Der Spiegel, PKK ile görüştü : "Önce Öcalan'ı serbest bırakın"

meredithgrey

2013-2022’de vivelamour ve 2022’deki felidaee’yim.
Üyelik İptali
Kayıtlı Üye
7 Kasım 2013
13.434
31.571
Türkiye'ye küstahça meydan okuyan bölücü örgüt; operasyonların durmasını ve Öcalan'ın serbest bırakılmasını istedi.

AKP iktidarının azdırdığı PKK, sonuçta öyle güçlendi ki, yabancı basını Kandil’de ağırlayıp “Türkiye’ye ultimatom” verir hale geldi. Bunun son örneği Alman Der Spiel dergisinde çıkan bir haberde yaşandı. PKK; yeniden barış için uçakların artık PKK hedeflerini vurmamasını, Öcalan’ın serbest bırakılmasını ve ABD’nin arabuluculuğunda barış masasına oturulmasını teklif etti.

Alman Der Spiegel Dergisi, “Çılgınlık sınırındaki ülke“ başlığıyla yazdığı 5 sayfalık geniş analizde, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından yeniden seçime sürüklendiğni, Erdoğan’ın devlet içinde devlet kurduğunu, Gezi’den sonra psilolojisi bozuk bir otokrata dönüştüğünü yazdı.

Dergi, Erdoğan’ın memleketi Rize’den başladığı izlenimlerinde önce Çaykara’yı yazdı. Ardından Gize direnişini irdeledi ve sonra da Diyarbakır, Kandil ile Ankara’daki görüşmelere değindi. Dergi bugün piyasaya çıkan sayısında da Merkel’in göçmenler tarafından nasıl göründüğünü de kapağında işledi.

PKK ŞU ANDA İKİ CEPHEDE BİRDEN…

Der Spiegel Dergisi muhabirlerini Kandil’de kabul eden PKK, son çatışmaları başlatan tarafın Erdoğan olduğunu savunduğunu ve PKK’nın şu an iki cephede birden savaşan bir örgüt olduğunu söyledi. PKK’nın bir yandan IŞİD’le, diğer yandan da Türk güvenlik güçleri ile mücadele ettiğini belirten dergi, “Türkiye’nin IŞİD operasyonu ise göstermelik. Daha önce hastanelerinde tedavi ettiler, her türlü desteği verdiler. Türkiye’nin bombaladığı PKK ise, batının IŞİD’e karşı mücadelede ortağı“ diye yazdı.

Kandil’e gidişlerini, oradaki manzaraları işleyen dergi, PKK’nın kurucularından Ali Haydar Kaytan ile görüşen dergi, onun şu görüşlerine yer verdi:

“ERDOĞAN BİZE SAVAŞ İLAN ETT”

“PKK yıllar içinde çok değişti. Artık bağımsız bir devlet istemiyor. Sadece otonomi istiyor. Şiddetin yeniden tırmanmasının tek suçlusu Erdoğan’dır. PKK’nın uyguladığı şiddet, bombalamalar ise Türk güvenlik güçlerinin saldırılarına karşı reaksiyondur. Erdoğan bize savaş ilan etti biz de kendimizi savunuyoruz.“

Derginin, yeniden barış sürecine nasıl dönüleceği yönündeki soruya da Kaytan, “Bu ancak üç şart altında mümkün olur. Türk ordusu hava saldırıların durdurmalı. İkinci olarak, Öcalan serbest bırakılmalı. Üçüncü olarak da, tarafsız bir ülke arabuluculuk yapmalı, örneğin ABD“ cevabını verdi.


PKK’LI KAHKALAR ATARAK “BİZ SON ŞANSIZ” DEDİ

Dergi, Erdoğan‘ın PKK’nın silahlarını bırakma çağrısı yapması ve “Aksi halde PKK toptan yok edilecek“ sözlerine karşılık Kaytan’ın daha farklı konuştuğunu aktardı. Kaytan, “Peki neden bu şartlarınızı yerine getirsinler ki?“ sorusuna “ağız dolusu bir kahkaha“ atarak şu cevabı verdiğini yazdı;

“Başka bir seçeneği yok. Yeni PKK savaşçıları daha çok radikal, onlar bizim jenerasyondan daha da radikaldir. Biz yaşlı kuşak olarak bir anlaşma için son şansız. Yoksa bir 30 yıl daha savaş olur.“

