Çok yoruldum

Derya543

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
19 Mayıs 2022
133
34
24
Merhaba arkadaşlar, belli bi konum yok çünkü bu bunalımın içinde bi çok konu var. İçimden nasıl geliyorsa öyle yazıcam çünkü hangi birini yazıcağım konusunda kararsızım ve çok yorgunum. Ben 21 yaşındayım 4 aylık bi kızım var, çok ama çok aşık olarak evlendim onun için giyimimi, yaşam tarzımı değiştirdim asla evde oturucak bi kız değildim. Okulumu açıktan okumaya başladım yine onun için (bi erkek için okul açıktan falan okunmaz iyi olur sana hak etmişsin gibi yorumlar lütfen yapmayın bunun farkına vardıgım için çok büyük bi pişmanlık içindeyim ve cezasını çekiyorum zaten) ama aşk denilen şey körlükmüş aslında bi hastalık olarak görüyorum ben bunu artık, evlenince gözün açılıyor ama artık çok geç olmuş oluyor ilk problemim bu. Eşimin evlilik adına tek amacı Evi temizleyen, yemek yapan, çocugunu doğurup bakan, çamaşırını yıkayan kısacası arkasını toplayan biri olsun yani ben olmasam da bunları yapabilicek herhangi başka biri de olurmuş. Adamın her zor günümüzde yanımızda olan aileme bile tahammülü yok saygısız, sevgisiz bi insan, bunun için arama mesafe koyuyorum zaman zaman ama yeni bebeğimiz oldu ha deyince ayrılınmıyor da ve aynı evin içinde bi yere kadar konuşmadan oluyor bi süre sonra barısıp konuşsam da içimde hep bi nefret besliyorum ona bütün bu yaptıkları yüzünden. Ben deliler gibi aşıkken kendimin de o derece sevildiğini sanarak evlendim sonra da bunlarla yüzlestim beni suçlamadan lütfen kendinizi benim yerime koyun tanıyamamışım işte çok sevdim ve yanılmdım bu öyle büyük bi hayal kırıklığı ki hata yaptım evet cezasını da çekiyorum ama bu kadar ağır olmamalıydı bence. Annesini küçükken kaybetmiş, ama hiç aratmıyor kaynanayı biliyor musunuz, her yaptığıma bi yorum her yaptıgımı bi beğenmeme, çocuga bakışımi eleştirme, nerde o aşık olduğum adam o kadar farklı bambaşka biri ki bu hayal kırıklığını üzerimden atamadıgım gibi bütün gün onun eleştirilerini dinlemekle geçiyor, baya uzun oldu eve ama eşimden yana böyle dertliyim en büyük derdim de bu zaten sanırım. İkinciye gelirsek, bu annemin istemediği bi evlilikti biliyorum orada da hatalıyım dinlemeliydim onu, ama ne kadar çok sevdiğimi ve inandıgımı anlatmıştım şimdi okulumu bitirmeye çalışıyorum, annem beni affetti hep yanımda hep destekçi ama içten içe beni hiç affetmicek gibi geliyor bu psikolojiye kapıldım, hep kendimi anneme ispat etme çabası, okulu bir an önce bitirip onu mutlu etme çabası, sanki tek yolu buymuş gibi geliyor evet affetti ama affetmedi gibi geliyor, hep kendimi suçluyorum kafamın içinde bin tane keşke bütün gün dönüp duruyor katlanılcak gibi değil. Çevreye de kendimi ispat etme çabası içindeyim ( dost, akraba)artık çevrenin gözünde vasıfsız biriyim sanki, bi hata yaptım ve bitti ben artık bi işe yaramaz ömrunun sonuna kadar evde oturcak, hayatını maffetmiş biriyim, çünkü benden beklenti vardı okulu normal bi şekilde bitiricek