- 16 Ağustos 2010
- 292.866
- 602.471
- 43
Uzmanlar, çocuğa sürekli komut vererek onu derse yönlendirmeye çalışmak yerine, ders çalışmasına engel bir durum olup olmadığını araştırmanın daha etkili bir yol olduğunu vurguluyor
Çocuklarının başarılı bir eğitim dönemi geçirmesini isteyen birçok anne-baba, ders çalışmaları için onlara sürekli baskı yapıyor. Ancak uzmanlar, farklı nedenlerle ders çalışmayan çocuklar üzerinde "ders çalış" diyerek baskı kurmanın çok da faydası olmadığını belirtiyor. Uzmanlar, çocuğa sürekli komut vererek onu derse yönlendirmeye çalışmak yerine, ders çalışmasına engel bir durum olup olmadığını araştırmanın daha etkili bir yol olduğunu vurguluyor.
Bu alanda önemli çalışmaları olan Dr. Sabri Yurdakul, çocukları ders çalışma konusunda istekli olmayan anne-babalara bazı uyarılarda bulundu. Çocuklara "ders çalış" demenin etkili bir yöntem olmadığını belirten Yurdakul, "Aileler, 'Demesi kolay. Çalış demezsek çalışmıyor' diyecek ama aslında 'çalış' deyince de çocuklar çalışmıyor. Kendi hallerine mi bırakacağız? Tabii ki hayır. Önemli olan bir yolunu bulup onları çalıştırabilmek" dedi.
"ÇOCUKLAR 'ÇALIŞ' DEMEYLE ÇALIŞMAZLAR"
Çalışkan ve motive öğrencilerin "çalış" sözüne ihtiyacı olmadığını vurgulayan Psikiyatrist Yurdakul, "Onları bir kenara bırakıyorum. Çünkü onlar 'çalış' demeseniz de çalışacakları gibi 'hadi bırak' deseniz de dersin başından ayrılmayabiliyorlar. Bizim için asıl önemlisi dersin başında oturamayan, ders çalışamayan öğrencilerimiz. Dersin başına oturmadıkları gibi telefon, bilgisayar ellerinden düşmüyor. Hadi bilgisayarı yasakladık diyelim, telefonu ellerinden düşürmüyorlar. Bu çocuklar genel olarak sıkılan çocuklar. Dersin başında oturamayan, çabuk sıkılan, dikkati çabuk dağılan, ders çalışma isteği olmayan çocuklar" ifadelerini kullandı.
"ONLARI ANLAMAYA ÇALIŞMALIYIZ"
"Tembel öğrenci yoktur, ders çalışamayan öğrenci vardır" diyen Yurdukul, şöyle devam etti:
"Yapılması gereken iş öncelikle ders çalışmalarına engel bir durum olup olmadığını araştırmaktır. Dikkat sorunu mu var? Moralleri mi bozuk? Bize tepki olarak mı çalışmıyorlar? Bunu bulalım. Gerekirse bir psikolog ya da psikiyatriste başvurup dikkat testi yaptıralım. Dikkat eksikliği varsa bunun düzelmesini sağlayalım. 'Git ders çalış' demek yerine çalışacağımız bir konuyu ya da okuyacağımız bir kitabı yanımıza alıp onun yanına oturalım. Bizi görünce derse daha çok motive olacaklardır. Üniversite öğrencisi bir ağabey ya da abla bulup onunla ders çalıştıralım. Kendinden büyük biriyle daha güzel çalışabiliyorlar."
Uzun süreli ders çalışan çocukların sıkıldıkça ara vermelerine de izin verilmesi gerektiğinin altını çizen Psikiyatrist Dr. Sabri Yurdakul, "Yapabildiğimiz kadar derslerine engel olmayacak düzeyde sporunu destekleyelim. Spor yaptıklarında enerjilerini atıp dersin başına oturmaları daha kolay olacaktır. Bütün bunları yapın, yine çalışmıyorsa kızmayın, çok üzerine gitmeyin. İmkanınız varsa etüde gönderin, orada öğretmenlerin nezaretinde, arkadaşları ile birlikte dersini bitirip eve öyle gelsin" önerilerinde bulundu.