Der Spiegel, Türkiye’nin bir anda geleceğe hızla yönelen ve modernleşen bir ülke olduğunu, ama aynı zamanda bir anda da değişip karanlık geçmişe düştüğünü belirttiği yazısında, “Modernleşmeyi şimdi bir iç savaş tehdit ediyor. Güvensizlik ve nefret arasında bölünmüş bir ülke var“ alt başlığını kullandı.
Geniş analizine PKK’dan sonra Ankara’daki izlenemlere değinen dergi, bir zamanlar AB üyeliği peşinde koşan ülkenin çok farklı bir noktaya savrulduğunu belirtti. Dergi, şöyle devam etti:

“ERDOĞAN, ÜLKEYİ ATEŞE ATACAK”

“Dev bir gücün merkezi, inanılmaz bir yapı. Erdoğan’ın hükümet ettiği bu merkez, devlet içinde devlet görüntüsü veriyor. Bu tuhaf ve devasa yapı giderek büyüyor. Şimdi yanında koca bir cami var ve çevresi kilometrelerce parmaklıkla çevrili. Mısır’daki piramitlere benzemeye başlamış. Bu dev, bu canavar Erdoğan gücünü kaybettikten sonra ne olacak? Belki de Erdoğan bu seçimden sonra gücünü yitirecek. Belki de, beklentilerin aksine bir koalisyona izin verecek. Ancak başka bir olasılık da var; kaybedecek ama ülkeyi de ateşe atacak.“

Dergi, Avrupa’nın tüm bu olup biteni seyretmesini de ‘kahretsin’ diyerek niteledi ve Avrupa’yı eleştirdi, bir süre öncesine kadar ülkenin yüzde 70’nin AB yanlısı olduğunu, şimdi ise bu oranın yüzde 40’a indiğini belirtti.

Der Spiegel Dergisi, PKK görüşmesinden önce sırasıyla Çaykara, Diyarbakır, Gezi Parkı ve Kayseri izlenimlerini yazdı Hasnain Kazım, Maximilian Popp, Samiha Shafy’nin ortaklaşa kaleme aldığı geniş analizde, Türkiye’nin 7 Haziran seçimlerinden sonra savrulduğu noktaya değinildi.

“TEK BAŞINA İKTİAR İÇİN HER ŞEYİ RİSKE EDER”

Erdoğan için tek onaylanabilecek durumun, AKP’nin tek başına iktidarı olduğunu belirten dergi, buna ulaşmak için Erdoğan’ın her şeyi riska edebileceğini belirtti. Memleketi Rize’de ve Çaykara’da Erdoğan’ın çok sevildiğine değinen dergi, Çaykara’daki şehit cenazesinde bir elini tabuta koyup, diğer eline mikrofon aldığını belirterek şöyle yazdı:

“İnançlı bir müslüman, doğuştan populist bir lider, Türkiye’nin modernleştiricisi ve ekonomik mucizenin mimarı olmaktan bir otokrata dönüştü. Bir yandan kendi ülkesini iç savaşın içine atıyor, diğer yandan Esad’ı düşürmek arzususyla IŞİD’le işbirliği yapıyor. Şimdi de Kürtlerle savaşıyor.“

“GÜVENSİZLİK VE AŞIRILIK TIRMANIŞTA”

Erdoğan’ın bu politikasının eski cepheleri yeniden açtığını, güvensizlik ve aşırı milliyetçiliğin tırmandırdığını, gazetecilerle muhaliflerin baskı altına alındığını- tutuklandığını belirten Der Spiegel, „NATO üyesi, ortadoğunun en demokratik ülkesi ve AB adayı olan Türkiye, şimdi fanatizm, aşırı milliyetçilik şişirmeleri, en korkunç komplo teorileri ile topyekun bir çılgınlığın pençesine düştü“ yorumunu yaptı.

Erdoğan’ın iki amacı olduğunu, bunlardan birinin HDP’yi baraj altına düşürmek, diğerinin ise tek başına AKP’yi iktidar yapmak olduğunu savunan HDP eş Başkanı Gülten Kışanak’ın sözlerine de yer veren dergi, çoğu kişinin şiddet çağrısının Erdoğan’dan geldiğine inandığını vurguladı.

