapmamalıyız.
Sevilen ve saygı gören bir çocuk yetiştirmek için ona sevildiğini ve saygı duyulduğunu hissettirmek gerekir. Çevresiyle sağlıklı iletişim kurabilen bir çocuk istiyorsak bizim de çocuğumuzla ilişkimizin sağlıklı olması gerekir.Vicdanlı, ahlak değerleri olan bir çocuk yetiştirmek için vicdanlı ve ahlaki değerlere önem veren bir ailede büyümesi gerekir.
Görüldüğü gibi ne görmek istiyorsak o olmak ve öyle davranmak zorundayız.
* Çocuktaki benlik ve özgüven değerini oluşturmak.
* Sevgi, anlayış ve güven duygularını yerleştirmek.
* Başkalarının kişiliklerine ve değer yargılarına saygı göstermek.
Genel olarak, bu amaçları taşıyan disiplin, maalesef ceza kavramıyla aynı anlamda düşünülür. Sanki disiplin uygulamak ödül ve ceza yöntemiyle çocuğa istenilen davranış ve kuralları öğretmek demekmiş gibi görülür.Aslında disiplinle verilmek istenen gerçekten de çocuğun içinde yaşadığı toplumla sağlıklı ilişkiler kurabilmesini, doğru davranış ve alışkanlıkları öğrenmesini sağlamaktır.Ancak bu zorlayarak ya da her şeyi ödül ve ceza gibi bir koşula bağlayarak olmaz.Doğru olan,çocuğun bu sorumluluğu isteyerek, kabullenerek almasıdır.
Çocuklar, bilindiği gibi, birçok davranışı başkalarını taklit ederek yani model alarak öğrenirler.Bu nedenle, çocuğun içinde yaşadığı ailenin ve toplumun da dengeli ve tutarlı bireylerden oluşması gerekir.Cezayla öğretilen her kural ya da davranış çocukta istenilen sonucu vermez.Dayakla ya da zor kullanarak disiplin vermeye çalışan aile;
* Çocuğun kendisine olan saygısını ve özgüvenini zedeler.
* Çocuğun şiddete yönelmesini teşvik eder.
* Anne babaya karşı korku, kızgınlık ve öfke hissetmesine yol açar.
* Başkalarının duygu ve düşüncelerine saygı göstermeyen, onlarla empati kuramayan bireyler yaratır.
Oysa, disiplin verirken hiçbir ailenin istediği bu değildir.Eğer böyle olumsuz sonuçlar almak istemiyorsak olumsuz olan hiçbir şeyi de çocuklarımıza yapmamalıyız.
Sevilen ve saygı gören bir çocuk yetiştirmek için ona sevildiğini ve saygı duyulduğunu hissettirmek gerekir. Çevresiyle sağlıklı iletişim kurabilen bir çocuk istiyorsak bizim de çocuğumuzla ilişkimizin sağlıklı olması gerekir.Vicdanlı, ahlak değerleri olan bir çocuk yetiştirmek için vicdanlı ve ahlaki değerlere önem veren bir ailede büyümesi gerekir.
Görüldüğü gibi ne görmek istiyorsak o olmak ve öyle davranmak zorundayız.