diye bekliyorlardı, çevremde ne kadar insan varsa arkadaş, dost, akraba hepsi bende böyle bir algı yarattı. Ben artık işe yaramaz bi hata yapıp hayatını maffetmiş bir insanım, benden bişey olmaz. Çok yakın bir arkadaşım vardı o okula örgün şekilde devam ediyor. Ben evlendim diye beni satan bir arkadaş, böyle bi arkadaş olabilir mi? O da o gözle bakıyor ama onun için üzülmüyorum ne olursa olsun arkadaş dediğin insanın kötü gününde yanında olur o bi kayıp değil gerçek yüzünü gördüğüm için bi kazanç, ama kendi öz kardeşim kadar güvendigim biriydi ve bazen hâla düşününce böyle yaptıgına inanamayıp kalp kırıklığımı hatırlıyorum ona karşı. Annemi üzdügüm için kendimi affedemiyorum evet aradan zaman geçti affetti yanımda ama ben içten içe vicdan azabı çekip beni asla affetmedigini düşünüyorum ve bende kendimi affedemiyorum. Çünkü benden beklentisi büyüktü, hele bi de eşimin gerçek yüzünü gördükten sonra pişmanligim katlanıyor, sanki boğuluyorum. Bı de anneminde artık o dost akraba gibi düşündügünü düşünüp kahroluyorum, bu hiç bir zaman geçmiyor. İkinci büyük sıkıntım da bu Annem ve Çevre.
Bir diğeri de anksiyete, bilmiyorum tam olarak adı anksiyete mi ama araştirdigim kadarıyla öyle, kafamda çok ağır kötü senarolar yazıp kendimi üzüyorum ama bazen katlanılcak gibi değil, hiç hesapta yokken hayatım birden bu kadar değiştigi için de her an kötü bişey olucakmis gibi geliyor ama her an, bazen bi bakıyorum bı sıkıntı yok herşey yolundaysa iç sesim başlıyor senaryo yazmaya, herşey yolundaysa kesin kötü bişey olup bu bozulucak sanki beynim buna programlı bütün bunların yanında birde bu her an, her dakika, her saniye. Huzurlu uyku bile uyuyamıyorum, çok kötü kabuslar görüyorum hep huzursuzum. Bi yandan da okulumu bitirip, çocuguma düzgün bi şekilde bakıp, ev işlerine yetişip ha bir de eşimin eleştirilerine yetişmek zorundayım. Yani durumumu anlatabiliyomuyum. Beynimde dönüp duruyor bütün bu söylediklerim, bebeğimde huysuz bi bebek hiç uyku yok. Dayanamıyorum, beynimde bedenimde çok yorgun. Ve mutlu rolü yapmak zorundayım bunların üzerine mutlu rolü. Çünkü etrafımda fırsatçılar var ( eltim gibi) ve birde annemi üzmemek için agzımı açamıyorum, anneme anlatsam üzülür. Eşime anlatsam anlamaz ( zaten sorunun büyüğü o) ve en yakın arkadaşım artık yok. İçimde o kadar çok şey birikti ki biri sanki her saniye bogazımı sıkıyor. Psikoloğa gitmek istiyorum ama kimseye bişey diyemiyorum, bununda ansiyetenin bir sonucu olduğunu düşünüyorum içimdeki korku ne kadar büyürse dısarıya iyi görünme çabası o kadar büyüyor gibi, beni yapayalnız hissettirmek için böyle oluyor sanki. Kimseye anlatamazsın diyor sanki içimde bi ses. O yüzden buraya yazdım başka bişey gelmedi aklıma, eşim biraz anlayışlı derdime ortak olucak arkadaş gibi biri olsaydı o kadar farklı olurdu ki herşey, ama o bana kaynanalık yapmakla meşgul. Biliyorum destan gibi oldu ama gerçekten mantıklı önerisi olan veya psikolojiden biraz anlayan varsa onlar yorumlayabilir mi?
 