“GÜCE TAPAN BİRİNE DÖNÜŞÜVERDİ”

Der Spiegel Dergisi, ülkenin can damarı olan İstanbul’la da ilgili olarak, Erdoğan’ın onlarca büyük projesiyle gündem olduğunu ve son olarak Gezi Parkı’nda bu projelerinden birinin hayal olduğunu belirtti. Gezi eylemlerine geniş yer veren dergi, bu eylemlerin, iktidarını yıllar boyu sürdüreceğine inanan Erdoğan için dönüm noktası olduğunu belirterek, „Gezi’den sonra kimyası değişti. Birden güce tapan paranoyak otokrata dönüştü. Gezi’nin düşman güçler tarafından Türkiye’yi zayıflatmak için düzenlendiğini savunmaya başladı“ diye yazdı.


Kaynak : http://www.sozcu.com.tr/2015/gundem/der-spiegel-pkk-ile-gorustu-940235/
 
biz hiçbir ülkenın iç işini karışmazken,bunlar,geziye geliyorlar,suç olduğu halde gösterıye katılıyorlar(başka bir ülke vatandaşı o ülkede gösterılere katılması suç),dınımızıe ne kadar saldıran varsa destek videoları çağrılar talımat yayınlıyorlar,dünyanın her yerınde terör var ama biz sunu serbest bırak falan demıyoruz,nedeni ise islam düşmanlığı,ikinciside bunlar eskisi gibi emır alan,pısırık yöneticilerimizin olduğunu sanıyor,eskilere gitmiş aklı
 
İmralı'dakinin serbest bırakılma isteği eski bir istek, olacak mı? Olur mu olur, AİHM'e başvuran, oradaki savunmasında Asya'ya keşke Hıristiyanlık Egemen olsaydı diyen, bu Savunması "Sümer Rahip Devletinden Halk Cumhuriyetine Doğru Özgür İnsan Savunması" adı altında kitap haline getirilen, bize ve inançlarımıza sayıp sövüp giydiren bu şahsa sayın dendi, çıkar mı çıkar, ne diyelim Allah sonumuzu hayr'etsin, memleketimizin dirlik, birlik ve beraberliğini bozmasın, Vatanımız bölünmesin, bayrağımız yere inmesin, bağımsızlığımızı yitirmeyelim inşallah.
 
Yeryüzün de hangi ülke müzakere ile terörü bitirmiş.
PKK'nın bitmesi için sorunun kökten çözümlenmesi gerek. İlk önce Almanya, Fransa gibi pkk'ya lojistik yardımda bulunduğu ileri sürülen ülkelerle bir müzakere sağlanmalıdır.
Pkk'nın desteği kesilmediği sürece ne yazıkki barış olması mümkün değil?
Türkiyenin bu müzakereyi yapabilmesi bir takım gözdağı vermesi demek ekonomisinin her yönüyle bu ülkelerden çok çok üstün bir durumda olması gerekmektedir.
Bebek katilinin şu an da zaten özgürlüğüne kavuştuğu söyleniyor bazı rivayetlere göre tabi bilinmez.
Çözüm sürecinde sürekli gidilip geliniyordu mektupları olunuyordu şimdi bebek katilinin adını kimse anmıyor. İnsanın aklına bu söylentilerin doğru olabileceği geliyor hedef saptırmak içinde bunlar yaşanıyor olabilir.
 
Teröre en büyük desteği veren ülkelerin başında gelen almanyadan farklı bir röportaj beklenmezdi. Kökünüz kuruyana dek dönmek yok artık. Bu iş bu raddeye geldiyse sonuda gelmeli.
 
Ulen apo zaten bahane..çöp kadar değer verdikleri yok.. Şimdi bıraksak önce kendileri indirecekler aşağıya.. Kendisi de pekala farkında bunun ki; kesinlikle af istemiyor..
 
bir rütbeli askerin lafi TERÖR DAGDA BASLADI DAG DA BITER, türkiye bagimsiz sekilde terörle mücadele edebilseydi bukadar uzamasti, bilgisiz gencecik askerle degil gercek egitimli tam donanimli asker ile ...örnegin osman pamukoglu komuntanliginda yürütülen baskinlara bakin, gerci Askeriyeyi yok ettiler sonraaa davul zurnayla terörist karsilandiii ... simdii konusa biliyorlar sayelerinde.....erdogan hatasini anladi , vatan sevdali rütbeli askerleri diskalifiye ettiler suan sira kendisine geldii , gezii tamda örnegi bir göz dagi idi baskin kesim kalyana geldi hala geziyi bir simge olarak görüyorlar ya pes yanii
 
Şu Avrupa da amma da ikiyüzlü.Fransa'da terör saldırısında ölenler için tüm liderler fransa'ya gitti.Bizde terörden kaç askerimiz,polisimiz şehit oldu ,üstüne yüzsüz açıklamalar.
 
X