Datça

radika

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
22 Nisan 2008
1.024
4
Datça; Cennetten bir köşe

Üç tarafı denizle çevrili Datça, Akdeniz ve Ege'nin kucaklaştığı cennetten bir köşe. Datça, eşsiz doğal güzellikleri, tertemiz denizi, bakir koyları ile göz kamaştırıyor. Coğrafya bilgini Strabon'un "Tanrı, çok sevdiği kulunun uzun ömürlü olmasını isterse, Datça'ya gönderir' diye tanımladığı Datça yarımadasının yarısı Ege'ye, yarısı Akdeniz'e bakıyor. Ege'nin en eski yerleşimlerinden biri olan Datça yarımadası, doğal güzelliklerine ek olarak hemen yakınındaki Knidos antik kentiyle de tarih meraklılarının görmeden geçemeyecekleri bir belde. Datça'ya 28 kilometre uzaklıktaki Tekir Burnu'nda bulunan Knidos Antik kentindeki kalıntılar arasında 10 bin kişilik küçük tiyatro, 20 bin kişilik büyük tiyatro, Odeon, Apollon ile Venüs'e ait çeşitli mabedler bulunuyor.





Datça'nın her yerinden denize, tarihe ve doğaya yürüyerek ulaşabilirsiniz. Kumluk Plajı, Hastane Altı Plajı ve Taşlık Plajı ve Şifalı Göl herhangi bir araca gereksinim duymadan gidebileceğiniz yerler. Datça merkeze 4 kilometre uzaklıktaki Kargı Koyu'nda denize girebilir, kumsalda mehtabı izleyebilirsiniz. Palamutbükü, Hayıtbükü, Aktur ve Ovabükü tertemiz denizi ve sakinliğiyle, yüzmeniz, kafanızı dinleyip, dinlenmeniz için birebir. Eski Datça ve Reşadiye'de görülmesi gereken yerler arasında.

Datça spor olanakları ile de tam bir cennet. Tüm su sporlarını yapabilirsiniz. Datça'da scuba diving için Türkiye'deki en uygun yerleşim birimlerinden biri. Merkezde birçok dalış kursu ve dalış malzemesi satan dükkan bulabilirsiniz. Datça'da yürüyüş yapabileceğiniz bir çok mekan bulunuyor. Mis kokulu çam ağaçları arasında yürüyüş yapabilir, köyleri, koyları keşfederken bol bol oksijen soluyarak nefesinizi açabilirsiniz.



Anadolu'nun güneybatı ucunda, Ege'yle Akdeniz'i ayıran uzun ince Reşadiye yarımadasının güneyinde yer alan ilçe merkezi, yatların uğrak yeri konumunda. Bunda elbette koyların güzelliğinin payı büyük. Arazinin vahşiliği ve anayollardan uzak kalması da güzelliğinin bugüne kadar nispeten korunmasına yardımcı olmuş. Yarımadanın en dar yeri, Reşadiye Yarımadasının da başladığı nokta kabul edilen, Balıkaşıran Kıstağı. Yol bu noktayı geçip tekrar tepelere ulaştığında, her iki körfez tüm güzelliğiyle ayaklarınızın altında serilirken, tabiatının el değmemiş vahşiliği karşısında büyüleneceksiniz. Knidos antik kenti, ilk olarak modern Datça'nın 1 km. kadar kuzeydoğusunda M.Ö. 7. yy.'da kurulmuş, sonraları bugünkü antik kent kalıntılarının bulunduğu Tekir Burnuna taşınmış (M.Ö. 4.yy.'ın ilk yarısı). Bununla birlikte ilk kent tamamen terk edilmemiş ve Roma devrinde de varlığını sürdürmüş. Her ne kadar görünürde sur kalıntılarından fazla bir şey kalmamışsada, yapılan yüzey araştırmalarından kente dair kanıtlar ve çeşitli bulgular elde edilmiş. Ancak bu kent terk edilmiş olmalı ki; yakın zamana kadar yerleşim, şimdinin Eski Datça'sında, denizden birkaç kilometre içeride belirmiş. Bugün Eski Datça, geçmişi 19.yy.'a kadar giden taştan Rum evleri ve daracık taş sokaklarıyla şirin bir köy görünümünde. Modern ilçe ise eskinin iskelesinde, yani deniz kıyısında kurulu.



