K
kraker kız
Ziyaretçi
-------------------------------------------------------------------------------
Bir gün bir adam, büyük bir suçlu, katil, günahkâr Buda’ya onun yoluna girmek için gelmişti. Geldiğinde insanlar onun içeri girmesine izin vermeyecek diye korkuyordu; müritler onun Buda’yı görmesine izin vermeyebilirdi. Bu yüzden o çok fazla insanın olmadığı bir zamanda gelmişti. Ve o ana kapıdan girmemişti, duvarın üzerinden atlamıştı.
Şans eseri Buda orada değildi — o dilenmeye gitmişti — ve adam yakalandı. Müritlere, “Bir şey çalmaya veya bir şey yapmaya gelmedim, sadece beni ana kapıdan içeri sokmayacağınızdan korktum. Herkes beni tanır. Buralarda tanınmış birisiyim. Bu civarda en çok nefret edilen ve korkulan kişiyim, herkes beni tanır. Bana izin vermeyeceğinizden korkmuştum. Bir mürit olmak istediğime inanmayabilirsiniz.
Bunun üzerine onu Buda’nın en büyük müritlerinden birisi olan Sariputra’ya götürdüler. O aynı zamanda bir astrologdu ve insanların geçmiş yaşamlarını okuyabilme yetisine, telepatik kapasiteye sahipti. Sariputra’ya sordular, “Bu adama bak, bu hayatında onun bir katil, bir günahkâr, bir hırsız olduğunu biliyoruz ve o her şeyi yapmıştır. Ama belki de geçmiş yaşamlarında bazı erdemlere sahip olmuştu; belki de bu yüzden o bir sannyasin olmak istiyordur. Onun geçmiş yaşamlarına bir bak.”
Sariputra onun seksen bin geçmiş hayatına baktı ... ve o her zaman aynıydı! Sariputra bile bu adamı görünce titremeye başlamıştı. O tehlikeliydi; seksen bin kez bir katil, bir suçlu, her zaman bir günahkâr. O tescilli bir günahkârdı. İmkânsızdır; bu adamda herhangi bir değişiklik yapmak imkânsızdır. Buda dahi bir şey yapamaz.
Sariputra, “Bu adamı dışarı atın, onu hemen uzaklaştırın çünkü Buda bile bu adamda başarısız olacaktır. O tescilli bir günahkârdır. Nasıl ki Buda tescilli bir budadır o da tescilli bir günahkârdır. Seksen bin hayat gördüm ve bunun ötesine gidemiyorum, bu kadarı yeter!” dedi.
Bunun üzerine adam geri çevrildi. Onun için hiçbir şansı olmaması onu çok incitmişti. Canlı olarak Buda’nın etrafında olamazdı, bu nedenle o intihar etmek istedi. Ana kapının hemen köşesindeki duvara gitti ve kafasını duvara vurup kendisini öldürecekti. Ve ansızın Buda dilenme turundan geri dönüyordu ve adamı gördü. Onu durdurdu ve onu sannyas yapmak üzere içeri aldı.
Ve hikâyeye göre yedi gün içinde adam bir arhat oldu; yedi günün içinde o aydınlanmış bir adam haline geldi. Şimdi herkes çok şaşkındı. Sariputra Buda’ya gitti ve “Bu nedir? Benim tüm durugörüm, tüm astrolojim sadece bir saçmalık mı? Bu adamın seksen bin hayatına baktım! Eğer bu adam yedi gün içerisinde aydınlanabiliyorsa o zaman insanların geçmiş yaşamlarına bakmanın ne anlamı var? O zaman bu tamamıyla saçmalıktır. Böyle bir şey nasıl olabiliyor?” diye sordu.
Ve Buda, “Sen onun geçmişine baktın ama onun geleceğine bakmadın. Ve geçmiş geçmiştir! Bir kimse herhangi bir an değişmeye karar verdiğinde değişebilir. Belirleyici olan kararın kendisidir. Ve bir adam seksen bin hayat boyunca ıstırap çektiyse o bilir; ve o değişmek için yanıp tutuşur. Ve onun değişme amacının yoğunluğu sonsuzdur. Bu yüzden de yedi günde o gerçekleşebilir.” dedi.
“Sariputra, sen henüz aydınlanmadın. Sen iyi bir adamsın, senin iyi yaşamların var; geçmişin ağırlığını hissetmiyorsun. Kendi etrafında bir tür erdeme sahipsin. Pek çok hayatında bir Brahmin, bir din bilgini, saygıdeğer bir insan oldun. Ama bu adama bir bak, bu seksen bin hayatı onun üzerine yük olarak binmiş. Ve o özgürleşmek istedi. O gerçekten özgürleşmek istedi; bu yüzden mucize oldu: Yedi gün içinde hapishanenin dışına çıktı. Onun geçmişinin yoğunluğu, onu yönetiyordu.”
