- 3 Aralık 2006
- 3.073
- 132
- 63
Balıklı Rum Hastanesi Klinik Direktörü Prof. Dr. Mansur Beyazyürek; çocukların internet kullanımıyla ilgili soruları yanıtladı:
* Sizce aileler arasında bilgisayar bağımlılığı bir fobi olabilir mi? Fobiye de dönüşse dikkatli olmak durumundalar. Aileler 10 yaşından önce çocuklarını bilgisayar başına oturtmasınlar. Çocuğunuzun bilgisayar başında geçirdiği süreyi, okuldaki durumunu, arkadaşlarını, arkadaşlarıyla ilişkilerini, evin dışında geçirdiği sürede bilgisayarın ne kadar yer aldığını ve sosyal olaylarla ne kadar ilgilendiğini mutlaka gözleyin. Eğer bunlardan uzaklaşıyorsa, arkadaş ilişkilerinden kopmuşsa ve bunların üzerine bilgisayarı koymuşsa; hiç vakit geçirmeden bir profesyonele danışın! Çocuklar için bilgisayar çok ciddi bir tehdit oluşturuyor. Özellikle çocuklar ortaokuldan önce bilgisayar başına kesinlikle oturtulmamalı. Çünkü insanı insan yapan en önemli özellik soyut düşüncedir ve bu yetenek dokuz yaşına kadar şekillenir. Soyut düşüncenin henüz tamamlanmadığı bir dönemde çocuğun önüne bilgisayar gibi bambaşka bir dünya koyduğunuz takdirde yeteneği gelişemez ve robotlaşır. En azından 8-9 yaşına kadar aileler bu konuda dikkatli davranmalı. Anne ve babanın, 'ne güzel, çocuğum bilgisayar kullanıyor' sevinci de hiç anlamlı değil. Zira akıl hastalıklarının büyük bölümü soyut düşüncenin bozulmasıyla başlıyor!
EV KADINLARI TEHLİKEDE
* Sizin kliniğinize daha çok kimler başvurdu? Kimler risk altında? İnternet bağımlılığı kliniği yaklaşık bir yıl önce açıldı. Bugüne kadar 200'ün üzerinde internetle sorunu olan insana yardımcı olmaya çalıştık. İnternet bağımlığı en çok gençler ve erkeklerde; özellikle de 18-35 yaş arası erkeklerde daha fazla görülüyor. Bizim hastalarımızın da yüzde 70'ini bu grup oluşturdu. Ancak bilmediğimiz ve bize yansımayan çok ciddi bir grup olduğunu da tahmin ediyoruz. Kadınlara da dikkat! Ev kadınları da yavaş yavaş bu işin içine giriyor. Gençlerde bu durum daha tehlikeli. Kişilik ve ruhsal yapısının olgunlaşmaya, değişmeye ve şekillenmeye başladığı bir dönemde sanal alemle bu kadar sıkı fıkı olmaları, gençlerde gelecekte çok ciddi ruhsal sorunlara yol açabiliyor. Özellikle aile ilişkileri bozuk olan erkekler de interneti bir kaçış yolu olarak görüyor. Eğer başvuran çocuksa, daha çok okul problemleri ön plana çıkıyor. Ergenlik döneminde; kimlik bunalımı, sosyal fobi ve normal hayata uyum sağlayamamaktan dolayı sanal dünyaya yöneliş görülüyor. Erişkinlerde ise daha çok evlilik sorunları bilgisayara yöneltiyor.
BİRDEN YASAKLAMIYORUZ
* İnternet bağımlılığında da; bir alkoliğin içmeden duramaması gibi belirtiler görülüyor mu? İnternet bağımlıları da, internetten uzak kaldıklarında diğer bağımlılıları aratmıyorlar; endişe, titreme, terleme, huzursuzluk ve paranoid belirtiler onlarda da görülebiliyor. Ancak internet bağımlığının tedavisi madde bağımlılığına göre farklılık gösteriyor. İnternetin başında uzun süre kalanlarda en çok kaygı bozuklukları ve depresyon görülüyor. Sonuçta insanın bedensel ve sosyal yönü kadar bir de psikolojik yapısı var. O psikolojik yapının beslenmesi lazım. Ama sanal bir ortamın bunu beslemesi mümkün değil!
* Nasıl tedavi ediyorsunuz? Diğer bağımlılar gibi ele alıyoruz. Önce hangi sitelere girdikleri ve burada ne kadar saat geçirdiklerini tespit ediyoruz. Daha sonra internette kalma sürelerini yavaş yavaş azaltıyoruz. Eğer bir psikolojik sorun yaşıyorsa yanına ilaç tedavisi de ekliyoruz.