Gökova Körfezi
Gökova Körfezi, birbirinden güzel koyları ve eşsiz tarihi zenginlikleriyle Mavi Yolculuğun en önemli noktalarından biri. Gökova Körfezi, Muğla'ya 25 km. uzaklıkta. Körfezin manzarası, yeşil ve mavinin eşine az rastlanır güzellikteki birlikteliğini gözler önüne seriyor. Körfez, denizi ve kumu; çevresindeki çam ağaçları ile eşsiz güzelliğe sahip sayısız koydan oluşuyor. Bu özellikleriyle Mavi Yolculukların en gözde durakları arasında. Gökova'nın içindeki bir ada üzerinde kurulu antik Keramos şehri kalıntıları ünlü. Gökova'nın güneybatı ucunda, bir zamanların en büyük şehri ve antik çağın en büyük heykeltraşı Preksiteles'in vatanı olan Knidos'un kalıntıları yer alıyor. Bugün Knidos'a ancak deniz yoluyla ulaşılıyor; binlerce yıl öncesinde de olduğu gibi.





Kargı Koyu
Merkeze 4 kilometre uzaklıkta küçük ve şirin bir koy. İri taneli kumu, temiz denizi ve henüz tahrip edilmemiş çevresi ile sakin bir tatil geçirmek isteyenler için ideal bir yer. Kargı koyunda konaklayabilecek çok sayıda pansiyon ve lokanta var.
Tanrıların Tercihi "Tanrı, çok sevdiği kulunun uzun ömürlü olmasını isterse, onu Datça'ya gönderir"



Knidos
Knidos, Datça yarımadasının en batı ucundaki Reşadiye Burnu üzerinde bulunuyor. Karayolu ile Datça'ya 35 kilometre mesafede. Denizyoluyla ulaşım turizm sezonu boyunca gezi tekneleri ve yatlarla yapılıyor.

Halikarnassos'un Dor Hexapolis'den (Altı kent) çıkarılışından sonra karada kalan tek kent. Dor Hexapolis'in en kutsal yeri, Apollon tapınağı buradadır. Heredotos'a göre Knidos Sparta'dan gelen kolonistler tarafından kurulmuş. Ünlü coğrafya bilgini Strabon, Knidos kentinin teraslar üzerine kurulduğunu ve bir antik tiyatro gibi denizden Akropolis'e doğru yükseldiğini belirtir. Kazılarda açığa çıkarılan buluntularla yerleşimin M.Ö. 14. ve 13. yüzyıla kadar uzandığı sanılıyor. Kentin M.Ö. 7., 6. ve 5. yüzyıllardaki durumu oldukça parlakmış. M.Ö. 4. yüzyılda ekonomik, kültürel ve sanatsal alanlarda gelişme gösteren kente, bir de tıp okulu açılmış ve bilim alanında da kendini göstermiş. Diğer Anadolu kıyı kentleri gibi, Knidos da M.S. 7. yüzyılda Arapların istilasına uğramış ve daha sonra meydana gelen büyük depremler nedeniyle tümden yok olmuş. Eski Knidos kenti, Datça iskelesinin hemen yanında kuruluydu. Bölgenin Pers hakimiyetinde olduğu sıralarda Knidoslular Datça ilçesi yakınındaki kentlerinden ayrılarak, yarımadanın en uç noktasında yeni bir Knidos kenti kurmuşlar. Yeni Knidos'un kent planı hipodomik plan özellikleri taşıyor. Üç kapıya sahip olan kent surları iyi korunmuş. Ancak; kentin kuzeyindeki antik tiyatronun doğu kesimi tamamen yıkılmış. Antik tiyatro, 35 sıralı ve 2 diozomadan (Diazoma: Antik Tiyatrolarda oturma sıralarını ayıran gezinti ve geçiş yerleri) oluşuyor. Burada bulunan dikdörtgen biçimindeki tapınağın hangi döneme ait olduğu bilinmiyor. Tapınağın batısında ikinci bir odeon, güneyinde dorik bir stoa, yapıların biraz aşağısında Dionizinos tapınağı üzerinde kurulan kilise bulunuyor. Tarihin en önemli Astronom ve Matematikçilerden Eudoksos (M.Ö 4000) ve ünlü mimar Sostrato Knidosludur. Knidos kenti ünlü heykeltraş Praxitales'e ait Afrodit heykeli ile ünlü. Rodos devletinin kutsal yeri olan Apollon Tapınağı burada bulunuyordu.

 
kayalıkların olduğu fotoya bayıldım.şimdi orda olup yüğzmek,dalmak vardı offfffff of
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…