Kaynak:İHA
Çocuklarının başarılı bir eğitim dönemi geçirmesini isteyen birçok anne-baba, ders çalışmaları için onlara sürekli baskı yapıyor. Ancak uzmanlar, farklı nedenlerle ders çalışmayan çocuklar üzerinde "ders çalış" diyerek baskı kurmanın çok da faydası olmadığını belirtiyor. Uzmanlar, çocuğa sürekli komut vererek onu derse yönlendirmeye çalışmak yerine, ders çalışmasına engel bir durum olup olmadığını araştırmanın daha etkili bir yol olduğunu vurguluyor.
Bu alanda önemli çalışmaları olan Dr. Sabri Yurdakul, çocukları ders çalışma konusunda istekli olmayan anne-babalara bazı uyarılarda bulundu. Çocuklara "ders çalış" demenin etkili bir yöntem olmadığını belirten Yurdakul, "Aileler, 'Demesi kolay. Çalış demezsek çalışmıyor' diyecek ama aslında 'çalış' deyince de çocuklar çalışmıyor. Kendi hallerine mi bırakacağız? Tabii ki hayır. Önemli olan bir yolunu bulup onları çalıştırabilmek" dedi.
"ÇOCUKLAR 'ÇALIŞ' DEMEYLE ÇALIŞMAZLAR"
Çalışkan ve motive öğrencilerin "çalış" sözüne ihtiyacı olmadığını vurgulayan Psikiyatrist Yurdakul, "Onları bir kenara bırakıyorum. Çünkü onlar 'çalış' demeseniz de çalışacakları gibi 'hadi bırak' deseniz de dersin başından ayrılmayabiliyorlar. Bizim için asıl önemlisi dersin başında oturamayan, ders çalışamayan öğrencilerimiz. Dersin başına oturmadıkları gibi telefon, bilgisayar ellerinden düşmüyor. Hadi bilgisayarı yasakladık diyelim, telefonu ellerinden düşürmüyorlar. Bu çocuklar genel olarak sıkılan çocuklar. Dersin başında oturamayan, çabuk sıkılan, dikkati çabuk dağılan, ders çalışma isteği olmayan çocuklar" ifadelerini kullandı.
"ONLARI ANLAMAYA ÇALIŞMALIYIZ"
"Tembel öğrenci yoktur, ders çalışamayan öğrenci vardır" diyen Yurdukul, şöyle devam etti:
"Yapılması gereken iş öncelikle ders çalışmalarına engel bir durum olup olmadığını araştırmaktır. Dikkat sorunu mu var? Moralleri mi bozuk? Bize tepki olarak mı çalışmıyorlar? Bunu bulalım. Gerekirse bir psikolog ya da psikiyatriste başvurup dikkat testi yaptıralım. Dikkat eksikliği varsa bunun düzelmesini sağlayalım. 'Git ders çalış' demek yerine çalışacağımız bir konuyu ya da okuyacağımız bir kitabı yanımıza alıp onun yanına oturalım. Bizi görünce derse daha çok motive olacaklardır. Üniversite öğrencisi bir ağabey ya da abla bulup onunla ders çalıştıralım. Kendinden büyük biriyle daha güzel çalışabiliyorlar."
Uzun süreli ders çalışan çocukların sıkıldıkça ara vermelerine de izin verilmesi gerektiğinin altını çizen Psikiyatrist Dr. Sabri Yurdakul, "Yapabildiğimiz kadar derslerine engel olmayacak düzeyde sporunu destekleyelim. Spor yaptıklarında enerjilerini atıp dersin başına oturmaları daha kolay olacaktır. Bütün bunları yapın, yine çalışmıyorsa kızmayın, çok üzerine gitmeyin. İmkanınız varsa etüde gönderin, orada öğretmenlerin nezaretinde, arkadaşları ile birlikte dersini bitirip eve öyle gelsin" önerilerinde bulundu.
Kaynak:İHA