çocukluğumu özledim yaptığım muzurlukları doyasıya kartopu oynadığım o günleri,oynarken yorulmadığım,acıktığımı hissetmediğim,o günleri boyumuzdan büyük kardan adamlar yaparken yorulmayı,ıslanmayı,üşümeyi ama vazgeçmeden saatlerce karda oynamayı özledim......ablamla evcilik oynamayı ve onunla annemin eşyalarını kullanmayı nebilim annemin rujunu sürüp kocaman ayakkabısını giyip parfümünü sıkmayı saatlerce o şekilde evin içinde gezmeyi oynamayı ..... babamla kahvaltıda yaptığım o yumurta tokuşturmalarını her seferinde babamın hile yapmasını yenilenin yumurtasını kaybetmesini.babamın kıyamayıp yumurtaları bize tekrar vermesi ahhh bide gurur yapmıyomuyduk.....sokakta arkadışlarımla ip atladığım,top oynadığım o günleri özledim....arkadaşımı kandırıp ayakkabı boyası yedirdiğim o günleri özledim(allahtan kıza birşey olmadı yoksa vicdan azabı çekerdim o da baya safmış be kardeşim ayakkabı boyası yenirmi hi .. )babamın bize aldığı o peluş el kuklalarıya oynamak,ve yine bize aldığı o pilli havlayan ve koşan kahve rengi minik köpeklerle oynamayı,şuan babamın her akşam aldığı fıstıklı çikolataları değilde çocukken hep aldığı bolibonları özledim yine onun aldığı barbi bebekleri ah bide ben bebeklerimi iyice sarıp sarmalayıp gece onlarla yatıyordum beee neler yapmışım benn yaaa... aslında biz büyüdükçe bizi mutlu eden şeyerde büyüyor o zaman babamın gönlümü aldığı beni mutlu ettiği barbi bebek şimdilerde ise yerini bir başka şeye bıraktı