İnsanların dönüşümünde anlaşılması gereken temel şeylerden birisi budur. Suçluluk hisseden insanlar kolaylıkla dönüşürler. İyi, haklı hisseden insanlar çok zor dönüşürler.
alıntı-Osho-sevgi
Bir gün bir adam, büyük bir suçlu, katil, günahkâr Buda’ya onun yoluna girmek için gelmişti. Geldiğinde insanlar onun içeri girmesine izin vermeyecek diye korkuyordu; müritler onun Buda’yı görmesine izin vermeyebilirdi. Bu yüzden o çok fazla insanın olmadığı bir zamanda gelmişti. Ve o ana kapıdan girmemişti, duvarın üzerinden atlamıştı.
Şans eseri Buda orada değildi — o dilenmeye gitmişti — ve adam yakalandı. Müritlere, “Bir şey çalmaya veya bir şey yapmaya gelmedim, sadece beni ana kapıdan içeri sokmayacağınızdan korktum. Herkes beni tanır. Buralarda tanınmış birisiyim. Bu civarda en çok nefret edilen ve korkulan kişiyim, herkes beni tanır. Bana izin vermeyeceğinizden korkmuştum. Bir mürit olmak istediğime inanmayabilirsiniz.
Bunun üzerine onu Buda’nın en büyük müritlerinden birisi olan Sariputra’ya götürdüler. O aynı zamanda bir astrologdu ve insanların geçmiş yaşamlarını okuyabilme yetisine, telepatik kapasiteye sahipti. Sariputra’ya sordular, “Bu adama bak, bu hayatında onun bir katil, bir günahkâr, bir hırsız olduğunu biliyoruz ve o her şeyi yapmıştır. Ama belki de geçmiş yaşamlarında bazı erdemlere sahip olmuştu; belki de bu yüzden o bir sannyasin olmak istiyordur. Onun geçmiş yaşamlarına bir bak.”
Sariputra onun seksen bin geçmiş hayatına baktı ... ve o her zaman aynıydı! Sariputra bile bu adamı görünce titremeye başlamıştı. O tehlikeliydi; seksen bin kez bir katil, bir suçlu, her zaman bir günahkâr. O tescilli bir günahkârdı. İmkânsızdır; bu adamda herhangi bir değişiklik yapmak imkânsızdır. Buda dahi bir şey yapamaz.
Sariputra, “Bu adamı dışarı atın, onu hemen uzaklaştırın çünkü Buda bile bu adamda başarısız olacaktır. O tescilli bir günahkârdır. Nasıl ki Buda tescilli bir budadır o da tescilli bir günahkârdır. Seksen bin hayat gördüm ve bunun ötesine gidemiyorum, bu kadarı yeter!” dedi.
Bunun üzerine adam geri çevrildi. Onun için hiçbir şansı olmaması onu çok incitmişti. Canlı olarak Buda’nın etrafında olamazdı, bu nedenle o intihar etmek istedi. Ana kapının hemen köşesindeki duvara gitti ve kafasını duvara vurup kendisini öldürecekti. Ve ansızın Buda dilenme turundan geri dönüyordu ve adamı gördü. Onu durdurdu ve onu sannyas yapmak üzere içeri aldı.
Ve hikâyeye göre yedi gün içinde adam bir arhat oldu; yedi günün içinde o aydınlanmış bir adam haline geldi. Şimdi herkes çok şaşkındı. Sariputra Buda’ya gitti ve “Bu nedir? Benim tüm durugörüm, tüm astrolojim sadece bir saçmalık mı? Bu adamın seksen bin hayatına baktım! Eğer bu adam yedi gün içerisinde aydınlanabiliyorsa o zaman insanların geçmiş yaşamlarına bakmanın ne anlamı var? O zaman bu tamamıyla saçmalıktır. Böyle bir şey nasıl olabiliyor?” diye sordu.
Ve Buda, “Sen onun geçmişine baktın ama onun geleceğine bakmadın. Ve geçmiş geçmiştir! Bir kimse herhangi bir an değişmeye karar verdiğinde değişebilir. Belirleyici olan kararın kendisidir. Ve bir adam seksen bin hayat boyunca ıstırap çektiyse o bilir; ve o değişmek için yanıp tutuşur. Ve onun değişme amacının yoğunluğu sonsuzdur. Bu yüzden de yedi günde o gerçekleşebilir.” dedi.
“Sariputra, sen henüz aydınlanmadın. Sen iyi bir adamsın, senin iyi yaşamların var; geçmişin ağırlığını hissetmiyorsun. Kendi etrafında bir tür erdeme sahipsin. Pek çok hayatında bir Brahmin, bir din bilgini, saygıdeğer bir insan oldun. Ama bu adama bir bak, bu seksen bin hayatı onun üzerine yük olarak binmiş. Ve o özgürleşmek istedi. O gerçekten özgürleşmek istedi; bu yüzden mucize oldu: Yedi gün içinde hapishanenin dışına çıktı. Onun geçmişinin yoğunluğu, onu yönetiyordu.”
İnsanların dönüşümünde anlaşılması gereken temel şeylerden birisi budur. Suçluluk hisseden insanlar kolaylıkla dönüşürler. İyi, haklı hisseden insanlar çok zor dönüşürler.
alıntı-Osho-sevgi