Merhaba arkadaşlar, belli bi konum yok çünkü bu bunalımın içinde bi çok konu var. İçimden nasıl geliyorsa öyle yazıcam çünkü hangi birini yazıcağım konusunda kararsızım ve çok yorgunum. Ben 21 yaşındayım 4 aylık bi kızım var, çok ama çok aşık olarak evlendim onun için giyimimi, yaşam tarzımı değiştirdim asla evde oturucak bi kız değildim. Okulumu açıktan okumaya başladım yine onun için (bi erkek için okul açıktan falan okunmaz iyi olur sana hak etmişsin gibi yorumlar lütfen yapmayın bunun farkına vardıgım için çok büyük bi pişmanlık içindeyim ve cezasını çekiyorum zaten) ama aşk denilen şey körlükmüş aslında bi hastalık olarak görüyorum ben bunu artık, evlenince gözün açılıyor ama artık çok geç olmuş oluyor ilk problemim bu. Eşimin evlilik adına tek amacı Evi temizleyen, yemek yapan, çocugunu doğurup bakan, çamaşırını yıkayan kısacası arkasını toplayan biri olsun yani ben olmasam da bunları yapabilicek herhangi başka biri de olurmuş. Adamın her zor günümüzde yanımızda olan aileme bile tahammülü yok saygısız, sevgisiz bi insan, bunun için arama mesafe koyuyorum zaman zaman ama yeni bebeğimiz oldu ha deyince ayrılınmıyor da ve aynı evin içinde bi yere kadar konuşmadan oluyor bi süre sonra barısıp konuşsam da içimde hep bi nefret besliyorum ona bütün bu yaptıkları yüzünden. Ben deliler gibi aşıkken kendimin de o derece sevildiğini sanarak evlendim sonra da bunlarla yüzlestim beni suçlamadan lütfen kendinizi benim yerime koyun tanıyamamışım işte çok sevdim ve yanılmdım bu öyle büyük bi hayal kırıklığı ki hata yaptım evet cezasını da çekiyorum ama bu kadar ağır olmamalıydı bence. Annesini küçükken kaybetmiş, ama hiç aratmıyor kaynanayı biliyor musunuz, her yaptığıma bi yorum her yaptıgımı bi beğenmeme, çocuga bakışımi eleştirme, nerde o aşık olduğum adam o kadar farklı bambaşka biri ki bu hayal kırıklığını üzerimden atamadıgım gibi bütün gün onun eleştirilerini dinlemekle geçiyor, baya uzun oldu eve ama eşimden yana böyle dertliyim en büyük derdim de bu zaten sanırım. İkinciye gelirsek, bu annemin istemediği bi evlilikti biliyorum orada da hatalıyım dinlemeliydim onu, ama ne kadar çok sevdiğimi ve inandıgımı anlatmıştım şimdi okulumu bitirmeye çalışıyorum, annem beni affetti hep yanımda hep destekçi ama içten içe beni hiç affetmicek gibi geliyor bu psikolojiye kapıldım, hep kendimi anneme ispat etme çabası, okulu bir an önce bitirip onu mutlu etme çabası, sanki tek yolu buymuş gibi geliyor evet affetti ama affetmedi gibi geliyor, hep kendimi suçluyorum kafamın içinde bin tane keşke bütün gün dönüp duruyor katlanılcak gibi değil. Çevreye de kendimi ispat etme çabası içindeyim ( dost, akraba)artık çevrenin gözünde vasıfsız biriyim sanki, bi hata yaptım ve bitti ben artık bi işe yaramaz ömrunun sonuna kadar evde oturcak, hayatını maffetmiş biriyim, çünkü benden beklenti vardı okulu normal bi şekilde bitiricek diye bekliyorlardı, çevremde ne kadar insan varsa arkadaş, dost, akraba hepsi bende böyle bir algı yarattı. Ben artık işe yaramaz bi hata yapıp hayatını maffetmiş bir insanım, benden bişey olmaz. Çok yakın bir arkadaşım vardı o okula örgün şekilde devam ediyor. Ben evlendim diye beni satan bir arkadaş, böyle bi arkadaş olabilir mi? O da o gözle bakıyor ama onun için üzülmüyorum ne olursa olsun arkadaş dediğin insanın kötü gününde yanında olur o bi kayıp değil gerçek yüzünü gördüğüm için bi kazanç, ama kendi öz kardeşim kadar güvendigim biriydi ve bazen hâla düşününce böyle yaptıgına inanamayıp kalp kırıklığımı hatırlıyorum ona karşı. Annemi üzdügüm için kendimi affedemiyorum evet aradan zaman geçti affetti yanımda ama ben içten içe vicdan azabı çekip beni asla affetmedigini düşünüyorum ve bende kendimi affedemiyorum. Çünkü benden beklentisi büyüktü, hele bi de eşimin gerçek yüzünü gördükten sonra pişmanligim katlanıyor, sanki boğuluyorum. Bı de anneminde artık o dost akraba gibi düşündügünü düşünüp kahroluyorum, bu hiç bir zaman geçmiyor. İkinci büyük sıkıntım da bu Annem ve Çevre.
Bir diğeri de anksiyete, bilmiyorum tam olarak adı anksiyete mi ama araştirdigim kadarıyla öyle, kafamda çok ağır kötü senarolar yazıp kendimi üzüyorum ama bazen katlanılcak gibi değil, hiç hesapta yokken hayatım birden bu kadar değiştigi için de her an kötü bişey olucakmis gibi geliyor ama her an, bazen bi bakıyorum bı sıkıntı yok herşey yolundaysa iç sesim başlıyor senaryo yazmaya, herşey yolundaysa kesin kötü bişey olup bu bozulucak sanki beynim buna programlı bütün bunların yanında birde bu her an, her dakika, her saniye. Huzurlu uyku bile uyuyamıyorum, çok kötü kabuslar görüyorum hep huzursuzum. Bi yandan da okulumu bitirip, çocuguma düzgün bi şekilde bakıp, ev işlerine yetişip ha bir de eşimin eleştirilerine yetişmek zorundayım. Yani durumumu anlatabiliyomuyum. Beynimde dönüp duruyor bütün bu söylediklerim, bebeğimde huysuz bi bebek hiç uyku yok. Dayanamıyorum, beynimde bedenimde çok yorgun. Ve mutlu rolü yapmak zorundayım bunların üzerine mutlu rolü. Çünkü etrafımda fırsatçılar var ( eltim gibi) ve birde annemi üzmemek için agzımı açamıyorum, anneme anlatsam üzülür. Eşime anlatsam anlamaz ( zaten sorunun büyüğü o) ve en yakın arkadaşım artık yok. İçimde o kadar çok şey birikti ki biri sanki her saniye bogazımı sıkıyor. Psikoloğa gitmek istiyorum ama kimseye bişey diyemiyorum, bununda ansiyetenin bir sonucu olduğunu düşünüyorum içimdeki korku ne kadar büyürse dısarıya iyi görünme çabası o kadar büyüyor gibi, beni yapayalnız hissettirmek için böyle oluyor sanki. Kimseye anlatamazsın diyor sanki içimde bi ses. O yüzden buraya yazdım başka bişey gelmedi aklıma, eşim biraz anlayışlı derdime ortak olucak arkadaş gibi biri olsaydı o kadar farklı olurdu ki herşey, ama o bana kaynanalık yapmakla meşgul. Biliyorum destan gibi oldu ama gerçekten mantıklı önerisi olan veya psikolojiden biraz anlayan varsa onlar yorumlayabilir mi?