* Sizce aileler arasında bilgisayar bağımlılığı bir fobi olabilir mi? Fobiye de dönüşse dikkatli olmak durumundalar. Aileler 10 yaşından önce çocuklarını bilgisayar başına oturtmasınlar. Çocuğunuzun bilgisayar başında geçirdiği süreyi, okuldaki durumunu, arkadaşlarını, arkadaşlarıyla ilişkilerini, evin dışında geçirdiği sürede bilgisayarın ne kadar yer aldığını ve sosyal olaylarla ne kadar ilgilendiğini mutlaka gözleyin. Eğer bunlardan uzaklaşıyorsa, arkadaş ilişkilerinden kopmuşsa ve bunların üzerine bilgisayarı koymuşsa; hiç vakit geçirmeden bir profesyonele danışın! Çocuklar için bilgisayar çok ciddi bir tehdit oluşturuyor. Özellikle çocuklar ortaokuldan önce bilgisayar başına kesinlikle oturtulmamalı. Çünkü insanı insan yapan en önemli özellik soyut düşüncedir ve bu yetenek dokuz yaşına kadar şekillenir. Soyut düşüncenin henüz tamamlanmadığı bir dönemde çocuğun önüne bilgisayar gibi bambaşka bir dünya koyduğunuz takdirde yeteneği gelişemez ve robotlaşır. En azından 8-9 yaşına kadar aileler bu konuda dikkatli davranmalı. Anne ve babanın, 'ne güzel, çocuğum bilgisayar kullanıyor' sevinci de hiç anlamlı değil. Zira akıl hastalıklarının büyük bölümü soyut düşüncenin bozulmasıyla başlıyor!
EV KADINLARI TEHLİKEDE
* Sizin kliniğinize daha çok kimler başvurdu? Kimler risk altında? İnternet bağımlılığı kliniği yaklaşık bir yıl önce açıldı. Bugüne kadar 200'ün üzerinde internetle sorunu olan insana yardımcı olmaya çalıştık. İnternet bağımlığı en çok gençler ve erkeklerde; özellikle de 18-35 yaş arası erkeklerde daha fazla görülüyor. Bizim hastalarımızın da yüzde 70'ini bu grup oluşturdu. Ancak bilmediğimiz ve bize yansımayan çok ciddi bir grup olduğunu da tahmin ediyoruz. Kadınlara da dikkat! Ev kadınları da yavaş yavaş bu işin içine giriyor. Gençlerde bu durum daha tehlikeli. Kişilik ve ruhsal yapısının olgunlaşmaya, değişmeye ve şekillenmeye başladığı bir dönemde sanal alemle bu kadar sıkı fıkı olmaları, gençlerde gelecekte çok ciddi ruhsal sorunlara yol açabiliyor. Özellikle aile ilişkileri bozuk olan erkekler de interneti bir kaçış yolu olarak görüyor. Eğer başvuran çocuksa, daha çok okul problemleri ön plana çıkıyor. Ergenlik döneminde; kimlik bunalımı, sosyal fobi ve normal hayata uyum sağlayamamaktan dolayı sanal dünyaya yöneliş görülüyor. Erişkinlerde ise daha çok evlilik sorunları bilgisayara yöneltiyor.
BİRDEN YASAKLAMIYORUZ
* İnternet bağımlılığında da; bir alkoliğin içmeden duramaması gibi belirtiler görülüyor mu? İnternet bağımlıları da, internetten uzak kaldıklarında diğer bağımlılıları aratmıyorlar; endişe, titreme, terleme, huzursuzluk ve paranoid belirtiler onlarda da görülebiliyor. Ancak internet bağımlığının tedavisi madde bağımlılığına göre farklılık gösteriyor. İnternetin başında uzun süre kalanlarda en çok kaygı bozuklukları ve depresyon görülüyor. Sonuçta insanın bedensel ve sosyal yönü kadar bir de psikolojik yapısı var. O psikolojik yapının beslenmesi lazım. Ama sanal bir ortamın bunu beslemesi mümkün değil!
* Nasıl tedavi ediyorsunuz? Diğer bağımlılar gibi ele alıyoruz. Önce hangi sitelere girdikleri ve burada ne kadar saat geçirdiklerini tespit ediyoruz. Daha sonra internette kalma sürelerini yavaş yavaş azaltıyoruz. Eğer bir psikolojik sorun yaşıyorsa yanına ilaç tedavisi de ekliyoruz.