Daha yaşınız çok küçük okulumuzu okuyun bir şekilde kpss girip memur olun. Kendi ayaklarınızın üzerinde durmalısınız

anneler evlatlarına küsmez üzülür sadece
 
Yani sonuna kadar okuyamadım ama çok genç yaşta evlenmişsin kuzum ya yaşın yirmi bir en güzel yıllarına yazık etmişsin bir de gerçekten anne sözü dinlemeyince gerçekten insan pişman oluyor Rabbim yardim etsin ne diyeyim ki
 
Açıkçası yazdıklarınızın hepsini okuyamadım. Fakat örgün ya da açıktan okumak pek önemli değil bence önemli olan ne okuduğunuz, bunun için kendinizi üzmeyin
 
Psikolog değilim ama anksiyete rahatsızlığı olan biri olarak şunu söyleyebilirim mutlaka destek alın. Olmuyor diğer türlüsü. Siz destek alın,aldığınız psikolojik desteği de farklı metodlarla destekleyin. Annenize çevrenize takılmayın,çevrenizi mutlu etmek için kendinizi mutsuzluğa mahkum ediyorsunuz diyeceğim ama yaşadığınız anksiyete her türlü yanlış düşünmeye ve senaryoya itebiliyor insanı.

Bence destek almadan hiçbir konuda hiçbir şey yapmayın. Çünkü aile,eş,çevre olarak sizi zorlayan çok. Destek almadan savaşmanız zor olabilir özgüveniniz zedelenmiş bile.

Anksiyete tanısı var mı kendi tahmininiz mi?
 
Evlenince insanın gözü açılıyor demişsin de açılmamış ki açılsa çocuk yapmazdın. Hadi bi basiretin bağlandı evlendin anladım da çocuk niye yani? O arkadaş kısmını tam anlayamadım evlendin dige bir anda görüşmeyi mi kesti senle?
Çocuğun olduğu sıralar bu kadar değildi sonradan daha kötü oldu. Evet arkadaşta görüşmeyi kesti.
 
Öncelikle bence eşinizle bunları konuşun. Onun dışında açıktan okumanıza fazla takılmayın olan olmuş kendinizi geliştirmeye bakın fazla takılmayın okulu bitirip bir işe girmeye çalışın
 
Öncelikle yaşadığınız ruhsal sıkıntılar için ertelemeden hemen doktora gidin .
Neden çocuk yaptın neden erken yaşta evlendın demeyeceğim cünkü olan olmuş .
Yaşın daha cok genç . Önünde kocaman bir hayat var . Olduğun gibi görünmeni rol yapmamanı onerıırm çünkü bu seni gerçekten cok yorar .
Okulunu bitir , mesleğini eline al .
Bebeğinde daha küçük büyüdükçe uykusu düzene girer .
Seni sevmeyen herkesi ya da sana yanlış yapanları cezalandırmanın en ıyı yolu , başarıdır .
Başarırsanız sızı sevmeyen herkes üzülür .
Hırs yapın bunu iyi yönde kulllanın .
Daha sonra eşinizle ilgili ne yapacağınıza karar verırsın .
 
Yaşın o kadar küçük ki bide çocuk yapmışsın böyle bir adama. Bir kere neden bir adam için kendini değiştirmeye kalkıyorsun? Hiçbir hükmü yok ki bunu yapmanın bende yaptım ne oldu adam bana öldü mü sanki kapımda köpek mi oldu? Hayır olmadı ve zaman geçip tecrübe edindikçe anladım ki bir adam için fedakarlık yapmayacaksın. Ailende istememiş zaten emin ol anne babalık nasıl bir duygu bilmiyorum ama her hissettikleri bu kadar nokta atışı olamaz. Çok şükür ben ailemi dinledim evlenmedim ve evet evlenseydim hayatım mahvolacaktı. Ay o kocanıda Allah kahretsin inşallah ne diyim. Umarım okulunu okuyup bitirip çocuğunla kendine güzel bir hayat kurarsın ama bu adamı boşaman lazım bu ne böyle kendine köle arıyorsa parayla tutsun pislik.
 
Yasin çok küçük..... Omuzlarına ağır geliyor çok normal.. ama yazıs tarzın dil bilgin bence iyi okulunu bitirir iyi yerlere gelirsin kocana kulak asma. Annelerimiz bizi hep affediyor öyle düşünme. Kötü şeyler düşünme kötü şeyler yaşarsın iyi düşün iyi olsun. Bebeğin var bak sen geliseceksin ki iyi olacaksın ki oda iyi olsun ikinci çocuğu kesinkes yapma ve hep iyiye odaklan
 
Psikolog değilim ama anksiyete rahatsızlığı olan biri olarak şunu söyleyebilirim mutlaka destek alın. Olmuyor diğer türlüsü. Siz destek alın,aldığınız psikolojik desteği de farklı metodlarla destekleyin. Annenize çevrenize takılmayın,çevrenizi mutlu etmek için kendinizi mutsuzluğa mahkum ediyorsunuz diyeceğim ama yaşadığınız anksiyete her türlü yanlış düşünmeye ve senaryoya itebiliyor insanı.

Bence destek almadan hiçbir konuda hiçbir şey yapmayın. Çünkü aile,eş,çevre olarak sizi zorlayan çok. Destek almadan savaşmanız zor olabilir özgüveniniz zedelenmiş bile.

Anksiyete tanısı var mı kendi tahmininiz mi?
Kendi tahminim çünkü psikoloğa gitme şansım pek yok, internetten araştırdığım kadarıyla öyle olduğunu düşünüyorum. Sansım yok derken eşimin falan yorumlarıyla tepkileriyle ugraşmak istemiyorum. Ama imkanım olsa bi dakika durmam çünkü boğuluyorum artık boguyorlar sanki.
 
Kendi tahminim çünkü psikoloğa gitme şansım pek yok, internetten araştırdığım kadarıyla öyle olduğunu düşünüyorum. Sansım yok derken eşimin falan yorumlarıyla tepkileriyle ugraşmak istemiyorum. Ama imkanım olsa bi dakika durmam çünkü boğuluyorum artık boguyorlar sanki.
Psikoloğa düzenli gittiğin takdirde inan kulak asmamayı öğrenirsin. Lütfen git. Duyma tıka kulağını. Kendi sağlığın için yap bunu.
 
Yani ayrıl demiyorum kuzum benim yanlış anlama. Ama erkekler kaybetme korkusu istiyor sanki çok saçma ama böyle sanki. Yaşın daha çok küçük kıyamam annen affetmistir anneler kin tutmaz evladına. O konuda düşünme. Ve hiç kimsem yok deme bak burda bir sürü ablan var. Bende dinlerim burdan yazabilirsin.
 
Merhaba arkadaşlar, belli bi konum yok çünkü bu bunalımın içinde bi çok konu var. İçimden nasıl geliyorsa öyle yazıcam çünkü hangi birini yazıcağım konusunda kararsızım ve çok yorgunum. Ben 21 yaşındayım 4 aylık bi kızım var, çok ama çok aşık olarak evlendim onun için giyimimi, yaşam tarzımı değiştirdim asla evde oturucak bi kız değildim. Okulumu açıktan okumaya başladım yine onun için (bi erkek için okul açıktan falan okunmaz iyi olur sana hak etmişsin gibi yorumlar lütfen yapmayın bunun farkına vardıgım için çok büyük bi pişmanlık içindeyim ve cezasını çekiyorum zaten) ama aşk denilen şey körlükmüş aslında bi hastalık olarak görüyorum ben bunu artık, evlenince gözün açılıyor ama artık çok geç olmuş oluyor ilk problemim bu. Eşimin evlilik adına tek amacı Evi temizleyen, yemek yapan, çocugunu doğurup bakan, çamaşırını yıkayan kısacası arkasını toplayan biri olsun yani ben olmasam da bunları yapabilicek herhangi başka biri de olurmuş. Adamın her zor günümüzde yanımızda olan aileme bile tahammülü yok saygısız, sevgisiz bi insan, bunun için arama mesafe koyuyorum zaman zaman ama yeni bebeğimiz oldu ha deyince ayrılınmıyor da ve aynı evin içinde bi yere kadar konuşmadan oluyor bi süre sonra barısıp konuşsam da içimde hep bi nefret besliyorum ona bütün bu yaptıkları yüzünden. Ben deliler gibi aşıkken kendimin de o derece sevildiğini sanarak evlendim sonra da bunlarla yüzlestim beni suçlamadan lütfen kendinizi benim yerime koyun tanıyamamışım işte çok sevdim ve yanılmdım bu öyle büyük bi hayal kırıklığı ki hata yaptım evet cezasını da çekiyorum ama bu kadar ağır olmamalıydı bence. Annesini küçükken kaybetmiş, ama hiç aratmıyor kaynanayı biliyor musunuz, her yaptığıma bi yorum her yaptıgımı bi beğenmeme, çocuga bakışımi eleştirme, nerde o aşık olduğum adam o kadar farklı bambaşka biri ki bu hayal kırıklığını üzerimden atamadıgım gibi bütün gün onun eleştirilerini dinlemekle geçiyor, baya uzun oldu eve ama eşimden yana böyle dertliyim en büyük derdim de bu zaten sanırım. İkinciye gelirsek, bu annemin istemediği bi evlilikti biliyorum orada da hatalıyım dinlemeliydim onu, ama ne kadar çok sevdiğimi ve inandıgımı anlatmıştım şimdi okulumu bitirmeye çalışıyorum, annem beni affetti hep yanımda hep destekçi ama içten içe beni hiç affetmicek gibi geliyor bu psikolojiye kapıldım, hep kendimi anneme ispat etme çabası, okulu bir an önce bitirip onu mutlu etme çabası, sanki tek yolu buymuş gibi geliyor evet affetti ama affetmedi gibi geliyor, hep kendimi suçluyorum kafamın içinde bin tane keşke bütün gün dönüp duruyor katlanılcak gibi değil. Çevreye de kendimi ispat etme çabası içindeyim ( dost, akraba)artık çevrenin gözünde vasıfsız biriyim sanki, bi hata yaptım ve bitti ben artık bi işe yaramaz ömrunun sonuna kadar evde oturcak, hayatını maffetmiş biriyim, çünkü benden beklenti vardı okulu normal bi şekilde bitiricek diye bekliyorlardı, çevremde ne kadar insan varsa arkadaş, dost, akraba hepsi bende böyle bir algı yarattı. Ben artık işe yaramaz bi hata yapıp hayatını maffetmiş bir insanım, benden bişey olmaz. Çok yakın bir arkadaşım vardı o okula örgün şekilde devam ediyor. Ben evlendim diye beni satan bir arkadaş, böyle bi arkadaş olabilir mi? O da o gözle bakıyor ama onun için üzülmüyorum ne olursa olsun arkadaş dediğin insanın kötü gününde yanında olur o bi kayıp değil gerçek yüzünü gördüğüm için bi kazanç, ama kendi öz kardeşim kadar güvendigim biriydi ve bazen hâla düşününce böyle yaptıgına inanamayıp kalp kırıklığımı hatırlıyorum ona karşı. Annemi üzdügüm için kendimi affedemiyorum evet aradan zaman geçti affetti yanımda ama ben içten içe vicdan azabı çekip beni asla affetmedigini düşünüyorum ve bende kendimi affedemiyorum. Çünkü benden beklentisi büyüktü, hele bi de eşimin gerçek yüzünü gördükten sonra pişmanligim katlanıyor, sanki boğuluyorum. Bı de anneminde artık o dost akraba gibi düşündügünü düşünüp kahroluyorum, bu hiç bir zaman geçmiyor. İkinci büyük sıkıntım da bu Annem ve Çevre.
Bir diğeri de anksiyete, bilmiyorum tam olarak adı anksiyete mi ama araştirdigim kadarıyla öyle, kafamda çok ağır kötü senarolar yazıp kendimi üzüyorum ama bazen katlanılcak gibi değil, hiç hesapta yokken hayatım birden bu kadar değiştigi için de her an kötü bişey olucakmis gibi geliyor ama her an, bazen bi bakıyorum bı sıkıntı yok herşey yolundaysa iç sesim başlıyor senaryo yazmaya, herşey yolundaysa kesin kötü bişey olup bu bozulucak sanki beynim buna programlı bütün bunların yanında birde bu her an, her dakika, her saniye. Huzurlu uyku bile uyuyamıyorum, çok kötü kabuslar görüyorum hep huzursuzum. Bi yandan da okulumu bitirip, çocuguma düzgün bi şekilde bakıp, ev işlerine yetişip ha bir de eşimin eleştirilerine yetişmek zorundayım. Yani durumumu anlatabiliyomuyum. Beynimde dönüp duruyor bütün bu söylediklerim, bebeğimde huysuz bi bebek hiç uyku yok. Dayanamıyorum, beynimde bedenimde çok yorgun. Ve mutlu rolü yapmak zorundayım bunların üzerine mutlu rolü. Çünkü etrafımda fırsatçılar var ( eltim gibi) ve birde annemi üzmemek için agzımı açamıyorum, anneme anlatsam üzülür. Eşime anlatsam anlamaz ( zaten sorunun büyüğü o) ve en yakın arkadaşım artık yok. İçimde o kadar çok şey birikti ki biri sanki her saniye bogazımı sıkıyor. Psikoloğa gitmek istiyorum ama kimseye bişey diyemiyorum, bununda ansiyetenin bir sonucu olduğunu düşünüyorum içimdeki korku ne kadar büyürse dısarıya iyi görünme çabası o kadar büyüyor gibi, beni yapayalnız hissettirmek için böyle oluyor sanki. Kimseye anlatamazsın diyor sanki içimde bi ses. O yüzden buraya yazdım başka bişey gelmedi aklıma, eşim biraz anlayışlı derdime ortak olucak arkadaş gibi biri olsaydı o kadar farklı olurdu ki herşey, ama o bana kaynanalık yapmakla meşgul. Biliyorum destan gibi oldu ama gerçekten mantıklı önerisi olan veya psikolojiden biraz anlayan varsa onlar yorumlayabilir mi?
Hepsini okuyamadım ama şunu diyeyim herkes hata yapar,çok gençsin birşey kaybetmiş mahfetmiş değilsin.Önce sakin ol.Bir uzmandan destek al kimseye ne annene ne eşine söyleme.psikolojini düzelt önce.okulunu bitir bir işe girersin,herşey yavaş yavaş oturur.Anneni hayal krıklıgına uğratmadın kendi hayatına odaklan
 
X